Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
oluyordu. Uygulanan koruma programlan sayesınde deniz kaplumbağaları yok olmaya karşı verdıklerı savaşı şimdilik kazandılar. http://www.cnn.com Bugday veya çavdar tohumlannın ilaçlanmasmda kimyasal olmayan, çevre dostu bir yontem geüştırüdı. Almanya Dresden'deki Fraunhofer enstitusunde geliştirilen yöntemde, tohumlar iki jeneratorden enerji yogunlugu düşük elektronlarla bombardımana tutuluyorlar. Çok hassas ayarlanan enerji, elektronların sadece kabuga çarpmasını saglıyor ve tohum içindeki embriyona zarar vermiyor. Yaygın olarak kullanılan yöntemlerde tohumlar genellikle kimyasal toksit maddelerle ilaçlanıyor ve ekiliyorlar. FYaunhofer ekibinin yönteminin erı önemli avantajı zehırsiz olması ve buyuk oranlarda kullaruldıgında kimyasal yöntemlere göre daha ucuza mal olması. Elektron bombardımanı University of Cape Tbwn Botanik Bolümu'nde doktorasını yapmakta olan Anton Pauw, Guney Afrika'nın batısındaki el degmemiş alanlan 17 gıın boyunca araştırdı. Görevi: Microloma sagittatum (sutümsü özsuyu ve tohumlannda ipek gibi tüy demetieri olan bir tür bitki) bitkisinin nasü tozlaştıgını ogrenmekti. Diger tum Microloma turlerinin böcekler tarafindan tozlaştınldıgını söyleyen Pauw, M. sagittatum'u hangi böceklerin ziyaret ettigini ögrenebilmek için sürdürdügu incelemelerinde çok şaşırtıcı bir gerçekle karşılaştı. Bu çıçek türünü böcekler degil bir kuş tozlaştırıyordu. Dahası, kuş çiçektozlarını (polen) bir çiçekten digerine olağandışı bir yolla, diliyle taşıyordu. Pauw, bu şekilde tozlaştırmaya ilk defa rastladıklannı söylüyor. Diger kuşlar, hatta yarasalar da tozlaşmaya tüylerine yapışan çiçektozlarını bir çiçekten digerine taşıyarak yardımcı olurlar. ancak, Pauw inceledigi bir tür güneşkuşunun dilinin çiçektozuyla kaplı oldugunu gördü. M. sagittatum'da kuş yoluyla tozlastirüan çiçeklerin tum özellik KUŞLAR VE ÇİÇEKLER Kanadalı John Waring taraündarı geliştirilen yeni bir mayo Amerıkalı yuzucu Jenny Thompson tarafindan denendi. Mayonun arka kısmında 5 cm. Uzunlugunda, V şeklinde, 2.5 mm. yuksekligınde süıkon çıkmtılar bulunuyor. Bu çıkıntılar, normal şartlarda kalçada oluşan ve bacaklarm arka kısmında sürtünmeyi arttıran küçük burgaçlara engel oluyor. Mayo ilk olarak Ottavva'daki Carleton Universitesinin ruzgâr tunelinde, 90 km/h rüzgâr hızmda test edıldıkten sonra havuzda denendi. Sonuç: Silikon koruyucular su dırencınin azalmasını ve boylece 100 metrede yarım saniye zaman kazanılmasını saglıyorlar. Yüzücülere yeni mayo v^ Üstte: Bir günefkuşu nektar toplarken. Ortada ve altta: Çifektozu, kuşun çatallı diline yapifir. Solda: Çiçekten bir keslt. leri mevcut. Rengı kırmızı (kuşlara en çekici gelen renk), bol miktarda rîektar salgüıyor ve kokusuz. Çiçek, polenlerini hareket edebilen ve her biri çiçektozu dolu iki keseden oluşan beş bolmede taşır Bu keselerin ucunda küçuk kancalar bulunur. Diger Microloma turlerinde bu kancalar böceklerin vucuduna surtunerek çiçektozunu aktarırlar ancak, M. sarittatum'un çiçektozu kesesi güneşkuşunun çatallı diline kancasıyla yapışır. Boylece, kuşun dilinin yardımıyla çiçektozunu diger çiçeklere iletebilir. Güneşkuşu, bu çiçegi ziyaret ettiginde dilini çubuk gibi kullanarak nektannı toplar ve bu sırada çiçektozlan hayvanın diline yapışır. Pauw, örnegin sınekkuşu gibi diger nektarla beslenen kuşlann da güneşkuşu gibi dilleriyle tozlaşmaya yardımcı olabileceklerini duşünüyor. (Dıscover, Kasım 1998) rengımsı bir görüntu almaya başlar ve tum çekicilıgini yıtırır. Pek çok meyve gibi elma da, hava ile temas ettiginde, yukseltgenme adı verılen kimyasal bir tepkime nedeniyle, yorgun gorunuşlu ve bozuk renkü olma egilimıne sahiptir. Yukseltgenme, meyve yuzeyinde yer alan ve fenolik adı verilen maddelerin, havadaki oksijen ile birleşerek, meyveye sevimsiz ve iç karartıcı görüntuyu saglayan polifenol oksidazı oluşturma sürecine verilen ad. Meyve salatası yapma alışkanlıgı olanlar, lımon suyu katarak bu kararmanın birkaç saat geciktırilecegını bılirler. Bunun nedeni, limon, greyfurt ve portakal gibi turunçgillerin, yuzeydeki yukseltgenmeyi etıkleyen C vıtamini, yani askorbik asit içermesidir. ABD T^rım Bakanlıgı'ndan George Buta ve arkadaşları, Journal of Agricultural and Food Chemıstry'de yer alan araştırmasında, tadını etkılemeksızın, elmanın kararmasını beş hafta geciktiren bir birleşimden soz ediyor. Bu bileşım, dogal urunlerden turetüen bileşıklerden oluşma bir karısım. Son derece yaygın olarak kullanılan dort farklı gıda katkı maddesinden oluşan çozeltiye baünlan elma dilimlerı, olagan atmosfer basıncı alünda ve beş on derecelik bir sıcaklıkta, kararmadan yaklaşık beş hafta dayanmakta. Çozeltinin ıçinde yer alan maddeler, bir anüseptik olan 4hegzilrezorsinol, akskorbik asit turevi izoaskorbik asit, kukurt içerikli protein turevi N asetilsistein ve ekmekte kullanılan bir koruyucu olan kalsiyurn propionat. Bu çozelti, yukseltgenmeyi engelleme, bakterilen yol açüğı bozunmayı yavaşlatma ve şekerler ve meyve asitlerinde zaman içınde oluşan degışimleri geciktırme yolu ıle etkı etmekte. Araştırmacılar, kararmayı onleyici çozeltinin son derece guvenli oldugu konusunda garanti verirken, aynı çalışmayı, muz, armut ve şeftalı gibi meyveler uzerinde de surdurduklerini bildiriyorlar. "T Sayfa habeft0: feza Akça Alev Kırım Verimli çift pervane SchottelVVerft firması Siemens'le beraber buyuk yolcu ve yük gemüeri için ta1 sarlanan yeni bir tahrik mekanizmasını tanıttı. Kıçta kullanılan şaft ve pervaneler yerine "SiemensSchottel Propulsor"da hareket, herbiri yedi metre çapında iki pervaneli, 360 derece donebilen bir mekanizmadan saglanıyor. Pervaneler arasında, gemınin dizeljeneratorleri ıle beslenen bir senkronelektromotor yer alıyor. Romorkor ve sondaj gemileri gibi küçük gemilerde kullanüanlara benzeyen teknıgin üç avantajı var. Gemilerin manevra kabiliyetleri artıyor ve durma mesafeleri kısalıyor. Pervaneler gidiş yonunun tersine çevrıliyor ve boylece en ideal kanat konumuyla fren etkisı saglanıyor. Meyvelerin kararmasını önlemek Taze soyulmuş, dirı ve beyaz bir elnıa ne detılı lezzetlidir! Ancak, aynı elma, birkaç dakika ıçinde kahve Hamile annenin ruh yapısının dogacak bebegi etküedigine ilişkin kanıtlar artıyor. Ornegin, ultrasonla yapılan taramalar ve hayvanlar üstunde yapüan incelemeler, anne karnındaki bebegin annenin stresinden etküendigını gösteriyor. Aynca, stres altında ve heyecanlı annelerın bebeklerinin düşuk agırlıkta dogdugu, yapılan araştırmalarla da kanıtlandı. Nitekim, çalışmalardan biri, stresin, sigara kadar etküi oldugunu da saptamış bulunuyor. Yeni dogan bebegin zayıf olması ile ileri yaşlarda gözlenen, kalp ve yüksek tansiyon gibi saglık sorunlan arasında bir baglantı oldugu anlaşüıyor. Anne stresinin karnındaki bebegi nasıl etküedigine ilişkin birkaç mekanizma soz konusu, Plasentaya dogrudan hormon taşmabılmekte. Ya da, gerek anne, gerekse bebek için ciddi sorunlara neden olabilen, bebege kan gidişinde azalma olabümekte. 16 Ocak 1999 tarihli British Medical Journal'da yer alan araştırmada, Oueen Charlotte's and Chelsea Hastanesi'nden Vivette Glover ve arkadaşları, annenin huzursuzlugunun, uterüse kan taşıyan damarlarda artan bir dırence yol açtıgını anlatıyorlar. Nitekim araştırmacıların, 28 ile 32 haftalık hamile 100 kadın ustünde yaptıgı çalışmalarla bu durum kanıtlanmış bulunmakta. Buna neden, koyunlarda ve kobaylarda gözlenmiş olan strese baglı hormon, noradrenalin olabilecegi gibi, başka hormanlar da olabilir. Araştırmacılara göre, her ne kadar ceninın gelişmesini ve dogum kilosunu etkileyen çeşıtlı etkenler söz konusu ise de, kan akışmdaki azalma, hamilelikleri sırasmda stres yaşayan kadınlann zayıf bebekler dunyaya getirmelerini kısmen de olsa açıklayabiliyor. 625/7 Anne ve karnındaki bebek