Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GE N ETİ K ARAŞTIRMA Bilimsel araştırma ve bilim ahlakı Ülkemizde bilimsel araştırmaların istenilen düzeyde olmamasının nedenleri... Ist. Tıp Fak. Fizyoiojı ABD da bilimsel hipotez üretebilir. Dünyada bilimsel araştırmalar o kadar hızlı artmaktadır ki artık tek bir konudaki yayınları hakkıyla takip etmek bile güctür. Ekip çalışması bu bakımdan da önemlidir. Bizde öyle bilimsel araştırmacılar vardır ki her konudan anlayıp her konuda yayınlara adını koydurarak araştırma ürettiğine inanmaktadır. Meslek hayatımın ilk yıllarında düştüğüm bu hatadan çok vakit kaybetmekten kurtulduğum için kendimi mutlu hıssetmekteyim. Fakat ileri yaşlara geldiği halde hâlâ kendini kurtaramamış kişilerin varlığında da gerçek bilimsel araştırma yapılamaz. Ekip çalışması bu demek değildir. Bilimsel araştırma her konudan anlamak demek değil, araştırma yaptığın konuda her şeyi bilmeye çalışmak, diğer konularda bileni bularak yardım istemektir. Dünyada bir bilim adamının tek konuda ismi vardır. Ömrünü bilimin o alanına vermiş ve gerçek araştırıcı olmuştur. Her konudan bilimsel duzeyde anlayan araştıncı olmak imkânsızdır. Özellikle gündeme alınıp tartışılması çok önemli konulardan biri de bilimsel ahlaktır. 3 ödül v« caza: İnsan beyninde ödül ve ceza merkezlerinin vaıiığı hor geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Araştırmacının bir bilimsel sonuca varması, makalesinin bir dergide yayımlanması, onun site edildiğini görmesi gerçekten tarifi mümkün olmayan hazlar uyandırır. Fakat ülkemizde kişinin aldığı bu hazzı, özellikle üniversitelerde paylaşacak bir merci yoktur. Somut bir örnek vermek gerekirse, yılda 5 panel, 10 konferans, 5 bildiri ve 3 dış yayın yapan bir öğretim üyesi ile bunların hiçbirini yapmayan veya onda birini yapan öğretim üyesi veya bilimsel araştırıcı, aynı akademik kariyerleri geçer, profesör olabilir, aynı maaşı alır aynı hak ve yetkilere sahip olur. Ceza ve ödül sistemi maalesef yoktur. insan fizyolojik mekanizmalarına ters düşen bu ceza ve ödül merkezlerinin işletilmemesi, diğer bir deyişle çalışan ile çalışmayanın ayırt edilmemesi bilimde de üretimde de çok önemlidir. Meşhur söz, testiyi kıran ve suyu dolduran, dünyanın her yerinde ayrı kefelere konurken, bizde çoğu kez aynı kefeye konmaktadır. 4 Alet ve kaynak: Bilimsel araştırıcının, araştırma yapmada karşısına çıkan engellerden biri de kaynak yayınlar, alet ve malzeme sorunudur. Bu sorunlar kanımca abartıldığı kadar önemli değildir. En iyi ve pahalı alet, en orijinal araştırmayı yapmaz. Bu sorunların kökeninde ekip araşM'i Prof. Dr. Baria öztaş Baştarafı 9. sayfada lar genin kuçüklüğuyle açıklıyorlar. Bu gen tum fare DNA'sının ıkiyüzbinde birinı oluşturuyor ve bu nedenle de yanlış bır bölgeye yerleşerek devre dış kalması beklenmeyen bir sonuç değil. Bu araştırmalarda döllenmiş (are yumurtalarına hem fare genı hem de insan geni verildi. Ancak insan SRY geni, farelerde cınsiyet değişımine yol açmadı. Bu da ortaya çeşitlı sorular çıkardı İnsan SRY geni, farede mi etkili değildi, yoksa fare sry'sinden farklı bir etkinliğe mi sahipti? Bu önemll buluş cinsiyet oluşması mekanizmasının olduğu kadar, gelişmenin çozülmesi çalışmalarında da büyük bir adım oluşturuyor. Erkeklik geninin işleyışi, embriyo gelişıminin, ferklılaşmanının anlaşılması açısından son derece aydınlatıcı. Ricky kafesin altını üstüne getirirken kadınlığınerkekliğin gizleri birer birer çözülüyor Birlikte derin etik tartışmaları da sürükleyerek Bugün farelerde uygulanan, yarın insanlara da uygulanmayacak mı? Bunun sınırı nerede? Genler hangi noktaya kadar manipule edilmeli. Butun bu sorular yarının şiddetli çatışmalarını da içinde barındırıyorlar. Ancak bugün için bilinen ve söylenen farelerde yapılan bu çalışmanın insanlara uygulanmasının pratikte tamamen imkansız olduğu. Ama, yakın geleceğın neler getireceğini şimdiden kestirmenın de olanaksız olduğunubiliyoruz. Ü A vıtamıni kanser duşmanı olarak büyük ün yaptı A vitamini hücrelere zara veren ve kansere neden olabilen bazı molekullere karşı vucudu koruyabilır. Oysa son yapılan bır çalışma yanlış kaynaktan alınan A vıtamının en azından bır tür kansere yakalanma riskini arttırabıleceğini gösterdi Vücut ıhtiyaç duyduğu A vitamininı ya sebzelerde bulunan karotenden ya da hayvansal ürünlerde bulunan retinolden sağlayabılır Karotenden alınan A vitamının yararlı olduğu hala düşünuluyor Ancak araştırmacılar süt ürunlerı ve yağlı etlerden alınan yüksek düzeylerdekı retinolün yemek borusu kanserine yakalanma rıskını oldukça arrtırdığı görüsundo (ö u ) Doğru "A"yı seçin lkemizde önemi ve değeri yeni anlaşılmaya başlanan bilimsel araştırmalar, Cumhurıyet Bilim Teknik dergısınin katkılarıyla güncel tartışnıalar arasına girdi. Prof. Dr. Kaaım Cemal Güven'in (1) pek çok eksiklikleri ıçermesıne rağmen, somut olarak Science Crtation Index'i esas alıp sağlıkla ilgili yayınları gözler önüne sermesi, bilim adamlarının pek çoğunun yeniden düşünmesini sağladı Neden ülkemizde bilimsel araştırma düzeyi istenilen seviyeye ulaşamamaktadır? Kanımca bunun pek çok sebepleri vardır. Bilimsel araştırmada en önemlı faktörleri şöyle sıralayabiliriz: 1 insan faktörü, 2 Ekip çalışması, 3ödül ve ceza,4 Alet ve kaynak, 5 Bilimsel yayınlar Bunları sırasıyla inceleyelim: 1 İnsan faktörü: Her alandaki çalışmada insan faktörü çok önemli olmasına rağmen bilimsel araştırmada İnsan faktörü başta gelir. Her insan bilimsel araştırmacı olamaz. Bilimsel araştırmacı, bir hipotezi irdeleyerek çeşltli kaynakları özümleyip onları sentezleyecek ve bu birikime dayanarak deneysel bir çalışmayı planlayıp uygulayacaktır (2). Bilimsel araştırmacı bir kere yaptığı işten haz duyacak ve bu onu gerçekten mutlu edecektir. özverisi fazla, çalışma alanları mesai saatleriyle sınırlı olmayan, sabırlı ve bilime saygılı olacaktır. Ülkemizde acaba araştırmacıların yüzde kaçı bilimsel araştırma yapma kapasitesine sahiptir? Tartışılmalıdır. Ülkemizde bilim, genel olarak üniversitelerde üretilmektedir. Fakültelere alınan araştırma görevlileri, orijinal doktora yapsın yapmasın, çoğu kere süresi dolunca detaylarla incelenmeyen bir tez ile doktor unvanını alabilmektedir. Dolayısıyla yapılan pek çok doktora tezı herhangı bır dış dergide yayımlanma şansına sahıp değildir. Araştırma görevlisinin özelliklerinin bilim üretmeye yeterli olup olmadığı ise hiç tartışma konusu olmamaktadır. 2 Eklp çalısması: Bugün tek başına bilim üretmenin yanında ekip çalışması da çok önemlidir. Araştırmaya başlamadan evvel üretilen fikir veya araştırılacak konu tartışılır; fikir üretenin göremediği ve düşünemediği bir yönü, detaylarıyla incelenir. Birikimi olan, araştırmayı yöneten ekibin başı, çevresindeki asistanlarına ve diğer ekip çalışanlarına bu tartışma hakkını vermelidir. Zaten bilim adamı yetiştirmenin temel özelliklerinden biri de budur. Bizde maalesef ekip çalışması da her yerde tam anlamıyla oturmamıştır. Bir bilim adamı hayatı boyunca ancak belli bir alan tırması kurallarının oturtulamaması ve mevcut aletlerin veriml' şekilde kullanılamaması gelmektedir örneğın aynı binada her kürsü en modern spektrofotometreyi alıp yalnız kendısı çalıştırmak ıstemektedir. Birkaç yıl sonra her kürsü ayrı ayrı tekrar spektrofotometresini yenilemeyi düşünmektedir. Gelişmiş ülkelerde bir binada bır spektrofotometre 24 saat çalışırken bizde bellı kişilerin patentinde haftada birkaç saat çalışmaktadır. Bu organızasyonun yabancı ülkelerdeki durumunu bilmemize rağmen, ve öğretim üyelerinin % 99'u yurtdışında bu çalışma biçimini görmesine rağmen, ülkemize dönünce her nedense aynı sistem kuralamamaktadır. En basit aletlerle de orijinal araştırmalar yapılacağına inanan kişilerden biriyim Aynı sorun, kitap ve yayınları takip etmekte de geçerlidir. Bütün kitap ve mecmualar tek bir merkeze alınır ve o merkezden çok kolay olarak fotokopısi sağlanabilir. Bir fotokopi elde etmek haftalar alırsa, hem kaynak hem zaman kaybı ortaya çıkar. 5 Blllmsel yayınlar: Bilimsel araştırma sonuçlarının yayımlanması ve bunun bütün diğer bilim adamlarına duyurulması çok önemlidir. Ülkemizde çok sayıda (Sağlık bilimleri konusunda) mecmua çıkmaktadır. Bu mecmuaların sanırım biri hariç, hiçbiri Current Contents de yer almamaktadır. Diğer acı bir gerçek de çok az bilimsel araştırıcı, bir kaynak olarak bu dergileri okumaktadır. Sanki bu dergiler, doçentve profesör olurken alelacele yapılan ve bilimsel içeriği her zaman tartışmaya açık olan yayınları kabul eden onları basan dergilerdir. Bu dergilerin bir kısmının yayın kurulu da yoktur. Belli sayfa sayısını aşmayan her türlü yayını bu dergilerde yayımlatabılırsıniz. Herkes olayın öyle olduğunu bıldığınden kendı araştırmalarında bu dergılerı kaynak olarak göstermek istemez. Kagıt ve basım masrafı olarak milyonlarca lira telef olur gider. Onun için gerçek bilimsel araştırıcı Current Contents'e giren mecmualara makale göndermeyi amaç edinir ve o seviyeyi yakalamaya çalışır. Sayın Doç. Dr. Beyazıt Çırakoğlu'nun Cumhuriyet Bilim Teknik'te (2) belirttiği gibi bu duruma derhal çare bulunması ve Türkiye'de çıkan dergilerin Current Contents'e girecek seviyede araştırmalar yayımlaması gerekmektedir. Sonuç olarak, Türkiye'de bilimsel araştırmanın pek çok sorunları vardır. Bunların çözülmesinde altını çizerek tekrar belirtmek istediğim gerçek, insan faktörüdür. Çünkü diğerlerini bilimsel düzeyde organize edecek, yetiştirecek, bilim ahlak kurallarına uyacak, senesı dolan değil gerçek araştırıcıya unvan vereoek hep insandır. f 1 Kaynak: 1 Cumhuriyet Bilim Teknik. Sayı: 183,15 Eylül 1990 2 Cumhuriyet Bilim Teknik Sayı: 211, 30 Mart 1991.