Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ninTf Köktendincilik: Aydınlanma hareket Akılahktan, hoşgörüden uzak, dogmatik söylemleıie insanlann beynini yıkamayı amaç edinmiş radikal dini akımlar, üd yuzyılhk aydınlanma hareketinin alhnı oymaya çahşıyor. Dunyaya aküa ve laik gözlüklerin arkasından bakma alışkanhğuıı edinen sekuler kesim ise, köktendind dunya göruşunun yuksetişini kaygıyla izliyor. Köktendincilik, özelîikle 11 Eylul saldınsmdan sonra uzerinde en fazla tarüşüan konulardan biri naline geldi 8 Ekim 2005 tarihli New Sdentist dergisi, köktendincilik başlığı altmda yayımladığı özel dosyada şu konulan işîiyor. 'Eleştiriye bu kadar kapah bir inanç sisteminin gelişmesini tetikleyen etmenler • Köktendindliğin 'Aydınlanma'nm kazandırdığı değerlere akuakk, çoğulculuk, demokrasivedüşünceözgürlüğü etida • Köktendincilik guç kazandığt takdtde doğuracağt sonuçlar • tnsanlann akılahktan uzak, dogmatik düşünceleri sorgusuı sualsiz kabullenmelerinm altmda yatan nedenler • Köktendindlerin btiim karşıti kampanyalannı ve bu kampanyalan künlerin desteklediği ve kimlere yarar sağ • Bilimsel çevrelerin içine sızan köktendind (aaliyetier Dünyada çok sayıda insan akılcılığı, hoşgörüyü, kuşkuculuğu ve düşünce özgürlüğünü reddediyor. Köktendinciliğin şemsiyesi altmda birleşen bu insanları aydınlanma hareketinin değerlerini reddetmeye iten etmenler nelerdir? T um dünyada milyonlarca insan yaklaşan tehlikeyi seziyor; korktukları, hatta nefret ettikleri değerlerin ve düşüncelerin hükümetlerini, yaşamlarını ve çocuklarının geleceğini ipotek altına almasından korkuyor. Akla öncelik tanıyan düşünce sistemi için köktendincilik ne kadar korkunç bir tehdit ise, köktendinciler için de 21.Yüzyıl'ın başlarındaki seküler dünya görüşü de da aynı büyüklükte bir tehdit oluşturuyordu. Aydınlanma hareketinin oluşturduğu modern toplumsal yaşama tepki duyan bu insanlar, bugün dini gruplara katılıyor, inançları doğrultusunda yaşıyor, oy veriyor ve inançları adına mücadele veriyor. Ne yazık ki bunların sayısı bugün Batılı şehirli toplumların temelini oluşturan seküler ve rasyonel nüfustan daha fazla. Aynca bu sayı her geçen biraz daha artıyor. Bu 21.Yüzyıl'ı yaşadığımız şu günlerde ne anlama geliyor? Geçen yüzyıla damgasını vuran yaygın görüş en azından Batıda şöyleydi: Dünya maddi olarak gelişirken din yavaş yavaş önemini yitirecekti. Sosyologlar bu harekete "sekülarizasyon kuramı" adını verdiler. Ancak bugün bunun tam tersine tanık oluyoruz. Radikal İslami hareket Müslüman ülkelerde güç kazanıyor. ABD'de Hıristiyan köktendincilik hiç olmadığı kadar siyasi ve kültürel açıdan güçlenmiş durumda. Köktendinci hareketler, aynca Musevilik, Budizm ve Hinduizm'de de kendini gösteriyor. Nereye bakarsanız bakın Batı Avrupa hariç köktendinci akımların yayıldığı izlenıyor. Kısaca, insanlar dünyayı anlamak için akılcı davranışlardan ve kuşkuculuktan uzaklaşarak, referans noktası olarak inançlarına başvurmayı tercih ediyor. Yüzeysel olarak bakıldığında bu farklı radikal akımlar ortak bir noktada buluşmuyorlarmış gibi görünüyor. Müslüman ve Hıristiyan köktendincilik, kötülüğe karşı iyiliğin "kozmik mücadelesinde" birbirinin tam karşıtıymış gibi gösteriliyor. Fakat aslına bakarsanız ikisi de birbirinden pek de fark!ı değil. Köktendincilerin hedefı köklerine inmektir; en büyük arzuları dinlerinin laik etkilerle "kirlenmediği" döneme geri dönebilmektir. Doğrulara at gözlükleri ile bakıp, yalnızca kendi inançlarının geçerliliğine inanırlar ve bu inancı diğerlerine de kabul ettirmeye çabalarlar. Konvansiyonel dini inançlardan farklı olarak eleştiriye tahammülleri yoktur. İngiltere'deki Sunderland Üniversitesi'nden kültür kuramcısı Stuart Sim'in belirttiği gibi, "Ya inananların saflarındasınızdır, ya da düşman saflarında." AYDINLANMA HAREKETİNE TEPKİ Eleştiriye bu kadar kapah bir inanç sisteminin gelişmesini ne tetikliyor olabilir? Ve bunun "Aydınlanma"nın kazandırdığı değerlere akılcılık, çoğulculuk, demokrasi ve düşünce özgürlüğü ne gibi etkisi olacaktır? Şu anda tüm toplumlarda bu konuda açık bir huzursuzluk söz konusu. Huzursuzluğun nedeni, köktendindliğin modern toplumların sahip olduğu değerlere ölümcül bir tehdit oluşturduğu düşüncesi. Başka bir deyişle aydınlanma sonucu elde edilen kazançlar kaybedilme tehlikesi ile karşı karşıya. Gerçekten de köktendincilik bilimsel dünya görüşü için bir tehlike oluşturuyor mu? 199O'lı yıllarda laik toplumlar tuhaf ve beklenmedik bir dini fenomenin Komü nizm'den boşalan yeri doldurmaya başladığını fark ettiler. 1995 yılında Indiana'daki Notre Dame Üniversitesi'nden Scott Appleby ve meslektaşları dünya üzerindeki dini akımları inceledikleri 5 ciltlik Köktencilik Projesi'ni tamamladılar. Bu projenin amaçlarından biri köktendinciliğin ana nedenlerini ortaya çıkartmaktı. Sonuç olarak, dini çağdışılığa itecek, gereksiz kılacak itici gücün, aslında dinin şekil değiştirerek güçlenmesini sağladığı gerçeği ortaya çıktı. Bu güç modernitedir. Bu, bilimde geçerli olan düşünce şeklidir; değişikliğe, ilerlemeye, deneysel kanıtlara ve kuşkuculuğa odaklıdır. Bu düşünce şekli gücünü ve geçerliliğini bugüne dek kanıtlamıştır. Bunun sonucunda da pek çok insan zihnindeki dini açıklamaların yerine bilimsel açıklamaları oturtmuştur. Modernitenin geleneksel din için tehdit oluşturması yeni değildir. Ancak insanları şaşırtan, dinlerin kendi varlıklarını korumak için mücadele etmeyip, mutasyon geçirip yeni bir saldırı planı ile ortaya çıkmasıdır. Köktendincilik konusunda uzman İngiliz yazar Karen Armstrong'a göre geleneksel dinlerin temel özelliği geleneksel tarım toplumlarının gereksinimlerine yanıt vermesidir. Bu dinler yapay gerçekliğin arkasındaki hayali doğrularm sürekliliğine ve görünürdeki adaletsizliğin arkasında kutsal bir varlığın olduğuna inanır. Bunlar yaşamın sürekli olarak ilerlediğini değil, döngüsel olduğunu kabul eder. Ve bu topluluklarda yaşayan insanların ihtiyacı olan kuralları anlamı ve güvenceyi sağlayan ahlaki sistemi sunar. Ancak sanayileşmiş toplumlarda mo 974/1219 Kasım 2005