Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(ongreTıp Türkiye'nin üç de biri hipertansiyon hastas Yaklaşık 5 bin kişi üzerinde yapılan araştırmalarda yüzde 31.8' nin kan basıncını yüksek. Yiizde 62 si ise farkında bile değil. r T ' T Ulusal Hipertansiyon ve Böb\ı I rek Hastalıkları Kongresi AntalY Aya'da yapıldı. Dünyada olduğu ıbı Tiirkiye'de en yaygııı hastalıklardan iri olan hipertansiyon konusu yerli ve abancı uznıanların katılımıyla enine bouna tartışıldı. Türk Hipertansiyon ve Böbrek lastalıklan Derneği Başkanı Prof. Dr. ıktay Karatan, Türkiye genelinde 7 Coğıfi bölge ve 26 ılde gerçekleştirilen ilk eniş kapsamlı prevalans çalışmasının souçlarını anlattı. Çalışma, 18 yaş iistü erişkinlerden luşan yaklaşık 5 bin kişi üzerinde yapılı. Sadece Hipertansiyon Derneği'nin mabütçesiyle yapılan bu çalışmalarda deeklere laboratuvar talılıllerının yanı sıra 'şer dakika arayla standart yö'ntemlerle 4 ölçüm yapıldı. Karatan. çalışmalarla ürkıye'de hipertansiyon dağılımı, risk ıktörleri ve hedef organ hasarlarının tesitini belirlediklerini ve ortaya ılgınç tab)lar çıktığmı anlattı. • 4 bin 910 kişiden 1800'ünde hıertansiyon saptandı. Bunun oranı ise üzde 31.8. • Çalışmaya katılanlardan yiizde 8'ine daha önceden hipertansiyon tanısı onmuş. Kan basınçlarının yuksek olduunıın farkında olanların oranı bu. Farında olmayan ise vüzde 62. Buna göre Ike genelinde hıpertansiyonu olan her 3 işiden 2'si hipertansif olduğunun farkına değil. • Hipertansiyon kadınlarda yuzde fi.l, erkeklerde bu oran yüzde 27.5. • Yaş gruplarına göre dağılım ise >yle 1830 yaş arası görülme sıklığı yüze 11.8, 3039 yaş arasında yüzde 21, 409 yaş arasında yüzde 38.5, 5059 yaş rasında yüzde 56.4, 6069 yaş arasında üzde 70, 80 ve üzeri yaş grubunda ise üzde 80 oranında görülmektedir. • Bölgelere göre bakıldığında hiertansiyon sıklığı en yuksek İçAnadolu •ölgesi'nde (yüzde 38.5). Bunu Marmara •ölgesi (yüzde 34), Karadeniz Bölgesı ıfüzde 33.2), Ege, Akdeniz ve Güney Dou Anadolu Bölgelerinde yüzde 28 olaık belirlendi. Oranın en büşük olduğu ölge ise yüzde 25 ile Doğu Anadolu Bölesi oldu. • Hipertansiyon oranı kentlerde uzde 31.1, kırsal kesimde ise yüzde 32.9 • Hastaların yüzde 42.3'ünde ko:sterol yüksekliği saptandı. VI Ulusal Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Kongresi Ulusal Hipertansiyon ve Böbrek Haslalıkları Kongresini düzenleyen ve kongreye katılan uzmanlar soldan sağa Doç. Dr. Mustafa Arıcı (Kongre Düzenleme Kurulu/ Kongre Genel Sekreteri, Prof. Dr. Enver Hasanoğlu, Prof. Dr. Şall Çağlar Prof. Dr. Oktay Karatan Kongre Başkanı, Prof Dr. Çetin Turgan Dernek başkan yardımcısı, ve Prof, Dr Bü'lent Erbay basın toplantısında. • Vücut ağırlığı ile kan basıncı arasında kesin bir sonuç saptandı. • Hipertansiyon saptanan bireylerde yapılan kan ve idrar analizleri ile yüzde 27.4'ünde böbrek hasarının göstergesi olan mikroalbuminürı varlığı saptandı. Her 3 hipertansiften birinde böbrek hasarı saptanmasının altında yatan neden hipertansiyonun geç farkedilmesi ve yeterli tedavi edilmemesi. • Katılanların yüzde 10'unda açlık kan şekeri yüzde 26 ve üzerinde çıktı. Şeker hastası olduğunu bu araştırma ile öğrenenlerin oranı ise yüzde 11.9. te. den olur. Alınan enerjinin yüzde 70'i bazal metabolizma, yüzde 10 termogenez, yüzde 20'si ise fiziksel aktivıtede kııllanılır. Kişinin fazla yemesi ve hareketsiz yaşaması obeziteyi başlatan ya da hızlandıran önemli bir faktördür. Obezıteyle paralel giden ve yaşamı kısaltan diğer önemlı hastalıklar, insülin direnci, 2. tip diyabet ve metabolik sendromdur. (Metabolik sendrom aşırı kiloya bağlı olarak kan yaglaıında artış. şekerdf yükselme ve böbrek fonsksiyonlarında bozulma). Obezite çocukluk yaşından itibaren başlayan bir problemdir. BKİ>30 olduğunda ölüm riski 1.25, 35 ise 1.75. 40 ise 2.5 kat artmaktadır. Hipertansiyonlu kişilerin 955'i obezdir. BKİ artıkça hipertansiyon sıklığı da artar. Vücutta biriken fazla yağ dokusundan salgılanan bir çok madde beyin, kalp. böbrek, damarlar ve karaciğerlerde etkı yaparak kalıcı problemlere neden olur. Ilımlı kilo verilerek tüm ölümlerde yüzde 2025, diyabetle ilişkili ölümlerde yüzde 3040 azalma, kuçük ve büyük kan basıncında yaklaşık 10 mmHg düşme, diyabet riskinde yüzde 50, açlık kan şekerinde yüzde 3050 azalma olur. Obez hastaların hipertansiyon tedavisinde henüz özel bir kılavuz yoktur. Genel prensipler uygulanır. Yaşam tarzı değişiklıklerı, kilo verilmesi, tuz kısıtlaması. fiziksel aktivitede artış ve diyet düzenlemesi, sigara kullanımının kesılmesi, alkolün azaltılması gibi mutlaka yapılması gereken tedavilerin yanı sıra gerektiğinde antihipertansif ilaçlar kullanılır. Obezlerde hipertansiyon tedavisi daha güç olup ikili, üçlü tedaviler gerekebilir. Kilo verilerek obezite ile ilgilı hastalıkların tedavisi için gerekli harcamaları önemli ölçüde azaltır. Tüles Hasdemir OBEZİTEHİPERTANSİYON Prof. Dr. Saime Paydaş, Obezitenin sadece irade eksikliği ve oburluk olmadığını, tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu söylüyor. Obezite oluşumunda çevresel ve genetik faktörler önemli. Obeziteye bağlı olarak gelişen hipertansiyon, kardiyovasküler hastalık, böbrek hastalıkları, psik o 1oj ik problemler, iş gücü kaybı, gastroinlestinal ve cilt hastalıkları hatta bazı kanser nedeniyle obezite yaşamı kısaltan bir »AlMt PAVOAf hastalıktır. Prof. Dr. Saime Paydaş Obezite tanısı koyarken birçok kriter kullanılabilir. En ucuz ve en beden kitle indeksi (BKİAğırlık (kg)/Boy (m2) ve bel/kalça oranıdır. BKİ>25 olanlarda kilo fazlalığı BKİ>30 olanlarda obeziteden söz edilebilir. Bel bölgesindekı yağlanmanın kardiyovasküler hastalıklar açısından riski artırdığı biliniyor. Dünyada obezite çok hızlı bir şekilde artmaktadır. Yaş ilerledikçe obezite sıtlığı yüzde 40'ın üzerine çıkıyor. Türkiye'de obeziteye yakın olanların sıklığı erkeklerde yüzde 12.9, kadınlarda ise 29.9'dur. BKİ arttıkça koroner arter hastalığı, hiperkolesterolemi, hipertansiyon sıklığı artmakta. Aslında hipertansiyon gelişme riski BKİ>20'den itibaren artmaktadır. Yine vücul ağırlığında 45 kilo artış kan basıncında 45 mmHg'lık artışa ne TUZ VE HİPERTANSİYON Tuz kullanımı ve hipertansiyon arasındaki ilişki uzerıne Prof. Dr. Çetin Turgan, bu ilişkinin çok kesin olduğunu, sadece tuz azaltarak ilaça gerek kalmadan kan basınçlarının normale dönülebileceğini söyledı. Tuz tüketımin az olduğu bazı ilkel toplumlarda hipertansiyon sıklığının çok az olduğu saptanmış. Hollanda'da yapılan bir çalışmada tuz içeriğı düşük mama verilen bebeklerin 15 yıl sonra ölçülen kan basınçlarının normal tuzlu gıda ile beslenenlerinkinden düşük olduğu görülmüş. Hipertansiyoıılu hastaların önemlı bir kısmı tuza duyarlıdır. Yaşla beraber tuza duyarlılık artar. Kronik hipertansif hastalarda, diyabetiklerde, siyah ırktan olanlarda tuz duyarlılığı daha fazladır. Hipertansiyon tedavısinde günde 6 gramı geçmeyecek şekilde yapılan orta derecede bir tuz kısıtlamasıyla kan basıncında önemli düşmeler sağlar. Bunun için, işlenmiş gıda tüketimi, "fast food" yeme alışkanlığı, tuzlu gıdalar, yemeklere tuz ilavesi önemli ölçüde azaltıhnalıdır. Cünümüzde sadece hipertansiflere değil kan basıncı 120139/8089 mm.Hg olan kişilerinde tuz kısıtlaması gerekmek 900/15 19 Haziran 2004