24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YIEC Nahum Gözlemevi açıldı Yıi/yıl Işıl Okulları'nda da bir gözlomevi açıldı YIEV Nahum Gözlemevi adıyla, Veniis'ün Gütıeş onunden geçtiği 8 Haziran 2004'te, öğrencilerin, velılerın, Yüzyıl Işıl Okulları Astronomi Kulubü'nün, amatör astronomlarm ve bilim dünyasının hizmetine girdi Gözlemevi'ni Neşe ve Jan Nahum eğitime kazandırdı. Karar verılmesini takiben 55 gün içinde faaliyete geçmesi ile bu alanda ayrı bir rekor kırıldı. Gözlemevimn şehir merkezinden ve ışıklarından uzaklığı nedenıyle daha sağlıklı gözlem yapabilecek olması da bu konuda emsallerıne göre onemli bir avantaj sağlamakta. YIEV Nahum Gözlemevi, 41 derece 10 dakıka 27 5 sanıye kuzey enlemi, 028 derece 59 dakika 24 3 sanıye dogu boylamında, denız sevıyesinden 129 metre yükseklıktedir 12' 6" çapında REA model ashdome kııhbR, 14" f/10 LX200 GPS SchmılCassegraın Telescope/UHTC/TR ve Astrovid Color Planetcam Pal'dan oluşan teknik donanımı ıle YIEV Nahum Gözlemevi, özel sektörün en kapsamlı gözlemevi olma özellıgınde 100 000'in uzerinde gökcismini otomatik bulabılme özellikli ve bilgısayar kontrollü YIEV Nahum Gözlemevini, yönetim, özellikle çevredekı okulların öğrencilerinin ve olanakları dahilinde tum egıtım kurumlarının kullanımına açık tutacak. YIEV Nahum Gözlemevi, en son Hubble Uzay Teleskübu posterleri, en yeni Türkçe ve ingilizce astronomi kitapları, ay, Mars ve gök kureleri, özel uzay dijital kamera sistemi, teleskop görüntulerınin konferans salonu ve internetten canlı yayın sıstemı, uluslararası American Association of Varıable Star Observers (AAVSO) uyeliginin yanı sıra, International Astronomıcal Society of Pasific uyeliğı ve gelişmiş bir gözlemevinın lüm olanakları ıle donatıldı. | ZümrüttenAkişler Bilim, gazetecilik ve toplumun güvenliği A.M. Celal Şengör Bilim toplumun emniyel içinde yaşaması için hiç kuşkusuz en önemli, belki de tek araçlır. Gazeteler de toplumun bu araçtan yararlanmasının önemli aracılarından biridir. Bu nedenle bilimin topluma yansıtılması açısından gazetelere büyük sorumluluk düşer. Hele 20. yüzyılın ikinci yansında, giderek büyüyen ve hattS "bilımsel" bazı çevrelerin bile diline doladığı bilim düşmanı görüşlerin egemen olduğu günümüzde, bu sorumluluk çok daha büyük bir önem taşımaktadır. Bunun tersine davranış, halkı bilimden ve onun sözcüsü olan bilim insanlanndan uzaklaştınr ve dolayısıyla onu can simidini atıp, kendini dalgaların kaprisine terkeden bir kişi durumuna düşürür. 11ve12 Haziran günleri Vatan gazetesinin yaptığı iki haber beni bu yazıyı yazmaya sevketti. Ancak burada Vatan örneği uzerinde tartıştıklarım tüm gazetelerimiz (ne yazık ki Cumhuriyet dahil) için geçerlidir. Birinci haber manşetten "Ne yaptın Hocam" sorusuyla, benim Hava Harp Okulu komutanlığı emriyle hazırlanan gizli bir raporu basına çıtlattığımı duyuruyordu. Burada doğru olan tek şey, gerçekten böyle bir raporun olduğu ve benim de böyle bir raporun olduğunu herkese iftiharla sö'ylemiş olmam. Gazete, raporu benim hazırladığımı süylüyordu, ki bu tamamen yanlış: Hazırlayanlar Sinan özeren ile Nazmi Postacıoğlu. Haber benim raporun içeriğini çıtlattığımı imâ ediyordu. Tamamen yanlış: Henüz raporun sahip leri veyazarları ve benim dışımda, Türkiye'de kimse bu raporda ne olduğunu bilmiyor. Raporun "gizli olduğu"yazılmış. Doğru değil. Benim bunu açıklamamamın nedeni sadece basit bir ahlâk ve emniyet kuralı: Ahlâken raporu ancak sahibi açıklayabılir. Emniyet açısından. Son derece güç bir fizik ve matematik içeren teknik bir rapor; açıklanırsa çoğunluk bir şey anlamayacağı için yanlış yorumlara neden olabılir. Haber benim Ceylan Otel'de askerlere brifing verdiğimi yazıyor: Tamamen hayâl ürünü. Söz konusu buluşma Hava Harp Okulu Havacılık ve Uzay Teknolojileri Enstitüsü taralından düzenlenen uluslararası birjet teknolojisi çalıştayının kokteyliydi. Tüm bunlar, gazetecinin haber yaratmak arzusuyla, duyduğu biriki şeyi kendi sınırlı bilgisi içerisinde gerçekle ilgisi olmayan bir masala dönüştürüp topluma nakletmesinin sonucu. Bir de Murat Birsel'in köşesinde yaptığı ciddîsayısal bir yanlış var. Ben haberin ertesi günü hemen Vatan Gazetesi Genel Yayın Müdürü Tayfun Devecioğlu'ya hem telelon hem de bir mektupla, durumu anlatıp bir düzeltme yayınlamasını rica ettim ve mektubumu istediği şekilde kullanabileceğini söyledim. Sayın Devecioğlu, 12 Haziran'daki Vatan'da, mektubun içeriğini bir röportaja dönüştürerek yayımladı ve bir gün öncesi haberinın yanlışlarını düzeltti (lakat bu arada 1509 depremini 1599 olarak yazıp, 2 metrelik düşey bir deniz tabanı hareketininin Kuzey Anadolu Fayının hareketinden kaynaklanabileceği imasıyla yeni iki yanlış yaptı; doğrusu benim bu tehlikeyi Çınarcık kuzeyindeki normal lay paketi hakkında dilegetirmiş olmam). Fakatmanşet, gene "benim"raporumdan balısediyor. Yani manşetaçıkça içerdeki haberle çelişiyor. Birde "uzmanlara" likir sorulmuş. Naci Görür dışındaki iki "uzmanın", Marmara deprem olasılığı ile ilgıli bilimsel araştırmalarının uluslararası bilim dünyasında nerelerde yayımlandığını bir bilebilsek, belki Vatan'ın hangi "uzman" kıstasını kullanarak kendilerine baş vurduğunu anlayabileceğiz. Gazetecilik ciddî bir iştir Amacı doğru haber vermektir; dedikodu veya sansasyon yaymak değil Vatan'ın ard arda yaptığı hatâların kötü bir niyet eseri olmadığına inanıyorum. Ancak, belli ki gazeteyi yayınlayan ekip işine ve okuyucusuna ve hattS kendisine yeterii saygıyı göstermiyor, çünkü kendi kaleme aldıkları bir haberle çelişen bir manşeti atmakta beis görmüyor. Belki telefonda iyi anlaşılamamış olan 1509 rakkamını kontrol etmek ihtiyacını duymuyor (halbuki artık Istanbul'da yaşayan herkes 1509 depremini duymuş olmalıdır). Bu tür dikkatsizlik ve başlan savmacılıklar halkın gözünden kaçmaz. Onun hem gazeteye, hem de gazetenin haber yaptığı bilim insanına ve bilime olan güveniniyok eder. Bundan enazzararı bilim insanı görür. En çok zararı ise bilimi kullanamaz hale geldiği için emniyetı tehlikeye giren halk görür. Gazeteler azıcık bir gayretle hem kendi saygınlıklannı hem de halkın emniyetini koruyabilirler. 'NEYAPTINHOCAM!' Türkiye'deki Gözlemevleri • Bogaziçı Üniversıtesi Kandıllı Gözlemevi (Rasathanesi) istanbul Unıversitesi Gözlemevi Ankara Unıversitesi Gözlemevi Ege Unıversitesi Gözlemevi ODTÜ Gözlemevi Çukurova Üniversitesı Gözlemevi TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi Eyüboğlu ikiz Gözlemevi (Özel) Aka Guneş ve Ay Gözlemevi (Özel) YÜZYIL IŞIL EĞİTİM VAKFI NAHUM GÖZLFMEVİ 2004 (Özel) En ağır çift yıldız sistemi HarvardSmithsonianAstrofizikMerkezindenAlcesteBonanos, Dünyamızdan 20.000 ışık yılı uzaklıkta en ağır çift yıldız sistemini gözlemlediler. A vrupalı araştırmacıların birkaç hafta önceki gözlemlerıyle, Carina takımyıldızmdaki WR 20a yıldız çiftinin son derece yoğun kütleli olduğu anlaşılmıştı. Bonanos ve arkadaşları şimdi iki yıldızın kesin kütlesini bulabilmek için sistemin ışıma derecesındeki oynamaları incelediler. Buna göre ikı dev birbırlerıni 3,7 günde bir çevrelerken neredeyse birbırlerıne dokunacak kadar yaklaşarak kızgın rüztiarlara burunuyorlar. İki yıldız da Cüneşten seksen misli ağırlığa sahip ve muazzam bir gamma patlamasıyla yok oldukları sanılan, çok kısa ömürlü WolfRayet yıldızlarından oluşmakta. Büyük bir olasılıkla evrendeki ilk ağır yıldızları benziyorlar. İki devin yazgısı şimdıden belli. İki ila üç milyon yıllık olan yıldızlardan daha ağır olanı, birkaç milyon yıl içinde patlayarak dış kılıfını parçalayacak diyor Bonanos. İkinci yıldız ise yakın mesafeye rağmen, bir Süpernova olarak patlayana dek bir müddet daha yaşayacak. Çok ağır oldukları sanılan diğer yıldızların da (örneğin Eta Carinae yıldızı) ayrıntılı gözlemlerle çift yıldız olduğu ortaya çıkabilir diyor araşürmacılar. GAZETECİLİK CİDDİİŞ 900/5 19 Haziran 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle