Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tam gün yasası ve üniversiteler Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı yasa taslağı tartışma başlattı. İyi bir sağlık hizmeti için tam gün yasası kesinlikle gerekli, ancak tek başına yetersiz. Daha önceki deneyimler de bunu kanıtlıyor. Aşağıda tam gün yasasının başarısı için sağlanması gerekli ön koşullar ele alınacaktır. İkinci bölümünde ise yasa taslağının niçin üniversiteleri de mutlaka kapsaması gerektiğini tartışacağız. Prof. Dr. Feyza Erkan, feyzaerkan@superonline.com, Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, Prof. Dr. Orhan Arseven; İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A YASANIN BAŞARISI İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR 1Sağlık hizmetinin kâr amacından ve piyasa koşullarından kurtarılması gereklidir: Sağlıkta piyasalaştırma ve özelleştirmeyi temel alan politikalar başta ABD olmak üzere, bir çok ülkede sağlık harcamalarında büyük artışa neden oluyor, buna karşılık sağlık göstergelerinde iyileşme sağlanamıyor. Şimdiden ortaya çıktığı gibi, zaman içinde artan harcamaların hastalara ödettirilmesi başlayacak ve yoksul kesimler yeterli sağlık hizmetine ulaşamayacaktır. Günümüzde SSK, Emekli Sandığı ve Yeşil Kart'lı hastaların kamu tarafından finanse edilen sağlık hizmetlerinde, kaliteli hizmetin gerçek bedeli hastaneye ödenmiyor. Kanserli hastaların radyoterapi, tomografi randevuları 1812 ay uzuyor, acil hastalar yatak bulamıyor ve yoğun bakım hizmeti alamıyorlar. Diğer mal ve hizmetlerde itici güç olan kâr amacı ve müşteri memnuniyeti, sağlıkta geçerli değildir. Örnek vermek gerekirse; bir hastane yaptığı çok sayıda sezaryen ameliyatı ile çok kârlı bir işletme olabilir. Hatta hastalar o hastanenin verdiği hizmetten son derece memnun da olabilirler. Ancak burada temel alınacak gösterge, normal doğum yapan kadınların oranı ve hastanede daha az gün yatmalarıdır. Ödeme gücü olmayanların da eşit ve üst düzeyde sağlık hizmeti alması amacının sözde değil, özde benimsenmesi, ve tüm sağlık sisteminin buna göre yeniden düzenlenmesi, kâr dışında gerçek sağlık göstergelerine göre denetlenmesi gerekir. manda temin etme imkânından yoksunlar. Uzayan ihale sürecinde hizmet verilemiyor, satın almak zorunda kaldıkları ucuz cihaz ve malzeme ile hizmetin kalitesi düşüyor. Devlet personel yasası hastane yöneticisini yetkisizleştirmekte, çalışma disiplini önünde engel oluşturmakta. Bu yasa hem çalışanların demokratik haklarını ve yönetime katılmalarını, hem de yöneticinin çalışanlar üzerinde yönlendirici etki yapabilme gücünü engellemekte. Üst düzey yöneticiler dışında tüm çalışanları kapsayan grev ve toplu sözleşme hakkına sahip bir çalışma ve sendika yasası gereklidir. Bu yolla çalışanların hakları korunurken, idari mahkemelerin bu günkü işleyişi gibi kamu yöneticisini yetkisiz kılan engeller de ortadan kaldırılmalıdır. Çalışanların birikimini ve emeğini adil bir şekilde ödüllendiren bir ücretlendirme sistemi geliştirilmeli, çalışma barışını sağlayacak şekilde saydam ve denetime açık olmalı. gün yasası geçmişte olduğu gibi hedeflenen başarıya ulaşamaz. B. TAM GÜN YASASI ÜNİVERSİTELERİ DE KAPSAMALI Sağlık Bakanlığı'nın hazırladığı yasa taslağının üniversiteleri de kapsaması son derece sevindiricidir. Çünkü tam gün çalışmaya, üniversitelerin diğer hastanelerden çok daha fazla ihtiyacı vardır. Üniversiteler diğer hastanelerden daha geniş kapsamlı ve özgün işlevlere sahiptir. Üniversite hastaneleri aynı anda üç farklı amacı gerçekleştirmekte: Hizmeteğitimaraştırma. 1. Eğitim tam gün sürmeli: Deneyimler, öğrenci ve asistan eğitiminin yarı zamanlı çalışmayla bağdaşmadığını kanıtladı. Hastanelerde öğleden önce yoğun sağlık hizmeti verilmekte, eğitim faaliyetleri ise öğleden sonraya kaydırılmakta. Yarızamanlı çalışmada öğretim üyesinin uygulamaya yönelik eğitim vermesi için yeterli zaman kalmıyor. Öğrenci ve asistan, öğretim üyesiyle ustaçırak ilişkisi geliştiremiyor, onun verdiği hasta hizmetini izleyemiyor, sorular sormak istediğinde eğiticisine ulaşamıyor. 2. Bilimsel araştırma için tam gün odaklanma şart: Bilimsel araştırma yapmak için ilgilendiğiniz konuya uzun zamanlı odaklanmanız gerekir. TÜBİTAK ve TUBA'nın saptamalarına göre, ülkemizin bilimsel araştırmalar konusunda aynı ulusal gelirdeki bir çok ülkeden daha geride kalmasının başlıca nedeni, tam gün çalışan araştırmacı sayısının azlığıdır. Üniversitelerin araştırma işlevini yerine getirmesi, toplumumuza özgü bir çok sorunun çözülmesini sağlayacak ve büyük bir artı değer yaratacaktır. 3Çağdaş yönetim bilimlerinden yararlanılmalı: Kamu hastaneleri yöneticilerinin atamalarında herhangi bir eğitim, donatım ve liderlik becerisi aranmamaktadır. Oysa sağlık hizmeti, diğer hizmet türlerinden çok büyük farklılıklar taşıyan özgün ve komplike bir hizmettir. Hastane yöneticiliği ülkemizde ve dünyadada lisans ve lisansüstü eğitim birimidir.Hastanelerin mimarisi, çalışan personelin ve hastaların güvenliği, ekiplerin organizasyonu, sonuç göstergeleri, etkinlik, verimlilik konusunda dünyadaki bilimsel birikimden yararlanmak şarttır.Kamu hastanelerinin yönetiminin bu anlamda değişmesi gereklidir. Sonuç: Bu koşulları sağlamadan getirilecek bir tam Bireysel yapılabileceklerin ikinci seviyesinde olan öğrenciler, çağdaş anlayışa uygun eğitim alamadıklarını düşünüyorlarsa, mevcut yapı içinde kendilerini en iyi şekilde öğrenmeye hazırlamalıdır. İstediğim seviyede öğretim verilmiyor, ben de en kısa yoldan diplomamı alıp çekip giderim diyorlarsa, en fazla zararı, başta kendileri göreceklerdir. Öğretim üyelerinden, verebileceklerine göre maksimum yararlanıp, ezberlemek yerine anlama çabası gösterebilmeliler. Sonuç olarak, yukarıda açıklanan hiyerarşide, ideal olanlar yapılabilirse toplum olarak kazançlı çıkarız. Ama yine de, mevcut yapı ve yasalar çerçevesinde dahi, kurumsal ve bireysel seviyede yapılacak çok şey vardır ve yapılabilir. Yapılmazsa, kısa vadede hizmet alanlar, yani öğrenciler, farkında olmadan zarar görecek, uzun vadede ise bu işleri yapmayanlar yetiştirdikleri öğrencilerden istedikleri hizmeti alamayarak zarar görecekler ve ulusça hepimiz zararlı çıkacağız. 3. Üçüncü basamak sağlık hizmeti tam gün çalışma ve özenli emek gerektirir: Üniversite hastaneleri birinci basamak ve ikinci basamakta çözümlenemeyen sağlık sorunları konusunda daha yetkin ve daha donatımlı bir hizmete yönelecektir. Tüm sağlık birimlerinden üniversitelere sevk edilen daha ağır ve riskli hastalar, daha büyük ameliyatlar ve komplike durumlar, öğretim üyesinin tam gün emeğini ve sürekli ulaşılabilir olmasını gerektirmekte. 2 İhale, personel ve çalışma yasalarında değişiklikler gerekli: İhale yasasına tabi olan kamu hastaneleri, en kaliteli cihaz ve malzemeyi en kısa zaplan hazırlamalarını öngörmüş fakat yapılan çalışmalar, bir nedenle uygulamaya geçirilememiştir. Daha sonra bütçe kanunu çerçevesinde üniversitelerden stratejik planlar istenmiştir, fakat hedefe ulaşıldığı tartışılmaya açıktır. Fakülte seviyesinde, bölüm seviyesinde, anabilim dalları seviyesinde lider yöneticilerce stratejik planlamalar ve çağdaş uygulamalar yapılabilir. Eğer kurumsal seviyesinde stratejik planlar yapılıp çağdaş uygulamalar gerçekleştirilemiyorsa, çağdaş eğitim için bireysel seviyede, öğretim üyeleri ve öğrencilerince çabalar gösterilebilir. Her bir öğretim üyesi kendi inisiyatifi ile akademik ve öğretim konusundaki uğraşlarını, mevcut yapıda bile, çağdaş seviyede tutabilir. Örneğin sorularını, derslerinin öğretim planlarını şeffaflaştırabilir, öğrenci odaklı öğretim yapabilir, öğrencilerinden anketlerle geri besleme alarak kendini yenileyebilir. Mevcut yasalar, öğretim üyelerinin açıklanan çağdaş anlayışa göre görev yapmalarına engel değildir. 4. Öğretim üyesinin birikimi ve seçkin emeği tam gün değerlendirilmeli: Öğretim üyeleri bu toplumun çok önemli değerleridir. Onların bireysel olarak, bu mesleği seçmelerindeki temel neden öğrenci yetiştirmek, araştırma yapmak ve üstün sağlık hizmeti sunmaktır. Büyük maddi ve manevi birikimlerle yetişen öğretim üyesinin seçkin emeği, yetiştirdiği öğrenci ve asistanlarla binlere katlanarak topluma döner. Öğretim üyesinin verdiği üst düzey sağlık hizmeti, diğer sağlık birimlerinde çözümlenmeyen sorunlarda ümit kaynağıdır. Araştırmaları ise toplumun ve insanlığın yolunu aydınlatır. Tam gün olarak değerlendirilmesi gerekli bu üstün emek, yarızamanlı çalışmada, herhangi bir uzman hekimin verebileceği sıradan hasta düzeyindedir. Bu birey ve toplum açısından büyük bir savurganlıktır. Üst düzey nitelik gerektirmeyen rutin hasta hizmetinin yanında, öğretim üyesi muayenehane kirası, sekreter çalıştırma Yazının devamı arka sayfada CBT1072/21 5 Ekim 2007 TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP