24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

pevreBiyoloji Biyolojik çeşitliliği kurtarmanın yolu sıcal Dünya üzerindeki biyo çeşitliliği kurtarmaya çalışan çevre koruma örgütleri, zengin biyolojik çeşitliliğe sahip sıcak noktalan koruma altına almanın yeterli olup olmayacağım tartışıyor. Türkiye'nin de bu'yük bir bölümii sıcak nokta olarak değerlendiriliyor. Dünya Doğa Koruma Örgütü'nün koruma fonlarmdan Türkiye'ye ayrılan pay artmlacak. D; ünyadaki biyolojik türlerin hiç olmak dığı kadar büyük bir yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı günümüzde, bu gidişatı engellemeye çalışan çevreciler hâlâ bazı temel sorulara yanıt bulmaya çalışıyor. Bu sorular şunlar: • En fazla hayvanın ve bitkinin bulunduğu yerler neresi? • Olabildiğince çok sayıda türü kurtarmak için zamanımızı ve parasal kaynaklarımızı nasıl ve nereye harcamamız gerekir? Biyolojik çeşitlilik konusunda uzman kişilere göre bu iki sorunun da yanıtı biyo çeşitliliğin en fazla olduğu bölgelere yoğunlaşmak. En fazla sayıda türü barındıran bu sıcak noktalarda, ayrıca türler yok olma tehdidi altında. Geçen hafta bu görüşü destekleyenler son bilgilerin ışığı altında, Dünya üzerindeki sıcak noktalan belgelediler. Dolayısıyla koruma faaliyetlerinde önceliğin uzun süre bu noktalara tanınmasına karar verdiler. Bu görüşe karşı olanlar sıcak nokta fıkrine "sıcak bakmıyor". SICAK NOKTA NERESİDİR? Sıcak nokta yaklaşımı ilk kez 1988 yılında çevre bilimci Norman Myers tarafından ortaya atıldı. Myers'a göre bir bölgenin sıcak nokta olarak nitelendirilebilmesi için iki kritere sahip ' olması gerekir: • Dünyanın başka yerlerinde görülmeyecek kadar çok sayıda türü banndırması • Bu türlerin insan faaliyetleri sonucu yok olma tehdidi altında olması Endemik belirli bir bölgeye mahsusolarak nitelendirilen türlerin çok hassas bir şekilde koruma altına alınması fıkri normal olarak mantıklı bir çıkarımdır. VVashington DC'de merkezi bulunan Dünya Doğa Koruma Örgütü'nden (Consevation InternationalCI) biyo çeşitlilik uzmanı Michael Hoffmann "Eğer bunlan yitirirsek başka bir yerde yeniden bulmamız imkansız. Başka bir yere gidip bunlan koruyamayız" diye konuşuyor. 1990'h yıllarda CI, önceliklerini belirlemek için sıcak nokta yaklaşımını benimsedi. Bitki türlerini biyo çeşitliliğin ölçütü olarak ele alan örgüt, sıcak noktaları 1500 ve GÜNCELLEŞTİRİLMİŞ SICAK NOKTALAR 34 sıcak nokta karalarm yiizde 2.3'iinü kaplarken, damarlı bitkilerin yiizde 50'sini ve kara omurgalılarımn yiizde 42'sini barındmyor. ya daha fazla sayıda endemik kara bitkisine sahip olan ve orijinal bitki örtüsünün yüzde 70'ini yitirmiş bölgeler olarak tanımladı. Bu kriterler çerçevesinde Cl'nin belirlediği bölgelerin sayısı 25'i buldu. Bunların arasında Madagaskar, güneybatı Avustralya, Akdeniz bölgesi ve Filipinler sayılabilir. Geçen hafta Myers'in de aralarında bulunduğu Cl'den bilim adamları "Hotspots Revisited" isimli bir kitap yayımladılar. Bu kitapta listelerini güncelleştirdiler ve ilişikteki haritada görülen bölgelerdeki bitki dağılımını ve bitki örtüsü kaybının boyutlarını yeni bilgilerin ışığı altında yeniden değerlendirdiler. Bu yenilenen listeye, Japonya, Meksika'daki Madrean çam ormanlan gibi daha önceki listede yer almayan bölgeler de ilave edildi. Bitki çeşitliliği yönünden eşsiz bir doğaya sahip olan Doğu Melanezya da listeye dahil edildi, çünkü kütük ihti yacı nedeniyle ormanlarından geriye yalnızca yüzde 30'luk bir bölümünün kalmış. Bu ilavelerle, dünya üzerindeki sıcak noktalar 34'e ulaştı. Bu bölgeler Dünya'nın kara yüzeylerinin yalnızca 2.3'ünü kapsamasına karşın, damarlı bitki türlerinin yüzde 50'sini ve kara omurgalılarımn yüzde 42'sini banndırıyor. Hoffmann, "Bu bölgeler ilk gitmemiz gereken yerler" diyor. SICAK NOKTA KARŞITI GÖRÜŞLER Ancak bazı çevreciler sıcak nokta fikrinin yararına inanmıyor. Dünya Vahşi Doğayı Koruma Örgütü'nden (WWF) bilim adamı Eric Dinerstein'e göre sorun, sıcak nokta yaklaşımının yeterli çözümü sunmaması. Sözgelimi Borneo, Sumatra ve yarımada Malezyasını içine alan Sundaland sı ülkede sürdürülen Drojelerin başarı derecelerinin incelen Conservation" isimli dergide yayımladılar. Ancak şaşırtıcı olan, biyo mesi sonucunda, bazı temel koruma ilkelerinin işe yarama çeşitliliğin yararları konusunda bölge halkını eğitmenin, parkı korudığı ortaya çıktı. Bu çalışma, bölge halkını biyo çeşitlilik ko maları doğrultusunda programlar düzenlemenin orman ürünlerini nusunda eğitmenin ve sürdiirülebilir kalkınmayı teşvik etmenin, yok sürdürülebilir bir şekilde kullanmalarını öğretmek gibi pek de yarar olma tehdidi altındaki türleri kurtarmaya yetmediğini gösterdi. Bu so sağlamadığının ortaya çıkması oldu. nuçların, çevre koruma örgütleri arasında sert tartışmalara yol açmaStruhsaker, bu başarısızlığı eğitim ve kalkınma programlarının sı bekleniyor. yanlış düzenlenmiş olmasına veya yeterli parasal desteğin bulunmaNorth Carolina'da Durham'daki Duke Üniversitesi'nden Ttıo masına bağlıyor. Ancak diğerleri bu çalışmanın, tüm yaklaşımın yanmas Struhsaker'in liderliğindeki bilim ekibi, Afrika'daki özel parklar lışlığını ortaya çıkarttığına inanıyor. "Yerel halkın desteğini kazanmak daki 13 yetkiliye ve 23 bilim adamına, koruma altındaki bölgelerinin için uyguladığımız stratejilerın pek de etkili olmadığını gördük" diye türlerin yok olmasını engelleme konusunda ne kadar başarılı olduğu konuşan VVashington DC'deki Dünya Bankası'ndan çevre bilimci Agnu sordu. Yetkililerin ayrıca, parlarının çeşitli ayrıntıları hakkında da nes Kiss," insanlara biyo çeşitliliğin yararlarını öğretsek dahi, insananket formundaki soruları yanıtlamaları istendi. Bu soruların arasında lar bugün önlerindeki yiyeceği, koruma projeleri sonucunda gelecekbekçilerin ücretleri, yasak avlanma girişimleri, rüşvet gibi konular da te elde edecekleri değerlere tercih ediyorlar. Dolayısıyla insanları, şimdiki bireysel ihtiyaçlarını geri plana atarak, toplumsal yararları vardı. Beklenildiği üzere, çevresinde az sayıda insanın yaşadığı, ya olan uzun vadeli çıkaraları gözetmeleri doğrultusunda eğitmek çok saların hakkıyla uygulandığı, teknik ve mali desteğin yeterli olduğu, zor" diyor. halk desteğine sahip olan parkların en başarılı projeler arasında yer Projenin başarısını ölçmek için ekibin, park görevlilerini soraldığı ortaya çıktı. Bilim ekibi bu çalışmanın sonuçlarını "Biological gulamak yerine hayvanları saymasının daha doğru olacağına inanan 935/1019 Şubat 2005 11 Biyolojik çeşitliliğin altın kuralları işe yaramıyor Struhsaker, "Ancak bunu yapmak en az 10 yıl sürer ve milyonlarca dolara mal olur" diyor. Ancak kapsamlı verilerin bulunmadığı bir ortamda Struhsaker'in bu çalışması yegâne güvenilir bilgi kaynağı. Merkezi Maryland, Bethesda'da bulunan Foundation of Success (FOS) isimli çevre koruma örgütünden Nick Salafsky, "Bugüne dek yaptıklarımızın ne gibi yararlar sağladığını anlamadan çalışyorduk. En azından bu çalışma bize yol göstermesi açısından çok önemli bir boşluğu doldurdu" diyor. Bu boşluğu doldurmak için FOS'un öncülüğünde, koruma projelerini yürütürken kullanılmak üzere profesyonel standartlar oluşturma çalışmaları başlatıldı. Geçen haziran ayında tamamlanan "açık standartlar" WWF, CI ve Nature Conservancy isimli kuruiuşlarca da onaylandı. Bu standartlara göre bugüne dek denetlenen 12 proje, bazı kriterler açısından başarısız bulundu. Pek çoğu kötü planlanmış ve yeterince denetlenmemişti. Margoluis, bu standartlar yardımıyla projelerin daha iyi değerlendirileceğini umuyor. Kaynak: New Scientist, 5 Şubat 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle