20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN K I S A H A B E R L E R lamış olsa da uzun kolları, yukarı doğru çıkık omuzları ve uzun kıvrımlı parmakları onun hâlâ ustaca ağaçlara tırmanabildiğini gösterir. Australopithecus fosilleri sadece Afrika'da bulundu. Modern insanın doğrudan atası olan Homo erectus'un beyni daha büyüktü, çenesindeki çıkıntı daha küçük ve beden yapısı modern insanınkine daha çok benziyordu. En eski Homo erectus kalıntısı yaklaşık olarak 1.9 milyon yıllık ve Australopithecus gibi Afrika'da bulunmuştur. damar hücrelerine, kalp ve sinir hücrelerine dönüşmüşler. Yöntem insanın sperma öncü hücreleriyle de işleyecek olursa çeşitli dokular üretebileceğiz diyor bilim insanları. kırmızı alanlarını süzerek gezegenin mavi görünmesine neden oluyor. Araştırmacılar teleskoplarla Neptün'den çıkan sıcaklık ışınını gözlemleyerek, kırk yıldan bu yana güneşe dönük olan güney kutbun en sıcak bölge olduğunu görmüşler. Neptün'den çıkan ışığın analiziyle metan gazının sıcak atmosfer tabakalarında bol olduğu ve buralardan daha yüksek tabakalara taşındığı anlaşılmış. Atmosferdeki bu dinamik, güneş sistemimizin sekizinci gezegeni olan Neptün'e dünyamıza kıyasla 900 kez daha az ışık ulaşması nedeniyle bilim insanları için sürpriz olmuş. Neptün'ün güneşe olan uzaklığı güneş ve dünya arasındaki mesafenin 30 mislisidir. Gezegen güneşin etrafında yaklaşık 165 yılda dönüyor. Şu anda güney kutbunda yaz mevsimi. 2005 yılında güney kutbu güneşten uzaklaşmaya başladı. Yaklaşık seksen yıl içinde kuzey yarımkürede yaz olduğunda, kuzey kutbu üzerindeki metan gazı yüksek atmosfer tabakalarına taşınacak, diyor bilim insanları. NEPTÜN’ÜN EN SICAK BÖLGESİ GÜNEY KUTBU SPERMANIN ÖNCÜ HÜCRELERİNDEN KÖK HÜCRE ELDE EDİLDİ MODERN İNSANIN ATASINA AİT YENİ KALINTILAR Uluslararası bir araştırma ekibi Gürcistan'da 1.77 milyon yıllık ilk insan kemikleri buldu. Fosiller, modern insanın atasının beden yapısıyla ilgili yeni ipuçları veriyor. Bilim insanlarına göre yeni kalıntılar öncü insan Australopithecus'tan, ilk insan Homo'ya geçişteki evrimsel boşlukları doldurabilecek nitelikte. Homo türüne ait bu ilk insanın beden yapısı hakkında çok fazla bilgi bulunmuyordu. Araştırmacılar üç yetişkin ve bir genç insana ait kalıntıları Gürcistan'ın güneyinde yer alan Dmanissi yaylasındaki kazı yerinde bulmuşlar. Aynı kazı alanında 2001 yılında da Homo türüne ait 1,8 milyon yıllık fosiller bulunmuştu. Bunlar Afrika dışında bulunan en eski örneklerdi. Yeni kalıntıların yardımıyla ilk modern insan hakkında yeni bilgiler edinildi. Buna göre Homo türünün ilk temsilcilerinin iskelet yapısında ilkel ve gelişkin özellikler aynı anda görülmekte. İskeletler ve beyin hacimleri göreceli olarak küçük. Ayrıca omuz ve dirsek eklemleri modern insanda olduğu gibi birbirine bağlı değil. Bu bağlantı kolların aşağı doğru sarkıtılması halinde ayaların içe dönmesini sağlar. Eklemlerdeki bu torsiyon bağlantısı olmadığı zaman ayalar öne bakar. Kalıntılardaki beden oranları ve uzun yürüyüşlere uygun uzun bacak yapıları, gelişkin özellikler olarak görüldü. Omurga da Australopithecus'tan çok, modern insanınkine benzemekte. Australopithecus yaklaşık iki ila dört milyon yıl önce yaşamıştı. Beyni neredeyse şempanzenin beyni kadar küçüktü, hatta bir ila bir buçuk metrelik boyuyla da daha çok insansı maymunları andırıyordu. Öncü insan dik yürüyecek şekilde gelişmeye başFarelerin erbezlerinden kök hücre elde eden Amerikalı bilim insanları, bunlardan damar ve kalp kası hücreleri üretmeye başardı. Cornell Üniversitesi'nde Marco Seandel ile çalışan araştırmacılar sperma hücrelerinin öncü biçimlerini yalıttıktan sonra bunları laboratuarda kök hücrelerine dönüştürdü. Yöntem, embriyonik kök hücre araştırmalarına bir alternatif olarak görülmekte. Bilim insanları Güney kutbundaki sıcaklık ortalama eksi 200 derecenin aşağı yukarı on derece üzerinde. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden Glenn Orton ile birlikte Avrupa Güney Gözlemevi'nin teleskoplarıyla gözlemler yapan araştırmacılar, bu sıcak bölgedeki metan gazının alttaki atmosfer tabakalarından üstteki stratosfer tabakalarına ulaştığını saptadı. Metan, atmosferin üst tabakalarında ışığın BEDENDEKİ YAĞLARDAN KIKIRDAK ÜRETİMİ Bedenden alınan yağlarla gelecekte kıkırdak bozuklukları giderilebilecek. Bedenden çekilen fazla yağlardan Çevrebiyoloji DOĞALGAZLA BESLENEN MİKROPLAR Farenin erbezinden elde edilen kök hücrelerinden damar hücreleri (yeşil) oluşmuş laboratuvardaki testler sırasında erbezindeki sperma hücrelerinin öncü biçimlerinde bulunan GPR125 molekülünü saptamışlar. Bu molekülün yardımıyla hücreler diğerlerinden kolayca ayırt edilebilmekte; hücreler laboratuvarda benzer bir ortamda bekletildiğinde sperma hücrelerine değil yetişkin kök hücrelerine dönüşüyor. Bu kök hücreleri çeşitli doku türleri oluşturabiliyor. Bununla birlikte sperma hücrelerini kök hücrelerine dönüştüren biyokimyasal süreçler hakkında henüz bir şey bilinmemekte. Erbezinden alınan öncü sperma hücrelerinin gerçekten de yeni organ üretme yetisine sahip oldukları testlerle kanıtlanmış. Araştırmacılar bazı hücreleri fare embriyolarına aşılamışlar. Yetişkin farelerin çeşitli organlarda daha sonra ardıl hücreler saptanmış. Laboratuvarda da kök hücreleri, CBT1072/4 5 Ekim 2007 Uluslararası bir araştırma ekibi ilginç bir şekilde uzmanlaşmış bakteriler keşfetti. Nature dergisindeki yazıya göre deniz tortullarında bulunan mikroplar oksijensiz besleniyor, ama bunun yerine propan ve bütan gazına ihtiyaç duyuyorlar. Doğalgazın en önemli içeriği olan metandan sonra etan, propan ve bütan hidrokarbürleri en önemli içeriklerdir. Jeokimyasal bulgulardan yola çıkan araştırmacılar, uzun bir süredir doğalgaz rezervleri ve diğer jeolojik yaşam alanlarında bu tür gaz içeriklerinin oluşumunda biyolojik süreçlerin işleyebileceğini düşünüyorlardı. İlk kez deniz tortullarından yalıtılan bakteriler oksijen yerine sülfat solurken, propan ve bütanı karbon ve enerji kaynağı olarak kullanıyorlar. İncelemelerden anlaşıldığı üzere, bakteriler daha önce bilinmeyen bir biyokimyasal mekanizmadan yararlanarak, hidrokarbürü, tamamen karbondioksit olarak indirgeyebilen bir metabolizma ürününe dönüştürebiliyorlar. Araştırmacıların tahminlerine göre, mikropların bu reaksiyon mekanizmalarının yardımıyla elde edilecek sentetik maddelerle, hidrokarbürden kimyasal ürünler üretmek mümkün olabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle