25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Arkeoloji ve Toplum Babil Asma Bahçeleri ayaklar altında Sinan Kılıç (*) ski Mezopotamya arkeolojisi uzmanlarından John E. Curtis'in Babil ören yerindeki askeri iisle ilgili raporu, İngiliz The Guardian gazetesi tarafından 15 Ocak 2005 günü dünyaya duyuruldu. Geçici Irak Hükümeti Kültür Bakanlığı geçen Aralık aymda, askeri üs nedeniyle Babil'in büyük ölçüde tahrip edilmesi üzerine, konuyu incelek üzere bazı uzmanları Bağdat'a davet etti. Daveti kabul eden uzmanlar Babil'de toplanıp incelemeler yaptı. Bu incelemelere Geçici Irak Hükümeti Kültür Bakanhğı'na bağlı Devlet Eski Eserler ve Kültür Varlıkları Yönetim Kurulu üyeleri, Iraklı arkeologlar, Babii üssü Polonya askeri güçlerinin komutasında olduğundan Polonyalı arkeologlar, Koalisyon güçlerinin askeri temsilcileri ve Geçici Irak Hükümeti Kültür Bakanı Mufid alJazairinin özel daveti ile Irak'a gelen Curtis katıldı. E Açıklanan rapor, Babil'de hem insanlığın dörtbin yıldır korumaya çalıştığı yasalara saygılı olma çabasımn ve hem de dünyanın yedi harikasından biri sayılan asma bahçelerinin ayaklar altına alındığını açıkça göstermektedir Babil, Fırat ve Dicle ırmakları arasındaki eski Babilonya uygarlığına adını veren başkenttir. Günümüzde artık bilinmeyeri bir dilden gelen Babillu sözcüğünün Yunanca versiyonu olan Babil (Babylon) adı, aslında Mezopotamya'nın güneyindeki Sumer kültürüyle kuzeyindeki Semitik kü'ltürlerin toplamım ifade eder. Babil'deki Ziggurat (Babil Kulesi) "cennetin yeryüzu'ndeki temeli" diye adlandırılır. Bu kulenin ünü kutsal kitapların etkisiyle günümüze kadar gelmiştir. Zamanında Mezopotamya halkları yılın ilk ayı olan Nisannu'da (Mart/Nisan) Babil Kulesi'nin çevresinde toplanıp yeni yılın gelişini kutlardı. kıyor. Nihayet Kasım 2004'de Polonya ordusu Babil'de kapsamlı bir tahribat raporu hazırlatıyor. Ancak 500 sayfayı aşan bu rapor bir durum tespit raporu olmaktan öteye gidemiyor, çünkü üzerinde durulan hasarlar ayrıntısıyla tanımlanıyor ve ne de hasarların kimin sorumluluğunda yapıldığı açıklanıyor. 1113. Aralık 2004 günlerindeki toplantıyı açan Devlet Eski Eserler ve Kültür Varlıkları Yönetim Kurulu üyesi Borhan Shaker, kendilerinin ve John E. Curtis'in yeni birer rapor daha hazırlayacaklannı bildiriyor. Böylece Babil'de neden olunan tahribat üç ayrı raporla belgeleniyor. yağma ve tahribattan korunması için buraya bir askeri üs kurulmuştur. Dünyanın en önemli arkeolojik yerleşmelerinden birine böyle bir üs kurmak üzücü sonuçlar doğurmuştur. Bu Mısır'da Piramitlere ya da İngiltere'de Stonehenge çevresine askeri bir üs kurmakla eş anlamlıdır. 2. Babil arkeolojik yerleşmesinin Koalisyon askerlerinin işgali altında olduğu bu günlerde uluslararası düzeyde uzmanlardan oluşan büyük bir kurul tahribatı incelemek üzere acilen çalışmalara başlamalıdır. Bu çahşmalarda elde edilecek bulgular ayrıntılı plan çizimleri, detaylı tanımlamalar ve fotoğraflarla belgelenmelidir. 3. Hasar gören bütün yerler incelenmeli, kaydedilmeii ve Iraklı uzman arkeologlarca yayınlanmalıdır. 4. Tüm mayınlar ve ordu gereçleri ören yerinin dışına çıkarılmalıdır. Bakanhk UNESCO'dan da bir temsilci göndermesini istedi, ancak bu istek güvenlik nedeniyle geri çevrildi. Ayrıca Chicago Üniversitesi Tarih Bölümü profesörlerinden MacGuire Gibson (Bağdat'ın batısındaki Aqarguf u kazıyor) ve Geçici Irak Hükümeti Kültür Bakanhğı'na 2004 Haziran'ına kadar danışmanhk yapmış olan Prof. John Malcolm Russell (Massachusett Sanat Koleji Sanat Tarihi Bölümü) davet edilmelerine karşın Irak'a gelmediler. ÖREN YERLERİ ASKERİLEŞTİRÎLDİ 5. Irak Hükümeti, Babil'in UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne bir an önce girmesi için gerekli başvuruları hazırlamalıdır. Şu anda en çok Babil'in korunmaya, dikkate alınmaya ve önerilere gereksinimi vardır. 6. Ören yerinde birçok yer çakılla kaplanmış, bazı zeminler de sıkışbrılmış ya da kimyasallarla işlem görmüştür. Buralar helikopter pisti, taşıt parkı, kamp alanı, depo vs. olarak kullanılmaktadır. Bu alanlar artık düzdür, fakat düzleştirme sırasında ne kadar derine inildiği ve ne gibi kalıntıların tahrip edildiği belli değildir. Tahminen 300 bin m2 büyüklüğünde bir alan düzeltilip çakıl döşenmiştir. Tüm döşeme malzemesi başka bir yerden buraya getirilmiş ve tabi çoktan arkeolojik tabakalara nüfuz etmiştir. Bu arkeolojik bakımdan asla uygun olmayan bir durumdur, zira ören yerindeki daha önce hiç incelenmemiş arkeolojik tabakalar artık karışmış durumdadır. Bu yüzden gelecekte elde edilecek yeni bulgular ciddi biçimde tehlikeye atılmıştır. 7. Ören yeri içinde kurulan yakıt deposunda çevre kirliliğine neden olan petrol göllenmesi saptanmıştır. Bu alanların altındaki tüm arkeolojik tabakalar gözden çıkarılmak zorunda kalabilir. 8. Bize, bir düzine kadar çeşitli büyüklüklerde çukur ve bir o kadar da tepelik yerlere açılan yarma gösterilmiştir. Çukurların bazıları açıkça daha önce hiç el sürülmemiş arkeolojik tabakalar içine kazılmıştır. Bu çukurlardan çıkan toprakta çok sayıda seramik (bir de tüm vazo), kemik ve tuğla parçası görülmüştür. Tuğla parçalarının bazılarında çivi yazıları vardır. Bazı yarmalar daha önceki kazıların atık toprak yığınları içine açılmış 15 MADDELİK DÜŞÜNCELER Geçen yıl Irak'daki eski eser yağmalandığı yolundaki haberleri basından izledik. Curtis'in raporu dünya kamuoyunun tepkisine karşı Koalisyon güçlerinin biraz tedirgin olduğunu; tahribat raporları hazırlatıp, barikatların kaldırılmaya başladığmı görüyoruz. Ama artık iş işten geçmiştir. Irak müzelerinden ne kadar eserin çalındığı ve Babil gibi taşınmaz kültür varlıklarının ne ölçüde tahrip edildiğini kimse bilmiyor. Söz konusu İngiliz Raporu internette yayınlandı. Anlaşıldığına göre ören yerindeki hasarlar bu raporda da tüm ayrıntılarıyla ele alınmadı. Ancak inceleme komitesine ören yerini gezdiren Iraklı arkeolog Maryam Umran Musah'ın işa HAMMURABİ'NİN KENTİ Babil eski dünyanın en önemli ören yerlerinden biridir. Burası insanlık tarihinin ilk kapsamlı yasalarını yapan Hammurabi'nin (İ.Ö. 17921750) ve Babil Asma Bahçeleri'ni yaptırdığı düşünülen II. Nebukadnezar'ın (İ.Ö. 604562) başkentidir. Açıklanan rapor, Babil'de hem insanlığm dörtbin yıldır korumaya çalıştığı yasalara saygılı olma çabasının ve hem de dünyanın yedi harikasından biri sayılan asma bahçelerinin ayaklar altına alındığını açıkça göstermektedir. Irak'da 150 yıldan beri süren arkeolojik çalışmalar savaş ve iç çatışmalar yüzünden artık tamamen durmuştur. Daha müdahalenin başında Irak müzelerinin yağmalanması ve şimdi de Babil'in büyük ölçüde tahrip edilmesi, Koalisyon Güçleri'nin bu konuları önceden hiç hesaba katmadıklarını kanıtlamaktadır. İlk kez Nisan 2003'de A.B.D. tarafından kurulan askeri üssün amacınm Babil'in yağmalanmasını ve tahribatını önlemek olduğu söyleniyor. Bu amaçla ören yerinin ortasına kurulan üssün komutası Eylül 2003'de Polonya ordusuna devrediliyor. Ancak başta y> km2 olan üs alanı zaman içinde 9 km2'ye kadar çı ret ettiği tüm tahrip noktaları bu rapora geçirilmiş görünüyor. Curtis düşüncelerini raporun sonunda şöyle sıralıyor: 1. Savaşın başlangıcında Babil'in Sayfayı çeviriniz 935/17 19 Şubat 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle