Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TartışmaEditöre mektup Sıfır puan alan öçjrenciler: MADALYONUN OBÜR YÜZÜ Sıfır puan alan öğrenciler başarısız değildir! Bu öğrenciler, muhtelif gerekçelerle, eğitim sistemimizin ezberci, statükocu kurgusuna girememiş ya da girmeyi kabullenemeyen son derece yetenekli ve bilişsel açıdan yeterli pırıl pırıl beyinler olamazlar mı? 004 yılında yapılan ÖSS sınavında 64 bin 598 öğrenci sıfır puan aldı. Bu rakam, 2003 yılında 40 bin 586'dır. Aynı şekilde, 2003 LGS'de 26 bin 448 öğrenci, 2004 LGS'de ise 32 bin 177 öğrenci sıfır puan aldı (1 ). Bu durum üzerinden yapılan yorumlarda, birçok değerli bilim adamı, önemli ve dikkate değer şeyler söyledi. Bunların büyük bir kısmına da katılmamak mümkün değil. Ancak, sıfır puan alan öğrencilerin aşağılanması, sistemdeki yanlışlıklar, ailclerin yetersizliği gibi yıllardır duyduğumuz geleneksel söylemlerden de uzağa gidilemiyor. değerli yurttaşların yaşadığı psikolojik çöküntünün tek sorumlusu kendileri mi? Şu noktanın da unutulmaması gerekir; legal yapı da aitliğini kaybeden bireyler, doğal olarak yeni aitlikler arayıp bulacaklardır. Ve bu aitlikler kesinlikle legal yapı içinde olmayacaktır. Bu sosyal psikolojinin önümüze serdiği bir bulgudur. Bu gerçekten kaç mak, sorunlarımızı daha da ağırlaştıracaktır. Bu insanların sorunlarının ğörmezden gelinmesi, onlarda, bilinç altına indirilmiş öfke ve kırgınlıklar yaratabilecektir. SINAV DOĞRU MU? Yıllardır, üniversite seçme sınavının yanlışlığı konuşulur, ama nedense, sıfır puan alan öğrenciler olgusunda, bu konu yeterince irdelenmez. Oysa, eğer bu durumdan vazife çıkarılacaksa, yapılması gereken, bu sınav türiinü ortadan kaldırnıanın yollarını aramak olmalı. Çunkü, bu yarışmacı sınavın da sıfırların artmasında rolü olabileceğı gözden kaçırılmamalı. At yarışı sınavlarında sortılan soruların ne kadarı ölçülmeye değerdir? Soruların güçlük düzeyi, ilk ve ortaöğretim kurgusuna, bireylerin bilişsel ve duyuşsal düzeylerine uygun mudur? En basit boyutunu ben söylemiş olayım; ilk ve ortaöğretimde bilgi düzeyinde eğitim ve öğretim yapılır, ama at yarışı sınavlarında, en az uygulama, ortalama olarak analiz ve sentez düzeyinde sorular sorulur. Dershanelere olan talebin yoğunluğu da bundandır. Dershaneler, bılgi düzeyinde eğitimöğretim gören bireylere, daha üst düzeyde bilişsel aktivite gerektiren soruların çözümünde, püf noktaları, hileleri, kısa yolları, kısaca anlamadan anlıyorMUŞ gibi yapmanın yollarını öğretirler. Bunlarla ilgili ne yazık kı yeterince araştırma ve bulgu yok elimizde. Olmaınasının nedenlerinden birisi de, çıkacak sonuçların korkunçluğunun boyutu olsa gerek. Bu tür araştırmalar, büyük paralar gerektirir, kuruınsal destek gerektirir. YÖK'ü yaptığı sınavlardan elde ettiği paraların bir kısmını. bu konuları araştırmaya ve sonuçlarını kamuoyuna açıklamaya davet ediyorum. 2 değer bir olgu olduğunun kabullenilmesini istiyorum. Belki olanak olsa, bu öğrencilerin bir kısmını, Boğaziçi, ODTÜ, Bılkent gibi seçkın olduğu kabul edilen yükseköğretim kurumlarında deneyebilsek, belki de son derece başarılı olabileceklerdir. GERÇEKTEN BAŞARISIZLAR MI? Çoğunlukla yapılan yorumlar, sıfır puan alan öğrencilerin başarısız olduğu, ilköğretım ve özellikle de ortaöğretimdeki eğitim düzeneğınin yanlışlıkları yönündedir. Özellikle ilkoğretimde başarısız olduğumuz bir gerçektir. Bunun doğal sonucu olarak; ortaöğretim ve yükseköğretimde de başarısız olmamız doğaldır. Şaşkınlık gösterıleri, yapmacık ve yanıltıcıdır. Öncelikle. hem LCS hem de ÖSS ile ilgili şu saptamanın yapılnıası gerekir. Her iki sınav da yarışmacı sınavlardır. yeterliliği ölçen sınavlar değildir. Ezberci eğitim sıstemimız, ekonomik olanaksızlıklar, yarışmacı eğitim, bilinçsiz annebabalar, sistemin insan karşısındakı duyarsızlıkları bir arada düşünüldüğünde sonuç şaşırtıcı değil. Ve daha kötüsü, 2OO5'te bu rakamlar 100 binleri de aşabilir. Sıfır puan alan öğrenciler başarısız değildir! Bu öğrenciler, muhtelif gerekçelerle, eğitim sistemimizin ezberci, statükocu kurgusuna girememiş ya da girmeyi kabullenemeyen son derece yetenekli ve bilişsel açıdan yeterli pırıl pırıl beyinler olamazlar mı? Bu öğrenciler, henüz zihinsel olarak, okul kurgumuz tarafından kirletilememişlerdir. önerisi kanımı dondurdu: "Bütiin yazlarımı çalışarak, tekrar ederek geçırdim, diğer öğrenciler de başarılı olmak istiyorlarsa aynısını onlara da tavsiye ederim". Bence, sağlıkh bir rehberlik sistemimiz olsaydı; bu öğrenci bunları yapmayacaktı ve söylemeyecekti, çunkü yanlış olacağını bilecekti. Bir meslek sahibi oluncaya kadar, öğrencilerimiz zihinsel olarak yıpranmakta, yaşlanmakta, yaratıcılıklarını kaybetmektedir. Bunun doğru olup olmadığını görmek için; örneğin son 2025 yılın sınav birincilerinin bugün ne yaptıkları, mutlu olup olmadıkları, işlerinde yaratıcı olup olmadıkları, araştırılarak bulunabilir. Her şeye rağmen, bütün koşullar korunmak kaydıyla, rehberlik hizmetlerinde bir iyileşme olsa, başarı oranlarının da artacağını düşünüyorum. SONUÇ Eğitim sistemimizdc, yanlışlıkları düzeltmenin yolları öncelikle. yanlışlıkları doğru bir biçimde saptamak olmalı. Çok yönlü ve çok faktörlü düşünülmeli. Her zaman ve her yerde yapıldığı gibi, bir suçlu bulmak sonra da onu cezalandırınak, sorunlarımız çözmekten uzak olan, duz bir arısto mantıgıdır. Bulanık (fuzzy) mantık yoluyla sorunlarımızı belirlenıeli ve çözmeliyiz. Bunun ıçin de, herkesin aristo mantığından bulanık mantığa geçmek için, kamusal sorumluluk duyması gerekir. Mehmet Yapıcı Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğr. Grv., myapici&'aku.edıı.tr (17) Cumhurıyet Gazetesi, 31.07.2004, s.9. SIFIR ALANLARIN PSİKOLOJİSt Ka m uoyunda yapılan tartışmaların biçim ve içeriği, sıfır puan alan öğrencileri nasıl etkiliyor? Sıfır puan alan öğrencilerin, bir anne, baba ve ortalama bir kardeşe sahip olduğu düşünülürse; en azından 258 bin 392 bıreyden bahsedilmektedir. Bu insanlar, kendüerini değersiz, işe yaramaz ve mutsuz hissediyor olabilirler mi acaba?! Bu insanların kaybettikleri özgiiven (eğer var idiyse) duygusunun yeniden kazandırılması gerekmıyor mu? Bu BAŞARILI OLABİLİRLER Ben, oku! öncesi eğitiminden, yüksek öğretim aşamasına kadar olan toplumsal gözlemlerim ve akademik çalışma ve okumalarım sonucu, bu olasılığın güçlü olabileceğinı ileri sürüyorum. Ve bunun, en azından uzerınde düşünülmeye Bir diğer nokta, eğitim sistemimizde adı olan ama kendisı olmayan rehberlik hizmetidir. Sıfır puan alan öğrencilerin eğitim kurumlarında, yeterince rehberlik hizmetlerinden yararlandığını kiın söyleyebilir. LGS sınav sonuçları açıklandıktan sonra, bırıncılık elde eden öğrencilerden birine, başarısının nedenini sotd/ıklarında, öğrencinirı yanıtı ve dığer öğrencilere 908/19 14 Agustos 2004