24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Doğa ZümrüttenAkisler A.M. CelalŞengör Yumurta kabuğu üzerindeki lekelerin rolü Kuş yumurtaları üzerinde bulunan lekeler,yalnızca iyi bir kamuflaj sağlamakla kalmıyor, yumurtaları annelerin ağırlığı altında kırılmaktan koruyor. üyük baştankaraların (Parus major) yumurtaları üzerinde yapılan araştırmalar, kabuğun üzerindeki nokta ve lekelerin mekanik bir rolü olduğunu gösteriyor. Bunlar yumurtanın en zayıf olduğu noktaları güçlendiriyor. "Yüzyıllarca insanlar bu lekelerin kamuflaj görevi gördüğünü sanıyordu" diye konuşan Oxford Üniversitesi'nden Andrevv Gosler, ekibiyle birlikte 90 yumurta kabuğunu inceledi. Bilim ekibi, üzerinde en fazla leke olan yumurtaların kil gibi kalsiyum açısından yoksul toprakların bulunduğu bölgelerden geldiğini keşfetti. Aynca bu lekeler yumurta kabuğunun en ince olduğu bölgelerde yoğundu. Dolayısıyla bu lekelerin kalsiyum eksikliğini telafı ettiği anlaşıldı. ABD Ulusal Bilinıler Akademisi Başkanının Veda Mesajı Dünyanın sayılı biyologlarından olan ABD Ulusal Bilimler Akademisi başkanı Prof. BnıceAlberts, 1 Temmuz itibarıyla yerini Ralph Cicerone'a devretti. Bunedenle2 Mayıs 2005'te, Akademi'nin 142. yıllık toplantısında, bir de kendi görüş ve faaliyetini özetleyen bir konuşma yaptı. "Summing up: Creating a Scientific Temper for the World" (Özet: Dünyaya bilimsel bir huy yaratmak"). Bu "bilimsel huy" lafı, kaliteli birjeolog olan bağımsız Hindistan 'ın ilk başbakanı Nehru 'ya aittir. Konuşmasında Alberts önce Akademi'nin faaliyelini anlatıyor. Her yıl 200'eyakın rapor yayımlanmakta Akademi tarafından. Bu raporlann amacı hükümeti ve toplumu gü'ncel bilimsel problemler hakkında bilgilendirmek. Alberts diyor ki "herhangi bir hükumetin bilime danışmadan karariar alması akılsızlıktır." Geçtiğimiz yılın en son raporlarından biri hükümeti bilim ve teknoloji konularında en iyi atamaların ne şekilde yaph • lacağı konusunda bilgilendiren bir belge. Raporu hazırlayan Akademi komitesinin başında eski bir Cumhuriyetçi Meclis Üyesi olan John Porter varmış. Diğer rapor konularından bazıları şöyle: "Hubble Uzay Teleskobunun Yaşamının Uzatılması İçin Seçeneklerin Değerlendirilmesi," "Hidrojen Ekonomisi", "Suç Tesbitinde Kurşun Bilgisinin Değerlendirilmesi", "ABD'de Hava Kalitesinin idaresi" "Çocuk Obezitesiyle Mücadele" ve daha niceleri. Akademi'nin en önemli gördüğü konulardan biri de devletin sağladığı araştırma imkânlarının en ehil ellere dağıtılması. Bu çerçevede Ulusal Sağlık Enstitüsü'nden araştırma projesi alanların ortalama yaşındaki hızlı yükselme Akademi'nin dikkatini çekmiş; bunu bir sorun olarak görüp derhal bir araştırma başlatmışlar ve şu anda Ulusal Sağlık Enstitüsü'nden ilk kez bağımsız araştırma projesi alan araştırıcıların ortalama yaşının 42 olduğunu görerek bunun hoş olmadığını vurgulamışlar. Alberts daha sonra bilimhükumet ilişkilerinde başarının niçin yüksek olduğunu soruyor ve cevaben diyor ki "çünkü, öncelikle hem bilim insanlarımız hem hükumetlerimizi oluşturan insanlar bilime inanmaktadır; ikinci olarak basın bizim yaptıklarımıza yakın ilgi göstermektedir. Nihayet, bizim tavsiyelerimizden bilim dışı her şey dikkatle ayıklanmaktadır. Örneğin biz hükümete karbondiyoksit veya arsenik kirlenmesiyle ilgili bunu veya şunu yapın demiyoruz. Ama bunların yüzdeleri şu mikdarı geçerse sonuçları şunlar şunlar olur diyoruz. Biz iktidara sadece ve sadece bilimsel gerçeği söylemekle övünüyoruz." Bunu söyledikten sonra sıra bardağın boş kısmına geliyor: "Peki üikemizi oluşturan 50 eyalette durum nedir? Bunların pek çoğu bilimi, aynı gelişmekte olan ülkeler gibi, kullanamamaktadırlar." (Dikkatinizi çekerim: Bahsedilen yerABD'dir; New Orleans Alberts 'in ne denli haklı olduğunu pek acı bir şekilde gösterdı.) Alberts bu sorunun çözümünü de eyaletlerde ABD Ulusal Bilimler Akademisine benzer kuruluşların oluşturulmasında görüyor. Ancak Akademi ve benzeri kuruluşların rapor hazırlamaları yetmez diyor. Bu raporları politikacılara anlatıp özümsetebilecek bilgili bir bürokrat ara sınıfının yetiştirilmesine büyük önem veriyor. "Böyle bir ara sınıt olmadan ABD hükümetinin nasıl çalışabileceğini düşünmek bile zordur" diyor. Ancak, bu ara sınıt belli ki ABD'de çok yetersiz. 0nun için American Association for the Advancement of Science (Amerikan Bilimi Ilerletme Topluluğu) tarafından yıllardır sürdürülen bilim adamlarını belli bir süre Washington'da Amerikan hükümetfbürokrasi mekanizması içinde çalıştırma burslarına artık Akademi de katılacak. Konuşmasının sonunda (ve en uzun kısmında) Alberts eğitim sorununa geliyor. Burada kendisinin merhum Akademi üyesi Bentley Glass'dan alıntı yaptığı çok çarpıcı bir metni ben de size nakletmek isterim: "Maymunların atomla oynaması emniyetli değildir... Bilimsel toplumun demokratik olması ve ö'yle kalabilmesi için insanların kendilerinin yaşamlanna egemen olan bilimsel güçlerin ve sorunların tabiatını anlamaları gerekmektedir. Bu, öğretmen olan bizlerin görevi ve taahhüdüdür.... Her düzeyde bilim eğitimi değişmelidir. Bu görevzor ve pahalı olacaklır. Fakat sonuç sırf bilimin ilerlemesi falan değildir (gerçi bu da kaçınılmaz olarak gerçekleşecektir). Gerçek sonuç kelimenin tam anlamıyla insanlığın kurtuluşu olacaktır." Alberts bilim eğitiminin her düzeyde uygulamalı olarak yapılmasını, öğrencinin her düzeyde bilimi "yaparak" öğrenmesini savunuyor. Eğitimciler bu tartışmanın yirmili yılların sonuyla otuzlu yalların başında Viyana'da da "Lernschule" ("öğrenme okulu) ile "Arbeitsschule" (çalışma okulu) taraftarları arasında alevlendiğini bilirler. Amerika, Almanca konuşan ulusların tecrübesini şimdi yakalıyor. Hükümetimiz karanlık ortaçağ kafasını eğitime pompalama projesinden vazgeçip akılcı örnekleri benimserse belki biz de bu kervana katılabiliriz. 'Herhangi bir hükumetin bilime danışmadan karariar alması akılsızlıktır.' B EHİLELLERETESLİM Gosler, bazı kuş yumurtalarının kamu flaj sağlaması için üzerinde benekler oluşturduğunu kabul ediyor. Bu, özellikle yumurtalarını kıyılarda, açıkta bırakan kuşlar için geçerli. Ancak yumurtalarını gözden uzak, gizli bölgelere bırakan kuşlar için kamuflaj birinci planda gelmiyor. Bunlarda, lekelerin kalsiyum açısından yetersiz bölgeleri güçlendirmek için ortaya çıkmış olma olasılığı yüksek. Canlıların yok olmasında Sibirya'daki patlamaların rolü arım milyar yıl önce Sibirar ya'daki volkanik patlamalar, Y ya atmosferdeki karbon dioksit 1 at düzeyini bugünkünün 10 katına çıkartarak, kutup okyanuslarının yüzeyini ısıtmış, küresel okyanus akıntılarını durdurmuş ve sonuçta denizlerde yaşamı oksijensiz bırakarak yok olmasına neden olmuş olabilir. Permiyan döneminin sonunda, 251 yıl önceki kütlesel yok oluş, denizlerdeki yaşamın yüzde 9095'ini, karalardaki yaşamın ise yüzde 70'ini silip süpürmüş olabilir. Ancak bütün bu olayların nedenlerine ilişkin bugüne dek çok sayıda varsayım ortaya atılmış olsa da kesin bir şey söylenemiyordu. Bir ipucu, denizlerdeki kayalardan elde edildi. Kayalar, yok oluş sırasında okyanusların deniz canlıları için çok az miktarda oksijen içerdiğini gösteriyor. Masif asteroit yağmuru veya diğer doğal felaketler konusunda tartışmalar sürerken, temel nedenin Sibirya'daki volkanik patlamalar olduğu ileri sürülüyordu. Ancak patlamaların etkisini modelleme çabaları, fosil kayıtlarındaki sıcaklığı yaratmakta başarısız kalıyordu. Bunun büyük bir olasılıkla nedeni hava ve denizler arasındaki ısı akımının dikkate alınmayışı idi. Şimdi simülasyon bu düzeyi tutturuyor. Colorado, Boulder'daki Amerikan Atmosferik Araştırma Merkezi'nden Jeff Kiehl ve Christine Shields Küresel İklim Sistem Modeli'ni çalıştıran süper bilgisayar yardımı ile bu sorunu çözdü. Bu sistem havadeniz etkileşimini dikkate alıyor. Bilim adamları modeli programlarken Dünya'nın Permiyan dönemindeki topografyasını da dikkate alıyor. Bu dönemde Panthalassa denilen dünyadenizi tek bir kıta olan Pangaea'yı kuşatıyordu. Süper bilgisayar o dönemdeki doğa koşullannı yeniden yaratarak patlamalardan sonraki iklimi oluşturdu (Geology, vol 33, p 757). BARDAĞINBOŞTARAFI 968/5 8 Ekim 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle