02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kalp Hastalıkları Düşük gelir ile kalp krizi, ilişkili Aile gelirinin gelecekteki koroner hastalık için öngörüsü Altan Onat** ve İbrahim Keleş* alpdamar hastalıklarında yaş, cinsiyet, kanda kolesterol ve tansiyon yüksekliği gibi başlıca biyolojik risk faktörlerinin ve sigara içimi, hareketsizlik gibi yaşam tarzına bağlı risk etmenlerinin önemli rolleri, gelecekteki koroner kalp hastalığı olaylannı öngörüye imkân sağlamaları yoluyla kanıtlanmıştır. Yaşam tarzının etmenlerinden biri de bireyin eğitim ve sosyoekonomik düzeyidir. Bu düzeyin rolünü halkımızda örneklendiren bir olgu, hem TEKHARF, hem de Türk kalp çalışmalarında on yılı aşkın süre önce gösterildiği üzere, kanda kolesterol düzeyinin sosyoekonomik seviye yükseldikçe artmasıydı. Dar gelirli kesimin beslenme tarzı kolesterolün yükselmesine yol açmazken, bir ölçüde refaha kavuşmuş ama eğitim düzeyinin sağlık bilincini yeterince olgunlaştırmamış halk kesimlerimizde kolesterol düzeyi yüksek bulunmuştu. Oysa, ö'rneğin Norveç halkında eğitim ve sağlık bilincinin yüksekliği nedeniyle, sosyoekonomik durum iyileştikçe kanda kolesterol azalmaktadır. Bu itibarla, aile gelirinin halkımızda meydana gelen koroner hastalığı ve ölümleri ne ölçüde etkilediğini araştırmak ilgi çekiciydi. TEKHARF (Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri) çalışmasının 1990 yılında taranan katılımcılarından koroner kalp hastalığı tanısı konanlar dışlandı ve 2001/02 taramasına kadar en az 5 yıl (en çok 12 yıl) takip edilen bireyler incelemeye alındı. Bunlar 2704 erkek ile kadın olup yaşları 20 ve üzerinde (ortalama 42) idi. İlk taramada aile geliri zamanın fıyatlarıyla şu üç sınır değeriyle artan 4 dilime ayrılmıştı: 400 bin TL, 600 bin, 1 milyon TL. (Enflasyon düzeltmesiyle gelir sınırlarına bugün 400, 600 ve 1000 YTL denk geliyorsa da, gelir farklarının uçurumlaşması sonucu benzer dilimlerin bugün 400, 700, 1300 YTL ile ayrıldığı ileri sürülebilir). Aile geliri olarak ailenin toplam aylık net kazancı anlaşılmaktaydı. Katılımcıların bildirisi esasına dayanan gelir üst dilimi toplamdan %27'lik pay almış, alt dilimlere doğru gidildikçe %25, %26 ve %22'lik pay alınmıştı (1). K Ülke çapında gelişen yılda 270 bin koroner hastalık ile koroner kökenli ölümden 82 bini (yaUaşık %30'u), aile gelirinin günümüz rayiciyle ayda 1OOO YTL 'den daha az olmasından kaynaUanıyor.. Bnnlann kişi başına hastane, ilaç, ameliyat ve diğer kalp girişimleri için yılda toplam 1 milyar YTL tutannda bir maliyeti var. larına göre, "sağlıkta eşitsizlikler" olarak tanımlanan sosyal uçurum, bilinen risk etmenleri tarafından yeterince saf dışı bırakılmazken, iş niteliği derecelendirmesi, risk faktörierinden ve tedavi kalıplarından bağımsız biçimde koroner kökenli ölümleri etkiliyordu. SONUÇLARIN AÇIKLAMASI Çalışmamızda yaş Ailede dargeliriilik, cinsiyet ve başlıcariskfaktörierinden ne göre ayarlı biçimdeki ve risk faktörlerikoroner olayların bağımsa biçimde, koroner hastalık ve aynı kökenli ölümler yüksek gelirli ailelerde azalmasını açıklamak üzere, bu hususunda belîrieyici, ve gerek bireye, gerekse topluma bn ulaşımının daha ailelerin sağlık bakımına iyi olduğu öne sürülebilir. Sosyal etkenler hastaneye yatışta geyük bir koronerriskyüUemektedir. kardiyogram bulgularına dayanılarak kondu. 25000 kişiyılını kapsayan (ortalama 10.0 yıllık) izleme süresinde 250 ölüm ile 297 fatal ve fatal olmayan koroner hastalık gelişmişti. Başlangıçtaki verilerden beden kitle indeksi ve kanda trigliseridler her iki cinsiyette de aile geliriyle bağıntı göstermiyordu. la ölüme maruz kalmıştı, ama bu bulgular anlamlılığa ulaşmadı. Sistolik kan basıncı ile sigara içimi tüm ölümlerin anlamlı birer öngördürücüsüydü. Ölüme yol açan ve açmayan koroner hastalık bakımından, yaş, cinsiyet ve 3 büyük risk faktörü için ayarlandıktan sonra, üst gelir dilimine kıyasla iki alt gelir diliminde anlamlı yüks e k1ik kaydedildi (nisbi riskler sıra s ıy1 a 1.56 and 1.75 idi). Diğer bir deyişle, grafikte görüldüğü gibi, koroner olayların en az geliştiği refahh dilime göre, bu olaylar altorta di1 i m d e %56, en dar gelirli dilimde de %75 oranında fazla gelişti. Dikkat edilmesi gereken husus, dar gelirliliğin bindirdiği ek koroner hastalık risk yü DİĞER BAŞLICA ETKENLER Ölüm nedeni hakkında bilgi kişinin birinci derece akrabalarından veya yerel sağlık kurumundan sağlandı. Katılımcılarda koroner hastalık tanısı öykü, kalpdamar sisteminin fizik muayene ve elektro Sigara alışkanlığı da erkeklerde ilişkili değildi, ama kadınlarda gelir arttıkça sigara içimi sıklaşıyordu. Aile gelir dilimleri ile sistolik kan basıncı, kanda total kolesterol ve sigara içiminden oluşan üç büyük risk parametresine ilişkin veriler lojistik regresyon modelinde, yaş ve cinsiyet de ayarlanarak, incelendi. Tüm ölümler ile gelir dilimleri arasında anlamlı ilişki bulunmadı. Gerçi, refahlı üst dilime kıyasla, dar gelirli alt dilimlerin her biri 1.3 ila 1.36 kat daha faz künün, yaş ve başlıca risk faktörierinden cikmeleri etkilemektedir; düşük gelirli gruplar daha fazla gecikmelere maruz kalabilmekte ve kalp girişimlerine ulaşımları sınırlı olmaktadır. Sağlık bakımına ulaşıma ilişkin bu farklılıklar, koroner kalp hastalığından ölüm oranında sosyoekonomik kökenli değişkenliğe katkıda bulunabilir. Başlıca hayat tarzı faktörleri dikkate alındığı halde, kalpdamar hastalığı gelişmesinde sosyal farklılıkların sürdüğünün görülmesi, dar gelirli kişinin depresyon ve benzeri ruhi durumunun da kalp kökenli ölüm oranında ek farklılıklara yol açabildiğini düşündürmektedir. Yukarıda açıklanan bulgulara göre, ülke çapında yılda geliştiğini bildiğimiz 270 bin koroner hastalık ile koroner kökenli ölümden 82 bininin (yaklaşık %30'unun), aile gelirinin günümüz rayiciyle ayda 1000 YTL'den daha dar olmasından kaynaklandığı tahmin edilebilir. Hastalığa yakalanmış kişi başına hastane, ilaç, ameliyat ve diğer kalp girişimleri için yılda ortalama 12 bin YTL'lik harcama öngörülürse, yılda toplam 1 milyar YTL tutannda bir maliyet sırf bu nedenle binmektedir. Sonuç olarak, ailede dar gelirliliğin, cinsiyet ve başlıca risk faktörierinden bağımsız biçimde koroner hastalık ve aynı kökenli ölümler hususunda belîrieyici olduğu ve gerek bireye, gerekse topluma büyük bir koroner risk yüklediği sonucuna varıldı. ** Prof. Dr.JEKHARF Çalışması Yürütücüsü * Doç.Dr, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp bağımsız olduğu, onlara ilaveten meydana geldiği idi. ABD'de beyaz ile siyahi erkekler arasında kaydedilen ve 1.5 kata varan ölüm oranı farklarına başlıca katkıda bulunan öğe aile geliridir. Yüksek gelirli bireyler çoğunlukla daha sağlık bilinci taşır. İngiltere'deki önemli bir taramanın bulgu Fakültesi Öğretim Üyeleri • 1. Keleş İ, Onat A, Toprak S, Avcı GŞ, Sansoy V: Family income, a strong predictor of coronary heart disease events but not of overall deaths among Turkish adults: a 12year prospective study. Prevent Med 2003; 37:1716 974/919 Kasım 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle