17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TartışmaEditöre Mektup yısıyla kılıseye) bır başkaldırı olarak duşunulmelı dır Şımdı bıze donersek, çocuğu ve çocukluğu bılmeyen ogretmenler, bakıtı anneler, psıkologlar, doktorlar, anne ve babalar, bu statuyu hak etmedıklerının hâla bılıncınde değıller Aksı halde, hala ' haydı kızlar okula" kampanyaları duzenlenmezdı, ? değıl mı Ya da anne babalar "etı senın kemığı be nım" dıye okula gondermezlerdı çocuklarını Mersin Universitesi hakkında... S ayın Orhan Bursalı, 972 sayılı Cumhurıyet BILIMTEKN1K tekı 'Mersin Universitesi başlıklı yazınızı ozel bır ıl gı ıle okudum Ozellıkle yazınızın ıkıncı paragrafındakı 1 Unıversıte geçmışte yaşadıgı ve bılımle pek bagdaştırılama yan sıyasallaştırılmış çalkantılı donemlerını, Prof Dr Uğur Oral'ın Rektorluğe seçılmesıyle gerıde bırakmış Ve bu sure ıçınde egıtım ve oğrenımın nıtelıgını gelıştırmeye bılımsel ardştırmanın fizıkı ve duşunsel altyapısını tamamlamaya yonelmış ' sozlerınız çok dıkkat çekıcı Konuları ve Mersin ı pek bılmeyenler ıçın bu sozler bı raz muglak olabılır veya tam anlaşılmayabılır Onun ıçın, Unıversıte nın Kurucu Rektoru olarak bazı bılgıler sunmanın ya rarlı olaacagını duşundum Mersin Universitesi, bazılarının gostermek ıstedığı gıbı 1998'de değıl 10 Kasım 1992 de resmen faalıyete geçmıştır Kuruluş aşdmasında bır tek bınası bıle yoktu Bır ış hanında (bu desteklerını saygı ıle andığım) Mersin Buyukşehır Beledıye Başkanı Kaya Mutlu'nun sagladıgı uç odada yıne Beledıye'nın sagladıgı masa ve sandalyelerle, butçesız, parasız ve en onemlısı hemen hemen hıçbır elemanı olmadan çalışmaya başlanmıştır Daha sonra Mersın'ın unlu Metropol Bınasının uç katına taşınılmış, 1993 yılı sonbaharında dort fakültede dokuz bolume ogrencı alınarak ogrenıme geçılmışur Kampus hakkındakı ovgulerınızden ve guzel sozlerınızden kendıme pay çıkarmamak, yanlış tevazu olurdu Kampus gırışındekı, bugun bırı Merkezı Kutuphane, Yabancı Dıller Yuksek Okulu ve Rektorlugun bazı bırımlerınce, dığerı Meslek Yuksek Okulu olarak kullanılan ıkı buyuk bına 1993 ve 1994 yıllarında altışar ayda (') tamamlanarak hızmete sokulmuştur Kampusun genel yerleşım planı 1994'te yapılmış, ılk temeller 1995 te (Cumhurbaşkanı S Demırel tarafından) atılmıştı Rektorluk bınası ıle çok begendığmız Muhendıshk Fakultesının ıkı bınası 1998 de tamamlandı, dıger ınşaatlar devam ettı 1993 te gerçek anlamıyla ' dag başı" olan kampus alanı, uygar bır gorunum kazandı Ve kampusu bu durumda teslım ettım masına karşı çıkmayı bır savaşa donduren ' karşı grup 'un kar şı çıkışının asıl nedenı ıse, rektorluk seçımıyle ılgılı oy hesaplarıydı Tıp Fakultesının kuruluşu ve Prof Dr Ugur Oral'ın Fakulte Dekanlığına atanması ıle ıstemezukçu grupla ıpler tamamen koptu ve bır başka "çalkantılı donem' başlamış oldu Neyse kı, Sayın Oral'ın Rektorluğe gelmesıyle, asıl olarak da her şeye karşı bazı kışılerın ayrılmasıyla ortalık duzeldı İLK BURJUVA AİLELERDE Çocukla bellı bır yakınlığı gerektıren aıle ılışkılerı ılk olarak burjuva aılelerınde doğmaya başla dı 17 yuzyılda yazılmış bırçok anı kıtabında, bur juva aılelerının çocuklarına gosterdıgı yakınlıktan, şaşkınlıkla bahsedıldıgı gorulmektedır Çocuklarıyla ılgılenen, onları seven ve değer veren bu burjuva aılelerı, (geleneksel) çocuk egıtımını altust etmekle suçlanıyordu (Bumın, 1983) Bızım okul kurumunda ve evde, hala çocuğa yakınhk gosterılmemesı ge rektığını soyleyen bır kurgu yok mu? Sanayı Devrımı ıle bırlıkte, ABD ve Ingıltere gıbı gehşmekte olan sanayı ulkelerınde, alt sınıfla rın çocukları fabrıkalar ıçın gereklı emegın onemlı bır unsurunu oluşturdu Kuçuk yaşta çalışmaya baslamalarıyla bırlıkte, alt sınıf çocuklarının "çocukluklan" yoktu denılebılır (Sprıng, 1991) Gıttık çe artan teknolojık ve bılımsel ılerlemelerle bırlıkte, çocuklann fabrıkalardan okullara yonlendırılmelerı bır zorunluluk gıbı algılanmaya başlandı Çunku, daha fazla eğıtımlı ınsana ıhtıyaç vardı Bu da, çocuklann tekrar çocukluklarına kavuşmaları anlamına gelıyordu Deyım yerındeyse, 19 yuzyıl sonu ıle 20 yuz yıl başı çocuğun dunyasını keşfetme zamanları oldu Bırçok ınsan, akademık yaşamını ve enerjısını çocukluğun keşfedılmesıne ayırdı Bunlardan en unlusu ve çocuk eğıtımıne damgasını vuranlardan bırısı de, Jean Piaget'dır Pıaget, zıhınsel olarak ortaçağda kalmış uygar' ınsanlara, çocukluğun kendıne has bırtakım bılımsel ve duyuşsal nıtelıklerı ol duğunu gostererek egıtım kurumlarının kendısını çocuklann bılışsel ve duyuşsal beklentılenne gore ayarlamasına katkıda bulundu Butun bu gelışmelere rağmen, Çın'de, 20 yuzyık kadar, fazla gorulen kız çocuklarını oldurmek olağan kabul edılırmış Afrıka'da, ıstenmeyen çocuklar ormana bırakılabılmektedır (Yorukoglu, 1984) Ulkemızde hala, anne ve babasının gururlu bakışlan arasında, evmın ekonomık butçesıne kat kıda bulunan bınlerce çocuk, sokaklarda çalışmak ta ve dılenmektedırler Bedenlerı ağırlıgında ışpor ta tezgâhlarını taşıyarak, çeşıt çeşıt mallar satmaya çalışmaktadırlar Ve bız bu çocukların gelecegın sağlıklı bıreylerı olmalarını mı beklıyoruz? Sonuç olarak soylemek gerekırse, çocugu ve çocukluğu tanımıyoruz Tanımadıgımız ıçın onu se vemıyoruz Çocuk bakım evlerınde olan da toplumsal dokumuzun bu kurumlara olan bır yansımasından başka bır şey değıl Başkalannı değıştırmeye çalışmak yerıne ılk once kendımızı değıştırmeye ça lışmalıyız (*) myapıcı@aku edu tr Kaynakça Bumın K (1981) Batı da Devlet Ve Çoı.uk litanbul Alan Yayın cıhk CdndcrM J VeH W (.ardıntr (1998) Çocuk Ve Ergen Celışımı (Yayıma Haz Bekır Oııur) Ankara lmge Kıtapevı Hesap^oglu M (1992) Ogretım Ilke ve Yontemlerı IsUnbul Btta Bdsım Yayım Dagıtım A,!> lllıclı I (1985) Okulsu^ Toplum (Çev T Bcdırhan ustun) An kara Hırty vc Toplum Yayınları Marshall G (1999) Soiyolojı Sozlugu (Çev OAkınhayD Komuruı) Ajıkara Bılım ve Sanat Yayınları Sprıng J (1991) O/gur tgıtım (Çev Ayşen rkmekçı) istanbul Ayrıntı Yayınevı Yorukoglu A. (1984) Degışen Toplumda Ajle ve Çocuk Ankara Aydın Kıtapevı Yayınları ÇALKANTILI DÖNEM "Çalkantılı donemler' ıle ılgılı soylenecek başka şeyler de var ama, bunları burada anlatmak gereksız Anadolu'da yenı kurulan unıversıtelerde yaşananları, unıversıtelerın bulunduğu kentlerde kaynatılan cadı kazanlarını, ancak ıçınde yaşayanlar bılır O bakımdan Van da yaşananlan en ıyı anlayabılecekler arasında olduğumu duşunuyorum Sadece bana yapılan saldırılar hakkında bır ıkı ornek vermek ısüyorum • Rektor Prof Vural Ülkü, kampus planında camı yerı ayırmamış, sonrakı Beledıye Başkanlarından bıriMnın, butun masraflar ve malzemeler Beledıyece karşılanmak kaydıyla her bınada bırer mescıt açılması, kampuse de buyuk bır camı yapılması onerısını kabul etmemıştır, • Unıversıteye kız oğrencılerın başı bohçalı olarak gırışıne ızın vermemıştır, • Bır mılletvekılıne (Yargıtay Başkanına, Orduya, Ataturkçulere kufreden, başını bohçalamayan mılyonlarca Turk kadınına "orospular' dıye saldıran kışıye) hakaret etmıştır ve bu yuzden (daha sonra Almanya'ya kaçan o "mılletvekıh" tarafından) hakkında dava açılan tek Rektordur, • Ataturkçu Duşunce Demegı'nın 2 numaralı kurucu uyesıdır, Almanya'da bırçok kentte Almanya Ataturkçu Duşunce Demeklerı Federasyonu Başkanlığının davetı uzerıne konferanslar vermıştır, • Cumhurıyet gazetesınde yazılar yazmaktadır, • Almanya Cumhurbaşkanı kendısıne Federal Almanya 1 Sınıf Lıyakat Nışanı vermıştır ve bu nışan haç bıçımındedır, • Merkezı Mannheım'da olan Alman Dılı Enstıtusu kendısını Turkıye temsılcısı olarak seçmıştır ve sık sık davet et mekte, o da vaktının çogunu Almanya'da geçırmektedır • Unıversıte ıçın yapürdığı amblem, Yunan motıflerı ta şımaktadır, • Torosların tepesındekı antık Uzuncaburç beldesının tapınagında 'Felsefe Gunlerı' tertıplemış, bınlerce koylu de bu toplantılara katılmış, gelenlere bır de zorla klasık batı muzıgı dınlettırılmıştır, • Unıversıtede goreve alınanlara mezheplerı sorul mamışür, bu yuzden çalışanlar arasında Alevîler ve Kurtler bıle vardır • Partımızın (buraya ıstedıgınız partının adını yazabılır sınız) hıçbır ıstegını dınlememekte partımızı zıyaret etmemek tedır • Edebıyat ıle meşgul olmdkta kıtap hem de sıyası hıcıv kıtapları yayımlamaktadır çevırdıgı eserlerden ıkısı Dev let Tıyatrosu nda (Ankara'da ve Van da) sahnelenmıştır, MERSİNLİLER BİLÎYOR Degerlı arkadaşım Prof Dr Ugur Oral, genel planı de vam ettırmekle kalmadı, buyuk katkılar ve yenılıkler gerçek leştırdı Her yenı gelenın eskıyı kotulemesının yapılanları yıkmasının veya bozmasının neredeyse dogal oldugu ulkemızde, Unıversıtemız bu bakımdan bır ıstısna oluşturmuş Sayın Oral her turlu ovguyu hak etmıştır Bazı kraldan fdzla kralcılar 1998 den oncesını yok saymaya çalışsa da her şeyın ama her şeyın başlangıcını 1998 olarak gosterme gayretı ıçınde olsa da gerçekler ortadadır ve kadırbılır Mersınlıler de her şeyı çok ıyı bılmektedır Unıversıtemızdekı gelışmelerden en buyuk mutlulugu duyan kışı benım Akademık personel sayısını 10'dan aldım ayrıldıgımda bu sayı 650 ye çıkmıştı Sadece Turızm Yuksek Okulu ıle Mersin Meslek Yuksek Okuluna sahıp Mersin Unı versıtesı ayrıldıgımda b fdkulteye 10 dan fazla yuksek okula ve meslek yuksek okuluna sahıptı Bu sayıların şımdı katlan dıgını gormek gerçekten gurur verıcı TIP FAKÜLTESİ KONUSU Tıp Fakultesı ıse başlı başına bır konu Yukarıda alıntıladığım sozlerınızın de bununla ılgısı var Mersin Universitesi ıle ılgılı yasa maddesınde, Unıversıtenın başlangıçta 6 fakulte den oluşması, bunlardan bırısının de Tıp Fakultesı olması on gorulmuştu Ilk yıllardakı çok buyuk altyapı sorunları nede nıyle Tıp Fakultesı konusuna başlangıçta el atıldmadı Ancak gereklı on çalışmalar hızla belırlı bır aşamaya ge tırıldıgınde Unıversıte ıçınde bır grubun Tıp Fakultesıne şıd detle karşı oldugunu hayretle gordum Bu grup, Senato uye lerınden bazılarını ıkna ederek, 1998 yılı ocak ayında yapılan toplantıda, Tıp Fakultesı açılması ıle ılgılı kararın bır oy farkı ıle reddedılmesıne neden oldu Bunun uzerıne, rektor olarak yasal yetkımı kullanarak, durumu olduğu gıbı açıklayan bır yazı ıle dogrudan YOK'e başvurdum YOK un uygun gormesı ıle, bugun ıftıhar ettıgımız bu Fakultenın kuruluşu gerçekleştı Tıp Fakultesının açıl974/2119 Kasım 2005 NİYE SORMADINIZ? Işın ozetı, Mersm'de gorup beğendığınız unıversıte, gokten zembılle ınmemış, bır cadının burnunu kıvırmasıyla ortaya çıkmamış, her adımda buyuk mucadeleyle ve ozverıyle adım adım gerçekleştırılmıştır Bu yola ılk kazmayı vuranları, yapıya ılk harcı koyanları bır cumle anmak, ufak bır kadırşınaslık yapmak bunu yapanı buyutur, ılgılı kışıye fazla bır şey vermez Kadırşınaslık vefa gıbı şeyler ışse, bız Turklerın başlıca karakter ozellıklerınden değıl Sızın de bır gazetecı yazar olarak, buraya geldıgınızde "Bu kampuse ne zaman bdşlanmış, kımler katkıda bulun muş'' cınsınden sorular sormanızı beklerdım Yıne de Unıver sıtemız hakkındakı guzel sozlerınızden, bu çorbada bıraz tuzu olan bırısı olarak, kendıme pay çıkarmadan edemedım Prof. Dr. Vural Ülkü Menın Universitesi Kurucu Rektoru vulku@mersın edu tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle