22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PolitikBilim Genetik Tedavi Aykut Göker Türkiye 2. Bilişim Şurâsı Türkiye 2. Bilişim Şurâsı 1011 Mayıs'ta Ankara'da toplandı. Ortaya konan görüş ve öneriler yayımlanan Sonuç Bildirisi'nde özetlendi. llk Bilişim Şurâsı toplantısı 1012 Mayıs 2002 tarihlerinde yine Ankara'da yapılmış ve o toplantının sonunda da bir bildiri yayımlanmıştı. Açık kalplilikle söylemek gerekir ki, o bildiride dile getirilenlerin pek çoğu hayata geçmedi. Şimdi, önce iğneyi kendimize batıralım: Istenenlerin hayata geçmediği doğru da, acaba, bilişimcilerin kendileri, o bildiride dile getirdikdu: "Türkiye Bilişim Şurâsı Düzenleme Kurulu [ki o kurul, bilişimcilerin kendi örgüt temsilcilerinden oluşuyordu] gelişmeleri izlemek üzere üç ayda bir toplanacaktır. Gelişmeler web sayfasından kamuoyuna sürekli olarak duyurulacaktır." Bu yapılamadı. Hükumetin değişmiş olması mâzeret olarak ileri sürülemoz. Tam aksine, bildiride dile getirilenlerin uzellikle de hükumet değiştiği için daha iyi tâkibi gerekirdi. Hadi bu yapılamadı diyelim; hiç olmazsa 2. Şurâ'da, önceki öngörülerin niçin hayata geçirilemediğinin ve bu işin niçin tâkipçisi olunamadığının tam bir çözümlemesi yapılabildi mı? Unutulmamalı ki, önerilerimizin tâkipçisi olmak, bunların uygulanıp uygulanmadığını denetlemekten daha öte bir şeydir. Şurâ ve benzeri toplantılarda katılımcıların ortaya koyduğu öneriler, uygulamacılar içinyeterli açıklıktan uzak ya da yeterince somut olmayabilir; işin can alıcı ayrıntılannı içermeyebilir. istenenin, bunun nasıl yapılacağı düşünülmeden istendiği de olur. Uzun vâdeli bakış açısından yoksunsak, asıl belirleyici olan stratejik öncelikler, ortalıkta hiç gözükmeyebilir; ya da, yaşadığımız sıkıntıların etkisiyle kısa vâdeli çözümler hep öne çıktığı için, stratejik önemdeki, utun vâdeli önlemler gözden kaçabilir. Bu açıdan, ortaya konan fikirlerin tâkipçiliğinde bilişimcilere öncülük yapacak örgütlerinin, bu likirleri zaman içinde olgunlaştırmaları; uygulayıcılara sürekli olarak ışık tutmaları da gerekir. Bilişimcilerin ve örgütlerinin, bu kez işi bu anlamda da sıkı tutacakları inancıyla, 2. Bilişim Şurâsı Bildirisi 'ndc yer alan, can alıcı birkaç noktanın altını çizmek istiyorum; bunları dikkate almadıklan takdirde, çuvaldızı da siyasîlere batırmak üzere... Söylenenleri biraz açarak aktanyorum: "Türkiye'yi dünyadaki en rekabetçi bilgi ekonomileri ve bilgi toplumlarından biri haline getirebilmek üzere ulusal seferberlik ilân edilmeli... Ama, önce, bilgi ekonomisi ve bilgi toplumunun ancak Ulusal ARGE ve Inovasyon Sistemi üzerinde yükselebileceği bilinmeli; ve Türkiye'yi bilişimde kendi teknolojilerini üretebilen bir ülke haline getirecek gerekli düzenlemeler yapılmalı. Bunun için: • 'Bilgi ekonomisinin omurgasını oluşturmak ve Türkiye'yi geleceğin bilgi toplumuna taşımak üzere, teknolojide gelinen aşamanın gereklerini karşılayacak, ucuz, hızlı ve güvenli bir iletişim altyapısı artık kurulmalı... • "Ulusal ınovasyon sistemimizin eksik halkaları tamamlanmalı... Türkiye'nin kendi araştırma alanı bir an önce yaratılmalı... Zaten, Avrupa Araştırma Alanı ile bütünleşmenin olmazsa olmaz koşulu Türkiye 'nin [bugünkü ARGE birikimini, geleceği için stratejik öneme sahip bilim ve teknoloji alanlarında geliştirerek] önce kendi araştırma alanını yaratmasıdır. •"Türkiye'nin bilişim alanında, ARGE ve inovasyonda yetkinleşebilmesi için, kamu alımlarını düzenleyen kamu tedarik politikasından, özellikle de savunma tedariklerinden yararlanılmalı. Kamuda ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nde, ürün tedariki yerine ARGE'ye dayalı tedarik ve teknoloji tedariki öne çıkarılmalı ve bu bağlamda, kamuda, teknoloji yönetimi ve ARGE yönetimi gibi, hâlen eksik olan kavram ve uygulamaların yerleşmesi sağlanmalı. Bu amaca hizmet edecek ARGE liderleri yetiştirilmeli..." Bildirinin tamamına ve özetlediği raporlara <http://www.bilisimsurasi.org.tr> adresinden erişebilirsiniz; benimsediğiniz önerilerin tâkipçisi olmak üzere... httpS/wm. ınovasyon. org Etnik kökene göre ilaç ve tedavi gündemde Farklı etnik kökenlere ait hastaların kalıtımındaki farklılıkları araştıran bilim adamlannın hedefi, her ırka özel ilaç ve terapiler geliştirmek. Ancak eleştirmenler biyoloji maskesi altında ırkçılığın yenlden alevlenmesinden endişeleniyorlar. T ÖNERİLER TAKİPEDİLMELİ ıp dünyasında son zamanlarda deri rengine göre farklı tedavi uygulama fikri iyice yaygınlaşmaya başladı. Bilim adamları klinik deneylerde hastaları etııik kökenlerine göre sınıflandirmak istiyorlar. Olağanüstü başarıları ve ilginç fikirleriyle iinlü Toronto Üniversitesi profesörü Abdullah Daar, geçtiğimiz haftalarda Berlin'de düzenlenen bir konferansta ko nuyu yeniden gıindeme gutirerek: "Bilimde v < tıpta ırk tarlışnıasıııı yc niden açmalıyız" şcklinde konııştu. BİLGİ EKONOMİSİ İÇİN SEFERBERLİK VVashin^ton'daki Hovvard Üniversitesi bir zamanlar siyah oğrenciler için kurulmuştu. Üniversite önümüzdeki dört yıl içinde "Afrika Diasporasında Kalıtım Araştırmalan" projesi çerçevesinde 25.000 siyahtan DNA örnekleri alacak. Röylece insanlığın gen haritası ikinci kez araştmlmaya başlanıyor. Ama bu sefer ara Insan kalıtımının karşılaştınlması nanlar ortak değil farktür açıklamalar bazı doktorları huzursuz etti. Melı özellikler. Hapmap olarak adlandmlan diğer bir sela "Nevv England Journal of Medicine" redaktöprojeyle de uluslararası bir araştırma ekibi Nijerrü, araştırmacıların etnik sınıflandırmayla ilgili yalılar, Japonlar, Çinliler ve Anıerikalılar arasındadüşüncelerini 'Irkın salıte bilimi (pseudoscience)' ki farklılıkları bulmayı çalışıyor. Bu projenin anıaolarak tanımladı. cı da yeni terapilerin geliştirilmesine dayanıyor. Bu araştırmacıların bulguları sadece ırkçılığı Aslında farklı etnik kökenlerden gelen inköriikleyerek, aslında sosyal bir tanım olan "ırsanların farklı hastalıklara yakalandıklarını bilim kın", insanları birbirinden ayıran biyolojik bir sınıdaha önceleri de kabul ediyordu ama buna neden ra dönüştürülmesinin yolunu açıyor. lrkçılar böyolarak sosyal hakların yetersizliği ve ırkçılık gö'stelece sadece hastalıkları değil, kavrama yetisi, gürilmekteydi. Ancak tıp uzmanları şimdi hastanelevensizlik ya da suçlardan da etnik gen türlerini sore ve araştırma merkezlerine diğer etnik köken rumlu tutabilirler. faktörünü de taşıyorlar. Kaliforniya Üniversitesi emekli antropologlarından Vincent Sarich'in kısa bir süre önce yayımIRKIN SAHTE BİLİMİ lanan "İnsanlar arasındaki farklılık gerçekleri" adÖrneğin Afrika, Meksika ve Çin kökenli lı kitabında tam da bu düşünce yansımakta. Yazar, 2700 Amerikan vatandaşının kalıtımını araştıran genom araştırnıalarındaki yeni bulguları gerçekCedarsSinai Tıp Merkezi doktorlarından Jerome lerle örtüşmeyen dayanaklarla birleştirerek siyah Rotler. şinıdideıı bir hastanın genetik profilinin derili Afrikalılardaki zekâ seviyesi orLalamasının dikkate alımnası ğerektiğini öne süriiyor. Ve bu 900/8 1 9 Haziran 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle