20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İNSAN VE TOPLUM PSİKOLOJİSİ DOĞRU KARAR VERMENİN 10 YOLU Kararlarınızın doğruluğundan nasıl emin olabilirsiniz? Yaşam bir anlamda yaptığımız seçimler arasında geçen zamandır; her an, önemli önemsiz, çok sayıda seçenek arasından bir tercih yapmak zorunda kalıyoruz. Ve ne yazık ki aldığımız kararlar her zaman doğru olmayabiliyor. Sonradan pişmanlık duymamak ve üzülmemek için aldığımız kararların doğruluğundan nasıl emin olabiliriz? İyi bir karar duygu ve mantık arasında sağlam bir denge gerektirir. Bunun için insanların gelecek ile ilgili öngörülerde bulunması, bugünü doğru okuması, başkalarının aklından neler geçtiğini tahmin etmesi ve belirsizlikle başa çıkabilme yeteneğine sahip olması gerekir. 5) AYRINTILARA TAKILMAYIN! Karar alma sürecinde insanlarda ilgisiz ve önemsiz olaylara odaklanma alışkanlığı görülebilir. Psikologlar buna “Demir Atma Etkisi” adını veriyor. Demir atma, çok sınırlı bilgiye dayanan kararlarda ortaya çıkan bir etkidir. Bu gibi durumlarda insan ilgisiz faktörler üzerine yoğunlaşabilir. Örneğin bir mağazaya giren herkes demir atma etkisinin tuzağına düşebilir. Gözleri indirimli fiyatlara takılan insanlar, indirimli fiyat ile orijinal fiyatı karşılaştırır ve o eşyanın bir “kelepir” olduğunu düşünür. Oysa mutlak değerler ele alındığında eşyanın fiyatı aslında pahalı olabilir. Bir insan demir atma etkisinin tuzağına düştüğünden kuşkulanırsa, bundan kurtulmak için ne yapmalıdır? Cornell Üniversitesi’nden Tom Gilovich bundan kurtulmanın çok zor olduğunu söylüyor: “Kurtulmak için karşı tepki oluşturacak bir strateji geliştirebilirsiniz. Ancak bu da bazı sorunlar doğurur. Demir atma tuzağından ne kadar etkilendiğinizi bilemediğiniz için ne boyutta bir karşı tepki yaratmanız gerektiğini kestiremezsiniz.” tırdıklarına dikkat çekiyor. Bilim adamlarına göre bunun nedeni, insanların bir şeye ne kadar çok yatırım yaparlarsa o şeye karşı kendilerini de o kadar sorumlu hissetmeleridir. Yatırımın mutlaka parasal olması da gerekmez. İlgisini çekmediği halde kalın bir kitabı bitirmeye çalışanlar, hiçbir şey paylaşmamakla birlikte, uzun süren bir arkadaşlık ilişkisini kesmekte zorlananlar hep bu yanlışlığın kurbanıdır. Kimse batık maliyet yanlışlığından kendini kurtaramaz. Örneğin 1970’li yıllarda İngiliz ve Fransız hükümetleri Concorde projesi üzerinde çalışırken, bu uçağı üretmenin ekonomik olmadığını bile bile çalışmalarına devam etmişlerdi. Batık maliyetin, karar verme yeteneğimizi etkilemesi için “olan oldu, biten bitti” mantığından hareket etmemiz gerekir. Hepimiz kaybetmekten nefret ederiz, ancak “zararın neresinden dönülürse kârdır” söylemini de kulak arkası etmemekte fayda vardır. P ek çoğumuz karar alma mekanizmasının altında nasıl bir zihinsel sürecin yattığını bilmiyoruz. Son yıllarda bu konuda araştırmalarına hız veren psikologlar ve nörobiyologlar, elde ettikleri bilgilere dayanarak doğru karar alma sürecinde bizlere yol göstermeye çalışıyor. Saygın bilim dergisi New Scientist, karar verirken göz önünde bulundurmamız gereken önerileri 10 başlık altında topluyor. senin taşın altına elini sokmaktan çekinmemesi gerekir, çünkü her insan en kötü olasılıkla bile başa çıkabilecek esnekliğe sahiptir. 7) FARKLI AÇILARDAN BAKMA ALIŞKANLIĞINI EDİNİN! Bazı durumlarda yaptığımız tercihler, seçeneklerin En gerçekci bakış sunuluş şekillerine bağlı olaaçısına depresyonrak, rasyonel bir gerekçeye daki insanlar bağlı olmadan gölgelenebilir. İnsanlar kazançlı çıkacağı sesahiptir. çenekleri tercih etme eğiliDolayısıyla keder mindedir ve kaybının olacağı ve üzüntü doğru seçeneklerden uzak durur. İşte bu nedenle herhangi bir karar alınmasını gıda maddesini pazarlayan sağlayan tek üretici, ambalajın üzerine duygudur. “Yüzde 10 yağ içerir” yerine “Yüzde doksan yağ içermez” yazmayı tercih eder. Bu etkiye “Çerçeveleme Etkisi” adı verilir. University College London’dan Benedetto De Martino, insanların çerçeveleme etkisinin altında olduğunu fark etmesinin önemine değinerek şöyle konuşuyor: “Bu etkiye karşı koymak için eğitim ve deneyim yarar sağlayabilir. Buna karşı en pratik önlem, seçenekleri farklı açılardan değerlendirme alışkanlığı kazanmaktır.” 2) İÇGÜDÜLERİNİZE GÜVENİN! İyi bir karar vermek için seçeneklerin artı ve eksilerini tartarken uzun zamana ihtiyacımız olduğunu düşünürüz. Oysa bazı koşullarda ani kararlar veya içgüdüsel seçimler, enine boyuna düşünülerek alınan kararlardan daha iyi sonuç verir Princeton Üniversitesi’nden Janine Willis ve Alexander Todorov’un yaptığı çalışmaya göre karşılaştığımız bir insan ile ilgili ilk izlenimi, o kişinin yüzünü gördüğümüz 100 milisaniye içinde ediniriz. Bilim adamları bu değerlendirme süresini 1 saniyeye çıkarttıkları zamanbu değerlendirmenin hemen hemen hiç değişmediğini gördüler (Psychological Sicence, vol 17, p 592). Bir insan hakkında rasyonel bir değerlendirme yapmak ve ilk izlenimleri düzeltmek için insanları daha uzun süre tanımak gerektiği inancı yaygındır. Ancak insanlar ile ilgili daha ayrıntılı bilgi edindikçe, içgüdülerden uzaklaşma olasılığı artar. Aşırı bilgi birikimi her koşulda sorun yaratır. Bu gibi durumlarda bilinçli karar alma çabalarından vazgeçip, içgüdülere güvenmek daha uygundur. Michigan State Üniversitesi’nden Joseph Arvai, seçim yarken yalnızca içgüdülere güvenip, artı ve eksi listesini çöpe atmadan önce, söz konusu seçimin ne tür duygusal çağrışımlara yol açtığına dikkat etmeniz gerektiğine dikkat çekiyor. Arvai, “Terörizm gibi toplumları altüst eden sorunlara karşı gösterilen duygusal tepkiler o denli güçlüdür ki, insanlar somut kanıtlara dayanan verileri görmezden gelebilirler” diyor. 1) KARARLARINIZIN SONUÇLARINDAN KORKMAMAYI ÖĞRENİN! Aldığımız her karar, gelecek ile ilgili bazı öngörülerde bulunmamızı gerektirir. Yaptığımız seçimin sonunda neler hissedeceğimizi hayal ederiz; seçimimizin eyleme dönüştüğü zaman sonuçlarını kestirmeye çabalarız. Genellikle sonunda İnsanları yanlış bizi mutlu kılacak tercihten yana öngörülerde oyumuzu kullanmaya çalışırız. bulunmaya iten Alacağımız kararların sonuçlarına ilişkin öngörülerde bulunmak teen önemli faktör, orik olarak yararlıdır, ancak insanlar kaybetme tahmin yürütmekte o kadar başarılı olasılığından değildir, çünkü çoğu zaman kararlarımızın sonuçlarıyla ilgili iyi veya kaçınma kötü öngörülerinde abartıya kaçadüşüncesidir. Her rız. Örneğin piyangodan büyük ikrainsan en kötü olamiyeyi kazanmanın bizi mutluluksılıkla bile başa tan uçuracağını veya bir kazada bacaklarımızı kaybetmenin dünyanın çıkabilecek essonu olabileceğini düşünürüz. Harnekliğe sahiptir. vard Üniversitesi’nden Daniel Gilbert, bir kararın sonucunda yaşayacağımızı düşündüğümüz keyif verici anların, gerçekte bu kadar yoğun yaşanmadığını belirtiyor. İnsanları yanlış öngörülerde bulunmaya iten en önemli faktör, kaybetme olasılığından kaçınma düşüncesidir. Bu düşünceye göre bir kaybın yaratacağı acı, eşdeğer bir kazancın yaratacağı keyiften daha fazladır. Princeton Üniversitesi’nden psikolog Raniel Kanheman’a göre insanlar %50 kazanma şansı olan seçenekleri kabule yanaşmaz; ideal seçenek kazanma şansının kaybetme riskinin iki katı olduğu seçeneklerdir. Bu durumda yapılacak en doğru hareket, benzer tercihi yapan insanları bulmak ve bunların ne tür sonuçlarla karşılaştıklarını araştırmaktır. Unutmamalı ki neyle karşılaşırsak karşılaşalım, gelecek düşündüğümüzden daha az acı ve daha az mutluluk verecektir. Ayrıca kim 6) DÖKÜLEN SÜTÜN ARDINDAN AĞLAMAYIN! Güney Kaliforniya Üniversitesi’nden Antonio Damasio, beyinlerinin yalnızca duygusal bölgeleri zarar görmüş insanları inceledi ve bu insanların en basit konularda bile karar veremediğini keşfetti. Damasio’ya göre bunun nedeni, insan beyninin eski kararların duygusal anılarını saklaması ve yeni kararlarda bu bilgilerden yararlanmaya çalışmasıdır. Seçimlerin nörobiyolojisinde duygular kritik bir rol oynar. Ancak bunların doğru kararlara yol açıp açmaması farklı bir konudur. Aldığınız kararlar, hangi duygunun etkisinde olduğunuza bağlı olarak da değişir. Örneğin öfke altındayken alınan kararlar daha bencil, daha aceleci ve daha risklidir. Tüm duygular, düşüncelerimizi ve dürtülerimizi etkiler. Dolayısıyla önemli kararları duygularımızın etkisindeyken almamakta fayda vardır. Ancak bunun dışında kalan tek duygu üzüntüdür. Üzüntü doğru karar alınmasını sağlayan tek duygudur. Chicago Üniversitesi’nden Nitika Garg, Jeffrey Inman ve Vikas Mittal, üzüntülü insanların önerilen seçenekleri daha iyi değerlendirdikleri ve en doğru seçenek üzerinde karar verdiklerini keşfetti. Kaldı ki pek çok çalışmaya göre dünyayı en gerçekçi bakış açısıyla görenler depresyondaki insanlardır. Hâttâ psikologlar bu özelliği “Depresif Gerçekçilik” olarak değerlendiriyor. öfke duyarız. Ancak hepimiz karar alma sürecinde, görüşlerimizi destekleyen kanıtlardan yana tavır alma eğilimi gösteririz. Buna “doğrulama eğilimi” adı verilir. Doğrulama eğilimi, seçeneklerin akılcı bir biçimde değerlendirilmesi gerektiği kararlarda sorun yaratır. Çünkü insanlar genellikle kendi işlerine gelen seçenekten yana oylarını kullanırlar. Başkalarındaki doğrulama eğilimini abartıp, kendimizdekini önemsememek sorunu iyice içinden çıkılmaz bir hale getirebilir (Trends in Cognitive Sciences, vol 11, p 37). İyi bir seçim yapmak istiyorsanız, en iyisi olduğunu düşündüğünüz seçeneği destekleyen veriler üzerinde odaklanmaktan kaçınmak gerekir. İtiraf etmek gerekir ki, hatalı olduğumuzu kanıtlayacak delileri araştırmak rahatsız edici bir süreçtir ve sağlam bir irade ister. Çoğu zaman insanlardan bunu yapmalarını talep edemeyiz. Massachusetts’deki Tufts Üniversitesi’nden psikolog Ray Nickerson, “Gerçek anlamda objektif olamayacağımızı kabul etmek gerekir. Tek yapacağımız, böyle bir eğilimin varolduğu ve bunun herkeste olduğunu kabul etmektir.” *Şeytanın avukatı: Bir neden veya durum tartışılırken, fikir beyan edilirken, çeşitli karşı fikirler öne süren kişi. Amaç taraf olmak ya da taraf tutmak değil, konuya farklı bakış açılarıyla yaklaşılmasını sağlamaktır. Varsayalım, gardırobunuzun en dip köşesinde üzerinize artık uymayan, modası geçmiş bir giysiniz var. Giysi epey yer tutmakla birlikte atamıyorsunuz, çünkü zamanında o elbiseye bir servet yatırmışsınız. Elbiseyi atmaya kıyamamanız hatalı bir karardır ve bu hatalı kararın ardında “Batık Maliyet Yanlışlığı” adı verilen alışkanlık yatıyor. 1980’li yıllarda Ohio State Üniversitesi’nden Hal Arkes ve Catherine Blumer insanların kendilerini bu alışkanlığa ne kadar çabuk kap 8) TOPLUMSAL BASKILARA BOYUN EĞMEYİN! Kimse toplumsal baskıların dışında kalmayı başaramaz. Çok sayıda araştırma, kendisiyle barışık pek çok normal insanın bile arkadaşlarının ve otoritenin etkisinde kaldığını gösteriyor. Toplumun birey üzerindeki etkisini ölçmek için yapılan klasik bir çalışmada, Yale Üniversitesi’nden Stanley Milgram gönüllülere bir ekranın arkasındaki insana elektrik şoku vermesini istedi. Bunun bir deney olduğunu bilmeyen denekler Milgram’ın elektrik voltajını artırma ısrarına karşı gelmediler ve kurban pozisyonundaki insanlar bayılıncaya kadar voltajı yükseltmeye devam ettiler. Başka bir çalışmada da arkadaşların etkisi ölçüldü.1971 yılında Stanford Üniversitesi’nde yapılan bu çalışmada bir grup öğrenciden gardiyan rolü oynamaları, diğer grubun da mahkum yerine geçmesi istendi. Bu çalışma yarıda kesilYazının devamı arka sayfada 3) KARARLARINIZI HANGİ DUYGUNUN ETKİSİ ALTINDAYKEN ALDIĞINIZI DİKKATE ALIN! Duyguların karar alma mekanizmasının işleyişini engellediği inancı yaygındır. Ne var ki duygular kararların ayrılmaz bir parçasıdır. İnsanların en temel duyguları, hayatımızı tehdit eden koşullarda hızlı ve spontan kararlar almamızı sağlayacak şekilde evrilmiştir. Kaldı ki karar verirken duyguların rolü sanıldığından daha derinlere iner. Karar verir vermez limbik sistem (beynin duygularla ilgili kısmı) faal hale gelir. Los Angeles’teki 4) ŞEYTANIN AVUKATLIĞINA* SOYUNUN Sinir bozucu bir konu üzerinde tartışırken, yalnızca kendi fikirlerini destekleyen kanıtları savunan kişilere CBT 1052/13 18 Mayıs 2007 CBT 1052/12 18 Mayıs 2007 İNSAR VE TOPLUM PSİKOLOJİSİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle