24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP Yüksek öğretim Bir rektörlük seçiminin ardından stratejisinin sürekliliği CBT1072/20 5 Ekim 2007 Prof. Dr. Osman Demircan OMÜ'de bir rektörlük seçimi yapıldı. Anlamsız bir şekilde güven ortamı bozuldu. Gruplaşmalar oluştu. Dedikodular yayıldı. Çirkin iddiaların ve suçlamaların yer aldığı sahipsiz emailler dolaştı. İki yüzlü davranışlar ortaya çıktı. Üretim durdu. Sonunda yarım saatlik bir oy verme işine bir tam gün harcandı. İnsanlar bir aydır işlerini yapamaz oldu. İyi ki dönem arası olduğu için dersler ve öğrenciler yoktu. Sonuç; emek, zaman ve güven kaybı. Gerçekten yakışmadı üniversiteye. Bildiğiniz gibi, seçim, aslında gerçek rektör seçimi değil, aday belirleme seçimi. En çok oy alan altı adayın adı YÖK'e gönderilecek; YÖK'de kendi yöntemleriyle aday sayısını üçe indirip Cumhurbaşkanına gönderecek; Cumhurbaşkanı da kendi kriterlerine göre bir adayı Rektör olarak atayacaktı. Rektörlük, milletvekilliği gibi öylesine büyük bir güç olarak görülüyordu ki birileri o güce kestirme yoldan ve bedavadan sahibolabilmek, ve başkalarını da engellemek için daha ilk aşamada öğretim üyesine hiç yakışmayan çirkin davranışlara girebiliyordu. Bu durum farklı ölçülerde diğer üniversitelerde hatta her seçim ortamında yaşanmış ve yaşanmaktadır. Demokrasinin yeterince olgunlaşmadığı ortamlarda durum hep böyle olmuştur. Üniversitelerimizin Çözüm önerisine geçmeden önce burada bir noktagelişmesini istiyornın özellikle vurgulanmasında yarar olduğunu düşünüyorum; o da aday olarak ortaya çıkmak. Rektörlük gösak Rektör olrevinin yetkileri olduğu gibi sorumlulukları da var. manın da eğitimÜniversiteyi tanıyor musunuz, gelişmiş ülkelerdeki üniöğretim, bilimsel versitelerle bağlantınız var mı? Üniversiteyi hangi noktadan alıp hangi projelerinizle hangi noktaya götürearaştırma, yönetim, ceksiniz? Batı üniversitelerinden alacağınız örnekler kaynak yaratma ve neler? Geçmişte benzer işler yaptınız mı? Bu bağlamda planlama gibi üniversiteyi geliştirme şansınız ne? Ne yazık ki insanlar konularda ölkendilerini tartamıyor... Bu durum ne üniversiteye ne de YÖK'e yakışmıyor çülebilir kriterlerini . Yıllardır bilinen bu sorun birçok üniversitede tekrar geliştirmemiz tekrar yaşanıyor. Sözünü ettiğim sorunlar daha birinci gerekmektedir. seçim aşamasının sorunları. Duyduğumuza göre ikinci ve üçüncü aşamalarda daha çirkin biçimde her türlü Şark ve Bizans oyunları oynanıyor. Herhalde oralara da imzasız emailler fakslar yağıyordur. Araya, bakanlar milletvekilleri, rektörler, işadamları, belediye başkanları sokuluyor. Hâkim düşünceye göre kim YÖK başkanına ve Cumhurbaşkanına ulaşabilir ve ikna ederse o rektör oluyor. Peki rektörlük seçimi daha sağlıklı, sorunsuz ve Bizans oyunlarından arındırılarak yapılabilir mi? Üniversitelerde akademik ortamın bu seçimlerden olumsuz etkilenmemesi için ne yapmalı? Bunun için uygun rektörler nasıl seçilmeli? En azından seçim dönemlerinde üniversitelerde akademik ortamın bozulmaması için ne yapılmalı? Çözüm seçimin tümden kaldırılmasıdır. Nasıl olur demeyin? Her yönetici seçimle mi geliyor? Valiyi, Kaymakamı biz mi seçiyoruz. Önemli olan gelenin o yeteneğe, beceriye ve kapasiteye sahip olmasıdır. Yrd. Doç.'ler, Doç.'ler, Prof.'lar nasıl atama kriterlerine göre atanıyorsa Rektör olmanın da yazılı açıkseçik ölçülebilir kriterleri olmalı. Adaylar bu kriterlere göre başvurularını yapmalı, Jüri başvuruları inceleyip bir rapor yazmalı ve bir kurul veya Cumhurbaşkanı bu rapora göre rektör atamasını yapmalı. Bir üniversitede boşalan rektörlük gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi saygın bilim dergilerinde ilan edilerek uluslararası rekabet ortamına açık olmalı. Futbol takımlarına nasıl profesyonel yabancı futbolcular transfer edilip futbolun uluslararası gelişimi sağlanıyorsa, profesyonel yabancı rektörler de üniversitelerimize başvurup rektörlük yapabilmeli. Gelişim için Türk Üniversitelerinin yönetimi de bu şekilde uluslararası rekabete açılabilmeli. Şu anda Türk üniversitelerinde rektör olmanın profesör olma dışında hiçbir yazılı kriteri yok. Hiçbir yayını ve projesi olmayan da rektör olabiliyor. Artık üniversitelerimizin gelişmesini gerçekten istiyorsak ve bu bağlamda saygın bir ülke olacaksak rektör olmanın da eğitimöğretim, bilimsel araştırma, yönetim, kaynak yaratma ve planlama gibi konularda ölçülebilir kriterlerini geliştirmemiz gerekmektedir. Ç YÖK'ün öncülüğünde gerçekleştirilen 'Yüksek Öğretim Stratejisi' çalışması, toplumun ilgili kesimlerinin yazılı metinler üzerinden tartışabilmelerine olanak sağladığı/sağlayacağı için kanaatimce çok yararlı oldu. Prof. Dr. Ertuğrul Eriş, Emekli öğretim üyesi lediği Salamanca, Prag konferans öryrıca bir devlet kurumunun neklerinde olduğu gibi konular, uzyazılı bir özeleştiri yapması, manlar arasında tartışılarak netleştirilbelki de ilk defa olmaktadır. mekte ve somut öneriler çıkarılmaktaBu açıdan da takdir edilecek nitelikte dır. Sonrasında siyasiler, bu önerileri bir çalışmadır. Ancak bu stratejinin onaylayıp uzun vadeli uygulamalara giuygulamaya geçirilmesinde ve süreklilirebiliyor. Benzer bir çalışma ülkemizde ğin sağlanmasında belirsizlikler olduğu de yapılabilir. da bir gerçektir. Bu diyaloğun kurulamamasından, Stratejilerin uygulamaya geçirilmebaşta yüksek öğrenim hizmeti almaksi ve sürekliliğin sağlanabilmesi açısınta/alacak olan yurttaşlar ve aileleri ile dan aşağıda açıklayacağım anlayışın, ilgili kurumlar olumsuz etkilenecek ve ülkenin zaman kazanmasına yardımcı maalesef uluslararası yarışta geri kalmaolabileceğini düşünmekteyim. Söz komıza neden olacaktır. nusu anlayış, kurumsal ve bireysel olarak iki aşamada açıklanacaktır. KurumKENDİ STRATEJİSİ lardan kastedilen Hükümet, Milli EğiSiyasilerle birlikte önerilen şekilde tim Bakanlığı, YÖK, Üniversiteler, Faveya bir başka biçimde bir eğitim polikülteler, Bölümler, Anabilim dallarıtikası ve stratejisi oluşturulamıyorsa, dır. Bireylerden kastedilen ise öğretim YÖK'ün mevcut yasalar çerçevesinde elemanları ve öğrencilerdir. kendi stratejik planını hazırlaması bekYüksek öğretim stratejisinin stratelenir. Üniversitelere stratejik planlar jik plana dönüşebilmesi için, strateji ve yapmaları önerilmesine rağmen, şimdipolitikaların belirlenmesinde siyasi (ikye kadar YÖK kendi stratejik planını tidar+muhalefet) kurumlarla YÖK'ün hazırlayıp ilan etmemiştir/edememiştir. işbirliği yapmaları geÖrneğin YÖK, bir bölüm rekmektedir. Yeni seaçmanın kriterlerini saptaYüksek öğretim straçimler sonrası, YÖK yamamıştır. Ar. Gör. kadtejisinin stratejik ile iktidar ve muhalerolarının bölüştürülmesine fet siyasi partileri araplana dönüşebilmesi ilişkin de herkese açık yazısında diyaloğun kuiçin, strateji ve polilı nesnel kriterler yoktur. rulması fırsatının deOysa bir stratejik plan tikaların belirlenmeğerlendirilmesi yeve her yıla ilişkin yıllık sinde siyasi (iktirinde olacaktır. Kaoperasyonel planlar, profesdar+muhalefet) kumuoyu ve üniversite yonel yöneticilikte olduğu akademisyenleri görumlarla YÖK'ün işgibi, bir yönetimin kendisizünde bu diyalog nin ne zaman başarısız olabirliği yapmaları kopmuş görünmektecağını ilan etmesi anlamıgerekmektedir. dir. 'Yüksek Öğretim' na gelir. İddia edilen hedefkonusunda 2025 yılere ulaşamayan yönetim lında varılması gereken hedefe varabilkendiliğinden görevi bir başka ekibe mek için farklı siyasi grupların irade devredebilmelidir. YÖK tarihinde veya desteğine gereksinim vardır çünkü norüniversitelerde bu tür davranışlar gözmal olarak bu süre içinde farklı partilelenmiyor. Bir başka deyişle, yönetime rin iktidara geleceği beklenmelidir. gelen kişi ve kişiler her halükârda başaBu diyalog sağlanabilir. Avrupa Birrılıymış gibi görünmekte, çünkü yazılı liğinin başlangıçta 20, daha sonra 40 olarak ortaya konmuş, herkese açık hecivarında eğitim bakanı da, farklı partidefleri, stratejik planları yok. lerden olmalarına rağmen, 10 yıllık Hükümetin, dolayısıyla Eğitim Ba'Bologna Süreci'ne onay verip uygulakanlığının bir stratejik planının olmamaya geçmişlerdir. İmza atan bakanlar yışı, YÖK'ün ideal bir stratejik plan ve bağlı oldukları iktidar partilerinin yapmasına nasıl olumsuz etki ederse, değişmesine rağmen süreç başarıyla işYÖK'ün bir stratejik planının olmayışı letilmekte. Bu süreçte, iki yıl aralıklarda üniversitelerin ideal bir stratejik la, bakanların toplanmalarından önce, plan hazırlamalarına olumsuz etki etEUA (Avrupa Üniversiteler Birliği) ve mektedir. 200102 yıllarında hükümet, diğer sivil toplum örgütlerinin' düzenbütün devlet kuruluşlarının stratejik A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle