20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DR. DENİZ KIRIT: NÖROLOJİDE KÖK HÜCRE TEDAVİSİ Hacettepe Üniversitesinden sonra İsveç Lund Üniversitesinde uzmanlığını yapan ve halen orada "sinir hücreleri ölümü" ve "Hayvan modellerinde Parkinson hastalığı sinir hücreleri koruma ve fonksiyonal restorasyon" konularında uzman Dr. Deniz Kırıt, nörolojik bilimlerde kök hücre araştırmaları konusunda açıklamalar yaptı. KALP HASTALIKLARINDA BAŞARILI KÖK HÜCRE TEDAVİSİ Dr. Hüseyin İnce, özellikle akut miyokard enfarktüsünde kök hücre tedavisi deneysel uygulamalarında, dünyada yankı yaratan öncü araştırmaların sahibi. D r. Kırıt, dünyada nörolojik hastalıklarda, Parkinson, Huntington, Alzheimer, ALS, Omurilik felci ve çeşitli felçler dahil, kök hücre tedavisi klinik uygulamalarının yapılmadığını, bunlardan bazılarında ise etik kurulların izni ve denetimi ile, gönüllü hastalar üzerinde sadece deneysel çalışmalar yapıldığına işaret etti. Parkinson için şunları söyledi: bu hastalıkta beyin nöronlarının bir kısmı yavaşça ölüyor. Nörobilimlerde hücre nakli, kan hastalıklarından çok daha farklı. Dünyada 350 hücre naklinden 18’i ve ilk olarak Lund üniversitesinde yapıldı. Deneysel düzeyde insanlarda ve hayvan modellerinde bazı başarılar elde edilmesine rağmen, henüz klinik uygulamalar aşamasına gelmiş nörolojik hastalıkların tedavisi yoktur. Kırıt’a göre, Parkinson hastalığında hipotez şu: Parkinson’da dopamin maddesi yokoluyor, eğer bu maddeyi verirsek hastalığı durdururuz. Kırıt, "bunu hayvan modellerinde test edersiniz, eğer etkinliğini ve olumlu yönlerini görürseniz etik kurula başvurur ve insan üzerinde onay izni isterseniz. Bu FAZ 1 aşamasıdır. Güvenlik testleriyle bu deneypsel tedavinin hastaya bir zarar vermeyeceğini göstermek zorundasınız. Eğer zarar yoksa etik kurula gider ve tedavinin etkin olup olmayacağını denemek için izin istersiniz" dedi ve şu önemli noktanın altını çizdi: "Bu tedaviyi mutlaka kontrol gurubu ile yapmak zorundasınız. Hangi hastaya etkin madde verdiğini doktor bile bilmez ve böylece sonuçları lehine yorumlama şansı ortadan kaldırılır... Sonuçları mutlaka bilimsel makale ile duyurmak zorundasınız. Bütün dünyada bu FAZ 1 ve 2 aşamalarını geçemeyen deneysel araştırmalar, klinik uygulama aşamasına gelemez." Parkinson deneysel araştırmalarda bazı başarılar elde ettiklerini, ancak hastaların üçte birinde iyileşmeler görülürken, neden diğerlerinde başarısız olduklarını henüz bilmediklerini, bu sonuçları alıncaya kadar yeni tedavileri durdurduklarını açıkladı. "Naklettiğiniz dokunun hayatta kaldığını kanıtlamak zorundasınız. Bizim yaptığımız beyinde bozulan bir durumu düzeltmek. Hastanın yarısında gerileme belirtileri görüldü, ama hastalığın ilerlemesi önlenemiyordu. Hastüa başta yarar görse bile hastalık ilerleyebilir. Hastaların üçte biri ise en iyi ilaç tedavisinden çok daha iyi yarar görüyordu. Burada hastalığın ve hastanın özellikleri de önemlidir. Ayrıca hastalığa doğru ve tam klinik tanı koymak önemlidir. Dünyanın en gelişmiş tanı merkezlerinde bile yüzde 20 yanılma payı vardır! Bu da tedavide başırısızlığı getirir!" Deniz Kırıt, nakledilecek dokuların hangi hücreden alınacağı ve hangi tip hastaların tedaviye en iyi yanıtı vereceği de de araştırma konumuzdur, sözleriyle deneysel çalışmaların zorluklarını dile getirdi. A CBT 1042/9 9 Mart 2007 çekleştirmeyi planladığı ‘Kök hücre hemşireliği sertifikasyon Programı’ uygulaması için gerekli adımları atıldı. Bakanlıktan onay bekleniyor. Ülkemizde verici sorununu halletmek için, ulusal akraba dışı verici bankası, ulusal allojenik kordon kanı bankası ve haploidentik transplant referans merkezlerinin kurulması yada desteklenmesi gibi seçeneklerin hayata geçirilmesi şart. Türk Hematoloji Derneği hücresel tedavilerle ilgili şu açıklamayı yaptı: ”Standartları belirlenmiş ve 2006’da hangi hastalıkta hangi fazda birincil seçenek (standart), klinik seçenek (yeğlenebilir), gelişme safhasında (araştırmalarda kullanılabilir) ve önerilmez olarak sınıflanan hematolojik ve immünolojik malin ve malin olmayan kazanılmış ya da kalıtsal rahatsızlıklarda, allo ve oto HHT bir tedavi seçeneğidir. Bu durum dışında kullanımı halen deneyseldir, standart tedavi yaklaşımı değildir, iyi klinik uygulama kılavuzları ışığında düzenlemiş çalışmalar gereklidir. Ülkemizde bu tür hücresel tedavilerin yürütülebileceği alt yapı eksikliği büyüktür. Yetişmiş temel bilimci ve kök hücre bilimcisi oldukça azdır. Hüseyin İnce (Rostok, Almanya) kardiyolojide hücresel tedavilerde son gelişmeleri anlatırken Deniz Kırık nörolojik kök hücre uygulamalarının deneysel olduğunu, standart olmadığını ve sosyal güvence kurumları tarafından geri ödeme kapsamında olmadığı, para karşılığı yapılmadığı, bilimsel proje destekleri kapsamında hastaların ve yetkili kuruluşların onamı alınarak gerçekleştirildiklerini vurguladı. Bu konudaki gelişmeleri yakın takip etmek ve klinik uygulamaların standart bir tedavi seçeneği haline gelmesi için beklememiz gerekli.” lmanya Rostock Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastahanesi Kardiyoloji Bölümü Başkan Yardımcısı olan Dr. Hüseyin İnce, "akut miyokard enfarktüsü kök hücre tedavisi, doğuştan kalp hastalıkları ve aort hastalıkları damar içi tedavileri" alanlarında çalışıyor. İnce kongreye sunduğu bildiride özetle şöyle diyor: "Kalp hücre terapilerinde yeni gelişmeler var. Ama bu alanda yapılan çalışmalar kesin değil. Hangi tip hücrenin kullanılacağı ve uygulamada kullanılacak kritik miktar henüz tam saptanmış değil. Akut miyakord enfarkütüsü geçirmiş hastalarda hücre tabanlı yaklaşımlar şu anda denenmekte. Bunlardan bir tanesi, kendi kemik iliğinin kalbe doğrudan nakledilmesi. İkincisinde ise kan dolaşımına sistemik stokin uyarıcı bir ilaç veriyoruz ((GCSF), bu sayede kanda kök hücre sayısı artırılıyor. Bu hem kalp hem damar içi hücre nakli uygulamalarından çok umut verici sonuçlar alınıyor." Miyokard enfarktüsünde kalp damarına kök hücre veriliyor. Standart tıbbi tedavilere ek olarak. 65 yaşından genç, enfarktüs geçireli 12 saati geçmemiş hastalara bu deneysel tedavi uygulandı. Sonuç, sadece standart tedavi görmüş hastalara kıyasla, ek kök hücre uygulanmış hasta grubunda iyileşmeler çok daha başarılı oldu. İkinci bir tedavi olarak da, hastanın kendi kalça kemiğinden topladıkları kök hücreleri, bypas olmuş hastalara güçlendirici olarak verdiler; hastada yeni kalp kası gelişti ve hiç bir yan etkiye uğramadan hasta iyileşti. Dr. İnce "Bu kök hücre terapisiyle, ilaçtan daha iyi sonuçlar aldık" dedi. Sonuçları şöyle nitelendirdi: Klasik tedaviler görmüş kalp hastası örneğin 1 km yürüyebiliyorsa, bizim geliştirdiğimiz tedavi sayesinde ise hastalar 15 km yürüme kapasitesine ulaştı". Dr. İnce de, bu tedavinin henüz standart kilinik tedavi haline gelmediğini, dünya çapında çok merkezli yeni deneysel araştırmalar yaptıklarını, en az 5 yıl sürecek araştırmalar sonucunda, geliştirdikleri yöntemin dünya çapında klinik standart olup olmayacağının belli olacağını söyledi. HEMATOLOJİ KONGRESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle