01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KısaHaberler Küresel ısınma türleri yok ediyor Kahve ayıltıyor ama... Kafeinin zihnimizi açtığı doğru ama aynı zamanda bellek girişini de kapatıyor Hani sözcükler dilimizin ucuna gelir de biı türlü hatırlayamayi7 ya, işte bunun sorumlusu kafein diyor bilim adamları. Söz konusu güncel duyu ifadeleri olduğunda kahve, gri hücrelerı "canlandırmakta" Fakat italyan bilim adamları şimdi kafeinin belleğimizdeki bilgilere ulaşmamızı engellcdiğini de buldular Mesela bir fincan kahveden sonra sabah tanıştığınız yeni kişilerin isimlerini şıp diye hatırlayabilirken, sokakta rastladığınız eski bir tanışınızın ismini anımsamakta zorlanabilirsiniz diye açıklayan araştırmacılar bu hatırlama zorluğunu "Tip of the Tongue Syndrome" ("Dilimin ucunda sendromu") olarak da adlandırıyorlar Trıesle Uluslararası Araştırma Yüksekokulu'ndan Steve VVomble ve Valerie Lesk, 32 üniversite öğrencisiylc yaptıkları deneyler sırasında deneklerin yarısına 200 miligram (yaklaşık iki lirıcan kahveye eşit) kafein verirken dığer yarısı hiç kafein almamış. Öğrenciler bundan sonra tek sözcükle yanıtlanacak 100 genel bilim sorusunu yanıtlamaya çalışırken, sorudan önce ıkı ıla sekiz tanesi aranan sözcüğe benzeyen (örn hiyerarşi ve hiyeroglif gibi) on kelimeyi okumak zorundaydılar Onuncu sözcüğü okuduktan sonra ise soru sorulmuş. Yanıtı bulamayan deneklere bilim adamları sözcüğün ilk hecesini söylemişler ve bu şekilde hatırlanan doğru yanıt "TOT" (Tip of the Tongue) olarak değerlendirilmiş. Bu şekilde elde edilen şaşırtıcı sonuçlara göre listede aranan sözcüğe benzeyen çok sayıda kelimenin bulunması halinde kahve içenler daha başarılı olurken, ancak yanıtla ilgisi olmayan sözcükler çoğunlukta olduğunda daha başarısız olmuşlar VVomble ve Lesk sonuçları şu şekilde yorumladılar Kahve içimi gerçi konsantrasyonu yükseltip, kısa vadeli bellekten bilgi edinme yetisi ni güçlendirmekte, ama uzun vadeli bellek yetisini de zayıflatmakta La Jolla Scripps Oşinografî Enstifüsü bilim adamları, iklım değişiminin okyanusların derinliklerindeki canlılar içın bile bir tehdit oluşturduğunu saptadılar. Araştırmacılar Science dergisinde canlıların sıcaklık oynamalarına karşı çok duyarlı olduklarını söylüyor bilim dünyasından lar. Oysa 4000 m'nin altındaki yaşamın, yüzeydeki iklimden etkilenmediği sanılıyordu 4100 m'den alınan toprak örnekleri ve organık malzemenın ölçümleri soncunda El Nino'ya bağlı sıcaklık değışimlerinin derin sulardakı yaşamın ritmi üzerinde önemlı ölçüde efkili olduğu anlaşılmış. Henry Ruhl'un araştırmasına göre türlerin dağılımı sıcaklığa iki veya çok sayıda parçacığın bağlantısı arasındaki kuantum mekanik birleşme önemlidir. Kuantumların davranışları her zaman halihazırdaki durumlarıyla örtüşmez Örneğin bir fotonun kesin durumunu onu etkilemeden saptamak mümkün değildir Fotonun polarizasyonunun (salınım düzlemi) belirlenmesi sırasında da durumu değiştirilmekte Bilim adamları bu etkileşimi engellemeyı henüz başaramadıysalar da sorunu diğer kuantum etkileriyle çözecek duruma geldiler. Albert Einstein'ın da üzerinde çalışmış olduğu "birleştirme" yönteminde iki veya daha fazla parçacık (farklı mekanlarda bulunması halinde bile) birbirinden bağımsız olarak tanımlanabil iyor. Ölçüm sırasında birleştirilmiş bir parçacık etkilendiğinde aynı değişim diğer parçacıklar üzerinde de meydana gelir. JianWei Pan şimdi beş parçacığı birleştirmeyi başardı. ilk önce bir Heidelberg çift oluşÜniversitesi deturan fizikneysel fizikçisi çi bunu JianWei Pan, daha sonbeş fotonun kura birleşantum ışınlamati r m e y e sını (teleportatidevam etti Bundan sonra ölçülen on) gcrçekleştirmeyi başardı. Kuantum bitlerinin bırieştirilmesı sa beş parçacığın polarizasyonu dığer yesinde seri işlemlerin yerıne pa bir sisteme aktarıldı, Burada ilginç ralel işlemlerin mümkün olması olan teleportation hedefinin öncenedeniyle gelışme, geleceğin ku den kesin olarak saptanmamış olantum bilgisayarı için önemli bir ması. Olası hedefler, fotonun ilk sıçrama olarak kabul edildı. Bir ku bilgılerle elde ettiği davranışla kenantum durumundaki ışınlamada diliğınden belirlenmekte. göre değişmekte Hayvanların birçoğu organik yağmurla yani dibe çöken ölü organik partiküllerle yaşıyorlar. Bilim adamları deniz hıyarına ait belli başlı türlerin farklı sıcaklıklarda ortaya çıkıp fekrar kaybolduklarını fark etmişler Fl Nino'dan önceki dönemlerde besinlerin kıt olmasına karşın yaygın olarak görülen bir tür, El Nıno sırasında dibe çok daha fazla organik madde ulaşmasına rağmen tamamen yok olmuş. El Nino'dan önce az bulunan beyaz deniz hıyarı ise tam tersi olarak El Nino'dan sonra çoğalmış Araştırma, derin suların da yüzeydeki iklım değişıminden sığ sular kadar etkilendiğini kanıtlamakta diyor Ruhl. Kahverengi cücelerin doğumu sakin HarvardSmithsonian Astrofizik Merkezi'nden Kevin Luhman, Hamburg'da gerçekleştirilen bir konferansta, Kahverengi Cücelerin de tıpkı yıldızlar gibi bir toz bulutunun ortasında yoğunlaşan gaz ve tozdan oluştuklarını açıkladı Luhman'ın sonucu, Kahverengi Cücelerin, yıldızlar arası bulutlarda büyüyen yıldızlar tarafından savrulan "yıldız tohumlan" olduğuna dayanan teoriye ters düşmekte. Çünkü Luhman'ın Şili'deki Las Campanas Gözlemevi'ndeki 6.5 metrelik Magellan teleskopuyla Bukalemun takımyıldızında saptadığı iki bebek cüce birbirinden çok uzakta bulunuyorlar Tahminlere göre yeni doğmuş olan bir milyon yaşındaki Kahverengi Cüceler, bırbırlerinin etrafında 36km'lik bir mesafede dönüyorlar Bu mesafe Güneş ve en dıştaki gezegen olan Plüton arasındaki mesafenin altı mıslısı Kuantum ışınlamasında dünya rekoru Çocukluktaki stresin etkisi yetişkinlikte çıkıyor Stres organizmaya zarar veriyor Çocukluktan itibaren çok fazla strese girenler ise yetişkınlik döneminde stresin sonuçlarıyla boğuşmak zorundalar. Amerikalı araştırmacıların son çalışmalarına göre stres, beyni uzun vadeli olarak değiştirmekte. Farelerle yapılan deneylerde anlaşıldığına göre yetışkin farelerin hipokampüsündeki sinir hücreleri stres hormonlarına aşırı derecede reaksiyon göstermekte Bunun sonucunda ise öğrenme ve korkunun ayarlanmasından sorumlu beyin bölgesı sürekli stres altında kalıyor Princeton Üniversitesi'nden Elizabeth Gould'un araştırması Nature Neuroscience dergisinde yayımlandı Daha önceki araştırmalar da fare yavrularının doğumdan hemen sonra annelerinden ayrılmaları halinde davranışlarının önemli ölçüde değiştiğıni göstermışti Ürkeklik, düşük öğrenme yetısı gibi davranışlar yetişkınlik dönemine kadar etkili olmakta Ancak bu davranışlardan hangi beyin bölgelerinin sorumlu olduğu bilınmiyordu, bilim adamları hipokampüsten kuşkulanıyorlardı. Gould bu tahmini kontrol etmek ıçin yavruyken annelerinden 908/6 14 Ağustos 2004 ayrılan yetişkin farelerin hipokampüslerini inceleyince gerçekten de önemli değişiklikler saptamış Hipokompüsleri stres altında olan farelerde diğerlerine kıyasla çok daha az sinir hücresi oluşmakta Araştırmacılar diğer deneyler sırasında sinir oluşumundaki azalmanın tipik bir stres reaksiyonu olduğunu görmüşler. Bu reaksiyon normalde tehlıkeli bir durumun akut strese nederı olması halinde dolayısıyla da kandaki stres hormonlarının artışıyla meydana gelmekte. Ama yavruyken stresli olan farelerde bu reaksiyon çok daha az miktarda stres hormonuyla gelışebiliyor Anlaşıldığı üzere sinir hücreleri stres hormonuna karşın aşırı duyarlı bir şekilde tepki veriyorlar Hormon seviyesinin yapay olarak düşürülmesi halinde stres reaksiyonu durmuş ve kontrol grubundaki farelerde olduğu kadar çok yeni sinir hücreleri gelişmeye başlamış Düşük sinir üretimi davranış değişikliklerini de açıklamakta Bilim adamları insanda da çocukluk döneminde yaşanan stresin aynı şekilde etkidiğini sanıyorlar. örneğin çocukken kötüye kullamlan kadınların hipokampüsleri genelde daha küçüktür Bu da daha düşük sinir hücresi üretimiyle ilgili olabilir deniyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle