17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

UZAY ARAŞTIRMALARI HABERLER Uzay laboratuvarı projesinde bir Türk Uzayda yerçeklmsiz ortamda gerçekleştirilecek çok önemli bir deneyde, ODTÜ öğretim üyelerlnden Prof. Nurcan Baç da görev alıyor... Deney sonucu, enerji, sağlık ve çevre konularında yeni ve verlmli teknolojiler geliştirilecek. Nurdan Arca 'de çalışan bir Türk Jbilim adamı, Orta Doğu Teknik Universitesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nurcan Baç (40), 1992'de uzaya fırlatılacak mekik ESPİES 53 da (Kâşif) yapılacak deneyleri hazırlıyor. NASA Uzay Mekiği Araştırma Raporunda belirtıldiğine göre uzayda zeolit krlstallerl sentezi yapacak olan bu deneyin sonuçları tıpta ve sanayide önemli yeniliklere yol açacak. Zeolit, dünyamızda doğada kum ve taşların içinde mini kristaller halinde bulunan bir silis alüminyum bileşiği, yani alüminyum silikat olarak tanımlanıyor. Ama bu haliyle pek işe yaramıyor. Oysa sentetik olarak üretilen daha iri zeolit kristalleri (Resim 1) ayırıcı (seperatör) ve katalizör özelliklerinden ötürü sanayide ve tıpta kullanılabiliyor. Uzay mekiğinin yakında yapılacak uçuşlarında gerçekleştirilmesı planlanan "Zeolit Kristalleri Sentezi" deneyinin yüksek verimli ayırıcı/katalizör üretiminde önemli teknolojik sıçramalara neden olması bekleniyor. Uzayın yerçekimsiz ortamında iri zeolit kristalleri elde etmeyi amaçlayan bu projeyi ABD'de bir teknik üniversite olan VVorcester Potytechnic Institute'da görevli dört profesörden oluşan bir ekip yürütüyor: Prof. Albert Sacco Jr. (Proje yöneticlsi, WPI öğretim üyesf) Prof. Nurcan Baç (ODTÜ'den Izlnll, WPI öğretim üyesi) Prof. Anthony Dixon (WPI öğretim üyesi Japonya'da araştırma atılımı U Prof. Nurcan Baç tanelere kapalı kalmaktan kurtulup görece bir normal yaşam sürebileceklerdir. Uzay mekiğinde yapılacak deneylerin amacının iri ve kusursuz zeolit kristalleri üretebilmek için uzayın benzersiz mikrogravite (yerçekimsiz) ortamını kullanmak olduğunu belirtmiştik. Bu tür kristaller dünyanın yerçekimli ortamında üretilemiyor. Günümüzde sanayide kullanılan zeolit kristalleri 310 mikron büyüklüğündedir. Zeolit Kristalleri projesini yürüten ekip (Sacco, Baç, Dixon ve Thompson) VVorcester Polytechnic Institute'un üniversite laboratuvarlarında 4050 mikron büyüklüğünde kristaller elde etmeyi başardılar. Gene bu üniversitenin laboratuvarlarında üretilen araçların yerleştirildiği uzay mekiğinde 100500 mikron büyüklüğünde zeolit kristallerinin sentezlenmesi hedefleniyor. Dünya koşullannda üretilebilecek en uygun iri zeolitler için gene WPI laboratuvarlarında reçeteler geliştirilmekte. Türk Prof. Nurcan Baç, uzayda iri zeolit kristalleri sentezi yapabilmek için mekiğe yerleştirilecek bilgisayar kontrollü bir fırının prototipini WPI da üretti. (Resim 2) Resimde görülen beyaz silindirik fırınını Prof. Baç ve Prof. Sacco tasarladı. Fırının üstünde görülen 19 tane boş tüpün içine uzayda Zeolit Kristalleri Sentezi yapacak reaktörler yerleştirilecek. Şu günlerde NASA'ya cihaz üreten Teledyn Brown firması bu prototipe göre fırının uçuş tipinin üretimine başladı. Fırın üretildikten ve bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra Zeolit Kristalleri Sentezi deneyi Mart 1992'de uzaya fırlatılması planlanan ESPİES 53 adlı uzay mekıgıne yüklenecek. Mekiğin başka bir adı da USML1'dir (Unıted States Microgravity Laboratory). Uçuş sırasında mekikte yapılacak deneyleri gerçekleştirme görevi proje ekibi yöneticisi Prof. Albert Sacco Jr. a verildi. Prof. Sacco bu amaçla astronot olabilmek için 1990 sonbaharında aday astronot eğitimine başlayacak. NASA uzay mekiği araştırma raporlarına göre bu proje toptan çevre kirliliğini temizlemeye, daha verimli enerji üretmeye yönelik sonuçlarıyla ABO'de mülti milyon dolarlık yeni sanayilerin doğuşuna neden olabilir. ABD Prof. Robert Thompson (WPI öğretim üyesl) NASA'nın "Microgravity Program"ı (Mlkro çeklm Program) içinde yer alan bu projenin amacı dünya koşullannda yapılabllenlerden daha iri boyutlu ve üstün nltellkll zeolit kristalleri üretebllmek.. 3 konuda yeni teknoloji Üretilecek iri kristaller yaşamımızı çok etkileyen konularda insanlara yararlar sağlayabilecek. Yani enerji, çevre ve sağlık konuları kapsamında bu alanlara yeni ve daha verimli bir teknoloji getirerek maliyet düşüşleri, temizlenmiş bir doğal çevre ve yeni tıbbi cihazlar geliştirilmesine yol açabilecek. 1) Güneş enerjisi panellerini geliştirmekte kullanılacak. Ayrıca Petrokimya sanayiinde kalalistlerin etkinliğini arttıracak, bu nedenle üretimde verimlilik artacağı için maliyetler düşebilecektir. Yani petrol ürünleri, benzin, mazot, gazyağı, fueloil, LPG, plastikler, asfalt v.b ucuzlayabilecek. 2) Dünyamızın sularında sanayi atıklarından ötürü biriken ağır metal atıklarını (civa, krom v.b) iyon değiştirici özelliğinden ötürü temizleyebilecek. Böylece yalnız çevrenin kirlenmesini önleme çabalarına kirlenmiş suların etkin bir biçimde temizlenmesi eklenecek. Gene aynı özellikten ötürü dünyamızın karalarını ve sularını sonsuza dek kirletebilen düşük düzeyde radyoaktif atıklar temizlenebüjcek. 3) Ge.ne zeolit kristallerinin tıpta ayırma işlemini kolaylaştırıcı özelliğinden ötürü portatif böbrek diyaliz makinelerı yapılabilecek, böylece böbrek hastaları has luslararası Ticaret ve Endüstrl Bakanhğı (UTEB), .Japon hükümetini önümüzdeki on yıl boyunca araştırma ve geliştirmeye yönelik kamu harcamalarını iki katına çıkartmaya zorluyor. Bu hedef onay görürse Japonya, dünyanın en büyük sivil A/G (Araştırma Geliştirme) bütçesine sahip olacak. UTEB'in önerisi on yılda bir hazırlanan ve geçenlerde Japon hükümeti tarafından açıklanan planın bir parçası. Bu plan, Japonya'nın A/G harcamalarının gayri safi milli hasıla içinde bugün %0.46 olan payını %1'e çıkarmasını gerektiriyor. Bugün ABD, Batı Almanya ve Fransa %1 'den biraz fazlasını, ingiltere ise daha da azını harcıyor. Batılı ülkeler hükümetleri A/G bütçelerinin aşağı yukarı yarısını askeri araştırmalara ayırırken, Japonya çok daha azını askeri harcamalara ayırıyor. Ülkenin araştırma harcamalarının %80'ini sağlayan Japon endüstrisi, bu durumda temel A/G harcamalarını büyük oranda arttıracaktır. UTEB raporunun ardındaki ekibin bir elemanı olan Satoşi Okumura'ya göre 1990'ların gözde terimi "teknoglobalizm" olacak. UTEB'in 1990'larda Endüstriyel Blllm ve Teknoloji Politikası raporu Japonya1 da bilim alanındaki çeşitli zayıf alanları kapsıyor. Eğıtim Bakanlığı'nın sorumluluğunda olan üniversıtelerdekı koşulların iyileştirilrrraleri gerekli. Raporun ana temasını Japonya'nın bilimsel çalışmalarını bütün dünyayla paylaşma gereksinimi oluşturuyor. Bu saptama tam da Japonya'nın teknolojisini yalnızca kendi fabrikalarına aktarmasına ilişkin yoğun eleştirilerin gündemde olduğu bir sırada yapıldı. Hükümet görevlileri, Avrupa'nın Japon şirketlerini devre dışı bırakmasından korkuyor. Bir başka örnek de ABD'nin hassas konulardaki bilimsel konferanslara yalnızca Amerikan vatandaşlarını almak şeklindeki giderek yaygınlaşan uygulamaları. Okuınura şöyle diyor: "Kısa süre önce süper iletkenlik konusundakl bir konferansa yalnızca Amerlkalılar alındı. Boyle bir kosulun belirlenmesini siddetle kınıyoruz." UTEB'e göre engelleri yıkmanın bir yolu, yabancı araştırmacıları eşit koşullarda, ortak araştırma projelerinde çalışmak üzere davet etmektlr. Süpersonik uçaklar ve otomatik fabrikalar geliştirme konusunda ortak çalışma davetlyelerf gönderllmiş bulunuyor. Ancak Batılı şirketlerin çoğu bu tür projelerden kuşkulanıyor. Çünkü Japon rakiplerinin elinde, araştırmanın sonuçlarını istismar etmelerini sağlayacak kadar fazla kaynak var. (g.a.) "Teknoglobalizm" Yukarıda zeolit kristalleri kesiti göruluyor. 12 lJrol Uaç vo <ıtk<ı<l<ı$l<ırı. u/ttytı ijıdoctık t>ıl gısayar konUolhı lııının fiıotolif» ıln Imlıklo ;/<> ruluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle