25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ooof off line Tanol Türkoğlu (TanolT@yahoo.com) Yeni ADSL Tarifesi ADSL altyapısının devreye girmesiyle ülkemizde interneTerişimine kavuşan kişi sayısında dramatik artış oldu diyebiliriz. Bence bunun temelinde erişim hızı yatmaktaydı. Yoksa gerek ücretlendirme gerekse de gerekli donanım açıstndan değerlendirdiğinizde ADSL "m diğer alternatiflerinden pek bir farkı yoktu. 1 Kasım'dan itibaren Telekom'un tarife değişikliğine girmesi ve limitsiz seçeneklerde fiyatların ikiye katlaması anlamına gelecek yeni bir model getirmesi (ertesi gün gelen tepkiler üzerine bakanın da devreye girmesiyle bundan geri adım atıldı) ilk etapta altın yumurtlayan tavuğu kesmeye çalışmak anlamına geliyor: Madem milyonlarca kişi biryıl gibi kısa bir siire içinde bu yola geldi, o zaman hemen fiyatları artıralım. Internet çağımızın rönesansıdır derken, inlernet yaşamdır derken acaba bu tümcelerin ifade ettiği anlamı ne kadar idrak edebiliyoruz böyle yaparak? Internet yaşamdır oksijen pompalarını kapatın! Internet çağımızın rönesansıdır kimseye koklatmayın! İş bir kumluşu özel bir şirket gibi yönetmeye geliyorsa, o zaman orada durup, biraz pazarlama stratejisi üzerine konuşalım. Biraz bu tür kampanyaları yönetme modeli üzerine konuşalım. Biraz bu işleri gerçek anlamda profesyonelce yürütebilmek için ne tür maddi ve yönetsel imkanlara sahip olmak gerekir, bunları konuşalım. Gelelim, bu yeni fiyat tarifesi uygulamasındaki basit probleme. Telekom'a giden ve yeni tarifeden şikâyet eden epostalarının pek çoğu limitsiz erişim kullanıcısı, ama aylık 1 Gb trafik bile yaratmıyormuş. Bir başka deyişle aslında pek çok kişi tarifeyi dikkatli değerlendirse ve tikir üretmek yerine bilgiye başvursa (yani aylık kullanım istatistiklerine baksa Telekom bunu sağlıyor) pratikte yeni tarifenin kendisine daha pahalıya patlamayacağını, tam tersine eski tarifenin aslında pahalı olduğunu tespit edebilir. Şu limitli, limitsiz tarifesini açarak biraz detaya inelim. Diyelim ki siz eski tarifede 256 bağlantı hızı ve limitsiz erişimdeydiniz. Aylık 49 YTL ödüyordunuz. Bu demektir ki bir ay boyunca internetten ne kadar bilgi indirirseniz indirin fiyat sabittir ve 49 YTL'dir. Pekiacaba bu sınırsız erişim imkanını kullanırken, ayda realitede ne kadar bilgi indiriyormuşsunuz; hiç merak ettiniz mi? Diyelim ki indirdiğiniz miktar 2,5 Gb olsun. Bugünkü tarifeye baktığınızda siz aslında aylık 3 Gb limitli bir tarifeyi kullanabilirsiniz ve bunu kullanırken de hiçbir eksiklik duymazsınız çünkü ayda zaten 2,5 kullanıyorsunuz. Peki bakın bakalım yeni tarifenin 3 Gb limitli ama hızı 512 olmuş (yani şu anki hızınızın iki katına çıkmış) tarifesinin fiyatı nedir? Cevap: 29 YTL. Bu demektir ki siz eskiden 20 YTL fazladan para ödüyormuşsunuz. Bunu ne için ödüyordunuz? 2,5 Gb limitli olmak yerine limitsiz hakkına sahip olmak için. Bu duruma, paracıklarım boşu boşuna uçup gitti demeyin. Çünkü elinizde şu istatistik (yani bilgi) yoktu: Acaba ayda ne kadarlık bir tratik yaratıyorsunuz? Oysa şimdi var. Ayda 2,5 Gb trafik yaratıyorsunuz. 0 zaman yapacağınız şey, limitsiz yerine uygun limitli tarifeye geçmek olmalı. Öte yandan bu her abone için aynı olmayabilir. Eğer örneğin eski limitsiz zamanda ayda 3 Gb üstünde trafik yaratıyorduysanız durum farklı bir hal alır. Eğer mesela 4,5 Gb trafiğiniz varsa sizin için uygun olan yeni tarifede limitsiz yerine 6 Gb tarifesine geçmek olmalı. 6Gb512 hızın yeni tarifesi ise 49 YTL. Yani fiyat aynı hız ise iki misli. Yeni tarife ancak ayda 6 Gb çok trafik yaratanları olumsuz etkileyebilir. Yeni tarifeye göre 6 Gb üstüne çıktığınızda aylık maliyet 49 YTL 'nin üstüne çıkacak. Eğer 6 Gb altındaysanız, limitsizde kalmanıza gerek yok. Yapılacak şey; kullanıcı bilgilerinizi inceleyerek size en uygun limitli tarifeyi seçmek olmalı. Telekom ve Ulaştırma Bakanlığı da iki ileri bir geri yapmak yerine, yukarıda basitçe açıklanan yapıyı müşterilerin anlamasını sağlamada daha pratik ve sonuç alıcı çözümler üretselerdi bu karmaşa doğmayacaktı. işte şirketlerin profesyonellerce ve belli bir pazarlama, reklam, promosyon strateji ve bütçesiyle yönetilmesinin temelinde de bu tür basit sorunların çıkmasını engellemek yatıyor biraz da. THE ENCYCUCON: A Dıctıonary Ot Decısıons Wıth Dependence And Feedback Based On The Analytıc Network Process Thomas L. Saaty (University of Pittsburgh), saaty@katz.pitt.edu Mujgan Sağır özdemir (Osmangazi Üniversitesi), mujgano@ogu.edu.tr RWS Publications, 292 sayta, 2005. Problemi tanımlama, çözüm seçeneklerini türetme ve en iyi seçeneğe karar verme şeklinde tanımlanabilecek karar sürecinde, iki temel zorluk vardır. Çoğu birbiriyle çelişen birden lazla ölçütün göz önünde bulundurulması ve sayısal olarak ifade edilemeyen ama kararı etkileyen ölçütlerin varlığı. Dayanıklı tüketim eşyası alırken üriinün fiyatı kadar marka, imaj ve servis olanaklarının da önemli olrnası ve ikinci grubun rakamlarla ölçülememesi bu duruma bir örnektir. THE ENCYLICON, bu gibi çok ölçütlü ve niteliksel ESKİSİDAHAPAHAU karar problemlerinin çözümii için geliştirilen Analitik Serim Süreci (ASS) tekniği kullanılarak çözülmüş yüz gerçek hayat problemine yer vermektedir. Problemler arasında; bir işletme için eniyi üretim politikasının belirlenmesi, kariyer planlaması, bir ülke için en uygun enerji kaynağının belirlenmesi, başbakanlık seçimleri öncesi seçimi kazanacak adayın tahmin edilmesi, çeşitli şirketler için pazar payı tahminleri, yasal içki içme yaşının ideal değerinin belirlenmesi, ötenazi konusunda eniyi yasal uygulamaya karar verme, eniyi ofis yerinin seçimi, bir işletmede eniyi üretim tipine karar verme, çalışanın performansını değerlendirme, yeni yatırımın yerine karar verme gibi çok farklı alanlardan örnekler yer almaktadır. Bu uygulamalar; pazar payı, eğitim, sağlık, politik, endüstri ve üretim, enerji, suç ve terör, hükümet ve yönetim başlıklarında toplanmıştır. Kitabın ilk bölümünde, ASS tekniği ve ASS uygulamaları için geliştirilmiş olan Super Decisions yazılımına yer verilmektedir. Politik ve sosyal konulardaki bilimsel araştırmalar, bugüne kadar genellikle ilgili alanlardaki araştırmacılarca yürütülmüştür. Yukarıda değirıilen güçlükleri sistematik ve bilimsel bir şekilde ele alabilmek mümkün olmamıştır. Bunun nedeni, fen bilimlerinin şimdiye kadar daha çok fiziksel sistemlerle ilgilenip deneysel çalışmalar yapması ve matematiksel yapılar kullanmasıdır. Oysa her iki taraftaki bilgi birikimi dikkatlice bütünleştirilerek, problemlere daha gerçekçi çözümler bulunabilir. Bu yönleriyle; ilgili kitapta uygulama örneklerine da çok sayıda yer verilen bu çalışma alanı, sosyal bilimlerle fen bilimleri arasında bir köprü görevi üstlenebilir. Devam Köktendincilik Baştarafi 1213. sayfada sek kentleşme hızına sahip ülkelerde etkin. Sahra Çölü'nün güneyindeki ülkelerde köktendinci Hıristiyan kiliselerin büyük bir hızla arttığı görülüyor. Latin Amerika'nın yüzde lO'luk Katolik nüfusu şimdi Pentecostal (çok duygusal ayinleri ve tutucu dini akideleri olan Hıristiyan mezhebi) kiliselere devam ediyor. Şili ve Guatemala'da bu sayı yüzde 25'lere tırmanmış durumda. Komünist Çin'de bile köktendinci akımlar yandaş bulmakta zorlanmıyor. "Hepimiz Çin'i izliyoruz" diye konuşan Finlandiya'daki Helsinki Üniversitesi'nden Miikka Ruokanen, yılda 2 milyon Çinlinin evanjelist Hıristiyanların saflarına katıldığını söylüyor. Halihazırdaki Hıristiyan Çinlilerin 300 milyona nüfusun beşte biri ulaştığını belirten bilim adamları, Budizm'de de radikal akımların güçlendiğine dikkat çekiyor. Aydınlanmanın mirasını sürdürmeye kararlı olan kesimin değerlerine sadık kalarak ve hoşgö'rülerini sürdürmeye devam ederek bu süreci atlatmaya çalışmaktan başka çareleri yok gibi görünüyor. Başka bir deyişle köktendincilerin düşünce tarzlarını anlamaya çalışarak, aşırı uçların oluşmasını engelleme şansını yakalayabilirler. Davie bu konuda şöyle konuşuyor: "Kamuoyunu etkisi altına alan ciddi inançları modern yaşamın bir parçası olarak kabul etmeliyiz. Ne kadar çok reddeder ve saklırırsanız, onlann da savunması da o kadar güçlü olur." Turkçesi: Reyhan Oksay Kaynak: New Scientist, 8 Ekint 2005 UYGUNU LİMİTLİTARİFE Harf devrimi karşıtları ve gerçek Baştarafi 16. sayfada.. bir zaman taviz vermemiş gerçek aşığı birisinin, yeni harflerle yapılan büyük okumayazma seferberliğinde kısa sürede elde edilen büyük başarılardan sonra, önceleri karşı çıktığı harf devrimini olumlu görmeye başlamış olabileceği düşüncesi hiç aklına gelmiyor. Cehaleti kısa sürede yok etmek için yapılan harf devrimi, tıpkı bir bumerang gibi gerçekte Cumhuriyet'i de vurdu. Çünkü Mustafa Kemal ve Cumhuriyet'in diğer yöneticileri, entelektüelleri ve aydınları, cumhuriyet devrimlerinin karşıtlarıyla ideolojik, felsefı ve siyasi bakımlardan esas olarak 192328 döneminde hesaplaşmışlardı. Fakat 1921'den sonra doğmuş olanlar bu dönemde yaratılmış olan bu literatürden doğrudan yararlanamaz oldular. Çoktan çözümlenmiş olan sorunlar diğer birçok başka etkenle birlikte bu yüzden de yeniden gündeme getirilebiliyor. Bu nedenle galiba Cumhuriyet'in büyük çabalarla elde etmiş olduğu kazanımlannı savunmak için mücadeleye kalınan yerden, hatta en baştan, yeniden başlamak gerekiyor. (1); Radikal, 23 Ekim 2005. Pazar eki lki.s.3. (2);Ataturk'un Söylev ve Demeçleri.II (19061938), İkinci Baskı, 1959, s.253, Türk Inkılap Tarihi Enstitüsü Yayınları:l, Türk Tarih Kurumu basımevi, Ankara. (3); Virgül, Sayı 88. Ekim 2005, İstanbul. 974/2219 Kasım 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle