Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yerbi BEKLENEN BİR YENİ MEGA FELAKET HER YERİ VUF Hint Okyanusu'ndaki biiyiik felaket ne kadar "nazik" bir gezegen üzerinde yaşadığımızı hatırlattı. Yaklaşık olarak günde 3000 kez, ortalama olarak 30 saniyede bir dünyanın herhangi bir yerinde sarsıntı oluşmakta. Günde en az iki kez 2,0 veya daha biiyiik şiddette bir deprem meydana gelmekte. Türkiye'de ise yılda ortalama 4 bin deprem kaydediliyor. Aslında Tsunami faciasma yol açan depremin bir işareti vardı. Yerküre Hint Okyanusu'nda meydana gelen felaketi uyarmıştı. Doğanın uyarısından haberdar insanlardan biri olan Pasadena Caltech Enstitiisii deprem araştırmacısı Kerry Sieh son biiyiik depremin merkezi olan Sumatra'yı ve deniz depreminin tipik bir doğum yeri olan bu bölgenin hareketleneceğini çok iyi biliyordu. Ama ne zaman? Işte bunu kestiremiyordu. slında bir işaret vardı. Yerküremiz Hint okyanusunda meydana gelen felaketi uyarmıştı. Hatta kimi insanlar bile doğanın uyarısından haberdardı. Fakat bazı denemelere rağmen bu işaretleri, hiç kimse yaşam kurtaracak şekilde yorumlayamadı. Bu trajik kişilerden biri Pasadena Caltech Enstitüsü deprem araştırmacısı Kerry Sieh. Sieh, geleceğin depremlerini önceleyebilmek için geçmişteki olayları inceliyor ve son büyük depremin merkezi olan Sumatra'yı çok iyi biliyor. Bilim adamı on yıldan bu yana Endonezya adasındaki sahilde özel bir konumu olan bölgeyi araştırmakla meşgul. Deniz dibi yavaş ama arahksız olarak Sumatra üzerinde bulunan tektonik levhanın altına kayıyor. Sieh, deniz depreminin tipik bir doğum yeri olan bu bölgenin hareketleneceğini çok iyi biliyordu. Ama ne zaman? İşte bunu kestiremiyordu. Dünyamız, sanıldığından ' f ' 2 dış çekirdek başlıca demir ve az miktarda nikelden oluşur. Iç çekirdefı yiiksek basınç yiizünden, katı oimastna rağmen dış çekirdek sıvı metalden oluşur. Yerkürenin içinde kızgınlığın kaynağı henüz bilinmiyor. Yeni bir teoıiye göre yerkürenin merkezinde uranyum ve plütonyumdan oluşan doğal bir atom reaktörü işlemekte ve sıeaflığın 7000 santigrat derece olduğu sanılıyor. A Dev katil dalgalar sadece birkaç saat içinde Hint okyanusundaki plajlara ulaşacaktı. Yılbaşına kısa bir süre önce meydana gelen bu felaket harfı harfine gezegen ölçülerindeydi. "Bu şiddetteki bir deprem tüm yerküreyi salınıma geçirir" diyor Münster Üniversitesi jeofizikçisi ülrich Hansen. Ve korkunç felaket üzerinde yaşadığımız gezegenin ne kadar "nazik" olduğunu hatırlattı bizlere. Dünyamız gerçekten de huzursuz ve hareketli bir gökcismi. Yaklaşık olarak günde 3000 kez, ortalama olarak 30 saniyede bir dünyanın herhangi bir yerinde sarsıntı oluşmakta. Günde en az iki kez 2.0 veya daha büyük şiddette bir deprem meydana gelmekte. DEV TAVUK YUMURTASI GİBİ Dünyamız yapı olarak dev bir tavuk yumurtasını andırır (bkz.grafik). 100 km altımızda sıvı kayaçlardan oluşan kızgın bir cehennem kaynarken sadece 100 km üzerimizde de dondurucu uzay başlıyor. Tek hücrelilerden fıllere kadar uzanan canlılar dünyası sadece incecik yer kabuğunda yaşar. Dünyanın ne kadar nazik olduğunu görenler ilk kez Amerikalı ve Sovyet astronotlar olmuştu. "Dünya uzayın karanlığına asılmış bir çam ağacı süsünü hatırlattı bize" demişti Apollo astronotu James Invin, dünyaya döndüğünde. "Bu sıcacık muhteşem cisim, sanki tek dokunuşta kırılacak gibiydi". Ve astronot bu yorumuyla bir gerçeğe parmak basmıştı: Güneş sistemimizdeki diğer tüm gezegenlere karşm dünyamız, tıpkı nilüfer çiçekleri gibi sürekli hareket halinde olan dev levhalardan oluşan moza KÜÇÜK ADALAR BATIYORDU Karamsar tahmini için geçerli nedenleri vardı. Sumatra'nın batı kıyısında, her yıl bir santim kadar denizin içine çöken birkaç ada bulunmakta. "Üstelik köylüler bile su seviyesinin günden güne yükseldiğini biliyorlardı" diyor araştırmacı. Ve işte bu adalar felaket gününde altlarındaki okyanus zemini yukarı kalktığından birden bire iki metre kadar yükselmiş, okyanusun derinliklerinde neredeyse 200 yıldır büyüyen tektonik gerilim bir seferde boşalıvermişti. Bu bölgede kesişen levhalar aniden birbirlerini sıyırıp geçince dev su kütleleri hareketlenmiş binlerce yer altı bombasıyla meydana gelmiş gibi bir tufan oluşmuştu. Yer kabuğu yerkii, altmdaki sıvı a: 'meydana gelir. A tyanitten oluşur. l deniz dipleı Yer iğimsi ve dinamik bir kabuğa sahip. Dünyaya en yakın ve en benzer gökcismi olan Mars örneğin daha sakindir. "Uzay sondalarımızdan aldığımız son ölçümlere göre Mars'ta levha tektoniği, dolayısıyla da şiddetli depremler bulunmuyor" diyor Alman gezegen bilimci Gerhard Neukum. le de büyüklüğüyle ilgili. Dünyam ce yarısı kadar olan Mars, bu ne( daha çabuk soğuyarak hareketsi buk geliştirmiştir. Oysa dünyamızın içindeki kaynar vaziyette kaldığı için gezej yor. Yerkürenin derinlikleri güne yinden bile sıcaktır. Dev buhar kazanının enerji: olarak bir yerlere boşalması gerel nun sadece bir kısmı, yavaş yavaş HAREKET ENERJİSİ Dünyanın ayrıcalıklı durumu özellik 935/1219 Şubat 2005