Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP Türkiye yenilikçi ARGE stratejisini ne Türkiye’nin karşılaştırmalı üstünlüklerinin bulunduğu üretim ve faaliyet sektörlerinde, bilhassa enerji (kümür ve her türlü yenilenebilir enerji kaynakları), tarım ve gıda, otomotiv, “akıllı” inşaat, “akıllı” turizm sektörlerinde, yenilikçi ARGE kurumsallaşmasını ciddi ve kararlı bir şekilde yerine oturtması gerekmektedir. İskender Gökalp Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) Aerotermik, Reaktivite ve Çevre Enstitüsü Müdürü (ICARECNRS, Orleans) Avrupa Yanma Enstitüleri Federasyonu Başkanı , gokalp@cnrsorleans.fr D ünyanın her yerinde üç veya en fazla dört sene olan doktora süresi ortalaması Türkiye’de on seneye yakın. Nasıl oluyor da Türkiye, doktora öğrencilerine doktora bursu veremiyor ve gençleri, zamanlarının tümünü doktora çalışmalarına adayacaklarına, ders vermek, sınav kâğıdı okumak veya hocalarının işlerinin arkasında koşmak zorunda bırakıyor. Türkiye’de inovasyona yönelik bir araştırma ortamının oluşturulması kapsamlı ve bütünsel reormlar gerektiriyor. Yoksa Türkiye’nin inovasyon potansiyelinin her sene biraz daha azalmasını önlemenin imkânı olmaz. İnovasyon liderler nilik bir önceki duruma göre önemli karşılaştırmalı üstünlükler getiriyor. İnovasyon göstergesinin oluşturulmasında 25 ölçüt kullanılmakta. Bu ölçütlerden bazıları şöyle: Bu ülke nüfusunun 2029 yaş aralığındaki her bin kişide bilim ve teknoloji dallarında yüksek eğitim derecesine sahip olanların sayısı; 2024 yaş aralığındaki her yüz kişide lise diploması olanların sayısı; ülke nüfusunda internete bağlanabilme oranı; GSMH içinde kamu ve özel ARGE harcamaları yüzdesi; inovasyon için kamu desteği olan şirketlerin oranı; inovasyona katkıda bulunan KOBİ yüzdesi; bu KOBİ’ler içinde diğer KOBİ’‘lerle ortak çalşımaların yüzdesi; toplam istihdam içinde yüksek teknoloji ile çalışanların yüzdesi; toplam ihracat içinde yüksek teknoloji ihracatı yüzdesi; her bir milyon nüfus için patent başvurma sayısı, vs. uzay konularında araştırma yapan en büyük araştırma enstitüsünün müdürü olarak (120 araştırmacı, doktora öğrencisi ve araştırma destek personelinin çalıştığı) ve de 2003’ten itibaren senede 810 kere Türkiye’ye gelip giden ve benim konularımda ARGE potansiyeli olan akademisyen ve sanayici hemen hemen herkesle bir şeyler yapmaya çalışan, senelerdir çeşitli AB çerçeve programı projeleri koordinatörlüğü yapan, çeşitli AB ve uluslararası kurumlarda yöneticilik yapan bir kişi olarak, bu hakkı kendimde gördüm. YETENEKLİ AMA HEYECAN YOK İTÜ Uçak Bölümü’nü (şimdi fakülte) bitirdikten sonra 1975’te Fransa’da, “türbülanslı yanma” konusunda doktora yapmak için ilk sene çok zorlandım (ne yazık ki, dört senelik İTÜ’de ne yanma dersi, ne de türbülans dersi vardı). Bu zor “zaman yakalama” dönemini anlattıktan sonra, 1979 senesinde doktora yaptığım Paris VI Üniversitesi’ne asistan olarak ve de doktoramı bitirdikten sonra doçent olarak atandım. Ekim 1983’ten itibaren de şu anda müdürü olduğum Orleans’taki CNRS’in Yanma Enstitüsü’ne atandım... O zamandan bugüne, 100’e yakın doktora tezi yaptırdım. Bir kaç senedir benimle doktora yapan gençler de CNRS laboratuvarlarına müdür olmaya, Fransa ve Avrupa enerji veya uzay araştırma merkezlerinde veya ilgili sanayilerde önemli yerlere gelmeye başladılar. Son birkaç senedir İTÜ; Marmara, Yıldız ve ODTÜ’den doktora sonrası öğrencileri almaya başladım. Gençler son derece yetenekli, ama, benim zamanımda olduğu gibi, aldıkları eğitim eksik; ayrıca, hocalarından araştırma metodolojisi, araştırma sevgisi ve heyecanı alamamışlar. Benim zamanımda Türkiye’de üniversite bitiren ve Türk üniversitelerinde akademisyen olarak kalan arkadaşlar (1950’liler), eçşitli nedenlerden dolayı araştırma yapamadılar. O nesil Türkiye’nin inovasyon potansiyeli için kayıp oldu. Yeni nesillere (197080’lileri) araştırma ve yaratıcılık heyecanı v ede imkânları aktarılmadığı için bu yeni nesiller de Türkiye inovasyon potansiyeli açısından kayıp olmak üzere. Bunların içinde 198090’larda Türkiye dışında doktora tezi yapıp Türkiye’ye dönenlerin araştırma potansiyellerindeki düşüşü de kolayca izleyebiliyoruz (Science CitationIndex sayesinde). Türkiye’nin bütün büyük üniversitelerinde enerji, yanma, itmepropulsion, vs. konularda çalışan profesörler (en azından benim tanıdıklarım) vakitlerinin en büyük kısmını ARGE’ye ayıramıyorlar. ARGE ve dolayısıyla inovasyon potansiyeli açısından gelecek nesillerin de kaybolması nasıl önlenecek? Kim Türkiye’de bu konularda çözüm üretmeye çabalıyor? Beni hüzünlendiren bazı deneyimlerimi ve gözlemlerimi aktarmak sistiyorum. CBT1052/20 27 Nisan 2007 Sayfadaki grafik, 2006 yılı için 25 AB üyesi ülkenin ve Türkiye’nin (TR) inovasyon alanındaki yerlerini gösteriyor. Grafiğin dikey ekseni, global inovasyon endeksini; yatay eksen ise, bir önceki seneye göre bu endeksin değişme oranını gösteriyor. 0 45 civarındaki yatay çizgi AB ülkelerin ortalama inovasayon enGeride kalanlar deksini belirliyor. Yani, grafik hem bir ülkenin inovasyon barometresindeki yeriYakalamaya çalışanlar ni, hem de bir önceki yıla göre gelişmesini veya inovsyon potansiyelini açık ve karşılaştırmalı bir şekilde aktarıyor. Grafikten izleyebildiğimiz önemli bir Ortalama gelişme hızı Noktalı hatlar AB25’in başarımı veri, Türkiye’nin bu panoramadaki yeri: AB’ye üye ülkelerin inovasyon açısından konumları: SEisveç, CH İsviçre, JPJaponya, En alt ve en sol köşe. AB ve diğer ölçülen ülkeler içinde hem inovasyon endekDE Almanya, USABD, UKİngiltere, FRFransa, BEBelçika, IEİrlanda, NL Hollanda, AT Avusturya, ITİtalya, EEEstonya, ES Leponya, MT Malta, HU Macaristan, SKsi en düşük olan, hem de inovasyon poSlovak Cumhuriyeti, HR Hırvatistan, SISlovenya, CZÇek Cumhuriyeti, LTLitvanya, PL tansiyeli en zayıf olan ülke, Türkiye. Polonya, LVLetonya, EL Estonya, BG Bulgaristan, LULüksemburg, TR Türkiye, ROÇünkü; araştırmacılar, mühendisler veya Romanya, PTPortekiz, ISİzlanda, CYKıbrıs Rum Kesimi. şirketler için yenilikçi olmak kolay bir şey değil; yenilik getirebilmek entelektüAB ülkelerinin hem inovasyon endeksini, hem de el yaratıcılık, çok çalışma, çok yatırım ve de çok kainovasyon potansiyelini hesaplayan ve karşılaştıran rarlılık gerektiriyor. 2006 Avrupa inovasyon göstergeleri birkaç hafta ön2005 yılı Avrupa inovasyon göstergeleri de Türkice yayımlandı. Çeşitli kriterlerden oluşan ve Avrupa ye için aynı sonucu vermişti. Geçen yıl, bu sonuçlar Komisyonu’nun denetiminde hesaplanan bu resmi açıklanır açıklanmaz Türkiye’de tanıdığım, beraber gösterge, 2001 yılından beri yayımlanıyor. “İnovasçalıştığım akademisyen ve sanayici arkadaşlara bu soyon”, latin köküne bakıldığında hem yenileme sürecinucu aktarmış ve düşüncelerini sormuştum. Kimseni, hem de bu sürecin sonunda ortaya çıkan bilgiyi, den bir ses çıkmadı. Birkaç yazı dışında, basın da bu teknolojiyi veya ürünü ifade ediyor. Kısacası; bu sözkonuyu görmedi; yani kimse telaşlanmadı. cük, içinde yenilik ve yenilemek anlamlarını birlikte Bir kaç hafta önce, 2006 Avrupa inovasyon gösbulunduruyor. İnovasyon kavramında “tekrar” veya tergeleri Türkiye için aynı vahim durumu ortaya ko“tekrarlamak” anlamı yok. Tam tersine; kavramın yunca, ben de bu sefer biraz daha fazla gürültü yapmaiçerdiği yenilikçi bir süreç veya ürün, yerini aldığı süya karar verdim. Önce SaintJoseph, sonra İTÜ Uçak rece veya ürüne göre muhakkak önemli ek özellikler Bölümü mezunu, 1975’ten beri Fransız Ulusal Bilimgetiriyor. Dolayısıyla bilimde olsun, arkeolojik gelişsel Araştırma Merkezi’nde (CNRS) önce doktora öğmede veya üretimde olsun, inovasyon anlamında yerencisi, şimdi de bu merkezin enerji, yanma, çevre ve 2006 İnovasyon özet endeksi Liderleri izleyenler TÜRKİYE GRAFİĞİN SONUNDA 100 SAYFALIK RAPOR 20042005 yıllarında TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nin (MAM) Danışma Kurulu’na atandım ve 2005 yılında (Hindistan’ın büyük bir ARGE merkezi müdürüyle birlikte) MAM’ın genel değerlendirilmesi görevini üstlendik. Altı ay çalıştıktan sonra, 100 sayfalık bir rapor hazırladık. Türkiye’nin bu büyük araştırma merkezinin inovasyon potansiyelinin ve de üniversite, sanayi ve AB ile ilişkilerinin nasıl iyileştirilebileceğine dair sayfalarca önerilerde bulunduk. Rapor yazılalı bir buçuk sene oldu, hiç kimseden bu rapor hakkında en ufak bir soru gelmedi, unutuldu