18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T HAYVANLAR DÜNYASI kiler oluşturur. Yılın büyük bir bölümunde, yaşlı ve deneyimli dişiler tarafından yönlendirilen sürüler halinde dolaşırlar. Bo$alar çiftleşme zamanı dışında, dişiler ise doğum aylannda sürüden ayrı yaşar. Gündüzleri, ormanın güvenceii kesimlerinde dinlenen geyikler, aksamları tarlaçayır, akarsu ve bataklık kıyılarında otlamaya çıkar. Uzun ve ölümcül çiftleşme töreni Bayağıgeyik ve maral geyiğinde kızışma dönemi, boynuzlarının gelişip vücudunun semizlendigi eylül ayı sonlarında başlar; ekim ayının ilk yarısında en yüksek noktasına ulaşır. Alageyikte ise kızışma dönemi bu iki türe göre bir ay gecikmeyle başlar. Kızışma ve çiftleşme istekleri, sabah ve akşam saatlerinde sık sık yinelenen böğürmelerle kendini belli eder. Erkeklerin boynuzları, uzaklardan da rahatlıkla seçilebilecek biçimde parlak kırmızı bir renge bürünür; yeleleri kabarır ve heybetli bir görünüm alır. Bu devre'de, dişiler, özel bir koku yayarak çiftleşme duygularının uyandığını belli ederler. Kokuyu alan boğalar, tahrik olarak sürülere yaklaşır. Bu aşamada, boğalar arasında kimi kez ölümle sonuçlanan bir kavga başlar; kaslar gerili, sırt kamburlaşmış, dil dısarıya sarkmış ve ağız köpüklü bir biçimde boğuşma saatlerce sürer; boynuzlar kırılır, bazen birbirine dolaşır ve öylece birlikte ölürler. Kavga sonunda, yenilen geyik, çiftleşme yerini terkeder ve kendisine başka bir yer aramaya koyulur. Bunca tören, birkaç saniyelik çiftleşme içindir. Bu zaaf, dişide çiftleşme isteminin sürdüğü 23 gün içinde sık sık yinelenerek giderilir. Çiftleşme sonunda, bitkin duruma düşen boğalar, ormanın sıklıklarına çekilir ve günlerce süren uykuya dalarlar. Dişiler, yaklaşık 3334 haftalık bir gebelikten sonra bir, kimi kez iki yavru dünyaya getirirler. 10 ay kadar annelerini emen yavrular, 1.5 yaşında çiftleşme yeteneğini kazanırlar. D Yaban hayatımızın simgesi: Geyikler Esat Korkmaz Ben de gittim alageyik avına Geyik çekti beni kendi dağına Tövbeler tövbesi geyik avına Siz gldin kardeşler kaldım kayada... (Geyik avına düşkün bir köy delikanlısının av sırasında ölümü üzerine yakılan türküden) olklorumuza ve erginlik çağına girip kadın görünümü kazanmak anlamında "geyik etine girmek"; hiçbir zaman gerçekleşmeyecek işler anlamında "geyikler kırkımında" deyimleriyle günlük dilimize giren geyikler; diğer yaban hayvanları arasında, duygusal olgunluk bakımından en ileri durumda bulunanlardır. Dünya üzerinde yaklaşık 40 türle temsil edilmelerine karşın, kimi tür ve alttürlerinin soyu tükenmek üzeredir. Geyikler, çifttoynaklılar (artiodactyla) takımının, geyikgiller (cervidae) familyasını oluşturan, erkeklerinin başında her yıl atılıp yeniden çıkan uzun ve çatal boynuzlar bulunan memeli hayvanların ortak adıdır. Literatür kayıtlarından, üç geyik türünün memleketimizde yaşadığı anlaşılmaktadır. Bunlar, bayağıgeyik ya da ulugeyik adlanyla bilinen (cervus elaphus); maral ya da maralgeyiği adlarıyla tanınan cervus elaphus, maral ve alageyik diye bilinen dama damadır. Bugün sayıları azalmış olmakla birlikte yakın geçmişe değin bayağıgeyik ve maral, Adapazarı'nın Karasu ve Akyazı, istanbul'un Çılingoz, Kırklareli'nin Demirköy, Uşak'ın Banaz, Çanakkale'nin Yenice, Bolu'nun Gerede, Içel'in Tarsus ile Çorum, Eskişehir, Kahramanmaraş, Elazığ, Manisa ve Balıkesir dağlarında yaygın biçimde yaşamaktaydı. Soyları tükenlyor F Güney Avrupa ve Anadolu kökenli olan alageyiğin ise soyu yokolmak üzeredir. Daha düne kadar (1966 sonları), Akdeniz kıyı kuşağı, Kocaeliyarımadası, Enez, Bandırma dağlarıyla Kazdağı eteklerinde yaşamaktaydı. Günümüzde, avcıların kurşunlarından kurtulma olanağı bulan çok az sayıdaki alageyik, Antalya ve Manavgat dağlarında, yakın gelecekte üzerlerine çevrilecek bir silahın namlusunu beklemektedir. Bu hayvanlara yönelik yaptırımdan uzak avlanma yasakları ıse göstermelik olmaktan öteye gitmemektedır. Kimi bölgelerde kurulan üretme sahalarında çoğaltılıp doğal örtamlarına salınarak soyları korunmaya çalışılmaktadır. Bayağıgeyik ve maral geyiği, 22.80 m uzunluğunda, 1.35 m yüksekliğinde, 100250 kg ağırlığında; başı ince yapılı, boynu orta uzunlukta, dolgun vücutlu, omuz kısmı sağrısından biraz daha yüksek, kısa kuyruklu bir hayvandır. Altdudağında, ağzının kenarlarına doğru uzanan siyah bir leke bulunur. Gözün burna yakın kenar kısmında, 'gözçukuru' denilen bir parça vardır; içerisinde, bir bezin salgısından oluşan, zamanla sertleşen, önceleri kötü, ancak sonraları hoş bir koku yayan bir madde bulunmaktadır. Eskiden, halk hekimliğinde bu madde kimi hastalıkların iyileştırilmesinde kullanılmakta idi. Bu türden kör inançların, geyiklerin katledilmesinde etkin rol oynadığı da bir gerçektir. Üstte sert, altta ince ve kısa kıliardan oluşan postu, mayıs ayında, esmerimtrak kırmızı; ekim ayında ise koyu kahverengi ile külrengi arasındadır. Erkek geyikler, doğduğu yıl boynuzsuzdur; ikincl yılın ilkbaharında ilk boynuzları çıkar. iki yaşını tamamladığında bu boynuzlar da düşer ve yerıne yenileri çıkar. Sonraları her yıl atılıp yeniden çıkan bir anadal ile bundan ayrılan çatallardan oluşan bir boynuz yapısı şekillenir. Alageyik diğer iki türden büyüklük bakımından daha küçüktür. 1.301.40 m uzunluğunda, 0.90 m yüksekliğinde, 100125 kg ağırlığındadır. Boynu ve bacakları daha kısa, ancak kuyruğu daha uzundur. Postu, yaz aylannda pas kırmızısı, kış aylannda ise koyu ya da açık esmerimsi gridir. Boynuzları yasşı, uç kısmı yaba ya da kürek biçimindedir. Sosyal yaşam Yaban hayatının sakin üyelerinden olan geyikler, çevresinde yer yer açıklıklar bulunan sık ormanlar ile akarsu ve bataklık kıyılarında yaşarlar. Besinlerini, katırtırnağı, böğürtlen yaprakları, yumuşak ağaçların kabuk ve dalları ile ökseotu gibi bit gcyıklvr arasında kimikez ölumle sonuçlanan kavgâlâr 24
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle