22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

200' alma duyusunun kokusu çık 2004 Nobel Tıp Ödülü, koku alma duyusuna ilişkin çalışmaları nedeniyle ABD'li bilim adamları Richard Axel ile Linda B. Buck'a verildi. ilim adamları bugüne dek koku alma dııyusu hakkında yeterli bilgiye sahip değıldi. Yaklaşık 10.000 farklı kokunun tıasıl lanınıp, anımsandıgı konusundaki temel ilkeler fazla bilinmiyordu. Columbid Üniversitesi Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nden profesör Richard Axel ve Seattle'daki Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi'nden Profesör Linda B.Buck, koku alma duyusunun calışma prensiplerini gün ışığına çıkarttılar. Ayrıca bu duyuyla ilgili 1.000 farklı genden oluşan geniş bir gen ailesini (genlerimizin yüzde 3'ü) keştettıler. Bu genler, 1.000 kadar koku reseptör tipini olu^turuyor. Bu reseptörler, burıın epitelyumunun u.st kısımlarında küçuk bir bölgede yer alıyor ve solunan havanııı içindeki koku salan molekülleri tespit ediyor. Koku alma reseptör hücrelerinin her biri yalnızca tek bir tip koku reseptörüne sahiptir ve her reseptör, sınırlı sayıda koku salan maddeyi tespit edebilir. Dolayısıyla koku alma reseptör hücreleri ancak birkaç kokuya duyarlıdır. Hucreler, ince sinir çıkıntılarını dogrudan, beyindeki koku alma bölgesine koku bulbusu spesıfik hir mikro sahaya glomerül gönderir. Aynı tip reseptörü taşıyan reseptör hücreleri, sinir çıkıntılarını aynı glamerüllere gönderır. Beyindeki koku alma bölgesindeki bu mikro sahalardan çıkan bilgiler beynin daha üst bölgelerine gönderilir. Burada, çeşitli koku reseptörlerinden gelen bilgiler bir araya gelir ve bir model oluşturur. Dolayısıyla ilkbaharda duyduğumuz leylak kokusunu başka zamanlarda da leylak olarak anımsarız. 1991 yılırıda Kıchard Axel ve Linda Buck, birlikte gerçekleştiıdikleri bir çalışmada koku reseptörleriyle ilgili yaklaşık 1.000 adet gen olduğunu ileri sürüyorlardı. O tarihten sonra Axel ve Buck birhirlerinden bağımsız olarak çalışmalarını surdürdüler ve koku alma sistemiııin üzerindeki giz perdesini aralayan dikkate değer çalışmalar yaptılar. KOKU ALMA RESEPTÖRLERİ VE KOKU ALMA SİSTEMİNİN DÜZENİ B 4) Sinyaller beyın ust bdlgdenne aktarılır. 1) Koku r ! hıu'relerı faal duruma tit\er ve eleklrık Koku reseptorltrt haglamr Koku çkaruı moneküller! tajıyan hava YAŞAM KALİTESİ AÇISINDAN KOKU SİSTEMİ Lezzetli olarak tammlayabileceğimiz bir tat, temel olarak koku alma sistemini faal duruma geçirir ve olumlu olarak nitelendirebileceğinıiz bir deneyime yol açar. İyi bir şarap veya güneşin olgunlaştırdığı çilekler bir dizi koku reseptdrünü harekete geçirir ve farklı koku moleküllerini algılamamıza yol açar. Spesifik bir koku. ileri bir dönemde çocuklugumuza veya duygusal bir anımıza ilişkin anıları tetikler. Tek bir bayat nıidye. yıllarca canlılığını koruyan hir anı olarak içinde midye olan herhangı bir yeıneği yemekten bizi alıkoyar. Koku duyusunu kaybetmek ciddi bir handikaptır. Böyle bir durumda yiyeceklerin güvenli olup olmadığını anlayamayız ve uyarıcı sinyalleri gözden kaçırırız. Sözgelimi bayat bir etin kokusu bizi zehirlenmekten korur. PEK ÇOK TÜR İÇİN KOKU DUYUSUNUN ÖNEMİ Canlı organızmalarm tüınu çevrelerindeki kimyasal maddeleri fark edebilir ve tanımlar. Bunun sayesinde canlılar, nelerin yenilebilir, nelerin yenilmez olduğuna karar verehilir. Bu da onların hayatta kalmalarını sağlarlar. Balıklar, görece olarak az sayıda koku alma reseptörüne sahiptir yaklaşık 1 ()(). Oysa Axel ve Buck'm üzerinde çalışmalarını yürüttüğü farelerde hu sayı 1.000 dolayındadır. İnsanlardaki reseptör sayısı farelerinden bıraz daha azdır, çünkü genlerin bazıları evrim sırasında yok olmuşttır. yüzde 3'ünün farklı koku reseptörlerinin kodlanma;kullanıldıgını ortaya koydular. Bir koku reseptörü, l saçaıı bir madde tarafından faal duruma geçirılınce, reseptör hücresı bir elektrık sinyalinı tetikler ve sini kıntıları ile yaıdımı ile beyne gönderir. Her koku re: rü ilk önce ('. protemini faal duruma geçirir ve daha ra bu proteiıı ile birleşir. G protcini bunun sonucuı cAMP'i (siklik AMP) oluşturur. Bu haberci molekül kanallarını harekete geçirir. Kanallar açılınca hücre yete geçer. Axel ve Buck koku reseptörlerinin oluşlı ğu geniş aileniıı, G proteiıı ile eşleşmiş reseptörlere (GPCR) ait oldugunu ortaya koydu. Koku reseplörk tümü ilgili proteinlerdir, ancak hepsi ayrıntıda tarklı Bu da farklı koku salan moleküllerden etkilenmeleı açıklar. Kokuların pek çoğu çok sayıda koku salan ıııo lerden oluşur ve koku salan her molekül birkaç kok alan reseptörü taaliyete geçirir. Bunun sonucunda (, "koku modeli" çıkar. Bu da bir mozaigin üzerindeki lere benzer. Yaklaşık 10.000 farklı kokuvu tanımanı ve bunlarla ilgılı bellek oluşturmanuzın altında yataı mel budur. RlchardAxel Amerikan vatandaşı 1946 New York doğumlu. Doktora çalışmalarını Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakiiltesi'nde tamamladı. Halen Columbia Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Linda B.Buck 1947 Seattle doğumlu. Amerikan vatandaşı. Teksas Üniversitesi'nde doktora çalışmalarını tamamladı. Seattle'daki Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi, Temel Bilimler Bölümü'nde araştırmacı. GENİŞ KOKU RESEPTÖR AİLESİ Koku alma duyumuz, moleküler tekniklerden yararlanılarak çozumlenen ilk duyu sistemimizdir. Axel ve Buck genlerimizin BULUŞUN OLASI KULLANIM ALANLARI Axel ve Buck'un bu buluşunun tıp ve biliıni nt kilde etkileyeceği koııusu henüz belirsiz. Ancak psi bazı spesifik kokuların çocukluk anılarını canlandı gibi ve yenıek pişirme koku ve tat alma duyulaıını birine çok yakın olmasından hareketle gıbı alanlard lanılacağı düşünülüyor. 917/12 1 6 Ekim 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle