Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ooof off line Tanol Türkoğlu (TanolT@yahoo.com) Kitap Katı ve Sıvı Arayüzlerin Yüzey Kimyası bilgi eksikliğini gideriyor. Katı ve Sıvı Arayüzlerin Yüzey Kimyası, çok sayıda üretim sürecinde kritik bir rol oynayan yüzeyleri ve arayüzlerle ilgili araştırma araçları hakkında da bilgi veriyor. Öğrenciler, aşina oldukları fiziksel kimya ilkelerinin içerdiği fikirlerin gelişiminden başlayarak, yüzey kimyası ile ilgili oldukça ileri bir bilgi düzeyine erişme şansını yakalıyor. Bu kitap ayrıca yeni gelişmekte olan nanoteknoloji alanında karşılaşılan yüzey kimyası ile ilgili konulara ilgi duyanların da, temel bilgi eksikliğini tamamlamayı hedefliyor. Kitap giriş bölümünde yüzeyleri ve arayüzleri tanıtıyor. Bu bölümde ayrıca moleküler etkileşim ve arayüzlerin termodinamiği hakkında bilgi veriliyor. Temel olarak sıvılara ayrılmış olan ikinci bölüm, saf sıvı yüzeyler, sıvı eriyik yüzeyleri ve bu yüzeylerin gerilimlerine ayrılmış. Katılara ayrılan üçüncü bölümde ise katı yüzeyler, katıların üzerindeki sıvı damlalarının temas açıları ve bunlarla ilgili uygulamalar yer alıyor. Fiyatı 29.99 Sterlin Gençler İçin Laptop Anımsanacağı üzere Cumhuriyet Bilim Teknik’te daha önce birkaç kez 100 dolara laptop projesini gündeme getirmiş ve bunun sonucunda da olumlu gelişmeler gözlemiştik. Milli Eğitim Bakanlığı, sembolik adetlerde de olsa, bu konuya yatırım yapacağını açıklamıştı. Bu arada geçtiğimiz aylarda ülkemizi de ziyaret eden Bill Gates bir yandan 100 dolara laptop projesinde odakta olan cihazı bir bilgisayar olmaktan ziyade bir oyuncağa daha yakın bulduğunu söylemiş, ancak bunun yanı sıra Microsoft’un da bu konuda muadil projeleri olduğunu belirtmeden de edememişti. Şimdi zincire yeni bir halka daha ekleniyor. Görünen o ki Intel fir ması da ucuza laptop trenine biniyor. Şimdilik 400 dolar düzeyinde bir ücrete laptop tasarlayacağını açıkladı firma. "Dünya İleriye" projesi çerçevesinde üretilen "İleriye Sıçra" sloganı çerçevesinde firma, dünyada bir milyar dolarlık bir yatırımla gelişmekte olan ülkeleri bilgisayarlaştırma sürecine katkıda bulunmayı stratejik olarak benimsemiş durumda. Yazan: H.Yıldırım Erbil Kocaeli’ndeki Gebze Teknoloji Enstitüsü profesörlerinden Yıldırım Erbil, yüzeylerin fiziksel kimyası ile ilgili bu kitabında, öğrencilere ve kimya sanayindeki araştırma görevlilerine yüzeylerin ve arayüzlerin kimyası ile ilgili temel bilgileri sunuyor. Çok sayıda kitabın gereğinden fazla ayrıntılı ve kapsamlı olduğu bir alanda bu kitap, temel KAPSAM GENİŞLİYOR Bu tür alternatiflerin ortaya çıkması oldukça faydalı. Sonuçta 100 dolara satılacak laptoplar herkesin bilgisayar gereksinimi karşılayacak düzeyde olmak zorunda değil (Konuyu ilk ortaya atan MIT Media Labs.’tan Prof. Nicholas Negreponte’nin çıkış noktası ilköğretim çağındaki öğrencilerdi). Ancak bu vesile ile görüyoruz ki kapsam alanı ilköğretim çağındaki öğrencilerden yavaş yavaş çıkmakta ve tüm taşınabilir bilgisayar kullanım gereksinimi duyan kişilere doğru yayılmakta. Bu çerçevede öncelikli olarak hareket halindeki kullanıcılar bu tür cihazlardan istifade edeceklerdir. Hareket halinde olmanın temelde iki nedeni olabilir: İşi gereği hareket halinde olmak, ya da hareket halinde olma gereksinimi içinde olunduğu için hareket halinde olmak. İlk grubu adreslendirmek kolay. Zaten bugün laptop kullanıcılarının çoğunluğu da bu gruba girmekte. Ancak göz ardı edilmemesi gereken ikinci grup da var. Bu gruba girebileceklerden bir profil örneğin lise/üniversite öğrencileri olabilir. İlk bakışta bu gençlerin laptop gibi yanlarından ayıramayacakları bir bilgisayara o denli gereksinimleri olduğu söylemek mantıklı gelmeyebilir. Ancak gerek yaşları gerekse de hayat karşısındaki duruşları itibariyle aslında delifişek ve sürekli hareket halinde olan bu kullanıcıların birer laptop sahibi olabilmeleri en az işsel sebeplerden dolayı yanlarında laptop taşıyanlar kadar gerekli ve zorunludur. Zaten bu sebepten olacak bizim ülkemiz de dahil pek çok ülkede kimi üniversiteler öğrencilerine ücretsiz laptop vermekte ve kampüs içinde kablosuz internet erişimi sunmakta. Avşar Sabiti... ği düşünülsün. Bu takdirde bilim dünyamız ve okuryazar kesimimiz ne düşünecekti? HÜLYA AFŞAR FIRSAT YARATTI Düşünülecek olan bellidir: "aman ne iyi, bilim adamına gösterilen ilgi şarkıcıya gösterilen ilgiden daha büyükmüş; o halde bilimde önemli bir mesafe almışız; o halde muasır medeniyet düzeyine erişilmiş bulunmaktadır" filan. Bunun ne kadar yanıltıcı olacağını bırakınız bilim dünyasını sokaktaki insanlar bile anlayabilir. Hülya Avşar bilerek bilmeyerek bilimde geri kalmışlığımızın nedenlerini doğru dürüst analiz etmemiz için mükemmel bir fırsat yaratmıştır. Kendisine müteşekkir olmak varken aşağılanıyor. Herhangi nedenlerle kontrolunu kaybetmiş sürekli irtifa kaybeden bir uçak düşününüz. Pilotlar seferber olmuş, düşüşü durdurmaya çalışıyorlar. Bu arada yardımcı pilot eline bir parça kağıt ve biraz seloteyp alıp altimetre cihazının üzerini kapatıyor, böylece artık ne kadar hızla düştüklerini görmüyorlar ve kısa bir süre için huzura kavuşuyorlar. Sürekli huzurdan (!) önceki birkaç dakika. Lütfen size durumunuzu gösteren göstergeleri örtmeyiniz, kırmayınız ya da aşağılamayınız, onlar bizim en kıymetli yol göstericilerimizdir. Hatta mümkünse gösterge yanlışlıklarından korunabilmek için yanlarına ikinci, üçüncü göstergeleri de koyunuz. Mesela şimdi aynı deneyi tekrarlayıp bu defa da S.HawkingM.Gürses ikilisini davet edin. Hatta şimdi aklıma geldi bunu sürekli bir izleme sistemine dönüştürüp citationindex yerine kullanmak üzere her ay benzer bir ikiliyi "davet" edelim. (Bunu diğer gelişmiş ülkeler yapamazlar, çünkü bilim adamlarıyla eşleştirecek sayıda "diğer"lerinden bulamazlar). nırlar. "Trafik kazaları önemli bir sorundur. Bunun için vatandaşın kurallara uyması gerekir", "enflasyon haksız bir vergidir. Bu nedenle mutlaka düşürülmesi gerekir" gibisinden. Beş parmak bir olamaz.. Toplum bileşimi içinde tüm bireylerin zeki, bilgili, ahlaklı ve ruh sağlığı yerinde olmasını beklemek bir hayaldir. Ama, bu tür az sayıda kişinin bulunacağını ve özellikle de onların sağlam bir kültür tabanı oluşturarak toplumun geri kalanı için özgür ama istismar edilemeyecek bir yaşam alanı oluşturmalarını ummak da en doğal beklenti sayılmak gerekmez mi? Bu kişiler toplumun çeşitli ilgi alanları içinde kuşkusuz vardır. Ama bu kesimlerden birisi vardır ki o, bu sihirli gelişim sürecinin anahtarı demek olan "elit ağları"nın önderliğini yapacak olan "seçkin bilim insanları ağı" olmalıdır. (www.tinaztitiz.com/yazi.php4?id=457). ELİT DAYANIŞMASI NEREDE? Birbirine akademik ünvan dağıta dağıta "elit" niteliğini çoktan yitirmiş, aydınlanmanın biricik aracı olan akılsezgi etkileşim sarmalını ıskalamış bulunan toplum kesimimiz, içinde var olan elitlerini bir ağ içinde dayanışma içine sokamadıkça, bu eksiğin sonsuz sayıdaki sonucuna katlanmak zorunda kalacaktır.$50,000 karşılığında, incileri dinlenmek üzere konferansına gidilen futbolcular bugün şarkıcılarla yer değiştirmiştir. Bu süreçte en ufak günahı bulunmayan kişiler bu konferansları vermek üzere "davet edilen" kişilerdir. Kimi davet etseniz haklı olarakkendinde bir şeyler vehmedecektir. Sorunu bu kişilere indirgelemek, kültürel yozlaşmadan sürekli yakınmak kişisel rahatlama sağlayabilir, ama süreci tersine çeviremez. Beğenmeyen kim varsa düzgün insanlardan ağlar oluşturmalıdırRüşvet vermeyen iş sahibi, rüşvet almayan görevli, kopya çekmeyen öğrenci, sınavda gözetim yapmayan ya da ezber yaptırmayan öğretmen, yetkilerini seçim bölgesine aktarmayan bakan, trafik kurallarını çiğnemeyen sürücü, hayvanlara eziyeti önlemek isteyen hayvansayar ya da velileri ile sözleşme yapabilen okullar ve de benzer elit tavırlı kişi ve kurumlar. Her kim ki gidişattan memnun değildir, kendi gibilerini arayıp bulup aralarında birer dayanışma ağı kurabilmelidirler. Bunu yapmak yerine, ağ oluşturabilecek kişi ve kurumların kusurunu aramakla meşgul olanlardan ibaret toplumlar ise şimdi mezarlıklardadır. BULUNMAZ FIRSAT 400 dolar ya da altında ücretlerle piyasada bulunabilecek laptop bilgisayarlar bu profili oluşturan kullanıcılar için bulunmaz bir fırsat olacaktır. Ayrıca unutulmaması gerekir ki dijital kültürün en yoğun yaşandığı yaş grubu da istisnasız tüm ülkelerde bu gençlerin oluşturduğu gruptur. ODTÜ Ankara Kampüsü içinde açılmış olan Teknoloji Müzesi, pek çok şeyin yanı sıra şahsen bizim 20 yıl önce bilgisayar laboratuvarında kullandığımız IBM PC jr, XT, AT serisi, kişisel bilgisayarların ilk modellerini de sergilemekte. Matrix filmlerinden anımsanacak siyah ekran, yeşil harfler modelinde olan ekranlara sahip bu bilgisayarların belleği 64 Kilobyte (şu anki tipik bir laptop’un bellek kapasitesi, bunun üç bin katıdır) idi. İşlemcisi ise birinci kuşak olarak addelirse, bugünkü bilgisayarlarda sekizinci kuşak işlemciler kullanılmakta. 20 sene önce iki bilgisayar arasında iletişim kurabilmek bile bir dertti ve bilimsel amaçlar için yapılabilirdi. Bırakın chat imkanını eposta bile yoktu. Ancak o zaman da gençlerin dinamik bir hayatı vardı, o zaman da sürekli iletişim içinde olmak istiyorlardı. Gençliğin bu gereksinimleri hep var olacak; böyle oldukça da onların hayatını daha da hızlandırmaya yarayan teknolojiler her daim revaçta olmaya devam edecek. NEDEN BÖYLE? Sorun çözme araçları içine tarafımızdan katıldığına kuşku olmayan bir araç var: "bir soruna daha büyük sorunla çözüm önerme" yöntemi. Örneğin, "tinerci çocuklar" sorunu için önerilen çözümlerden birisi, "ailelerin çocuklarına sahip çıkması"dır. Halbuki, ailelerin çocuklarına sahip çık(a)mayışları, tinerci çocuklar da dahil birçok sorunu üreten daha büyük bir sorun kümesidir. Ciddi görüntülü birçok yetkili bu tür sorunları "anlıyormuş gibi" yapmak amacıyla bu yöntemi kulla999/22 13 Mayıs 2006