Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yenilikcilik indeksi ve Türkiye Yarışma İstanbul Boğazından elektrik elde edilmesi Her yıl Mayıs ayında tüm dünyadan 40’a yakın ülkenin katılımı ile çocuklara yönelik Uluslararası Lego Ligi turnuvaları yapılıyor. Çocukların bilim ve teknolojiyi sevdirmek, yaratıcılıklarını geliştirmek amacı ile düzenlenen turnuvaların Türkiye finalinde Inter Conti Kids şampiyon oldu. 1215 yaşları arasında 4 kız 3 erkekten oluşan ekip İstanbul Boğazı’ndaki akıntıdan elektrik enerjisi elde etme projesi ile yarıştılar. Ekip 567 Mayıs’ta Hollanda’da düzenlenecek uluslararası yarışmada Türkiye’yi temsil edecek. Projeleri şöyle: "Boğazın temel fiziki karakteristiği, dünyanın en dar su yollarından biri olmasıdır. Bu da akıntı oluşacağını ve bizim işimize yarayacağını gösterir. Kıyılardaki uzunluk, Anadolu tarafında 19 deniz mili, Trakya tarafında ise daha kıvrımlı yapısından dolayı 30 deniz mili kadardır. En geniş yerleri kuzeyde, Anadolu Feneri ile Türkeli Feneri arasında 3600 metre, güneyde, Ahırkapı Feneri ile İnciburnu Feneri arasında 3220 metredir. Boğazın en dar yeri ise Anadoluhisarı ile Rumelihisarı arasında olup, 698 metredir. İşte bu noktaya pervane tribünleri koyulacaktır. Çünkü en dar yerde, akıntı en kuvvetli olacaktır. İstanbul Boğazı'nın derinliği ana kanal boyunca 30 metre ile 110 metre arasında değişmektedir. En derin yer olan 110 metrelik derinlik, Kandilli açığındadır. Boğazda derinlikler genellikle, 3060 metre arasında değişmektedir. Su tribünlerini koyacağımız Rumeli ve Anadolu hisarları arasındaki noktada derinlik yaklaşık 50 metre düzeyindedir. Bu da tribünleri yerleştirmek için fazlasıyla yeterlidir. TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ Y aygın adıyla teknoparklar, teknik adıyla "Teknoloji Geliştirme Bölgeleri" akademisyenlerin bilgilerini paraya dönüştürme sürecinde çok önemli bir rol oynamaya başlamışlardır. Bu bölgelerin akademik dünya açısından en önemli özelliği, üniversite personelinin kurumlarıyla ilişiklerini kesmeden, bilgilerini kullanarak özel sektör koşullarında ticari boyutu da olan faaliyetler gösterebilmelerine olanak tanımalarıdır. Böylece, akademisyenler yasal çerçevede bu bölgelerde şirket kurabilirler, kurulu şirketlere ortak olabilirler veya bu şirketlerde ücret karşılığında çalışabilirler. Bu düzenleme, bugüne dek etik ve yasadışı olarak görülen "bilgiden para kazanma" sürecini yasal zemine oturtmuştur. Ancak bu, sürecin sadece başlangıcıdır. Üniversite – Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ilişkilerinin düzenlenmesinde, bu ilişkinin daha verimli hale getirilmesinde kat edilmesi gerek yol uzundur. Bu yoldaki kilometre taşlarından birisi de, Türkiye’nin fikri mülkiyet hakları mevzuatının, üniversitelerin bu konuyla ilgili iç mevzuatlarının oluşturulması da dahil olmak üzere, uluslararası standartlara ulaştırılmasıdır. Bunun yanında, özellikle üniversitelerin zaman zaman birey tarafından karşılanması olanaksız boyutlara ulaşan patentleme ve koruma giderlerini karşılayabilecek sistemleri de oluşturmaları gereklidir. Gelişmiş ülkelerde bu konuda örnek alınabilecek çok güzel modeller bulunmaktadır. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri aynı zamanda çevrelerinde risk sermayesi oluşumunu da sağlayabilmelidir. Türkiye’ye henüz çok yabancı olan bu sermaye yapısı, çağdaş dünyada araştırmanın ve teknoloji üretiminin çok önemli bir itici gücü haline gelmiştir. Gelişmiş ülkelerde patentlisans gelirleriyle çok büyük bir bütçeye hitab eden üniversiteler ve bilim kurumları bulunmaktadır. Bu kurumlar çevrelerinde toplayabildikleri risk sermayesi katkı açısından çok önemli gelişmeler göstermiş bir ülkedir. Uluslararası atıf indekslerine kayıtlı dergilerdeki yayınlara göre yapılan sıralamalarda hızla yukarılara yükselmiştir. Birçok bilim kurumunda dünya büyüklüğü oranında başarılı olabilmektedirler. Türkiye’deki yatırım çevrelerine bu konunun çok iyi anlatılması zorunluluğu vardır. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, bir taraftan da uluslararası ArGe kaynaklarını ülkeye çekebilecek bir potansiyel sergilemektedir. Örneğin, Antalya’da kurulu bulunan Batı Akdeniz Teknokenti son iki ayda, Avrupa kaynaklı çok sayıda ileri teknoloji firmasının ilgisine muhatap olmuş, bunlardan bir bölümünün önümüzdeki bir kaç ay içinde bölgede yer alması için gerekli çalışmalar tamamlanmıştır. Bu ilginin artarak devam edeceği görülmektedir. Bu uluslararası ilgi Türkiye’deki teknoparklarda araştırma kültürünün gelişmesine önemli katkılarda bulunacak, özlenen sinerji ortamının yaratılmasını sağlayacaktır. Ancak, bu ilginin devamı için de yapılması gereken yasal düzenlemeler (gümrük mevzuatı, oturmaçalışma izinleri konusundaki düzenlemeler) zaman geçirmeden yapılmalıdır. standartlarında araştırma yapan çalışma grupları oluşmuştur. Yani, Türkiye’nin bilgi üretmede insan faktörü yönünden önemli bir eksikliği olmadığı düşünülebilir. Son aylarda, özellikle Cumhuriyet Bilim ve Teknik Dergisi sayfalarında geniş olarak tartışılan yeni akademik performans ölçütü, h faktörü değerlendirmelerinde de Türkiye’deki bilim kurumlarında evrensel ölçülerde kaliteli bilim insanları bulunduğu ortaya çıkmıştır. Kaldı ki, şimdiye kadar yayınlanan listeler önemli eksiklikler içermektedir. Ülke genelinde konu edilen eşik değerlerin üzerinde performansa sahip çok daha fazla bilim insanı bulunduğu herkesce bilinmektedir. Üretilen bilginin inovasyon gücüne yansımamasının en önemli nedenlerinden birisi, özellikle akademik çevrelerde ön plana çıkan, bilgiden para kazanılması konusundaki "kültürel" bir dirençtir. Bu Türkiye’nin akademik geleneğinde yer etmiş bir davranış biçimidir. Yakın zamana kadar yasal düzenlemelerle de desteklenmiştir. Özellikle bu konudaki dünya gerçeklerinin fark edilmesi ve "Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası" gibi bazı önemli yasal düzenlemelerin de etkisiyle bu davranış biçiminde önemli değişiklikler olmaya başlamıştır. Adeta, bilim kurumlarında bu konuda bir kültür devrimi yaşanmaktadır. Eğer bu ortam uygun mekanizmalarla desteklenirse kısa sürede teknoloji üretimine yönelik gelişmelerin büyük bir hızla yaşanacağı görülmektedir. (*) Prof.Dr. Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi baskurt@akdeniz.edu.tr http://trendchart.cordis.lu/scoreboards/scoreboard2005/index.cfm ile birlikte bu alandaki en zayıf üç ülkeden birisidir. TÜRKİYE NEDEN PATENT FAKİRİ? Türkiye son yıllarda evrensel bilime BOĞAZ VE AKINTILAR Akıntıdan bahsetmemiz gerekirse; boğazın dar ve kıvrımlı olması akıntıların önemini artırmaktadır. İstanbul Boğazında akıntıya etki eden faktörler; ? Coğrafi yapı ? Marmara ve Karadeniz arasındaki seviye farkı ? Her iki denizin tuzluluk oranlarının farklığı ? Buharlaşma ve ? Rüzgârdır. Lodos hariciyetinde genelde Karadeniz’den Marmara denizine doğru, yani kuzeyden güneye olan akıntı, üst akıntı olarak adlandırabileceğimiz, suyun üst 15 metresinde akan akıntıdır. Ayrıca Marmara denizinden Karadeniz’e doğru, yani güneyden kuzeye olan alt akıntı da vardır. Bu da bize gösteriyor ki, İstanbul Boğazında çift yönlü akıntı vardır ve biz her yöne ayrı pervane tribünleri koyarak elektrik üretimini iki katına çıkarabiliriz. Gelen akıntı su tribünümüzdeki açılı olan pervaneyi döndürür, dönen pervanenin arkasındaki parça da dönerek bir manyetik alan oluşturur. Oluşan manyetik alanda ortaya çıkan iyotlar dinamo olarak adlandırdığımız bobindeki bakır tellere yapışarak hareket enerjimizi elektrik enerjisine dönüştürmüş olur. Ancak bu elektrik enerjisi düzensiz ve yetersizdir. Bu yüzden dinamodan gelen Elektrik enerjisini transformatör ile güçlendirerek 220 Volt olan şehir şebeke voltajına yükseltir ve regülatör denen cihaz yardımı ile 220 Volta sabitlenir. Şu anda hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirebildik. Ancak akıntı her zaman aynı ve eşit olamayacağı için akümülatörile elektriği depolarız. ? Öncelikle akıntı yenilenebilir bir kaynak olduğu için petrol, doğalgaz gibi dünya kaynaklarını tüketmiyoruz. ? Dayanıklı ve sessiz olarak çalıştığından gürültü kirliliği olmayacaktır. ? Nükleer santraller gibi riskli değil, termik santraller gibi doğaya zararlı değildir. ? Kolayca kurulabileceği için düşük maliyet ile elektrik üretilebileceğiz." Tablo 1: İnovasyon indeksinin hesaplamasında kullanılan parametreler. Türkiye’nin her parametre için geçerli bağıl puanı son sütünda gösterilmiştir. GİRDİ – İnovasyon sürücülüri 1.1 2029 yaş arası 1000 nüfus başına bilim ve mühendislik mezunları 1.2 2564 yaş arası 100 nüfus başına yükseköğrenimli nüfus 1.3 Geniş band penetrasyonu (100 nüfus başına 144 Kbit/s üzeri hıza sahip internet hattı sayısı) 1.4 2564 yaş arası 100 nüfus başına yaşam boyu eğitime katılan nüfus 1.5 2024 yaş arası nüfusun en az lise eğitimini tamamlamış olan yüzdesi Türkiye* 43 46 3 69 15 334 50 10 1 0 0 1 2 GİRDİ – Bilgi üretimi 2.1 2.2 2.3 2.4 2.5 3.1 3.2 3.3 3.4 3.5 3.6 4.1 4.2 4.3 4.4 4.5 Kamu ArGe harcamaları (% Gayrisafi milli hasıla) İş dünyası ArGe harcamaları (% Gayrisafi milli hasıla) Ortayüksek ve yüksek teknoloji üretiminde ArGe harcamalarının oranı (%) Kamu kaynaklarından ArGe desteği alan girişimcilerin oranı (%) İş dünyası tarafından finanse edilen üniversite sektörü ArGe harcamaları oranı GİRDİ – İnovasyon ve girişimcilik Kendi bünyesinde inovasyon yapan KOBİ’lerin oranı Diğer KOBİ’lerle işbirliği yaparak inovasyon yapan KOBİ’lerin oranı İnovasyon harcamaları oranı (Toplam cironun yüzdesi) Erkendönem risk sermayesi (% Gayrisafi milli hasıla) Enformatik ve haberleşme teknolojisi harcamaları (% Gayrisafi milli hasıla) Teknoloji dışı değişim geçiren KOBİ’lerin oranı ÇIKTI Uygulamalar Yüksek teknolojili servislerde çalışan iş gücünün oranı Yüksek teknoloji ürünleri ihracatının tüm ihracata oranı Pazardaki yeni ürün oranı Firma için yeni, pazar için yeni olmayan ürün oranı Ortayüksek ve yüksek teknoloji üretiminde çalışan iş gücü oranı ÇIKTI – Fikri Mülkiyet Hakları 5.1 Milyon nüfus başına Avrupa Patentleri 5.2 Milyon nüfus başına ABD patentleri 5.3 Milyon nüfus başına triadic patentler (Japonya, ABD ve Avrupa’da korunan patentler) 5.4 Milyon nüfus başına marka sayısı 5.5 Milyon nüfus başına endüstri tasarımı sayısı * Türkiye’nin bağıl puanı Avrupa Birliği 25 ülke ortalaması 100 kabul edilerek hesaplanmıştır. 998/11 6 Mayıs 2006