01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık Gönülden Bilime Çiçek Tozları cut ısısı artar. İdrar söktürücü etkisi nedeniyle, beden sıvıları azalır. Ağır egzersızlerde, spor karşılaşnıalarında veya zıp zıp zıplanan gece klüplerinde olduğu gibi, beden ısısı yükselir. Yeterli sıvı takviyesi yapılmazsa ve bir de kafein mıktarı yüksek maddeler alınırsa, kalp atımında ciddi bozulmalar olabılır. Kafein dolu ENERJİ içecekleri ne kadar güvenilir? "Uçacaksın, havalara uçacaksın, ayağını yerden kescem senin" Levent Tokuçoğlu (*) <nam Ahmetlnâ S on günlerde televizyonda benzer içerikte iki enerji içeceği markasının reklamları yayımlanmakta. Bir tanesinde bir gece partisine katıldığım anladığımız gençler var; içtikleri enerji içeceği nedeniyle alev alev, cayır cayır yanıyorlar. Gece onlara neler vaat ediyor neler... Diğer markanın reklamı daha değişik ve iddialı: Tükenmiş, neredeyse yenilmek üzere olan futbolcular/ askerler, antrenörün/ komutanın kendilerine ikram ettiği içecekle birden enerji kazanıyor. canlanıyorlar. Canlanıyor da ne kelime; "kanatlanıyor"lar! Hedef kitlesi gençler olan ve onları hızlandırıp "kanatlandıran" bu enerji içecekleri gençleri "raydan çıkarmadan" bir göz atalım dedik bu içecekleri. Öncelikle kafein var içlerinde. Kafeinin alınması önerilen değil, izin verilen miktarının günlük 250 miligram olduğu diişünüldüğünde, 250 mililitrelik bir kutu "Kızıl Boğa"da 320 miligram/litre kafein miktarının ne denli yüksek olduğu anlaşılabilır. Diğer maddeler arasında taurin, glukuronolakton, inositol mevcut. Kafein dışında sayılan bu maddelere dair heniiz elde yeterli veri yok. Ama enerji içeceklerindeki miktarlar günlük önerilen dozlarm onlarca kat üzerinde. Kafein... Nerelerde yok ki bu kafein: Çayda, Türk kahvesinde, neskafede, kolada ("milli"sinde de var), o güzelim çikolatada. TÜKENMİŞ ATI KIRBAÇLAMAK Enerjimizin tükendiği, yorgunluktan. susuzluktan harap ve bitap düştüğümüz hallerde bir enerji içeceği ıçerek "kanatlanma" çabası, tükenmiş bir atı son bir hamle kamçılamaktan daha akıllıca değildir. Bu arada riskli iki gruptan ayrıca söz etmeliyiz. Kafeini erişkinlere oranla düşük hızda metabolize ettiklerinden, küçük çocukların yüksek düzeyde kafein içeren maddeleri almaması gerekir. Hem bebeğin gelışımıne hem de doğum sürecine olumsuz etkileri nedeniyle kafeinden uzak durması gerekli bir diğer grup gebelerdir. Bir başka tehlike ve belki en büyüğü, geceleri alkol alınan yerlerde uyanık kalmak, kafayı dik tutup eğlenceden gerı kalmamak içın alkolle birlikte enerji içeceklerinm almmasıdır. Bu tehlikeli birliktelik sonucu dünyada ölümler olduğu bildirilmiştir. Her ne kadar enerji içeceklerinin kutuları üzerinde karınca duası gibi harflerle uyarı ibarelerı yer alsa da, televızyondaki reklamların hiçbirinde bu olumsuz etkilerden bahsedilmemekte; tersine, büyülü bir sonuç vaat edilmektedir. Hapşırabilirsiniz. Belki gözünOz yaşanr. Cildiniz kızanr. Çiçek tozudur, savrulmuştur, rüzgarla; toprağa, suya, buluta. Yolcudur, umuda, umutsuzluğa, acıya. Düşünceye. Sevgiye. özleme. Ayrılığa. Ihanete. Yalnızlığa. Çiçek tozudur, çiçeklerden yaşamaya. Dokununca teninize irkilirsiniz, kimbilir? Alışık değilseniz, bu hamarat cânlarına, doğanın. Bu, kendini olduğu gibi "yele verip", korkusuzca geleceğin kapısında durabilecekgüçteki doğa kıvılcımlarına. Çiçek tozlannı anlayınız. Ister hapşırarak, ister hapşırmadan. Çiçek tozlarının tınılarına kulak verip, "Ne diyorlar?" diye sorunuz. Hangi çiçekten düşmüşler parmak uçlarıma ? Hangi annın kanadında, hangi kuşun gagasında, kendini bırakıvermenin mutluluğunu yaşıyorlar? Duyun tozların sesini de, dinleyin içinizdeki sesi: "Bir çiçek tozu kadar olamadım". Böyle mi diyor, içinizdeki ses? insan hiç çiçek tozu kadar olamaz mı? İnsanla çiçek tozları hiç karşılaştırılabilir mi? İnsan bilinçli, duyguları, sinir sistemi olan, dünyaya egemen bir varlık. Kültiirümüzün bir deyişiyle, eşrefi mahlukat, yaratılmışların en şereflisi. Çiçeğinse, keyifli olduğumuz günlerde, içimizi açan, bir "süs bitkisi" olmaktan öte ne değeri olabilir ki, insan için? Dünyada ne varsa insan için değil mi? insan varolanların "efendisi" değil mi? Neden ben çiçek tozunu dinleyeyim? Çiçek tozu beni dinlesin! îaten dinliyor beni, onu dilediğimce işliyor, ondan nice sağaltıcı ilaçlaryapabiliyorum. Onu bilimimle inceliyor, sanatımla resimliyor, şiirimle şiirleyebiliyorum. Böyle mi düşüniiyorsunuz? '' ; ' Gönül bahçenizde çiçek tozları yok, demek ki! Demek ki, içinizin kuytu köşelerinde, boynu bükü'k gelincikler, papatyalar, tepeden tırnağa çiçeğe durmuş ağaçlaryok. Hapşırtıyor. Dışımda da içimde de olsa, hapşırıyorum. Sevmiyorum, çiçek tozlannı. Ben temiz, çok temiz havaları seviyorum. Mikroplardan, tozlardan annmış. "Sağlıklı" havaları seviyorum, zararlı bakterilerden, insanı yatağa bağlayıp, inim inim inleten virüslerden annmış. Böyle mi düşünüyorsunuz? Düşündüğü kadar, düşündüğü gibi, düşündüğüne tutsak olarakyaşıyor, insan! Çoğu zaman! Kafasında geliştirdiği gerçeğin elverdiği kadar karşılaşabiliyor, gerçekle. Çiçek tozlarından yoksun bırakılmış bir dünyada, genetik mühendisliğinin, yaşama mühendisliğinin katkılarıyla, tozsuz çiçekler açabilir. İnsanlar hapşırmazlar. Hapşırmadan sanat, hapşırmadan müzik, hapşırmadan edebiyat, hatta, hapşırmadan insan olmuyor! Çiçek tozları, insanın bu gezegendeki serüveninde, tuvale dokunan lırça darbeleri, kemandan gönlümüze serpilen nağmeler, şiirdeki sözcükler olarak yaşıyor!" içimde bu denli çiçek tozu varken nasıl ölürüm ben? Kendini çiçek tozlarına dönüştürmüş insanım. "Destur varmı, cân?" Sorarım. "Buyur!" derlerse, kuytu köşelere süzülürüm. Toprak uygun, nem uygun, ortam uygunsa, büzülürüm, bir bahar akşamı, gelecek sabahlara açmak için, dostun gönlünde. Belki açarım, belki de bir hoyrat ayak çiğneyiverir beni. Belki de kurur giderim. Belli mi olur? Çiçek tozuyum ben: Sanatım, düşünceyım, inceyim, nâzenin. Kırılganım. incinen. Sanatım, demek ki çok yürekliyim, bilinmeyen köşelere savrulmaktan korkmam. Hangi ferman beni ortadan kaldırabilir? Hangi yasak, hangi güç durdurabilir beni? Beni gömmeye çalışan nice iktidarı gömdüm ben. Sahtelerim çok bu günlerde. Taklitlerim. Korsanlarım çıkıyor. Korsan çiçek tozları. Gönül bahçesini yaban otları sarmış insanlar, korsanlarıma koşuyor. Korsan sanat. Korsan edebiyat. Korsan felsefe. Çiçek tozlarına duyarlılığını yitirmiş Türkiye. Onca gürültünün kaldırdığı toz içinde, çiçek tozları örselenmiş, yara almış, kurban olmuş. Görsel malzemeye. Reklama. Kimse hapşırmıyor. Tozdan dumandan öksürük sesleri geliyor. "Çiçek tozu, çiçek tozu! Uyandır hapşırtarak, gittikçe ağırlaşan günlük yaşamın gaflet uykusundan." izinsiz de girebilirsin, burunlarından, iç dünyalarına, içlerinde açan çiçeği görünce dışlarındaki çiçekleri dinleyebilirler; çiçek tozlannı: Yaşamın öyküsünü anlatırlar size, bu gezegendeki milyonlarca yıldır devinen yaşamın öyküsünü: Sanattırlar, insan olmanın anlamı, güzel bir insan olmanın, savaşın, sömürünün olmadığı bir dünyanın anlamı. Hapşırın! Çiçek tozları kapınızda! ÇİÇEKTOZUOLAMAZ MIYIZ? KAFEİNİN ETKİLERİ Kafein, az mıktarda alındığında; yani günde bir, bilemediniz iki fincan kahve düzeyinde, kişiyi zinde tutabilir gerçekten de. Ama günde 24 fıncanın üzerine çıkıldıkça olumsuz etkilerı görülmeye ve bağım lılık oluşturmaya başlar. Gece boyu ders çalışan öğrencilerin pek iyi bildiği gibi uykuyu kaçırır. yorgunluk hissini savuşturur. Ancak zihinsel performansı arttırmaz. Ayrıca gelip çatan uyku ve yorgunluk hısleri, mevcut duruma bir son verilmesi, artık dınlenilmesi gerektiğine dair bedenin dikkate almamızı gerektiren bir uyarısıdır. Kafein müptelaları afyonlarının patlaınası ıçin sabah uyanır uyamnaz bir ne.v kafe içme gereksinimi duyarlar. İçmediklerinde başları ağrır. Keyifsiz olurlar. Alınan kafein düzeyı arttıkça sinirlilik, gerginlik, huzursuzluk belirir. Kalp atımı hızlanır. kaıı basıncı yükselir. Midede rahatsızlık oluşur. Vü SATIŞI YASAKLAYAN ÜLKELER Üzerinde cıddı kuşku bulutları dolaşan bu içecekler İsveç'te bir çok restoranda sunulmamakta, Norveç'te "ecza" muaınelesi görmektedir. Danimarka ve Fransa' da ise satışı yasaklanmıştır. Yalnızca kutuların üzerine uyarı yazıları koymak, "biz uyarı yazımızı koymuştuk" demek, üretici firma sorumlulugıınu ortadan kaldırmasa gerek. Basın yayın organlarındaki enerji içeceklerınin reklamlarında, vaat edilenler yanısıra, aynı gür sesle, kimlerin hangi durunılarda kullaıımanıası gelektiği de helirtilmelidir. Soyledikle' rimizden, keyif verici maddelere tümden karşı olduğıımuz sonucu çıkmasın. Bazen bu maddeler toplumsal ilişkilerde bir aracı/arabulucu rolü de oynayabiliyor. Burada ölçut. ölçü olsa gerek. Yoksa, misafırlikte ikram edilen bir çikolatanın, bir taze kahvenin "kırk yıllık" hatırını kırabilene aşk olsun! (*) İzmir Alaturk Eğitım ve Araştırma Hüstanesi Psikiyatıi Kliniği YİTEN DUYARUK 908/9 14 Ağustos 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle