Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FİZİKTEKNOLOJİ HUKUK BİLİMİ şiler yalnızca teknoloji konusunda uzman, yani fizikçi değiller. Kaldı ki manyetik alanlar gözle görülmezler. Saygın bilim adamlarının böyle bir projenin değerlendirilmesinde yer almak isteyeceklerini sanmıyorum, çünkü bunun bir aldatmaca olduğunu farkındadırlar. Ancak isimlerinin gazetelerde çıkmasını isteyen veya hayatlarına biraz heyecan katmak isteyen kenarda köşede kalmış bilim adamları bu çağrıya yanıt verir ve jüride yer almak için başvuruda bulunurlar Böylece televizyonlarda ve basında boy gösterirler. Herkes muradına erer. İnsanlık tarihi enerjinin kontrolü yolundaki yavaş ama kararlı çabaların tarihidir. Bu çabalar ateşi kontrol altına almakla başlar, barutu, patlayıcıları ve nükleer silahların kontrolüne dek sürer. Bedava enerji toplumda köklü değişiklikler yaratır. Petrol sektöründe anında işsizlik başlar. Ortadoğu krizi tamamen farklı bir yöne gider. Toplum her açıdan altüst olur; ulaşım, ısıtma, elektrik, fabrikalar vs.. " Silverstein ABC News’ta new York’taki Lehman College’dan manyetizm ve süper iletkenlik konularında uzman astrofizikçi Dr. Eugene Chudnovsky’nin görüşlerine de yer veriyor: "Son 200 yıldır buna benzer iddialar her zaman vardı ve bunların hepsi bugün çöpe gitti. Bu kişiler enerjinin korunumu gibi fiziğin en temel yasasını ihlal ediyorlar. Bu yasa fizik laboratuarlarında Steorn’nun başaramayacağı kadar büyük bir hassasiyetle defalarca sınanmıştır." İdari yargı kararlarının uygulanması ve sorumluluk Siyasal gücün yetkesi altında bulunan yürütme organı ve uzantısı idarenin (yönetim), eylem işlemlerinden zarar görenlerin açtığı iptal davalarının eriştiği düzey ve uygulanmasında ortaya çıkan sorunlar; hukuka bağlı devlet ilkesinin sağlıklı çalışmadığının güçlü kanıtların biridir. Çetin Aşçıoğlu, Yargıtay Onursal Üyesi cetina@mail.koc.net K DEVRİDAİM MAKİNESİNE PATENT VERİLİR Mİ? 31 Ağustos 2006 tarihli İngiliz Guardian gazetesinde Charles Arthur imzalı bir yazıda devridaim makinelerine patent verilip verilmeyeceği sorgulanıyor. Yazıda özetle şöyle deniyor: "İngiliz patent büroları devridaim makinesi ürettiklerini iddia eden kişilerin başvurularını kabul etmez. A. Çetin Uğural tanıtım toplantısında Kuşkusuz bu güne dek kimse böyle bir makine üretmedi. Eğer üretmiş olsaydı hepimiz sonsuz elektrik kaynağına sahip elektrikli otomobilleri kullanıyor olurduk." "İngiliz patent büroları fiziğin herkes tarafından kabul gören yasalarına ters düşen teknolojilere sahip buluşlara patent vermez ve tükettiğinden fazla enerji üreten makinelerin ya nükleer reaktör olduğunu veya termodinamiğin 2. yasasını ihlal ettiğini varsayar. İrlanda şirketi Steorn bu engeli aşmak için kendi buluşu olan makineyi oluşturan parçalar için tek tek başvuruda bulunma yoluna gidiyor. Daha sonra bunları birleştirerek patenti olan bir enerji jeneratörüne sahip olmayı planlıyor…Ancak bu makine bir reaktör değil." amu kurum ve kuruluşlarının, kısaca yönetimin görev ve yetkileri yasalarla sınırlandırılmış olsa da, bunlara aykırı olarak özensiz, dilediğince (keyfi) işlem ve eylemlerde bulunma olasılığı da söz konusudur. Çağdaş hukuk, hukuka bağlı devlet ilkesinin güvencesi olarak yönetsel işlemlerin "yargısal denetimi" yolunu öngörmüştür. Bu görevi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin sonucu, idari yargı mahkemeleri ve Danıştay yüklenmiştir. Yargı, yönetsel işlemlerin hukuka uygun olup olmadığını saptamakla kal bir çatışma alanı oluşturur. Bu kural, toplumsal ilişkilerde ve devlet yönetiminde de geçerlidir. Ancak yönetsel işlem ve eylemlerin hukuka uygun sınırlar içinde kullanılması istencinin (iradesi) tüm alanlar da egemen olduğunda: Yargısal denetim, çatışmanın değil barışın ve rejimin güvencesi olur. Anayasanın öngördüğü gibi yargı ve yürütme (ve de yasama) arasında bir işbölümü ve işbirliği söz konusudur. Üstünlük; Anayasa ve yasalardır; bir başka değişle organların değil hukukun üstünlüğü söz konusudur. Oysa siyasal güç ve uzantıları, çoğun, hukukun üstünlüğünü içine sindiremediği için "ben yaptım oldu" giMemur ya da kamu görevlisinin yargı kabi bir ilkel inancın etkirarlarını uygulamama gibi bir yetkisi olsiyle; yargısal denetimi, madığı için hukuka aykırı kişisel bir kukendi yetkisi üzerinde bir sur söz konusu. Kamu görevlisine karşı kuma (ortak) olarak göraçılacak tazminat davaları ve özellikle me eğilimindedir. manevi tazminatların yüksek tutulması; hukuka aykırı davranışları caydırıcı bir etki görevini yüklenecektir. maz; hukuka aykırı işlemleri de ortadan kaldırır. Ancak yargının elinde, yürütme organında olduğu gibi, kararları uygulayacak fiziksel bir gücü yoktur. Bu görev. kuvvetler ayrılığı ilkesinin sonucu olarak, idarenindir. Ancak; yargı kararlarının uygulanmasında, hemen hiçbir çağdaş ülkede görülmeyen sorunlar yaşamaktayız: Yürütme organını temsil eden siyasal güç, çoğun, toplumsal ve siyasal sorumluluklarının yerine getirilmesinin engellendiği gerekçesiyle; yargısal denetimden sızlanmaktadır. Bu bağlamda, zaman zaman, devlet geleneğiyle bağdaşmayan ağır suçlama ve eleştirilerle yargıya güvensizliğini de dile getirebilmektedir. Oysa hukuk devletinde, yargısal denetimin işlevi: Yönetimin; hukuk ve yasa düzeyinde kalmasını sağlamak ve yönetilenleri kamu gücüne karşı korumaktır. Fiziksel yasalara göre; denetimsiz, düzensiz güçlerin karşı karşıya gelmesi GÜVEN ORTAMI KOMPLO TEORİLERİ Bu arada "Bedava Enerji Üretim Projelerini Engelleme" adı verilen bir komplo teorisi, bazı baskı gruplarının bugün ve geçmişte düşük maliyetle enerji üreten, hava kirliliği yaratmayan ve enerji tüketimini azaltan teknolojileri baskıladığını iddia ediyor. Bu grupların genellikle petrol sanayi, petrol üreten ülkelerin hükümetleri ve otomotiv üreticilerinden oluştuğu ima ediliyor. Bu baskılama girişimlerinin altında ekonomik statülerin korunması ve yüksek petrol fiyatlarının sürdürülmesi gibi gerekçelerin yattığı ileri sürülüyor. Bu komplonun varlığına inananlar, bedava enerji üretim teknolojilerinin varolduğunu fakat engellendiğini ileri sürüyorlar. Derleyen: Reyhan Oksay Kaynaklar: http://technology.guardian.co.uk http://en.wikipedia.org http://www.steorn.com http://abcnews.go.com www.patent.gov.uk http://english.ohmynews.com http://www.newstarget.com CBT1028/14 1 Aralık 2006 İşte, yürütmeyi elinde bulunduran siyasal güçte, bu düşünce ve inanç egemen olduğu sürece; yargı ve yürütme arasında çatışmanın sürmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle ve öncelikle siyasal güç, hukuk devleti ilkesinin tüm koşullarına uyarak iş bölümü ilişkisini güven ortamına taşımalıdır. Bu bağlamda, yüksek mahkemeler dahil tüm yargı yerlerinin, her konumda ve koşulda hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlı olarak işlem ve karar verdikleri de söylenemez. Yargı da kendini sorgulamalıdır; yargıçlarımızdan da yüksek özen ve duyarlılık beklemek herkesin hakkıdır. Ne var ki yargıdaki olumsuzluklar idareye yargı kararının uygulanmaması yetkisini vermez. Bu bağlamda bilgili, kültürlü yetenekli yargıçların yetişmesi, çağdaş bilimin öngördüğü olanakları sağlamanın politik güce( yasama ve yürütme) görevi oldu da unutulmamalı. Oysa politik güç, hemen her dönemde, bu görevini özenle yerine getirecek yerde "yargı