25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mikropları öldüren kumaş North Carolina State University’den Stephen Michielsen ışıkla reaksiyona giren bir kumaş üretti. Bu kumaş üzerinde mikrop barındırmama özelliğine sahip. LaamScience’daki meslektaşları ile birlikte çalışan Michielsen’in bu keşfi, normal pamuğu, naylonu, polyesteri ve hemen hemen tüm diğer tekstil malzemelerini, bir saat içinde, virüslerin yüzde 99.9’unu ve bakterilerin de bir kısmını ortadan kaldıran "giyilebilir silahlar"a dönüştürüyor. Michielsen’in ürettiği giysiler, nano incelikte ışıkemen kimyasal bir boya tabakası ile kaplı. Bu boyalar atmosferik oksijeni yakalıyor ve bunu oldukça zehirli, oksidasyona yol açan bir şekle dönüştürüyor. Zehir bombardımanı saniyelerle ölçülebilecek kadar kısa sürüyor, fakat bu süre, savunmaya geçmeye vakit bulamayan virüs ve bakterileri insan hücrelerine zarar vermeden çekip çıkartmaya yetiyor. Michielsen, bu teknolojiden yararlanarak kendi kendini sterilize eden hastane çarşafları ve otomatik olarak mikrop öldüren ameliyat maskeleri üretmeyi düşünüyor. Michielsen ayrıca, antibiyotiğe karşı direnç kazanmış mikroplarla mücadelede de bu kumaşın çok büyük yarar sağlayacağına inanıyor. Bu konuda hastanelerin başı özellikle Staphylococcus aureus ile dertte. Nano ölçekteki nesneler için mikromanipülatör Chicago’daki Illinois Üniversitesi’nden Laxman Saggere ve Sandeep Krishnan yeni bir tutma/yakalama cihazı geliştirdiler. Bu cihaz mikroboyuttaki nesneleri çok sayıda, eşgüdümlü "parmakları" ile tutuyor. İnsanların santimetre boyutlarındaki nesneleri tutma şeklinden esinlenerek geliştirilen cihaz, şu anda varolan mikrocımbızlardan daha becerikli, çünkü mikrocımbızlar yalnızca açılıp kapanırken, "mikromanipülatör istasyonu" nano ölçekteki nesneleri de tutabilecek, taşıyacak ve çevirebilecek. Saggere ve Krishnan’ın geliştirdiği mikromanipülatör sistemi, çok sayıdaki parmakları yardımıyla nesneleri sınırları belirlenmiş bir alan içinde bir yerden alıp başka bir yere taşıyabiliyor. Bu cihazın mikro boyuttaki nesnelerin üretim sürecinde kullanılacağı belirtiliyor. deliklerin, biyokimyasal sensör olarak kullanılabileceğini keşfetti. Şu anda kullanılmakta olan biyoalgılama yöntemlerinde olduğu gibi biyomoleküllerin etiketlenmesine gerek bırakmayan bu teknikte, deliklerden geçen ışığın kızılötesi spektrumundaki "yüzey plazmon rezonansındaki (SPR)" en uç nokta ölçülüyor. Bu yöntemde altın ve cam yüzeyleri biyoreseptörler ile donandığı takdirde kanser antijenleri (vücuda girdiğinde kendisine karşı spesifik antikor oluşturan madde) pikogram düzeyinde tespit edilebilecek. Nano parçacık üreten hızlı lazer ABD’deki IMRA şirketinde lazer uzmanı olarak çalışan Yong Che, düşük enerjili, ultradengeli lazer atımlarının, "dar parçacık boyutu dağılımı" özelliğine sahip nano kristal üretimi için ideal olduğunu ortaya çıkarttı. "Geliştirdiğimiz tekniğin en önemli özelliği basitliği" diye konuşan Che, "Nano parçacıklar kalıp olarak kullandığımız malzemenin üzerinde topaklanma yapmadan son derece eşit aralıklarla dağıldı" diyor. Che’ye göre bu teknik kalıp olarak kullanılan malzemenin cinsinden bağımsız olarak çalışıyor ve ısıtma işlemine gerek duymuyor. Bu da nano parçacıkların, çam, plastik ve polimer gibi ısıya duyarlı kalıp malzemelerinin üzerinde biriktirilebilmesi anlamına geliyor. Hazırlayan: Reyhan Oksay Kanser antijenlerini tespit edecek nano delikler Riverside’daki California Üniversitesi’nden Jerome Schultz ve meslektaşları, cam üzerine yerleştirilen ultraince altın tabakaların içerdiği nano ölçekteki Kayısı ve fıstıktan nano malzeme Kayısı ve fıstık normal olarak nano malzeme sınıfına girmez; ancak son yapılan çalışmalar bu ürünlerin de nanoteknoloji alanında kullanılmasının yolunu açıyor. City College of New York’tan malzeme bilimcisi George John, kayısı çekirdeği ve fıstık kabuklarını "akıllı jöle"lere dönüştüren bir yöntem geliştirdi. Bu jöle ısıya veya bir kimyasala maruz kaldığı durumlarda ya genişliyor veya küçülüyor. John’un geliştirdiği jölelerin nano malzeme sınıfına dahil edilmesinin nedeni, moleküllerinin normal jölelerden çok daha küçük, nano ölçekte olması. Şu anda bilim adamları bu jölenin iki önemli alanda kullanılabileceğini söylüyor. Tıbbi uygulamada jöle, içinde barındırdığı ilacı, kanser hücresine rastladığı anda püskürterek normal hücrelere zarar vermeden kemoterapi uygulayacak. İkinci potansiyel kullanımda denize dökülen petrol sızıntılarını temizleyecek. Örümcek ağından elde edilen nano iplikler Bilim adamlarına göre örümcek ağı, kolajen ve pamuk gibi doğal malzemeler nano iplik üretimi için ucuz ve zengin kaynak oluşturuyor. Biyoteknoloji, nano kompozit üretimi ve nano cihazlarda kullanılan nano iplikler, elektrobükme, litografi ve kendiliğinden monte olan moleküler tekniklerle üretiliyor. Ancak, bazı biyolojik malzemelerin de nano iplikler içermesi bu yöntemlerin dışında başka olasılıkların da gündeme gelmesine yol açıyor. Örneğin örümcek ve ipek böceğinin ipekleri 30 nm çapında on binlerce nano iplik içerir. Pekin’deki Tsinghua Üniversitesi’nden XiQiao Feng ve ABD’deki Brown Üniversitesi’nden meslektaşları 20 kHz’de yüksek frekans ultrasonu kullanarak bu doğal malzemelerden nano iplik elde etmeyi başardı. Bu uygulamada 0.05 gram örümcek ağı 100 ml suya batırıldı. Bir sonraki aşamada bu karışım 45 dakika boyunca piyasalarda bulunabilen türden ultrasonik sondaj ucu içeren ve ses dalgaları gönderen bir cihaza yerleştirildi. Bu bombardımandan sonra ekip, nihai karışımı oda sıcaklığında soğutarak, kabın dibinde birikmiş olan iplikleri topladı. Bu yöntem ile, ipekböceği ipliklerinden, balık pullarındaki kolajenden, karideslerin kabuğundaki kitin liflerinden ve pamuğun selüloz liflerinden de benzer şekilde nano iplik üretilebiliyor. Taramalı elektron mikroskobundan yararlanan Feng ve meslektaşları doğal malzemelerin çapı 25 ve 60 nm arasında değişen ipliklere dönüşebildiğini tespit etti. Ayrıca bilim adamları, ultrasonun gücünü ve süresini değiştirerek ipliklerin boyutlarını 20 nm ile 100 nm arasında değiştirebildiklerini keşfettiler. Maliyeti oldukça düşük ve kolay olan bu yöntemin çok yakında seri üretime dönüştürülmesi bekleniyor. Sonuçta elde edilen nano iplikler, yapay olarak üretilen nano ipliklere oranla, sağlamlık, esneklik ve doğaya kolay karışma gibi pek çok alanda daha üstün. Bilgi için: http://nanotechweb.org/articles/news/6/2/22?alert=1 CBT 1042/16 9 Mart 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle