Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T V ' D E Bİ L İ M 22 eylül cumartesi TV1 Saat: 16.30 Belgesel (ipek Yolu) Belgeselin bu bölümünde Tayvan tanıtılıyor. Tayvan'ın tarihinden, bugünkü yaşantısından söz edlliyor. TV1 Saat: 23.40 Belgesel (Cosmos) Bu bölümde evrenin öncesi, sonu ve sınırları konusu işleniyor. Bu konuda yapılan çalışmalar anlatılıyor. TV4 Saat: 18.35 Belgesel (Blllm Gözüyle) Programda maddenin dayanıklılığında biçim önemi anlatılıyor. TV4 Saat: 21.00 Belgesel "Flzlk ve Hareket) Programda ivme, hız ve hareketin incelenmesi konuları anlatılıyor. Isaac Asimov Dodo gibi ölmek Sadece Mauritius'ta yaşadığı bilfnen ve 300 yıl önce insanların yiyip bitlrdiği Dodo kuşu üzerine yeni görüşler var. 24 eylül pazartesi TV2 Saat: 19.20 belgesel "2000 Yılından Sonra Bu bölümde insan vücudunda kullanılması planlanan biyo alıcıları, elestol maddesiyle petrolün nasıl toplandığı, denizlerin yosunlardan nasıl temizlendiği, yeni bir ses mikseri, kuduz hastalığına karşı yapılan aşılama, buruşmayan gömlekler, yeni bir aiarm kartı ve bunaklık hastalığına karşı önlemler konuları işleniyor. TV3 Saat: 21.00 Belgesel (National Geographlc Speclals) TV4 Saat: 22.30 Belgesel "Perspektlf" Bilgisayarın mimaride kullanımı ve önemi I skoçya Kraliyet Müzesi'nden A.M. Kithhener, uzun süre önce soyu tükenmiş olan dodonun yeni bir maketini hazırladı. Yeni maket, daha önceki dodo tasvirlerine göre daha zayıf bir kuş ortaya koyuyor ve dodonun artık var olamayacağını anımsatmaktan başka bir yardımı dokunmuyor. insanoğlunun dodoyla ilişkisi, Hint Okyanusu'nda Madagaskar'ın doğusundaki Mauritius Adası'nda 1510 yılında Portekizli denizciler tarafından görülmesiyle başladı. Ada Arap tüccarlar tarafından bilinmesine karşın o tarihe kadar üstünde kimse yaşamamıştı. 4661 km çapında elips biçimindeki ada, 2040 km2'lik bir alana sahip. Yani yaklaşık Rodos Adası'nın dörtte üçü büyüklüğünde. Portekizliler adaya yerleşmediler ve 1598'de Felemenkliler'in eline geçtikten sonra adaya Nassau kontu Maurits'in adı verildi. Daha sonra Maurits'in Latince versiyonu olan Mauritius adı yerleşti. Var olmayan kuşun simgesi TV5 Saat: 23.50 Belgesel "Ishak Paşa Sarayı" Doğubeyazıt ilçesindeki İshak Paşa Sarayı tarihi ve coğrafi çevresi içindeki önemine değiniliyor. 25 eylül salı TV4 Saat: 22.30 Belgesel "Yarının Dünyast" Bitkilerin parazitlerden korunması, hidrolik yağlarda yenilikler, insan kalbinın saklanması, uçakların teknik kontrolleri 26 eylül çarşamba TV3 Saat: 21.00 Belgesel "Ülkeler Coğrafyası" TV4 Saat: 22.30 Belgesel "Cosmos" 27 eylül perşembe TV2 Saat: 20.25 Bllim Dünyasından TV2 Blllm Dünyasından (20.25) Filiz Ozankaya'nın hazırladığı programın bu haftaki konusu "Organ nakllleri". insanda hangi organlar hangi başarıda değiştirilebiliyor? Dünyada ve ülkemizde durum... Program danışmanı ve sunucu: Orhan Bursalı. Felemenkliler adaya yerleşmeye çalıştılar, fakat başarılı olamadılar. 172.1'de ada Fransız egemenliği altına girdi. Fransızlar, adayı ellerinde tutmak için ingilizlerle savaştılar ve 1965 yılında ada bağımsızlığını kazanıncaya kadar Fransız kaldı. Şimdi çoğunlukla Hint ve Afrika kökenli nüfusu bir milyona ulaşıyor. Mauritius halkının saygınlığı bir yana, adayı tanıtmak için başlıca araç olarak artık var olmayan bir kuş kullanılıyor. Bu kuşu gördüklerini ilk rapor edenler, adada çeşitli araştırmalar yapan Portekizliler oldu. Hindiden daha büyük olan dodo, yaklaşık 23 kg ağırlığındaydı. Kuşun mavimsi boz tüylerı bazı yerlerde beyaza dönüşüyordu ve ayakları sarıydı. Uçuş için hiçbir •yararı olmayan küçük kanatları vardı; kıvırcık kuyruk telekleri yukarıya doğru dönerek arkasında bir tutam oluşturuyordu. Kuşun en çarpıcı kısmı, iri başındaki koyu renkli gagasıydı. Gaganın kızılımsı ucu, dünyanın hiçbir öteki kuşunda görülmemiş biçimde çengel gibi kıvrıktı. Kuş güvercin familyasının bir üyesiydi ve genellikle büyük, uçamayan bir güvercin olarak tanımlanıyordu. Yalnız Mauritius'ta yaşıyordu. öte yandan yakındaki Reunion ve Rodriguez adalarında solitaria adlı benzer türler yaşıyordu. Düşmanı yoktu TV4 Saat: 22.20 Belgeset "Dünyanın Harikalan" Afrika'daki en büyük nehirlerden biri olan Zambezi Nehri'nin oluşturduğu şelaleler dizisi Viktorya şelaleleri ile ilgıli bilgi ve görüntüler yer alıyor. TV5 Saat: 00.30 Blllm ve Teknolojl Programda "Devletlerin Bilime Yaklaşımı" ele alınıyor. 28 eylül cuma TV2 Saat: 19.20 Belgesel "Cousteau'nun Oünyayı Keşfl" Bu bölümde ekip, rüzgâr gemisi ile Havai'ye uğrayıp kambur balinaları izliyorlar. TV4 Saat: 22.30 Belgesel "2000 Yılına Doğru" Mauritius kuşunun hiçbir" düşmanı bulunmadığından kendisini korumak için yöntemler geliştirmemişti. Yere bağımlı ve çaresiz olduğundan Portekizli kâşifler fazla zeki olmadığını düşünerek 'dodo' adını verdiler (Portekizce olan 'dodou'nun anlamı safdildir.) Mauritius Adası'na yerleşim gerçekleştikten sonra yeni gelenler ve birlikte getirdikieri hayvanlar, dodoları serbestçe öldürdüler. O zamanlar sayıları azalan türlerin korunması kavramı pek yoktu ve doğada yok olmakta olan hayvanların korunması için hayvanat bahçesi sistemi henüz kurulmamıştı. 1698'de son dodo da öldü ve böylece gerçekten çarpıcı ve sıradışı bir organizma tarihe karışmış oldu. Komşu adalarda yaşayan akraba türler de bunu izleyen yüzyıl içinde ortadan kalktılar. Bugün dodo yalnızca "dodo gibi ölü" (dead as a dodo) deyişinde yaşıyor. Bu deyim zamanın gerisinde kalmış ve körü körüne bir muhafazakârlık içinde huzur bulan kişileri tanımlamak için kullanılıyor (Zavallı dodo! Yalnız bunun için anımsanıyor). Dodo'nun görünüşünü çizimlerden, bugüne kadar gelmiş birkaç iskeletten, bir kafadan ve bir çift ayaktan biliyoruz. Görünüşü ayrıca Levvis Carroll'ın "Allce Harikalar Dlyarında " adlı kitabının üçüncü bölümündeki bir karakter olarak tasvir ediliyor. Ünlü illüstratör John Tennlel'in çizimlerinin ikisinde görülüyor; özellikle dodonun Alice'e ödül olarak yüksük (kendi yüksüğünü) uzattığı çizimde. Bu illüstrasyonda dodo, hantal, yalpalaya yalpalaya yürüdüğünü kolayca hayal edebıleceğimiz şişman bir kuş olarak tasvir ediliyor. Bu görünüşü ısmıyle uyum içinde ve niçin yok olduğuna da bir açıklama getlriyor. Kitchener, bunun yanlış bir tasvir olduğunu düşünüyor. Aşırı beslenmiş ve hareket imkânı tanınmamış esir kuşlardan kaynaklanan bir görünüş olabileceğini belirtiyor. Belki de hindiden daha büyük bir kuş olduğunun söylenmesi, evcil, aşırı beslenmiş hindilerin düşünülmesine yol açtı. (Kim bilebilir ki! Dodolar kurtarılmış olsalardı şimdi dodo çifiliklerimiz olabilir ve hindi etinden daha üstün olan dodo etini yiyebilirdik.) Dodonun ağaçları Buna karşın Kitchener, zayıf kuşlar gösteren daha eski çizimlere yöneldi ve çok daha az hantal, rahatça koşabilen bir maket geliştirdi. Böylece yok olma yarasına bir de hantallık aşağılamasının eklenmesi ortadan kalkmış oldu. Türler arasındaki ilişkiye bir örnek olarak Mauritius'ta bulunan bir ağacın tohumlarının, dodonun sindirim sisteminden geçmeden filizlenmediklerini gösterebiliriz. Dodonun sindirim için salgıladığı özsu tohumun zarını ayırıyordu ve tohum (gübreyle birlikte) bırakıldığı zaman filiz sürüyordu. Mauritius'taki bu tür ağaçların hepsi bugün en az 300 yaşında. Hiçbiri yeni filiz vermeyecek ve sonunda dodo gibi ölü olacaklar.