Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
biyolojide de çok temel dönüşümlerin gerçekleştiği bir yüzyıldır. Tüm canlıların ortak bir atadan geldiğini öngören evrim kuramıyla Charles Darwin (18091882), sadece biyolojide değil, tüm bilim dallarında çok köklü zihniyet dönüşümlerine yol açmıştır. Öte yandan başta büyük bilimci Alman matematikçi Gauss (17771855) olmak üzere, Fourier (17681830), Cauchy (17891857), Lobachevski (17921856), Boole (18151864), Frege (18481925), Lorentz (18531928), Poincare (18541912), Minkowski (18641909), David Hilbert (18621943) gibi matematikçiler, matematiği, en karmaşık doğa olgularını çözümleyebilecek bir düzeye çıkarmışlar ve Euclid’çi olmayan geometrinin bu yüzyılda gerçekleşmesiyle de, 20. yüzyılın eseri olan özel ve genel görelilik kuramlarının geliştirilme koşulları oluşturulmuştur. İnönü Üniversitesi’nde canlıdan canlıya karaciğer nakli 7 yaşındaki Adnan Keskin’e, annesinin karaciğerinin yüzde 22’si başarıyla nakledildi. Hastalar taburcu oldu. nönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu, üniversite hastahanesinde anneden oğluna canlı karaciğer nakli yapıldığını açıkladı. 2002 Martından beri "kadavradan", 2005 Eylül ayından itibaren de "canlıdan canlıya karaciğer naklini" TÖTM’nde (Turgut Özal Tıp Merkezi) gerçekleştirmeye başlandığını belirten Hilmioğlu,. son olarak 7 yaşındaki Kerem Keskin’e "acil karaciğer nakli" kararı verildiğini bildirdi. Açıklama şöyle: Hasta ani rahatsızlanması sonucu ilimizdeki başka bir hastanede bir hafta kadar tedavi edildikten sonra "karaciğer koması" tablosuyla hastanemize sevk edildi. Hasta için hem ülke genelinde acil bildirim yapıldı hem de organ bağışı olmaması durumunda "canlıdan canlıya karaciğer nakli" amacıyla hastanın annesi Kudret Keskin (34) karaciğerinin bir kısmını vermesi açısından incelenmeye alındı ve kısmi karaciğer nakline uygun olduğu görüldü ve karaciğerinin %22’si Kerem Keskin’e nakledildi. Üniversite hastanesinde ilk kez "çocuk yaş gurubundaki bir hastaya canlıdan canlıya karaciğer nakli" gerçekleştirildi. Kerem ve annesinin son derece sağlıklı oldukları belirtildi. Operasyon Prof. Dr. Vedat Kırımlıoğlu ve Prof. Dr. Sezai Yılmaz başkanlığında iki ayrı ekip tarafından gerçekleştirildi. Bunun yanında Anestezi Anabilim Dalından Yrd.Doç Dr. Hüseyin İlksen Toprak ve Yrd.Doç.Dr. Ender Gedik ile Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı İ BİLİMİN EN BÜYÜK YÜZYILI 20. yüzyılın da büyük bir bilim yüzyılı olduğu konusunda hiçbir şüpheye yer yoktur. Sadece kuantum kuramının Max Planck (18581947) tarafından yüzyılın başında, özel ve genel görelilik kuramlarının da 1905’de ve 1916’da Einstein (18791955) tarafından geliştirilmiş olması ve bunların sağladığı diğer bilimsel, düşünsel ve teknolojik gelişmeler, bu yüzyılın büyük bir bilim yüzyılı olduğunu göstermek için yeterlidir. Einstein’in genel görelilik kuramının 1919’da gözlem verileriyle kanıtlanması (Güney Afrika’daki güneş tutulması sırasında), dünya bilim tarihinin en büyük dönüşüm anlarından biridir. Öte yandan tıpkı 19. yüzyılda olduğu gibi, 20. yüzyılda da bilimsel keşifler ve gelişmeler, toplumsal yaşama çeşitli yollardan yansımış ve toplumsal yaşam biçimleri büyük dönüşümler geçirmiştir. Şimdi, son 4 yüzyılı göz önüne alacak olursak, 17. ve 18. yüzyılların büyük bilimsel keşiflere sahne olmasına karşın, bu yüzyıllarda hem bilim adamları sayısı çok azdır, hem bilimsel ve teknolojik gelişmeler henüz çok yoğunlaşmamış ve yükselmemiş, hem de bilimsel gelişmeler toplum yaşamına yaygın olarak nüfuz edememiştir. 19. ve 20. yüzyıllar ise bu bakımlardan olağanüstü gelişmelerin ortaya çıktığı dönemlerdir. Bilim dallarında gerçek anlamda uzmanlaşma 19. yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşmiştir. 20. yüzyıl ise, sadece bilimsel ve teknolojik gelişmelerin yoğunluğu ve toplumsal yaşamı kapsamış olması bakımından değil, bilimsel zihniyetin niteliğinin köklü değişimlere uğramış olması bakımından da önem kazanmaktadır. Dünya tarihi boyunca insanlığa katkıda bulunmuş bilim insanlarının % 90’ından fazlasının 20. yüzyılda yaşamış ve yaşıyor olması da bu yüzyılın önemi için bir gösterge olarak alınabilir. O halde bilimin eşsiz yüzyılı nitelemesini hangi yüzyıl için yapabileceğiz? 19. yüzyıl için mi? Yoksa 20. yüzyıl için mi? Çok çeşitli açılardan bakılarak bu soruya farklı cevaplar verilebilir. Ama biz yüzyılları miladi takvimin kurallarına ve sınırlarına göre ayırmak zorunda mıyız? Eğer 19 yıllık küçük (!) bir tarihsel kaydırma yaparak yüzyılımızı (18191919) arası olarak belirlersek, bu zor soruyu yanıtlamak oldukça kolaylaşmaktadır. Çünkü böylece hem 19. yüzyılın oldukça sönük sayılacak ilk dönemini saf dışı etmiş, hem de dünyayı sarsan ve dönüştüren kuantum ve görelilik kuramlarını da yüzyılımızın içine almış oluyoruz. Böylece dünyayı dönüştüren en büyük bilimsel gelişmelerin hemen tamamı yüzyılımızın içinde kalmış oluyor. Başka hiçbir yüzyılda insanlığın yaşamını ve geleceğini bu kadar devasa ölçülerde değiştirecek bilimsel ve teknolojik gelişmeler yaşanmamıştır diyebiliriz. Öte yandan 1919 yılında, bilimsel realizm artık pozitivizmin gücünü kırmış ve düşünsel egemenliğini de sağlamış durumdadır. Bu nedenlerle (18191919) yüzyılı, bilimin benzersiz bir çağıdır ve dünya bilim tarihinin eşsiz yüzyılı nitelemesini haketmektedir. Doç. Dr. Muammer Karakaş hazırlık ve operasyon aşamasında katkılar sundu. TÖTM’nde 14’ü kadavradan 6’sı canlı vericiden olmak üzere 20 karaciğer nakli yapıldı. "Canlı vericili karaciğer naklini" ülkemiz 3 büyük ili dışında Malatya’da gerçekleştiriliyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışında, nakilde ulaşılan üstün düzey dolayısıyla, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi ve Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesinden "karaciğer nakli" konusunda İnönü Üniversitesine hasta sevki oluyor. Arıca Ulusal Böbrek Nakli Bilim Kurulu TÖTM’ne 13 Kasım 2006 tarihinde "böbrek nakli" yapma izni verdi... Bilindiği üzere kronik veya akut olarak gelişen "karaciğer yetmezliğinin" tek tedavisi "karaciğer naklidir". Ancak ülkemizdeki organ bağışının yetersizliği nedeniyle bu hastaların büyük çoğunluğu kaybedilmektedir. XX. Ulusal Kimya Kongresi X Prof. Dr. Mustafa Soylak; soylak@erciyes.edu.tr CBT 1028 / 17 1 Aralık 2006 X. Ulusal Kimya Kongresi 48 Eylül 2006 tarihleri arasında Türkiye Kimya Derneği koordinatörlüğünde Erciyes Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Kimya Bölümünce orta Anadolu’nun önemli sanayi kentlerinden olan Kayseri’de düzenlendi. XX. Ulusal Kimya Kongresine 5’i yurtdışından, 14’ü yurtiçinden 19 davetli konuşmacı olmak üzere, ülkemiz üniversitelerinden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’inden, Türki Cumhuriyetlerden 850’den fazla bilim insanı katıldı. Kongrede 40 kişilik bir danışma kurulu ve bilim kurulu görev yaptı. Ayrıca Erciyes Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Kimya Bölümü ve Erciyes Üniversitesinin diğer fakültelerinden 40 öğretim elemanı ile 70’e yakın lisans ve lisansüstü öğrencisi de kongrede görevli olarak bulundular. Refakatçiler ile birlikte kongreye katılım 1000 kişiyi aştı. Bu katılımcı sayısı ile XX. Ulusal Kimya Kongresi 1978’de kurulmuş Erciyes Üniversitesi tarihinde en büyük katılımlı kongrelerden biri oldu. Kongrede beş gün boyunca 7 ayrı salonda 120 sözel sunum ile 4 ayrı oturumda 1100 poster sunumu gerçekleştirildi. Analitik Kimya, Anorganik Kimya, Biyokimya, Fizikokimya ve Polimer Kimyası, Kimya Eğitimi, Organik Kimya ve Sınayi Kimya anabilim dallarında son bir yıllık süre içerisinde meydana gelen gelişmeler bilim insanları tarafından tartışıldı. Ayrıca 7 Eylül 2006 tarihinde Erciyes Dağında bulunan Erciyes Üniversitesi Yüksek İrtifa Merkezi’nde gerçekleştirilen kapanış oturumunda Ulusal Kimya Kongrelerinin geleceği ile ilgili konular tartışıldı. (kongre web adresi: http://kimya2006.erciyes.edu.tr ). HABERLER