Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İSLAM VE BİLİM Müslüman ülkelerde bilgiye dayalı toplum yaratmak Bugünün Arap dünyasında bilgi toplumları yaratmak için önce siyasi engelleri kaldırmak gerekiyor. Mısır’daki Almishkat Araştırma Merkezi Başkanı Nadir Fergani, Arap rönesansı için gerekli olan reformların hangi alanlarda yapılması gerektiğini şöyle açıklıyor: DÜNYA BANKASI YÖNETİŞİM GÖSTERGELERİ (2005) İKÖ ÜLKELERİNDE İFADE VE BİREYSEL ÖZGÜRLÜKLER 0.0 0.5 0.5 0.0 1.0 0.5 1.5 1.0 2.0 1.5 A rap–Müslüman uygarlığının 8.Yüzyıl’dan 13.Yüzyıl’a kadar süren yükseliş döneminde Arap dünyası bir bilgi kültürü yaratmayı başarmıştı. Bu dönemde bilim dili çoğunlukla Arapçaydı. Ancak bugünün Arap coğrafyasında bilgi toplumlarının varlığından bahsedemeyiz. Bilime ve eğitime diğer ülkelere daha az yatırım yapan bu ülkelerde, bilim adamı ve mühendis sayısı da dolayısıyla çok yetersiz. Ne var ki bilim ve eğitim yatırımlarının azlığı bilimsel kalkınmanın önündeki en önemli engel değil. 20022005 dönemini kapsayan Arap İnsan Gelişimi Raporu’na (AHDR) göre en önemli engel siyasi unsurlardan kaynaklanıyor. 2002’de basılan ilk AHDR raporuna göre Arap coğrafyasında insan gelişimini engelleyen üç ana engel bulunuyor: Bunlar • Bilgi üretimi ve kazanımındaki yetersizlik • Kadınların sosyal yaşamda geri plana itilmesi • Özgürlüklere getirilen kısıtlamalar Bu engeller bireysel, bölgesel ve ulusal haklar olmak üzere iç içe geçmiş ç düzeyde kendini gösteriyor. 2003 yılında "Bir Bilgi Toplumu Oluşturmak" adı altında yayımlanan rapor, yalnızca doğa bilimlerinin değil, sosyal bilimlerin, sanatsal eğitimin ve yaratıcılığın geliştirilmesinin de bu bağlamda önemli olduğunu bildiriyor ve bu gelişmenin önündeki siyasi engellerin kaldırılması gerekliliğine vurgu yapılıyor. 2005’teki Dünya Bankası yönetişim verilerine göre İKÖ’ye bağlı ulusların pek çoğunun konuşma özgürlüğü/sorumluluk (siyasi, sivil ve insan hakları derecesi) ve yetkin bir yönetişim (bürokraside yeterlik ve kamu hizmetlerinde kalite derecesi) göstergeleri çok düşük düzeylerde seyrediyor. yoksulluğun en dibinde veya sınırında yaşıyor. Bölgesel düzeyde bir Arap birliğinden ve işbirliğinden de söz DÜNYA BANKASI YÖNETİŞİM GÖSTERGELERİ (2005) İKÖ ÜLKELERİNDE ETKİLİ YÖNETİŞİM etmek mümkün değil. Oysa ortak >1.0 bir dil, kültür ve tarihe sahip olan 0.5 1.0 bu ülkeler, daha yakın bir işbirliğin0.0 0.5 0.5 0.0 den çok büyük yararlar sağlayabilir; 1.0 0.5 1.5 1.0 tek başlarına baş edemeyecekleri 2.0 1.5 2.5 2.0 küresel sorunları işbirliği sayesinde çözümleyebilirler. Küresel olarak bilgi, tarihte kamu yararını hedef alırken, bugün çokuluslu şirketlerin kârlarına kâr katmaya yönelik özel amaçlarına hizmet veriyor. Tarihte ArapMüslüman biliminin meyveleri hiçbir Etkili bir yönetişim: Kamu hizmetlerinde kalite, bürokratik bedel talep edilmeden Batı’nın kulve sivil hizmetlerde kaliteyi değerlendirir. 2005 yılında lanımına sunulmuş ve sonuçta Av+2.2 ile en yüksek dereceyi alan ülke İzlanda, en düşük rupa Rönesansı doğmuştu. Bunun dereceyi alan ülke ise 2.2 ile Somali’dir. Dünya ışığı altında, az gelişmiş ülkelerin ortalaması 0’dır. bilgiye ulaşımı, uluslararası fikri Arap dünyasının dışından empoze edilen reformmülkiyet hakkı gibi kısıtlamalarla engellenmeye kakılar, kabul edilebilir toplumsal bir değişime yol açaşılırsa, insanoğlunun en onurlu geleneklerinden biri maz, çünkü büyük bir olasılıkla bu reformlar dış güçolan bilginin bedelsiz paylaşımına çomak sokulmuş lerin çıkarları doğrultusunda yönlendirileceklerdir. olur. Bu da sonuçta dirençle karşılaşacaktır. İfade özgürlüğü: İnsan hakları, siyasi haklar ve sivil özgürlükleri değerlendirir. 2005’te en yüksek derece +1.51 ile Danimarka’dır. En düşük ülke ise 2.6 ile Myanmar’dır. Dünya ortalaması 0’dır. KÜLTÜREL RÖNESANS Arap ülkelerinin gelişme ve kalkınma sorunu o kadar derin, karmaşık ve çok yönlüdür ki, bilgi rönesansı tek başına inşa edilemez; daha geniş reformlar olmadan kültürel, sosyal, ekonomik ve en önemlisi siyasi sistemlerde başarılı olmaz. Başka bir deyişle kısmi reform artık yeterli değildir. Gelişmiş ülkeler bilgiyoğun toplumlar oluşturarak ilerlerken, Arap ülkeleri reformlarını kısa süre içinde gerçekleştiremezlerse, küresel bilgi üretimindeki asimetri giderek büyüyecek ve Arap ülkeleri sonsuza dek marjinal kalkmaya mahkum olacaklardır. BARIŞCIL REFORM Bu durumda tek seçenek Arap ülkelerinin kendi reformlarını kendilerinin yapması. Bu da barışcıl siyası bir mücadeleye zemin hazırlayan sivil bir toplumun işlerlik kazanmasına bağlı. Fakat bu noktada kısıtlı bireysel özgürlükler ve yozlaşmış siyası ortam nedeniyle Arap toplumunun açmazda olduğunu görüyoruz. Bu toplumlarda reformlar ancak ifade özgürlüğünün saygınlık kazanması ile gerçekleşebilir. Bu da gerekli değişime yol açabilecek güçlü bir sivil toplumun yaratılmasına bağlıdır. Kaynak: Nature, Düzenleyen: Reyhan Oksay İYİ YÖNETİŞİM Siyasi otorite ve zenginlik olarak güç, az sayıda insanın elinde toplanmış olduğu için halkların çoğu 2) Uluslararası düzeyde işbirliği Müslüman ulusların, ulusal ve ikili işbirliği projelerinin yanı sıra, uluslararası bağlantılarını güçlendirmesi gerekir. Bilimsel araştırmalarda mükemmellik ancak uluslararası düzeydeki rekabetçi 4) Barış ve güvenlik için bilim Bilim uluslararası güvenliği ve barışı sağlama CBT 1040 / 11 23 Şubat 2007 İç yatırımlar bu bağlamda çok önemlidir, çünkü bu ülkelerde araştırma altyapıları çok yetersizdir ve inovasyon için yasal bir çerçeve hemen hemen hiç yoktur. En alttan başlayarak bilimsel bir altyapı kurmak, önceliklerin belirlenmesinde çok büyük yarar sağlar. Başta daha iyi elektronik haberleşme sistemleri olmak üzere sağlam bir ulusal araştırma ağı, bilim adamları arasındaki işbirliğini büyük ölçüde geliştirir. ortamda elde edilir. Bölgesel ve uluslar arası örgütlerin desteklediği mükemmeliyet merkezlerine katılım bu tür bütünleşmeleri geliştirir. Ancak bunun tek şartı işbirliği içindeki ülkelerin katılımın önemine inanmış olmalarıdır. 3) Bilim adamlarına sosyal güvence Bilim adamları, ücretleri ve emeklilik aylıkları açısından güvence altında olmalıdır. Yurtdışında çalışan bilim adamlarıyla ilişki kurulup, onları ülkelerine dönmeye ikna etmek de önemlidir. SESAME eğitim programlarının hedeflerinden biri de budur. açısından mükemmel bir araçtır. Bu özellikle büyük ve pahalı projeler ve tesisler için geçerlidir, çünkü bu tür işbirlikleri yalnızca bilim adamlarının değil, siyasilerin ve yöneticilerin de katılımını gerektirir. Buna en iyi örnek CERN’dir. 2.Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa devletlerini bir araya getiren bu proje, eski düşmanlıkların unutulmasına, yeni dostlukların kurulmasına zemin hazırladı. Bu tür uluslararası projelerde bilim adamları yalnızca belge alışverişinde bulunmaz; gece ve gündüzlerini birlikte geçirir. SESAME örneğinde olduğu gibi İsrailliler, Filistinliler, Türkler ve Kıbrıs Rum Yönetimi aynı masa etrafında diğer ülkelerdeki bilim adamlarıyla bir araya gelerek ortak sorunlarını barışçıl bir ortamda tartışabiliyor.