20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu [email protected] yor. Mutfağı 10 dakika daha havalandırarak, bu süre sonunda kendiliğinden kapanıyor. PRADATOR İLE DAHA GÜÇLÜ ŞUTLAR Adidas, dünyanın en çok bilinen ve satılan futbol ayakkabısı +Predator® 'ün en yeni modeli +Predator® Power Swerve'ü tanıttı. Ayakkabı, yeni tasarım ve özellikleriyle her vuruşa yüzde 3 daha fazla güç uygulanabilmesini sağlıyor. Bununla birlikte, kramponun vuruş ve paslara yüzde 8 daha fazla oranda falso verme özelliği bulunuyor. Kramponun içindeki Dynamic PowerPulse™ teknolojisiyle, kramponun ağırlık merkezi darbe noktasına daha da yakınlaşmış, böylelikle daha güçlü şutlar atılmasını mümkün hale getirmiştir. Yeni +Predator®'a eklenen adiPrene® taban, ayakkabıyı daha esnek, daha güçlü ve konforlu hale getiriyor. +Predator® Power Swerve'ün sahip olduğu bir diğer teknoloji olan XTraxion® teknolojisi, kramponun sahaya maksimum düzeyde adapte olması ve minimum çivi basıncında hareket edebilmesi için, hızla değiştirilebilen taban çivi sistemidir. Kramponun küçük ama son derece güçlü bileşimli topuk desteği, aşil tendonundan gelen basıncı azaltırken, ek güvenlik, rahatlık ve tutuş özelliği sağlıyor. Asimetrik bağcıklar ise futbolculara, vuruş ve pas ıskalama durumunu önlemek için daha geniş ve daha açık bir vuruş yüzeyi sağlıyor. Siyahbeyaz renklerde tasarlanan +Predator® Power Swerve, Ocak ayından itibaren adidas Shop'larda ve adidas yetkili satış noktalarında satışa sunulacak. Bilgi için: Özlem Onay Ardıyok, İletişim Müdürü, Adidas Türkiye, [email protected] Yani bu proje açlık sınırında yaşayan ülkelere yönelik bir çalışma değil. Eğer ABD bile kendi ülkesindeki “dijital uçurumu” kapatmak üzere federal devlet düzeyinde konuya ilgi gösteriyorsa Türkiye'nin de projenin içinde daha aktif olarak yer alması gerekir. Her Çocuğa Bir Laptop “Tanrıdan bu işi yapanlara daha çok bilgi ve daha çok verme gücü ihsan etmesini dilerim. Böylece bize özellikle de ilkokul çağındaki çocuklara, daha çok yardım edebilsinler, onların da birer tane laptopa sahip olmasını sağlasınlar”. Bu dilek, Amerika'da bir grup öncünün başlattığı, “Her Çocuğa Bir Laptop” projesi kapsamında laptoplarını edinmeye başlayan çocuklardan bir tanesine ait. Birkaç yıl önce 100 dolara laptop sloganı ile başlayan proje, “Her Çocuğa Bir Laptop” ismiyle ve son hızla çalışmalarını sürdürüyor. Aralık ayı içinde seri üretime başlanacak ve en hevesli olarak pilot ülke grubu içinde yer alan Peru, Uruguay, Etiyopya gibi ülkelerde dağıtıma başlanacak. Bu ülkeleri çok daha geniş bir grup izleyecek: Brezilya, Arjantin, Hindistan, Pakistan, Afganistan, Rwanda, Haiti, Moğolistan bunların birkaçı. İçlerinde Türkiye'nin de olduğu pek çok ülke ise konuya ilgili gösterdiğini resmi ağızdan (çoğunlukla Eğitim Bakanlığı) dile getirmiş durumda. Onlara sıra ne zaman gelecek bilinmez. Görüldüğü kadarıyla hangi ülke(ler) işi yakinen takip ediyorsa onlar listede yukarı doğru çıkıyor ve imkanı olmayan çocuklarına birer laptop kazandırma hedefine daha erken ulaşıyor. Geçtiğimiz ay bu projeyi organize eden vakıf, ABD ve Kanada'da geçerli olmak kaydıyla bir de kampanya başlattı. Buna göre Afganistan, Haiti, Moğolistan'a verilecek şekilde bir tane laptop ücreti kadar bir bağışta bulunan kişiye, kendi yaşadığı bölgede ihtiyaç sahibi bir çocuğa da verilmek üzere ikinci laptop ücretsiz olarak bağışçıya gönderiliyor. Böylece bir çift laptop ücreti 399 dolara geliyor. İlgi gösteren ülkelere bakarak, bu projenin nispeten çok fakir ülkeler için geliştirildiğini değerlendirenler de var. Ancak pilot kapsamındaki ülkeler listesinde ABD, Brezilya gibi gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin olduğunu da anımsatmak gerek. Eğer ABD bile kendi ülkesindeki “dijital uçurumu” kapatmak üzere federal devlet düzeyinde konuya ilgi gösteriyorsa Türkiye'nin de projenin içinde daha aktif olarak yer alması gerekir. Bir yanda özellikle doğu güney doğu bölgelerimizdeki terörü bitirmenin sadece askeri bir sorun olarak düşünülmemesi gerektiği konusunda ahkam kesiyoruz. Diğer yanda ise tam da bu bakış açısını güçlendirecek, destekleyecek global anlamda ilgi duyulan bir projeye lütfenle yaklaşıyoruz. İlk bakışta bu tablo çelişkili görülüyor. Oysa pek de çelişkili değil. Demek ki konuyu bu derinlikte inceleme, değerlendirme konusunda samimi değiliz. Rüzgar oradan estiğinde öyle, rüzgar durduğunda herkes evine! Gelişmiş ülke ya da refah düzeyinde olup da yaşı bugün yirminin altında olan insanlar dijital dünyanın yerlisi. Onlar bilgisayarsız, cep telefonsuz, MSN'siz, ipodsuz bir dünyayı hayal bile edemiyorlar. Öte yandan en gelişmişinden en gelişmemişine dek tüm dünya coğrafyasında yaşayan ve refah düzeyi yüksek olmayan bireyler yaşı ne olursa olsun bu “yerliler”e derin bir uçurumun dibinden bakıyor. En azından ilköğretim çağında olanları o uçurumun dibinden kurtaracak bir fırsat var. Görünen o ki her ülke kendi yönetim stratejisine göre bu potansiyeli yönlendirme, yetiştirme konusunda elinden gelen en iyisini yapıyor. Fark ise bu yönetimlerin öncelik verdiği konularda. Bizim ülkemizde öncelik verilen konular, kızların saçlarını kapatması, bu kapatma işini belli bir örtme biçimine göre yapması, matematiğin namazda kılınan rekatları toplayarak öğrenilmesi vb. Öteki pek çok açıdan burun bükeceğimiz kimi ülkeler ise çocuklarının kucağına birer tane bilgisayar verme işini öncelikli konu olarak ele almışlar. Böylece yarının globalleşmiş, sınırların kalkmış olacağı dünyada Peru'dan, Haiti'den yetişmiş bir genç ile Türkiye'den yetişmiş bir gence ne gibi roller, işler, sorumluluklar, refah düzeyi vb düşeceğini de bu öncelikli konulara bakarak tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek. O zaman anımsayalım Fikret'in şu dizelerini: “Onlar niçin semada, niçin ben çukurdayım Gülsün neden bana cihan, ben yalnız ağlayım” Ağlayalım Fikret! Ağlayalım! ZİL DEĞİL, KAPI İLETİŞİM SİSTEMİ Öyle bir kapı iletişim sistemi düşünün ki, dünyanın öteki ucunda olsanız bile zil çalınca size haber versin, cebinizden arayıp kapıya gelen kişiyle konuştursun ve siz de cep telefonunuzdan şifrenizi girip kapınızı açın. Ülkemizde Bircom güvencesiyle sunulan 2N Helios kapı iletişim sistemlerinin yeteneği bu kadarla da sınırlı değil. Çünkü eğer kapınızda 2N Helios varsa, opsiyonel kamerası sayesinde zili kimin çaldığını bilgisayarınızdan görebiliyorsunuz. Böylece siz nerede olursanız olun, okuldan dönen çocuklarınızı ya da sizi ziyarete gelen sevdiklerinizi hemen içeri alabiliyorsunuz. Hatta anahtarınızı unutsanız bile 2N Helios sayesinde cep telefonunuzdan şifre girerek kapınızı açabiliyorsunuz. 2N Helios kapı iletişim sistemleri, binalarda kullanılan ve diafon adı verilen cihazların teknolojik olarak ulaştığı son nokta. Kapınız çaldığında evde olmasanız dahi 2N Helios sizi cebinizden arıyor ve kapıdaki kişiyle konuşabilmenizi sağlıyor. Siz de dilerseniz cep telefonunuz üzerinden şifre girerek kapınızı açabiliyorsunuz. Hava koşullarına karşı son derece dayanıklı malzemeden üretilen 2N Helios kapı iletişim sistemleri, kullanılacağı mekana bağlı olarak sonradan eklenebilecek modüllerle ihtiyacınıza tam olarak yanıt veriyor. 2N Helios kapı iletişim sistemleri hakkında detaylı bilgi almak ve bulunduğunuz yere en yakın satış noktasını öğrenmek için www.bircom.com adresini ziyaret edebilir veya 0 (212) 319 97 00 numaralı telefonu arayabilirsiniz. Reyhan Oksay CBT 1081/19 7 Aralık 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle