Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TIP ARASTIRMALARI KISA KISA Kuduza karşı zafer. Avrupa'da kuduzun kökü kırsal bölgelerde kazınıyor... Yeni aşılama yönteminin başarısı. Bu aşı yalnızca kuduz değil, çiçek hastalığının canlı virüsünü de Içeriyor. Değiştirilen hücrenln büyümesi görülebiliyor. Kızaran bitki hücreleri G B u yıl bahar aylarında, Avrupa'nın kırsal kesimlerindeki tllklleıi bekleyen bir sürpriz vardı. Bu sürpriz, içlnde plastik paketler saklanmış olan balık yeml ve yağdan oluşan ylyeceklerdi. Tilki, yiyecekleri ısırınca paketlerde bulunan canlı virüsler ağzına dolar. Böylece kuduza karşı bağışıklık kazanır. Bu bölgede tilkiler bağışıklık kazandıkça kuduz enfeksiyonunun yayılması durur ve sonunda tamamen ortadan kalkar. Bu hastalığı kökünden yok «tme programı, uygulandığı uzak yerlerde bile büyük başan kazanmıştır. Programı organize eden bilim adamları, bu çalışma bir kaç yıl daha sürdürülürse, kuduzun Batı Avrupa'da tamamen ortadan kalkacağını söylemekteler. Hatta, kuduz hayvanların İngiltere'ye girmesini önlemek için uygulanan sert önlemlere bile gerek kalmayacak. Bugünlerde, hastalığın yok edilmesinden sorumlu olanların bir karar vermesi gerekiyor: Fransız firması "Transgene" tarafından geliştırilen, genetik mühendlsllğl ürünü olan virus mü, yoksa etkin bileşeni zayıtlatılmış canlı kuduz virüsü olan klaslk aşı mı kullanılmalı? Hangisi iyi? rekiyordu. Ilk başarılı aşılama piliç başlarına virüslerin doldurulmasıylayapıldı. Bu aşılı yem, Alp dağlarının stratejik bölgelerine dağıtıldı. Ancak piliç başlarımn çok geniş bir alana yayılabilmesi için çok fazla sayida piliç gerekiyordu. Buna alternatif olarak Batı Almanya'da yağ, kemik ve balıkyemi hamuruna makinelerle virüsler yerleştirilerek plastik torbalara koyuldu. Tilkiler bu yemden hoşlanınca 1983'te bu uygulama başlatıldı. O günden beri 5,2 mllyon yem dağıtıldı. Hedef alanlardaki tilkilerin tahminen %70'i yemi yiyerek kuduza bağışıklık kazandılar. 1987'de Batı Almanya'da 50,000 km2'nin üzerinde alan kuduzdan tamamen arrtıldı. Zayıflatılmış canlı suşların kuvvetlenerek kuduza neden olması kuramsal olarak olasıdır. Bu riskten kurtulmak için Strasbourg'daki genetik mühendisliği şirketi Transgene'in geliştirdiği yeni aşı denenmekte. Bu aşı yalnızca kuduz değil, çiçek hastalığının canlı virüsünü de Içeriyor. Transgene, kuduza özgü yüzey antijenini şifreleyen bir geni, kuduz virüsünden izole etti ve çiçek virüsünün DNA'sına geni yerleştirdi. Bu, hayvanlara verildiğinde kopyalanır, kuduz proteınini bağışıklık sistemine maruz tnrakarak bağı Piliç başları Genetik mühendisliği ürünü olan yeni aşı, son zamanlarda Fransa ve Belçika'da kullanılmakta. Ancak klasik aşılamayı yeğleyen bazı bilim adamları, bu yeni ürüne kuşkuyla bakıyor; bunun, henüz ortaya çıkmamış bazı sakıncaları barındırabileceğini düşünüyorlar. Kuduz çok eski tarihlerden beri bilinen hastalıklardan biri. Kurbanları, Louls Pasteur'ün bulduğu aşı ile seri halinde aşı olmazlarsa ölürler. Pasteur, kuduza neden olan virüsün aynı zamanda bu enfeksiyona karşı bağışıklığı da sağladığını keşfetmişti. Kuduzun zayıflatılmış suşları evcil havyanları ve enfekte insanları tedavi etmek için kullanılır. Avrupalı bilim adamları, 1978 yılından beri yabanıl hayvanlar arasındaki hastalığı yenmek içip çeşitli bölgeleri canlı virüsten oluşan kuduz aşısı ile taradılar. Kuduz bir hayvan, ölmeden önce başka bir duyarlı (aşısız) hayvanı ısırmazsa, virüs hayvanın organizmasında ölecektir. Aşısız hayvan sayısı, enfeksiyonun bulaşamayacağı kadar azsa zlnclr kırılır ve kuduz bölgede kaybolur. Uygulanan aşılamada asıl zorluk virüslü yemi geliştirirken çıktı. Virüsler açık havada, ısı nedenlyle ölüyorlardı. Bu nedenle tuzaklardaki yemlerin, aşı işlevi görebilmesi için kısa süre içinde yenmesi ge14 Kentlerde deneme şıklığın kazanılmasına neden olur. Yeni aşının avantajının, zayıflatılmış kuduz virüsüne göre daha istikrarlı olması gösteriliyor... Klasik aşı, yaz sıcağından kaçınmak için ilk ve sonbaharda yapılır. Aşılama zamanı Kuzey Avrupa'dan sıcak ülkelerde daha geniş ve esnektir. özellikle Hindistan ve Kuzey Afrika gibi kuduzun ciddi bir sorun olduğu bölgelerde sık sık kuduz aşı kampanyaları yapılabilmekte. • Tilkileri aşılamak için yeni aşının kullanıldığı yerlerde hiç çiçek lezyonunun görülmemesi ilginçtir. Ancak Tüblngen'deki viroloji laboratuvarından James Cox, yabanıl ortamdakı hayvanların bağışıklık kazanmasını sağladığını kesin verilerie görmedikçe Transgene'in yeni aşısına güvenmeyeceğini belirtiyor. Oysa her iki aşının da kullanıldığı bölgelerde kuduz vakalarının sayısının büyük oranda düştüğü belirtiliyor. Canlı kuduz virüsleri veya canlı çiçek virüsleri içeren aşıların hangisinin daha etkin olduğu sorusunun yanıtı, kentlerde kuduzu yok etme çalışmalarından alınacak sonuçla verilebilecek. Hastalık yok edilince klasik aşı ya da yeni aşının ticari çekiciliğinin bir anlamı kalmayacak. Asıl para aşının ihracından kazanılacak. Avrupa Topluluğu, halen Çekoslavakya, Yugoslavya ve Doğu Almanya sınırında sürdürülen kuduz kampanyalarımn harcamalarına katkıda bulunuyor. Özet çevlri: Orhan Çlzmecl, Now Scientlst, «ayı 1718. ünümüzde genetik mühendisleri, bir bitki türünden diğerine genler naklederek yeni çeşitler üretiyorlar. Ancak bu gen naklinin gerçekleştlrilebilmesi için "lletlcl genler" kullanmak gerekiyor. Bu genler, alıcı bitkiden hangi hücrelerin yabancı DNA'yı kabul ettiğini belirlerler ve bu bilgiler doğrultusunda protein üretirler. ABD'deki moleküler genetikçiler yeni bir tür iletlcl gen buldular: Bu gen, hücrelerin çıplak gözle görülebılen kırmızı bir madde oluşturmasını sağlayarak, belirleme işlemıni kolaylaştırıyor. Georgia Üniversitesı'nden ve Pioneer HiBred Internatinal'dan araştırmacılar mısırdan alınan ve Lc olarak adlandırılan bir gen kullandılar. Bu gen R grubuna aittir (mısır hücrelerinde oluşan anthocyanin adındaki renk maddesinin yerini, zamanını ve oranını denetleyen gen). Araştırma ekibi, genin geri kalan bölümünü denetleyen DNA'nın normal sırasını çıkarıp bunun yerıne, genin tüm hücre turlerinde işlenmesini sağlayan başka bir kontrol düzeni koydu. Bu tarklı geni bitki hücrelerine yerleştirdiklerinde, hücreler anthocyanin ürettiler ve herbirinin rengi parlak kırmızıya dönüştü. Yeni geliştirilen bu belirleyicl genin yardımıyla bilim adamları biokimyasal maddelere gerek kalmadan kırmızı maddeyi görebilecekler. İnceledikleri doku yüzeye yakınsa bitkiyi zedeleme sorunu ortadan kalkacak. Genetiksel olarak bozulmuş hücreleri belirlerken şimdiye dek kullanılan yöntemler bunların ölmesine neden oluyorlardı; başka iştemler ise değişik olan ve olmayan hücre sıralarını ayırmada yetersiz kalıyorlardı. Araştırmacılar mikromermilerle Lc genini mısır dokularına bombaladılar. Genetik açıdan değiştirilmiş hücre, büyüyen bitki içinde yayıldıkça, kırmızı damarın gelişimi görülebiliyor. (New Sn, 1715 a.h) Yeni bir bitki hormonu O nce yasemin çiçeğinin koku maddesinin eterli yağlarında keşfedilen yasemin asidinin yüksek bitkilerde hormona benzer bir işlev yüklendiği sanılıyor. Doğu Alman/Dresden'li biyokimyacıGüntherSembdner'inçalışmalarına göre yasemin asidi, tohumlu bitkilerde filiz ve kök büyümesini durduruyor. Başka bitki hormonlarıyla birlikte de etki gösteren yasemin asidi elma ve domateste olgunlaşma hormonlarını uyarmakta. Yasemin asidinin tarımsal üretimi arttırması bekleniyor. Bazı tahıllarda başarılı sonuçlar alınmış. Çilek bitkileri yasemin asidi ve salisilik asit kombinasyonu ile daha büyük meyve veriyorlar (Im apectrum, Vol II, Nr. 20/89)