Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TıpCildiye KAŞINTININ DA AĞRI GİBİ BİR BELLEĞİ VAR Kaşıntıya nihayet etkili bir tedavi bulundu Kronik hale gelen kaşıntı son derece rahatsız edicidir. Hatta zaman zaman ağrıdan bile daha fazla eziyet verebilir. Tıpkı ağrıda olduğu gibi kaşıntı da farklı nedenlere dayanan bir belirtidir. Fakat özellikle de yetişkinlerde herhangi bir hastalık belirtisi olmayan kaşıntılar da görülmekte. Avrupa’nın tek kaşıntı tedavi merkezine sahip Münster Üniversite Kliniği’nde şimdi etkili bir tedavi bulundu. S piegel dergisindeki bir yazıda Dieter J’deki kaşıntının git gide daha kötüye gittiğinden söz edilmekte. Öyle ki hasta bir zaman sonra çalışamaz hale gelince doktora başvurmuş. O doktor bu doktor derken, kaşıntısı tüm bedenine yayılmış. Hasta depresyona girmiş ve sonunda kendisini bir psikiyatrın karşısında bulmuş. Kaşıntının ne olduğunu hepimiz biliriz. Önce bedenimizin bir bölgesi tatlı tatlı kaşınmaya başlar, biraz kaşırsak geçeceğini sanırız. Kaşımak ilk başta işe yarar da; çünkü kendimizi rahatlamış hissederiz. Ama aynı yer bir müddet sonra tekrar kaşınmaya başlar, bu sefer daha sert bir şekilde kaşırız ve sanki kaşıntının bedenimizin diğer bölgelerine yayıldığını hissederiz, böylece kaşıntıyla aramızda bizi çileden çıkartan amansız bir savaş başlar. Kaşıntı aslında çok sayıda cilt hastalığının bir belirtisidir daha doğrusu cilt hastalığının en eziyet verici semptomu denebilir. SAĞLIKLI CİLT DE KAŞINIR Fakat sağlıklı görünen bir cilt de pekâlâ kaşınabilir. Mesela diyabet veya böbrek enfeksiyonu gibi iç hastalıklarda. Bilim, kaşıntının oluşum mekanizmasını hâlâ aydınlatabilmiş değil. Bir duyu organı olan cildimiz, ağrıyı, soğuğu, sıcağı veya basıncı algılayan reseptörlere sahip. Bu etkenlerin aksine kaşıntı için reseptörlerin varlığı pek bilinmemekte. Olası bir açıklama, ağrı ve kaşıntının aynı reseptörler tarafından algılandığı olabilir. Bu açıklamaya kaşıma, ovma gibi savunma reaksiyonları da uygun düşmekte. Kaşıntıdan çok fazla rahatsız olanlar cilde sıcaklık veya soğukluk şoku uygulama çalışırlar. Anlaşıldığı kadarıyla bu şekilde kaşıntı reseptörü ağrı reseptörüne dönüştürülmekte hatta derin ve şiddetli kaşıma larla hasar verilmekte. Ağrıya katlanmak daha kolay gibi gelir ve bir müddet sonra da yok olur. Kaşıntı ve ağrı arasındaki ilişkinin kökleri aslında Latince "Pruritus"a uzanmakta. Prurire’nin eski Latincedeki karşılığı yanmadır. Fakat kaşıntının hissedilmesinden önce herhangi bir şekilde uyarılması gerekiyor. Bu mekanik veya kimyasal olabilir. Fakat kaşıntının nedeni genelde cilt enfeksiyonudur yani savunma sistemin den gelen bir uyarım söz konusu. Bu tür enfeksiyon hücreleri çeşitli cilt hastalıklarında önemli oranda üst deri tabakalarına ulaşarak uyarı veya iltihap maddelerini salgılar ve kaşıntı reseptörlerini uyarırlar. Uyarı sinir lifleri üzerinden sırt omuriliğine ve büyük beyne iletilmekte ve burada da kaşıntı olarak algılanmakta. BEYİN DE ETKİLEŞİYOR Heidelberg Üniversitesi’nden Mar Kaşıntı nasıl oluşuyor ve ne şekilde iletiliyor? 3 Beyin Histamine karşı duyarlı sinir hücresi Uyarı iletimi Histamine karşı duyarlı olmayan sinir hücresi Limbik sistem Beyindeki kaşıntı uyarısı, çeşitli merkezler üzerinden büyük beyin kabuğuna ulaşır. Kaşıntı burada bilinçli olarak algılanırken, limbik sistemde "rahatsız edici" olarak değerlendirilmekte. Bu kaşıntı türünde antidep resanlar beyindeki uyarıların işlenmesini engellemekte. 1 Ciltteki sinir hücreleri Cildimizde kaşıntı sinir hücrelerinden oluşan büyük bir ağ bulunmakta. Bu sinir hücrelerinden bazıları mesela sinek sokmasında olduğu gibi alerji etki maddesi olan histamine karşı duyarlı. Diğer uyarımlar başka sinir hücrelerini etkinleştiriyorlar. Fakat nörodermitis, diyabet ve kanser gibi hastalıklar ve ilaçlar da kaşıntıya yol açabiliyor. Bu gruptaki kaşıntılar, soğutma, biber merhemi, antihismatik ve nemlendirici kremlerle tedavi edilmekte. 2 Sırt omuriliği Sinirler sinyali sırt omuriliğine iletirler, buradan ise beyne ulaşır. İkinci gruptaki kaşıntı türü uyarı ile timini engelleyen ilaçlarla tedavi edilmekte 999/10 13 Mayıs 2006