20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM Sinir Hastalıklarına Kök Hücre Tedavisi "Manevi Mirasım Akıl ve Bilimdir!" "Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar." Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İÜ Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Sayı: 1042 9 Mart 2007 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Güray Öz GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No:2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212.343 72 74 Faks: 0212. 343 72 64 CUMHURİYET REKLAM Tel: (0212) 251 98 74 343 72 74 Yerel Süreli Yayın BASKI İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Caddesi No: 23 Yenibosna İstanbul www.cumhuriyet.com.tr CBT 1042/3 9 Mart 2007 Bazı "nörolojik hastalıkları" kök hücre tedavisiyle iyileştirdiği iddiasıyla, eski ”Ankara Tıp”lı, şimdi ise Ankara’da bir özel hastanede çalışan bir profesör sık sık basında boy gösteriyor. Son olarak, "tedavi ettiği" bir hastanın, büyük paralar ödemesine rağmen daha da kötüleştiği için hakkında dava açmasıyla gündeme geldi. Bu "tedavici" profesör, hastanenin web sitesinde hastaların dolduracağı bir sayfa ile de hasta kabul ediyor: "Biz sizi arayacağız!" Kök hücre tedavileri üzerine web sitesindeki açıklamalarına baktım: Bilinen pek çok doğrunun yanında en ilginci bitişsonuç cümlesiydi: "Beyin hasarlarının kök hücre uygulamaları bazı hastalıklarda hastanın kendi hücresi olduğu sürece tedavi aşamasına ulaşmıştır. Ancak kesin tedavi sonuçları ve oluşabilecek yan etkileri saptamak için henüz tüm dünyada yeterli hasta sayısı bulunmamakla birlikte uygulamalar giderek yaygınlaşmaktadır." Bu cümleyle hastaları hem ceplerinden hem de beyinlerinden yakalıyor! Yanlış ve haksız yere! Nörolojik hastalıklarda kök hücre tedavilerinin hiç birinde tedavi aşamasına ulaşmış, yani tedavi edilebilen bir hastalık yoktur! Hastanın kendi kök hücreleri kullanılsa bile! Dünya tıp kurumlarından hiç birinin, "klinik tedavi" aşamasına ulaşmış tek bir kök hücre tedavi yöntemini kabul ettiğini gösteremezsiniz. "Kök hücre tedavici" profesör bu konuda bir örnek veremez! *** Bu konuda iki durum söz konusu. Birincisi, temel bilimsel araştırmacıların, kurumlarının etik denetiminde yaptıkları deneysel araştırmalar ve deneysel tedavi girişimleri. Bütün nörolojik hastalıkların kök hücrelerle tedavi çabalarının hepsi deneyseldir ve klinik standartlara ulaşmamıştır. Bursa’da yapılan "4. Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Kök Hücre Tedavileri Kongresi"nde bilim adamları özellikle bunu vurguladı. İsveç’ten, nörolojik hastalıkların, özel olarak Parkinson hastalığının kök hücre tedavisi üzerinde çalışan Dr. Deniz Kırıt net bir şekilde şunları söyledi: Nörolojik kök hücre uygulamalarının hepsi deneyseldir, standart tedaviler oluşmamıştır. Sosyal güvence kurumları tarafından geri ödeme kapsamında değillerdir, bu konudaki gelişmeleri yakın takip etmek ve klinik uygulamaların standart bir tedavi seçeneği haline gelmesi için beklememiz gereklidir" Kırıt, bir noktanın daha altını çizdi: "Bu deneysel çalışmalara katılan hastaların hiç biri para ödemez, bu deneysel tedaviler para karşılığı yapılmaz, masraflar çeşitli araştırma fonları tarafından karşılanır. Bilimsel proje destekleri kapsamında hastaların ve yetkili kuruluşların onamı alınarak gerçekleştirilir." Bu, bilimin bakışı ve duruşu. *** Şimdi ikinci durum ise şöyle: Bilimsel araştırmalardan çıkan bazı sonuçlar, ülkemizdeki Ankaralı veya Trabzonlu veya bilmem nereli bazı profesörler tarafından "tedavi edici" gibi ele alınıyor ve tamamen ticari amaçlı olarak hastalara uygulanıyor. Bu uygulamaların dışarısı ile işbirliği halinde gerçekleştiğini, kök hücrelerin dışarıda elde edildiğini veya dışarıdan getirtilerek hastalara nakledildiğini biliyoruz. Deneysel çalışmalarla, ticari uygulamaları birbirinden kesin ayırmak gerekli. Deneysel çalışmalar tamamen bilimsel denetim altında ve bilimsel protokoller çerçevesinde sürdürülürken, ticari uygulamaların sonuçlarını ölçecek bir bilimsel standart bulunmuyor. Bu nedenle basına yapılan açıklamaların ve kongrelerde yapılan sunumların, kontrol edilebilirliği, denetlenebilirliği bilimsel veri olarak kabul edilebilirliği söz konusu değil. Bu doktorun, yaptıklarının ciddi ve bilimsel olabilmesi için, 1) hastalarından tek kuruş para almaması gerek (2030 bin dolara kadar çıkıyor masraflar!); ciddi bir etik kurulun onayıyla ve denetiminde araştırmalarını yapması gerek ve sonuçlarını uluslararası bilimsel dergilerde bilim dünyasına açması gerek. Şimdi düşünün: Bir kişinin, büyük paralar kazandığı bir uygulamasının sonuçlarını başarılı olarak göstermesinden daha doğal bir şey olamaz! Orada, Dr. Deniz Kırıt’ın belirttiği gibi bir çıkar çatışması vardır ve bu etik dışıdır... Şüphesiz, bu sadece bizim ülkemize özgü değildir, dış ülkelerde de benzer ticari profesörler ve uygulamalar söz konusudur. Bu uygulamalarda okka altına, hastalığına bir umut arayan hastalar gidiyor, paraları ise yabancı ortaklarla işbirliği halinde "sahte bilimciler" topluyor... *** Gelecek cuma günü yeniden birlikte olmak dileğiyle.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle