20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yargıçlar, yargılama ve karar verme sanatı İyi, güzel, temiz, doğru yapılan; duygu, tasarım, estetiği oluşturan bir değere ulaşan her iş ve güç, sanattır. Bu nedenle yargılama sanatından da söz edilir. Çünkü; hak ve çıkarların çatıştığı bir ortamda yan tutmadan yargılama yapmak; sonuçta toplumsal düzende ve bireyde gönül tokluğu, güven duygusu oluşturan yargı buyruğu bir kültür olayıdır. Çetin Aşçıoğlu Yargıtay Onursal Üyesi [email protected] çoğun, anlaşmazlık, çelişki beklenen bir olaydır. Çağdaş hukuk bu gerçeği bildiği için “yargıcı bilgi ve vicdan belirler” felsefi görüşlerin ürünü olan özdeyişi “benimseyerek” Yargı orunlarını (yargıç/ mahkeme) yargılama çalışmasında değer biçme, takdir hakkı gibi akıl yürütürken kullanacağı öze ilişkin yetki ve özgürlüklerle donatmıştır: Yargıç, “hukuka ve vicdani kanaatine göre karar verir (Anayasa 138). Ayrıca Medeni Yasa (m.4), “takdir hakkının söz konusu olduğu durumlarda; yargıca hukuka ve hakkaniyete göre karar vermeyi” buyurmuştur. Kuşkusuz yargıç bu yetkilerini kullanırken tecrübe kuralları denilen bilgilerden de yararlanacaktır. T ürdeşini yargılayan yargıç, bir anlamda Tanrısal bir görev de yapmaktadır. Çünkü tanrısal inançlar, doğruluğu, hakkı, güzelliği Tanrı'nın sıfatları olarak değerlendirir. Bu nedenle insanın insanı yargılaması ve kesin bir buyrukla sorunun çözülmesi zor ve tehlikeli bir iştir. Bu nedenle; çağdaş hukuk “doğru ve güvenli yargılama yapacak bir yargı düzeni ve yargıç kimliğini özümlemiş yargıçlara gereksinim olduğunu” kabul eder. Ülkemizde durum nedir? Önce birkaç örnek: 4 ÖRNEK Beş kadın işçi yanarak ölür. İşveren, “tam bir aldırmazlık ve umursamazlık” içinde iş güvenliği kurallarının gerektirdiği önlemleri almadığından taksirle insan öldürmekten yargılanır. Suça biçilen 10 yıl hapis cezası, 182 bin YTL para cezasına çevrilerek işveren mahkum olur! Olayda bilinçli taksir tartışılsaydı para cezasına çevrilme olanağı olmayacaktı. Sivil toplum örgütleri: "5 tekstil işçisi yakılarak öldürüldü, bu bir ecel değil, kader değil, cinayettir" diyerek karara tepki gösterdiler. Milletvekili H. Koç'un basın toplantısı TBMM televizyonundan yayınlanıyor. T. Erdoğan, bu açıklamayı yayınlayan gazeteleri dava ediyor. Radikal beraat ederken, Cumhuriyet mahkum oluyor. Yalçın Doğan'ın yorumu: “Birkaç satırlık yorum bir yana, çeşitli yönleriyle, üzerinde doktora tezi yazılacak bir durum”(5.4.2007 Hürriyet). Sürücü A, yüksek hızla ve zikzak yaparak yasaklanmış otobüs yoluna girerek kaldırıma bitişik yol kenarında araç bekleyen B'nin ölümüne, C'nin de ağır yaralanmasına neden olmaktan yargılandı. Yargı, sanığın mahkemeye karşı davranışını da indirim nedeni sayarak beş yıl hapis (1) cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. 18 yaşındaki kızını kaybeden babanın feryadı: “Adalete inandığım halde birçok şey kâğıt üzerinde kalıyor. Şu indirim bu indirim. Artık neredeyse madalya verecekler. Acımızı içimize gömdük” (Milliyet.29.03.2007) İsmailağa Camii İmamını öldüren katilin dövülerek öldürülmesi olayına karışan sanık: “Önce ömür boyu”, “sonra öldürmeye yardım ettiği gerekçesiyle 10 yıl”, “tahrik nedeniyle 5 yıl” ve “duruşmalardaki iyi hali gözetilerek 4 yıl 2 ay hapis cezasına (1) mahkum edildi. M. Y. Yılmaz'ın yorumu (Milliyet 3.10.2007): “ İyi halden indirime aklım ermiyor. Adam elinde silah insanları öldürüyor, sonra duruşmada kravat taktı, süklüm püklüm oturdu, gürültü çıkarmadı diye cezasında indirim yapılıyor. Bunun toplum vicdanını rahatsız eden, adalet duygusunu zedeleyen bir indirim olduğunu düşünüyorum.”Köşemin sığası ile sınırlı örnekler verdim. Yargının; bireylere ve topluma güven veren kararlarını da göz ardı edemeyiz. Amacım örneklerle yargıyı kötülemek değil; yargılama ve yargı kararları konusunda bilgilerimi sizlerle paylaşmaktır: YARGIÇ VE YAZDIRICILIK Değerli okuyucularım, yukarıda verdiğim örnekler adalet duygunuzda ve yargıya güveninizde vicdani bir rahatsızlık, yıkım oluşturmuşsa: Bilin ki; yargı orunu, hukukun kendine tanıdığı özgürlükleri yerinde kullanmadı. Sorunun çözümü; bilgi ve etik değerlerle donatılmış yargılamada yargıç kimliğini kazanmış ve tüm sorunlara yüreğiyle bakabilen yargıçlar yetiştirmek ve bu konuda olanaklar sağlamaktır. Bu bağlamda iki çarpıcı örnek vermek istiyorum: Yargı kararlarının gerekçeli olması hukuk ve yasaların buyurucu kuralıdır, bu büyük ölçüde keyfiliği önler ve denetim kolaylığı sağlar. Ne var ki; yargı, gerekçenin ne bilincindedir ne de bu yolu kullanma yeteneğine sahiptir. Kuşkusuz Tanrı vergisi yeteneklileri göz ardı edemeyiz. Bir de ne hukuk öğretiminde ve ne de yargıç eğitiminde yetenek kazandırıcı bilgi ve çalışmalar yapılmadığını. Sanırım yargı yerinde duruşma izlemişsinizdir. Yargıç, tutanak yazdırmaktan “maddi gerçekle ilgili açıklama ve tartışmaları” tam kavramayamıyor ve algılayamıyor. Çağdaş yargı düzeninde; yargıç, yazdırıcı değil, sorunları ve tartışmaları duyularıyla doğrudan algılayan gözlemleyen kişi konumundadır; tersi durumda sorunlara ve savunmalara yüreğiyle bakamaz. Yasalar, yargıca özgürlük tanırken onun bu özgürlüğünü kullanmasını “tutanak düzenle” buyruğuyla engellemektedir. Artık duruşmaları ses alma aygıtlarına alma zamanı gelmiştir; birçok ülke bunu yapmaktadır. Siyasal güçler başta olmak üzere hepimiz bilmeliyiz ki; bu düzende yargıç ne bağımsız ne yansız olur ne de “doğru güvenli yargılama” yapılır. (1) Cezanın yarısı çekildikten sonra infaz yasası gereğince tahliye olacaktır. MEMUR TİPİ YARGIÇ Bir yargılama, üç aşamalı bir çalışmayı gerektirir: “Olguların kanıtlanması ve bir bütün içinde maddi gerçeğin saptanması”; “uygulanacak hukuk kuralının belirlenmesi” ve “saptanan maddi gerçeğin belirlenen hukuk kurallarının soyut unsurlarını karşılayıp karşılamadığını belirleme yani sonuç çıkarma”. Yargılama çalışmasını yürütenin ve karar verenin yargıç olduğu bir olgu. Ancak bu buzdağının görünen yüzüdür. Yargılama ve karar bir ortak çalışmanın ürünüdür: Bilim insanı görüş ve yapıtlarıyla; savcı ve avukatlar sav ve savunmalarıyla aydınlatıcı ve etkileyici katkılarda bulunur. Ne yazık ki; çeşitli nedenlerle, ortak çalışma verimli ve sağlıklı değil. Yargıcın öğretim ve eğitimdeki kazanımları da yetersiz olunca, ağır yükün altından kalkamıyor ve memur yargıç tipi yaygınlaşıyor. Yargılamanın üç aşamasında da, doğal olarak, uslamlama (akıl yürütme) denilen bir yöntem geçerlidir. Sayı ve ölçü temeline dayanan bir sorunun çözümünde, çoğun, doğru yanıt için yetkili, uzman bir otoriteye gereksinim duyulmaz. Çünkü sayılar ve ölçüler ilke olarak yanılmaz ve bunları kullanarak sorun çözen kişiler arasında bir anlaşmazlık çıkmaz. Ancak; sorunların akıl yürütme yoluyla çözüldüğü durumlarda; işinin uzmanı, yetkili kişi ve kurumlara bırakılması zorunludur. Çünkü; ne denli güçlü kanıt veri ve önerilere dayanılırsa dayanılsın; bir çıkarsama işlemi olan akıl yürütmede, hata, yanılma kapıda bekler. Bu nedenle birden çok kişinin akıl yürüttüğü aynı konuda, INNOVENTURE Proje Pazarı Ege Üniversitesine bağlı EBİLTEM 1314 Aralık tarihlerinde İzmir Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenecek olan “InnoVenture 2007" Proje Pazarı adlı yeni bir etkinlik ile tekrar, üniversitelerde yürütülmekte ve/veya ARGE çalışmaları tamamlanmış olan endüstriye uygulanabilir projeleri sanayi kesimine tanıtmayı, sanayinin araştırma ihtiyacı duyduğu özel konuları da üniversitelere yönlendirmeyi gerçekleştiriyor. Bu etkinlik, yeni konu ve yatırım arayışı içinde olan sektör temsilcileri ile araştırma kurumlarını, CBT 1081 / 17 7 Aralık 2007 karşılıklı çıkarların korunmasının esas alındığı düzlemlerde bir araya getirerek, ülke ekonomisine katma değer yaratacak yeni oluşumlara fırsat vermeyi amaç ediniyor. Ülkemizde ilk defa TÜBİTAK tarafından düzenlenen Proje Pazarları, 2002 yılında Ege Üniversitesi Bilim Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (EBİLTEM) tarafından gerçekleştirildi ve daha sonra diğer üniversiteler tarafından da farklı konularda organize edildi. EBİLTEM, 2002 yılından itibaren bugüne kadar toplam 4 farklı Proje Pazarı organize etti ve toplam 488 proje yatırımcılara tanıtıldı. Sunulan projelerden 42 adedinde yatırımın belirli aşamalarına gelinmiş, bugüne değin 2 ayrı SpinOff şirketi kuruldu. Yatırıma dönüşen proje oranının ABD ve Avrupa'da %2,5 iken, EBİLTEM proje pazarlarında %7 seviyelerinde. Bilgi Masaları: IRCEGE: Uluslararası; Sanayi İlişkileri ve KOBİ'lere Yönelik Destekler; AB 7. Çerçeve Projesi ve AB Proje Destekleri; Türk Patent Ofisi Bilgi ve Dokümantasyon; PUM (Hollanda Uzman Yardımı Desteği); Sanayi Deneyim Sertifikası Programı; Yatırım Finansman Destekleri; Doktoralı Araştırmacı İstihdamı. Ayrıca, bu etkinliğe katılımı genişletmek amacı ile, kapanış oturumunu “Teknoloji Öngörüsü Paneli” şeklinde düzenlendi.Moderatör: Prof. Dr. Fazilet VARDAR SUKAN (EBİLTEM) Panelistler: Semih İncedayı, Ali Akurgal, Aykut Göker, Doç. Dr. Talat Çiftçi, Dr. Özcan Sarıtaş. Ayrıntı: http://projepazarlari.ege.edu.tr HUKUK BİLİMİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle