20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İKTİSAT TARİHİ Şimdi de Türkiye’nin son 200 yıldaki büyüme sicilini burada oluşturmaya çalıştığımız karşılaştırmalı çerçevede, dünya ölçeğindeki eğilimlerle birlikte ele alacağız. Dünyanın diğer ülkeleri için olduğu gibi Türkiye için de Angus Maddison’un hazırladığı satın alma paritesine göre düzeltilmiş kişi başına gelir dizilerini başlangıç noktası olarak kabul ediyoruz. Maddison Türkiye dizisini oluştururken Devlet İstatistik Enstitüsü ile Tuncer Bulutay ve arkadaşlarının Türk Lirası ve dolar cinsinden hesapladığı kişi başına GSYİH dizilerini satın alma paritesine göre uyarlamıştı. Bu diziler 1923 yılına kadar gidiyor. Madison’un Türkiye ve Osmanlı coğrafyası (Balkanlar ve Orta Doğu ülkeleri) için daha önceki döneme uzanan tahminleri yoktu. 1913 ve daha EŞİTSİZ DAĞILIM ARTTI önceki dönüm yıllarında Türkiye ve bölgenin di1820 yılına kıyasla bugün dünyanın hemen her ğer ülkeleri için son yıllarda ürettiğimiz kişi başına ülkesinde ortalama gelirin çok daha yüksek olduğu GSYİH tahminlerini kullandık. Zaten Maddison açıktır, ancak bugün ortalama gelirler ülkeler arada son çalışmalarında 1913 ve daha önceki yıllarsında çok daha eşitsiz bir dağılmaktadır. 1820 yıda bu bölge için artık bizim hazırladığımız tahminlında dünyanın en zengin ülkeleriyle en yoksul üllerden yararlanıyor. (Pamuk, 2006, Maddison, kelerindeki kişi başına gelirler arasındaki fark en 2001) fazla (4:1/dörtte bir) mertebesinde idi. Son iki yüzTürkiye açısından bakıldığında önemli bir sorun Cumhuriyet dönemi GSYİH Tablo 1: YILLIK ORTALAMA BÜYÜME HIZLARI (yüzde) dizilerinin Osmanlı dizilerine 15001820 18201914 19141950 19501973 19732005 bağlanması noktasında ortaya çıkıyor. Bu konuyu daha önce Batı Avrupa+ABD 0.1 1.3 1.3 3.3 1.9 yaptığımız bir çalışmada inceleGelişen Ülkeler 0.0 0.3 0.5 2.8 2.4 miş ve Türkiye sınırları içinde Dünya 0.1 0.9 0.9 2.9 1.8 kalan alanda kişi başına gelirin ya da kişi başına GSYİH’nın BiABD 0.4 1.5 1.6 2.5 2.0 rinci Dünya Savaşı yıllarında Batı Avrupa 0.1 1.2 0.8 3.9 1.7 Güney Avrupa 0.0 0.8 0.7 5.2 2.1 büyük bir düşüş gösterdiğini ve Latin Amerika 0.9 1.4 2.6 1.0 1913 yılındaki kişi başına Asya 0.0 0.2 0.1 3.8 3.9 GSYİH düzeyinin ancak 1929 Afrika 0.0 0.4 0.9 2.0 0.3 yılında yakalanabildiğini gösterOrta Doğu 0.5 1.3 4.5 0.7 miştik. Japonya 0.1 0.8 0.9 8.1 2.0 Yukarıda özetlediğimiz yönG. Kore 0.3 0.2 5.8 5.8 tem çerçevesinde ülkeler ve bölÇin 0.0 0.1 0.6 2.9 5.9 geler düzeyinde 1820, 1913, Hindistan 0.0 0.2 0.2 1.4 3.4 1950, 1973 ve 2000 yılları için Türkiye 0.0 0.6 0.8 3.4 2.5 hazırlanan kişi başına GSYİH tahminleri ve bunlarla ilişkili yılda dünyada kişi başına gelir yaklaşık olarak 8 kat olarak her altdönem için ayrı ayrı hesaplanan orarttı, ancak en yüksek gelirli ülkelerle en düşük getalama yıllık büyüme hızları Tablo 1 ile Grafik 2 lirli ülkeler arasındaki ortalama gelir farkı ve 3'de sunuluyor. Türkiye'nin ya da bugün Türki(60:1/altmışa bir) mertebesine kadar yükseldi. ye sınırları içinde kalan alanın nüfusu 1820 den 9 (Madison, 2001) milyondan 1913 de 17 milyona ve günümüzde 73 Ülkeler arasındaki bu büyük gelir farklarının milyona yükseldi. İlişikteki veriler, 1990 yılı ABD ardında, ülkelerin yıllık büyüme hızlarının arasındoları ile ve satın alma paritesine göre ifade edilen daki yüzde 1 ya da yüzde 2 gibi farklar yatmaktadır. kişi başına gelirlerin ise, 1820 yılında 680 dolardan İlk bakışta önemsiz gibi gözükebilen bu farklar, 1950 yılında 1620 dolara ve 2005 yılında 7500 douzun vadede ortaya ülkelerin ortalama gelir düzeylara yükseldiğini gösteriyor. Bir başka deyişle, Türleri arasında büyük uçurumlar çıkarmıştır. kiye'de ortalama bir kişinin geliri ya da satın alım Son 30 yılda dünyanın en büyük nüfuslu iki ülgücü 1820 yılından günümüze kadar 10 kat kadar kesinde, önce Çin’de ve daha sonra aynı ölçüde olartmıştır. Ancak aynı sure içinde dünyanın tüm masa da Hindistan’da, iktisadi büyüme sürecinin bölgelerinde gelirler yükselme eğilimi içinde oldubüyük bir ivme kazandığı da Tablo 1’de görülüyor. ğu için, Türkiye'nin büyüme sicilini karşılaştırmaSon 30 yılda kişi başına gelir Çin’de yılda yüzde lı olarak da incelemek gerekir. 5’in üzerinde, Hindistan’da ise yılda yüzde 3’ün Tablo 1 ile Grafik 2 ve 3'de özetlenen veriler üzerinde bir hızla artmıştır. Bu iki ülkenin ve daha 19. yüzyılda Osmanlı ekonomisinde kişi başına gegenel olarak DoğuGüney Asya bölgesinin son dölirlerin artma eğilimi içinde olmasına karşın, gelişnemdeki başarısı, hızlı iktisadi büyümenin eski ya miş ülkelerde hızlı sayılabilecek bir sanayileşme da yeni Avrupa ülkeleriyle sınırlı olmadığını, ev yaşandığı için, Türkiye ile gelişmiş ülkeler arasınödevlerini yapabilen gelişen ülkelerin de başarılı daki kişi başına gelir farklılıklarının arttığına işaret olabileceklerini göstermekte. ediyor. Bugünkü Türkiye sınırları içinde kalan CBT 1040/ 14 23 Şubat 2007 Ancak bu "iktisadi mucize" örneklerinin dışında, dünya ölçeğindeki genel eğilimlere bakıldığında, yüksek gelirli ülkelerle gelişen ülkeler arasında 19. yüzyıl boyunca açılan farkın son 50 ya da 100 yılda kapanmadığı görülüyor. 1820’den bu yana kişi başına gelirler Batı Avrupa’da 15 kattan fazla, Kuzey Amerika’da 20 kat, Japonya’da 30 kat artmıştır. Oysa aynı dönemde kişi başına gelirler Japonya dışındaki Asya’da 6 kat, Güney Amerika’da 7 kat, Afrika’da ise sadece 4 kat artabilmiştir. Bu yazıda gelişen ülkeleri Japonya dışında tüm Asya, Afrika ve Güney Amerika olarak tanımlıyoruz ve gelişen ülkeler için ortalamaları hesaplarken her ülkeye nüfusu oranında ağırlık veriyoruz. Hesaplamalarımız gelişen ülkelerde kişi başına gelirlerin 1820’den bu yana toplam olarak 6 kat arttığını gösteriyor. TÜRKİYE İÇİN KİŞİ BAŞINA GSYİH DİZİSİ alanda kişi başına gelirin, 1820 yılında Batı Avrupa ve ABD ortalamasının yüzde 55'inden 1913 yılında yüzde 29'una gerilediğini tahmin ediyoruz. Türkiye'de kişi başına gelirin artış hızı İkinci Dünya Savaşından sonra yükselmiştir. 1913 yılından 2005 yılına kadar Türkiye'de kişi başına gelir 5 kattan fazla artmış, ancak gelişmiş ülkelerle aradaki fark son 50 ya da son 100 yılda kapanmamıştır. 2005 yılında Türkiye'de kişi başına gelir Batı Avrupa ile ABD ortalamasının yüzde 30'u kadardır. Öte yandan, hem 19. yüzyıl boyunca hem de 1913 yılından bu yana Türkiye'de kişi başına gelirin gelişen ülkeler ortalamasından biraz daha hızlı artmıştır. Ancak son 30 yılda, Doğu ve Güneydoğu Asya'nın, özellikle de iki en büyük nüfuslu ülke, önce Çin ve daha sonra da Hindistan'ın hızlı bir iktisadi büyüme süreci içine girmeleriyle, gelişen ülkelerin ortalama büyüme hızı Türkiye'ninkinin üzerine çıkmıştır. DÖRT DÖNEM VE BÜYÜME Şimdi 1820’den günümüze kadar geçen süreyi dört altdönemde ele alarak her altdönem için Türkiye’nin büyüme sicilini kısaca değerlendireceğiz. Bu konuda özellikle de Cumhuriyet dönemi hakkında şimdiye kadar pek çok şey yazılmış olduğu için, gözlemlerimizde daha öncekilerden farklı noktaları ve yorumları öne çıkarmaya çalışacağız. I18201913 Dönemi: Birinci Dünya Savaşı öncesindeki yüzyıl, bugünün gelişmiş ülkelerinin önemli bir bölümü için Sanayi Devriminin ivmesi ile iktisadi büyüme eğiliminin yaygınlaşmaya ve güçlenmeye başladığı bir dönemdir. 19. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa ve Kuzey Amerika’nın yanı sıra Japonya ve Güney Amerika’da da kişi başına gelirlerde önemli artışlar oldu. Osmanlı ekonomisinde 18801913 döneminde gözlemlenen büyüme eğiliminin ardında Tanzimat sonrasındaki reformların ve kurumsal dönüşümlerin rolü olduğu ileri sürülmüştür. Bunun yanısıra, açık ekonomi koşullarında tarım ağırlıklı ekonominin giderek ihracata yönelmesinin ve bu modelin dolaysız yabancı sermaye yatırımlarıyla desteklenmesinin de önemli katkısı olmuştur. Bu dönemde Güneydoğu Avrupa ve Orta Doğu bölgesindeki diğer ekonomiler de benzer bir büyüme eğilimi içindeydiler. Ancak Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde yaşanan gelir artışları daha hızlı olduğu için, ortalama gelirler arasındaki fark 19. yüzyıl boyunca artmaya devam etmiştir. (Pamuk, 2006) II 19131950 Dönemi: İki dünya savaşı ve bunların arasında uzun süreli bir bunalım yaşanması nedeniyle, 19131950 aralığı dünya ekonomisinde büyümenin ve gelir artışlarının sınırlı kaldığı bir dönemdir. Cumhuriyet’in erken dönemindeki büyüme eğilimleri tartışılırken hangi yılların başlangıç ve bitiş noktaları olarak kullanılacağı büyük önem taşımakta. Sadece Cumhuriyet dönemi milli gelir verilerini kullanan araştırmacılar, 1923’den itibaren hızlı bir büyüme eğilimiyle karşılaşıyorlar. Ancak, 1920’lerdeki hızlı büyüme, büyük ölçüde uzun süren savaşlar sonrasındaki toparlanmayı yansıtmakta. 1930’lardaki hızlı sanayileşme ve büyümeye karşın, İkinci Dünya Savaşı’nın güçlü ve olumsuz sonuçlarının da katkısıyla, 1950 yılında Türkiye’de kişi başına GSYİH’nın 1913 düzeyinin sadece 30 kadar üzerinde olduğu anlaşı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle