24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GüncelTıp Mustafa Çetiner denle çocuğun tiziksel açıdan zarar görmesi ve bedensel bütünlüğünün bozulması olarak tanımlamaktadır. Prof. Dr. inanıcı'ya göre fiziksel ıstismardan çok daha sık rastlanan ise "duygusai" istismardır. Tek başına ya da tüm fiziksel veya cinsel istismar olguları ile birlikte göriilen bu tür istismarı belirleyebilmek, ne yazı ki, çocuk istismarını tespit ve rehabilite etmek Malatya Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı biryuvada yaşanan rezalet, için kurulan hastane çalışma gruplarının en zor işidir. çocuk istismarı konusunu yeniden ülkemizin gündemine getirdi. Aslında bu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 20 Kasım 1989 tarihinde Çocuk Haklarına dair bir sorun gözlerimizden uzakta ama hep vardı. Çocuk istismarı, ülkemizde ol sözleşme imzalamış ve söz konusu hakları güvence altına almaya çalışmıştır. Bu sözleşmenin duğu gibi tiim dünyada farklı biçim ve yoğunluklarda yaşanan ve insanın var oima süreci ile 19. maddesi şöyle başlamaktadır. "Bu sözleşmeye taraf Devletler, çocuğun anababasının veyaşıt birsorundur. ya onlardan yalnızca birinin, yasal vasi veya vasilerinin veya bakımını üstlenen herhangi bir Ülkemizde konu ile ilgili yapılan az sayıda çalışma, çocuklara uygulanan şiddetin ne kişinin yanında iken bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suistimale, ihmal veya ihmalyazık ki sadece Çocuk Yuvaları ile sınırlı olmadığını gözler önüne sermektedir. Bilir ve arka kar muameleye, ırza geçme dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için; daşları, Türkiye'de istismara uğrayan çocuk oranını yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alır". %33 olarak bildirmiştir (Bilir Ş, An M, Dönmez NB. Oysa ki, uluslararası kuruluşlann raporları, BirÇocuk Gelişimi ve Eğitimi Dergisi 1986; 1:714). Bu leşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin bir iyi niçalışmaya göre çocuklara tokatatma, saç çekme, tebeyet belgesi olmaktan öteye gidemediğini açıkça ortaya şir, silgi fırlatma gibi davranışların sıklığı % 25, sopa koymaktadır. Ûrneğin, UNİCEF'in "dünya çocuklarının ile dövme sıklığı ise % 14'dür. durumu" isimli kitapçığı, 19851995 yılları arasında 2 Doktor Resmiye Oral ve arkadaşlarının yayımlamilyon çocuğun silahlı çatışmalarda öldüğünü yazmakdığı başka bir makale, İzmir Eğitim Hastanelerine isitadır. Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Teşkilatı, dünya getismar nedeniyle başvuran çocuklann %13'ünün ö'ldiinelinde yılda 1.2 milyon çocuğun alınıp satıldığını açıkğünü, %31'inin ise sonraki takiplerinin yapılamadığını lamaktadır. göstermektedir. Çocuğu Istismardan Koruma ve Rehabilitasyon Derneği (ÇİKORED)'in verileri, ülkemizde il200 ÇOCUK KÖLE GİBİ kokul öğrencilerinde dayağın bir eğitim biçimi olarak Güniimüzde tam 200 milyon çocuğun işçi olarak kullanılma oranının %85'lere ulaştığını ortaya koymakköle gibi çalıştınldığı bilinmektedir. Ülkemizde çalışan tadır. çocuklann ise %90'ı işyerlerinde istismara uğramaktadır. Bu çocuklann yüzde 68'i dayak, kızma bağırma, küSIĞINANKADINLAR DADÖVÜYOR fürgibi nedenlerden ötürü usta ve işverenlerinden korkÜlkemizde yapılan çalışma sonuçları, eşlerinden maktadır. {www.hukuKi.nel/www.saglikhukuku.net/haber/012.asp). dayakyediği için sığınma evlerine başvuran kadınların %92'sinin kendi çocuklarını dövdüğüMalatya'da patlayan skandal ülkemizde çocuk yuvalannın ne kadar denetimsiz olduğunü göstermektedir. Aslında "şiddet kültürü" ile beslenen toplumumuzda bu duruma şaşırmak nu açıkça göstermektedir. Kanımca bu tür yuvaların denetimlerinin gönüllü sivil toplum öryersizdir. Nitekim 1985 yılında SİAR'ın yaptığı başka bir çalışma, toplumumuzdaki her iki ki gütlerine devri sorunun çözümünde önemli bir adım olacaktır. Bir üniversite rektörünün bile şiden birinin "terbiye etmek" amacıyla çocuklann dövülmesi gerektiğine inandıklannı göster itilip kakılarak tutuklanabildiği ve bunun şiddet içeren birgüç gösterisine dönüşebildiği ülkemektedir. Söz konusu çalışma, yetişkinlerin %42'sinin terbiye için çocuklara ceza verilmesi mizde, insanlarımızın "şiddet toplumu" olmaya başladığımız gerçeğini artık fark etmeleri, topgerektiğini düşündüklerini, %68'inin ise "çocuğa dayak atmak" eyleminin en iyi "terbiye" bi luma egemen olan şiddet ilişkileri ve şiddet kültürüne yü'reklice karşı çıkmaları vakti çoktan çimi olduğuna inandıklannı ortaya koymaktadır. gelmiştir. Aksi halde büyük bir toplumsal tepki oluşturan "Malatya olayı" da diğer benzerleri Marmara Üniversitesi Hastanesi Başhekimi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli gibi bir "magazin haberi" olmaktan öteye gidemeyecektir. Tıp Ana Bilimdalı Başkanı Prof.Dr. MehmetAkiflnanıcı, "fiziksel istismarı" kaza dışı bir necetiner.m© supemnline.com Çocuk Ve Şiddet DörfKoşe irefH. Ökkeş aşamalarda "evet bu yazılım kaçak değil, kabul ediyorum" manasında cevaplar vermeniz gerekiyor. Malum yazılım kaçak, mübarek ramazan ayında da yalan söyleyecek değiliz. Heyhat! Bir de durduk yere orucumuz bozulursa?.. Efendim son günlerde biliyorsunuz, bu tür tartışmalar alevlenmiş durumda, ben de bu konuyu bilse bilse sayın Ökkeş hocam bilir deyip size yazıyorum: Hocam, iftarla sahur arasında bu yazılımı kursam orucuma birzararı olur mu? Haydi diyelim, biz kurmadık da başkasına kurdurduk... Bu kaçak yazılımı oruçlu iken kullanmam caiz midir? Yoksa yine ancak iftarla sahur arasında mı kullanmalıyım? Beni bu konularda aydınlatırsanız çok memnun olurum, ellerinizden öperim. Imza: Dr. Afitap Sucuk * ** Aziz okurum Afitap hanfendiye yanıtımdır: Efendim, ben bu konuda günaha girmiyorum, çünkü sözünü ettiğiniz gavur yazılımlarını kurarken, bahsettiğiniz soruları okumadan onaylıyorum. Okumadığım birşeyden sorumlu olmam söz konusu olamazelbet. Amma... Eğer gözüm kayıvermiş ve yanlışlıkla soruyu okumuşsam, derhal kurulumu durdurur, başa dönüp kurulum dilini Çince veya Japonca seçer, işimi huzur içinde görürüm. Bunu size de şiddetle tavsiye ederim efendim. Olurya, kurulum konusunda herhangi bir sorun yaşarsanız, bana buyrunuz. Bir akşam, mesela iftar ile sahur arasında birlikte yazılım kuralım... Guruların gurusu aziz Ökkeş Hocam Mübarek ramazan ayı başladığından beri çözemediğim birproblemim var. Efendim, ben kendimi bildim bileliyazılım lisansı konusuna pek dikkat ederim. Binbir emekle yazılan programcıkların öyle fütürsuzca sağa sola yayılmasına gönlüm razı gelmez. Affınıza sığınarak zikrediyorum, bazı zırtapozlann dediği gibi, yok efendim, paralar yazılımı yapanın değil de başkasının cebine gidiyormuş, neymiş, zaten kar edecekleri kadar kar etmişler de dünyanın en zengini olmuşlar, gözieri doymamışmıymış, bunlar beni ilgilendirmez! Gözlerimi kaparım yazılımımı kurarım. Lakin, bu mübarek ramazan ayında gözlerimi kapatamıyorum. Kapattığım an, bir arkadaşımdan edindiğim kaçak bir yazılım, (affınıza sığınarak gene isim vermiyorum, haşa size güvenmediğimden değil, aksine sizizora sokmamak için) gözlerimin önüne geliyor. "Beni kur, beni kur..."diyor. Efendim biliyorsunuz, bu yazılımları kurarken, bazı 972/14 5 Kasım 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle