Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TartışmaEditöre Mektup Prof. Dr. Erdoğan YARATILIŞ VE EVRİM Okuş’un ardından Bilim, evrim görüşüne Deniz bilimcileri dünyası, sevilen, aktif, İÜ Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü'nde yeni profesör olan meslektaşları Prof. Erdoğan Okuş'u Karadeniz'de çok talihsiz bir olayda yitirdiler. Emin Özsoy’un mesajını yayımlıyoruz. eğerli kardeşim Erdoğan: Sana sanki önceki haftaki görüşmemizde olduğu gibi rahat bir şekilde yazıyorum, ama aslında geride kalan hepimiz, olanaklı olmadığını bile bile seni yitirdiğimiz o dehşet verici kazayı algılamaya çalışıyoruz. 29 Mart'taki görüşmemizde, planlanan bir araştırma için her zamanki gibi yardımcı olmuş, destek ve öneriler vermiştin. Son günlerde temasta bulunduğun kişilerin hepsi de aynı şeyleri söylüyorlar. Her zaman olumlu ve çalışkan, fedakâr bir arkadaşımız, dostumuz oldun. Seni yitiren Enstitü'deki çalışma arkadaşların gibi bizler de olaydan bu yana yıkıldık. O nedenle sana nasıl sesleneceğimizi bile bilmiyoruz, bağışla. Gerçek deniz bilimciler gibi alçakgönüllü bir kişilikle, özverili çalışmalarla adım adım ilerledin. Biz deniz bilimcilere gıpta ile bakanlar gibi televizyonlara çıkıp, popüler konularda boy gösteren gösteri yapmadın. Ama bizlere deniz bilimleri araştırmalarının ne ölçüde emek, özveri, altyapı, destek ve güvenlik gerektiren bir alanda gerçekleştiğini hatırlattın, sağol. Umalım ki aynı fikirler başkalarının da dikkatini çeksin, ülkemizin Deniz Bilimleri'nde gereken yapılanmayı getirsin, eksikliklerin giderilmesine ve gelişmeye yol açsın. Bu konu üzerinde daha önceden de durmak gerekiyordu ama ne yazık ki bizler herhalde biraz geç kaldık. Evet, kamuoyunda fazlaca risk aldığın ve belki de hatalı davrandığın tartışılacaktır. Bu haberleri pek izlemedik. Ama biz deniz bilimciler çok öznel olarak senin neden bu kadar risk aldığını anlıyor ve değerlendiriyoruz. Her şeyden önce yetişmek zorunda olduğun onca faaliyetin zamansal baskısı nedeniyle yaptığın seferi bir an önce sonuçlandırmak istedin. derinlik kazandırdı A D Çünkü seferden sonra İzmir ve Gökova seni bekliyordu, belki de daha fazlası. Birlikte bulunduğun diğer insanları riske atmamak için, her zamanki ataklığınla kendin öne çıktın. Dalış bröveleri sahibi deneyimli bir denizci olman da herhalde bu kararda etkili oldu. Denizde çalışmanın gereği, herşey bir anda oldu bitti. Ama biliyoruz ki bu konuda söyleneceklerin şimdi hiç bir değeri yok; dünya şimdi bizlere de çok anlamsız geliyor. Umuyoruz ki ülkemizde yıllardır yapılan çalışmalar sonuç versin, insanca yaşam için başka ülkelerde büyük oranda desteklenen deniz bilimleri ülkemizde de yeniden yapılanabilsin, uygun koşullar sağlanarak risk almadan araştırmalar gerçekleştirilebilsin, halkın ve ülkenin yararına sunulabilsin. Bu konuda büyük eksiklikler var ve gerekli politika önerileri pek çok kez kamuya sunulmuş olsa da bugüne kadar bürokrasinin denizlerle ilgili bir planı yok. Ama müsterih ol, biz geride kalanlar, tüm olumsuzluklara karşı toplumumuzun hakettiği bilimsel yaklaşımı ve altyapıyı oluşturacağız. Sevgiyle kal. Emin Özsoy ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü İÜ Deniz Bilimleri’nden not: Bu üzücü mesaj Prof. Dr. Erdoğan Okuş'un ölümünü bilgisayarında kayıtlı bulunan tüm kişilere bildirmek için hazırlanmıştır. Erdoğan Hocayı görevinin başında, deniz için çalışırken kaybettik. Geride kalan ekibi olarak hocanın mirasına layık olmak için tüm gücümüzle çalışarak onun istediği şekilde yola devam edeceğiz. Bu mail hesabı kapatılmayacak ve düzenli aralıklarla kontrol edilecektir. raştırmalardan bir ta İki saygın bilim dergisinde, farklılığı neden sonuç ilişkinesi; ara tür olarak nileriyle ortaya koyacak bir düevrim kuramını telendirdiğimiz ve deşünce biçimine gereksiniminizden karaya çıkan bir destekleyen iki araştırma miz var demektir. Bu düşüncanlının fosili üzerindeki ince biçimi, bilincimizdeki farkyayımlandı. Yaratılış celemeleri dile getiriyor. Bu lılaşmayı tarihsel olgu içinde fosilin sığ sularda yaşayan, aşamalarıyla ve nedensonuç kuramcılarının: "ara türTiktaalik rosea olarak adilişkileriyle açıklayabilmelilerin var olmadığı" ve landırılan ve bundan yakladir. şık dört yüz milyon yıl önce "basit canlılardan karmaşık Bilinçlenme süreci adı yaşamış olan bir canlıya ait üzerinde zamansal unsuru canlıların meydana gele içinde barındırır. Yani değişiolduğu söyleniyor. Yüzgeçlerin bacaklara dönüşmeye meyeceği" gibi savları bu mi ve dönüşümü mutlak kıbaşladığını somut bir biçimlar. Birçok yazar tarafından araştırmalarla ters düz de ortaya koyan bu buluş çarpıtılan ve yanlış tanıtılan ara tür olarak tanımlanan edilmeye devam edilecek evrimleşme, gerçekte diğer eksik halkayı tespit etmemitürler gibi insanın da tarihsel gibi görünüyor. zi sağlıyor. (Nature Dergisi, bir değişime ve dönüşüme 6 Nisan 2006) uğraması anlamına gelmekteDiğer bir araştırma da dir. moleküler biyoloji alanında gerçekleştirildi. Oreİnsanın nasıl var olduğu sorununa salt dingon Üniversitesi’nin yapmış olduğu araştırma, sel bir çerçeveden bakanlar evrimleşme sürecini karmaşık olarak nitelendirilen moleküler oluşum bir kuram olarak görmekten kurtulamazlar. Bu ların dört yüz elli milyon yıl önceki tek bir ortak aynı zamanda diğer bütün bilimleri ve dolayısıyla genden türediğini ortaya koyuyor. doğa yasalarını anlamalarına da engel olur. Oysa Bu araştırma maddedeki küçük değişiklik fizikten jeolojiye, sosyolojiden ekonomiye bütün Tiktaalik rosea lerden karmaşık canlı mekanizmaların nasıl şekillendiğini görmemizi sağlıyor. (Science Dergisi, 7 Nisan 2006) Evrim konusu yeniden gündemdeyken bazı şeylerin açıklıkla tartışılmasının yararları olacağı görüşündeyim. bilimler meydana gelen değişim ve dönüşüm üzerinden anlaşılabilir ve toplumsal gelişim de ancak bunlar üzerinden sağlanabilir. DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM Doğa yasalarını anlayarak edindiğimiz gerçekliklerin en başında değişimin ve dönüşümün kaçınılmaz olduğu gerçeği gelir. Evrenimiz on dört milyar yıl önceki evren değildir. Dünyamız beş milyar yıl önceki tozlu, bulutsu, sıcak yapısını kaybetmiştir. Yüz milyon yıl öncesinin canlıları artık yaşamamaktadır. Bugün yeryüzünde yaşayan canlıların hiçbirine milyar yıl önce rastlamak mümkün değildir. Bu kadar büyük hareketliliklerin meydana geldiği, cinslerin ve türlerin değiştiği dünya coğrafyasında insanı ayrı bir sınıf içinde tanımlamak hayatı anlayamamayı da birlikte getirir. Kim ne derse desin bugün dünyanın içinde İNSANLAŞMA SÜRECİ Şu açıktır ki, bugün kendimizi insan olarak tanımlamamızın nedeni, gelişmiş olan bilincimiz ve bilincimizden kaynaklı diğer hayvanlardan farklı bir yaşam sürüyor olmamızdır. Açık olan bir şey daha var ki, o da atalarımızın bilinç düzeyinin günümüzden çok daha geri olduğudur. O halde geçmişten günümüze doğru bir bilinçlenme sürecinden söz etmekteyiz ki bu süreç insanlaşma süreci olarak tanımlanır. Eğer atalarımızdan daha bilinçli olduğumuzu ve bilincimiz yüzünden diğer hayvanlardan farklı olduğumuzu iddia ediyorsak o zaman bu 998/20 6 Mayıs 2006