26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hleronymus Bosch'un "The Carden of Earthly Delights" Isimll yapıtına, http://carta.org/art/ adresinden ulafablllnlnlz. Dünya hali ve Hieronymus Bosch Belleğimizde yer alan aile, okul, sokak benzeri kavramlar kontrolümüz dışında kaydedilmiştir. Yaşımız ilerledikçe, bu sözcüklerin gerçek karşılıklarını tanırız. Kimi zaman onaylarız varlıklarını, kimi zaman sorgularız. Yaşadığımız gün ve onun nesnel karşılığı dünya, bu kavramların zeminini oluşturur. Oysa, bellek kaydına geçmiş iki mekân daha vardır ki, elle tutulmasa, gözle görülmese de, meâlini daima biliriz. Bunlar, cennet ve cehennemdir. Inançlı/inançsız her insanda bir yansımaya sahip hayali mekânlar... Hieronymus Bosch'un "The Garden of Earthly Delights" isimli yapıtı tam da bu üç mekân üzerine konuşur. Yapım yılları 15001505 arası olarak tahmin edilen eser üç panodan oluşur: Birinci pano olan cennet, insanoğlunun beyninde yüzyıllardır değişmeyen tasarımıyla dingin ve huzur vericidir. Hayvanlar ve bitkiler, doğal ilişkiler içindedirler. Hacimsel oranları normaldir. Cennette üç yabancı vardır; Havva, Adem ve Isa. Ve hemen yanlarında yer alan büyük panonun, yani dünyanın hazırlayıcıları olarak orada durmaya hak kazanırlar sanki. Dünyayı betimleyen büyük pano ise kalabalıktır. Hayvanlar, bitkiler ve insanlar iç içe geçmiştir. Dünyada, olağanüstü kabul edilebilecek bir doiu ayrıntıyla karşılaşılır. Cennette görülen türlerin dengeli dağılımına karşın burada insanlar çoğunluktadır. Kalabalık olmanın yanı sıra doğayt kullanmayı öğrenmiştir. Ata biner, kuşun sırtında uçar, ağacın kovuğuna sığınır, yaprağın yardımıyla suyun üzerinde gezer. Sosyal ilişkiler de kurar; sever, nefret eder, gizlenir ya da sergiler. Önemli bir eksik vardır, o da üretim. Insan eliyle üretilmiş hiç bir şey yoktur. llk bakışta insan üretimi gibi görünenler dikkatle incelendiğinde bunların, bazı doğa parçalarının deforme edilmiş halleri oldukları fark edilir. Kısacası dünya bakirdir. Üçüncü pano ise cehennemdir ve yazının esas nedenidir. Burası, tam da hayal ettiğimiz cehennemdir ve ne gariptir ki, olağanüstü değildir. Artık üretim başlamıştır. Üretimle birlikte örtünme, sakınma, sahip olma ve saklama fiilleri de anlam kazanmıştır. Insan eliyle üretilmiş nesneler öne çıkar. İnsanlar bütün doğal tasarımları bir kenara itip kendi ürettiklerine hayran olmuş, mutlak saymış ve dolayısıyla onlara tapınmaya başlamıştır. Korunması gerekenler için iktidar alanları oluşturulmuş, sınırlar çizilmiş, ordular kurulmuştur. Çeşitli insan grupları, kendilerini ya da görüşlerini simgeleyen bayraklar taşırlar. Geri planda alevler yükselir. Burası, korunacak nesneler ve onları korumayı mutlak görev bilen düşünceler uğruna yakılıp yıkılan dünyadır. Foucault'nun tarifiyle örtüşür görüntüler: Insan bedeni kendi iktidarının nesnesine dönüşmüştür. Ve, ilk bakışta ürkütücü görünen bu panonun ayrıntılarında, tanıdık, bildik yüzlerle karşılaşma şansımız çok yüksektir. Bosch, duygularını yaklaşık beş yüz yıl önce aktarmış bir tahta parçasının üzerine. Oysa cehenneme baktığınızda açıkça bugünü görürsünüz. Şu soru gelir insanın aklına hemen, bu yüce bir öngörü müdür yoksa, üreten insanın yüzyıllardır değişmeyen yanılgısı mı? Korunması için yaşamlarımızı.adadığımız değerlerin bütünü, mutfak fırınımızdan, ülke çıkarlarına kadar uzayabilecek bir zincir oluşturur. Asla ödün verilemeyen enerji tüketimin boyutlarını, temel gıda maddelerinin eşitsiz dağılımını, borsa dengelerini, döviz kurlarını, nükleerkimyasal silahlan düşünün. Cevaplarını bir türlü bulamadığımız savaşları... Hangisi içinde yaşadığımız dünyayı haketmemiz için gerçek neden olabilir ki? Cehennem, insan eliyle biçimlendirilmiş dünyadır. Esas ilgi çekici olan ise, bunun farkına varamayışımızdır. Emel Eratlı 625/24
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle