17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇEVRE Bİ LİM Y A Y I N Karadeniz'in son fokları can çekişiyor Daha 10 yıl önce İstanbul Boğazı'nın kıyılarında bile Akdenizfokları yaşıyordu. Bugün çok az sayıda Akdenizfoku, Çilingöz koyu kayalıktarında (Kastros) yaşam savaşı veriyor. Esat Korkmaz 05 yaşlarında zihinsel gelişme Yazan: Prof. Dr. Ali Sadi Gitmez V yayınları, 224 sayfa C oğumuz, Istanbul'un yakın çevresinde Akdenizfoku'nun (monachus monachus) yaşadığını bilmez. . Uzak geçmişe gitmey^ nerek yok. 1979 yılı içinde yapılan bir araştırmayla Karadeniz'e açılan istanbul Boğazı'nın, Anadolu ve Rumeli kıyıları ile Trakya'nın Karadeniz kesiminde, ÇlllngözÇamlıköy (Kasatura ya da Kastros) arasında uzanan kayalık sahillerde, Akdenizfoku'nun yaşadığı saptanmıştı. Aradan geçen 10 yıl içinde, Boğaz'ın Karadeniz çıkışı da kirlendi; balıkçıların "kutsal" dostu Akdenizfoku, buralan terk etti. Bugünlerde, az sayıdaki üyesiyle Çilingöz koyu çevreslndekl kayalıklarda, yaşam savaşı veriyor. Gerekli korunma önlemlerinin alınmaması durumunda, yakın gelecekte, Batı Karadeniz'de yaşayan Akdenizfoku türü, tümüyle ortadan kalkacaktır. Akdenizfoku,koyu kahverengidir; karnında, kirli beyaz bir leke vardır. Erkeği ve dişisi birbirine benzemekle birlikte erkeği biraz daha iridir. Çiftleşme ve yavru yetiştirme dönemlerini, ıssız kumsallarda ya da deniz mağaralarında geçirirler. Yeni doğan yavrular yaklaşık altı hafta sonra suya girebilir. Kısa ve kadifemsi tüyleri, mekik biçimi bedenlerini nemden çok iyi korur. Güçlü duyu kılları bulunur. Kısa olan bacakları palet ya da yüzgeç biçimini almıştır. Besin deposu olan deri altındaki yağ katmanı, aynı doğumdan sonra döInsan yavrusununnıspeten çok kısa olanbirkaç yıllıkoluşnemdeki hızlı gelişim temposu göz önüne alındığında, insan ömrüne göre bu sürenin tuğu bir zaman dılimı olduğu görülür. Çocuğun sinir sistemi bu zaman diliminde olağanüstü hıdı bir gelişim gösterdiğinden, bebeğin ilk günlerinden itibaren nörolojik gelişimin izlenmesi, sinir sistemindeki olası bozuklukların erken teşhisi yönünden büyük önem taşır, çünkü günümüzde nörolojik özürlerin erken dönemde saptanması halinde, gelişen tedavi yöntemleriyle tedavi olanakları çok yüksektir. Oysa aynı özürler ileri dönemlerde teşhis edildiğinde tedavi şansı çok azalmaktadır. Bu nedenle çocuğun zihinsel gelişmesinin ana baba tarafından anahatlarıyla izlenmesi ve olağan gelişim çizgisınin bilinmesi, muhtemel zihinsel özürlülerin erken dönemde tanınarak başarıyla tedavisini sağlayacaktır. 05 YAŞLARINDA ZİHİNSEL GELİŞME adlı kıtap, tüm ana babaiarı en değerli varlıkları olan çocuklarının zihinsel gelişimi karşısında uyanık davranmaya ve bebeğin şaşırtıcı bir öyküye benzeyen yaşama uğraşını izlemeye çağırıyor. Kitap, özgün yanıyla yazarın kendi çocuğunun gellşmelerini günce olarak verirken çocukların gelişim sürecinde uyması gereken standartları sıralıyor. Bunları yaparken tekdüze bir anlatıma düşmeyen yazar, modern psikanalitik görüşleri okuyucuya sunuyor; anababaya çocuğun gelişimine katılmanın, onun iç dünyasına girmenin, onu gerçekten anlamanın yollarını gösteriyor. Sonuçta elimizdeki kitap, ne sığ bir "gelişim rehberi" ne de kuru bir bilimsel çalışma. Bılimsellıkten ödün vermeyen, ancak bir oyun öğretircesine zevkle ve akıcı okunan özenli bir yapıt. 05 YAŞLARINDA ZİHİNSEL GELİŞME kitabında çaresiz bir bebekten topluma katılan bireye doğru uzanan yolun zaman ölçüsü olarak kısa, ancak gelişme hızı açısından dev "adımların" nasıl atıldığı anlatılıyor. Ünlü bir Rus yazarının dediği gibi "yeni doğan bebekle aramızda çok uzun mesafe var. Oysa altı yaşındakı çocukla aramızdaki mesafe yalnızca bir adım." Daha önemlisi, amacımız insan yavrusunun bu dev adımları tökezlemeden atmasını sağlamak olmalı. Bu, her ana babarıın önemini kavraması gereken bir görev ve sorumluluk. Diğer ülkelere kıyasla yurdumuzda oldukça sık görülen akraba evliliği, genetik yönden zihinsel gelişim bozukluğu yönünde hatırı sayılır bir risk faktörü oluşturduğundan zihinsel özürlülerin erken evrelerde saptanması ülkemiz için ayrıca önem taşıyor. Her yıl yurdumuzda 1.5 milyon doğum gerçekleştiği ve her 1000 doğumdan 13 tanesinin zihinsel özürlü spastık çocuk olarak yaşamını sürdürdüğü göz önüne alındığında (bu, yılda 10003000 spastik çocuk demekır) sanırız 'zihinsel gelişme' konusunun 'aşılama' kadar üzerinde durulması gereken bir çocuk sağlığı sorunu olduğu kendiliğinden açıklığa kavuşur. • ., %. f zamanda hayvana yüzme kolaylığı sağlar ve vücudunu dış ortamdan yalıtır. 1000 fok kaldı Eskıden Akdeniz'in birçok yöresinde, bu arada Batı Karadeniz'den Akdeniz'e değin uzanan kıyı şeridlnde, yaygın olarak yaşamaktaydı. Son 30 yıl içinde, özellikle, tatil turizminin gelişmesi, deniz ve gürültü kirliliğinin artması sonucunda hızla azalarak, soyu tükenmek üzere olan bir tür durumuna geldi. Bugün, çogu Doğu Akdeniz'de yer alan, Türkiye'deki kimi yörelerın de içinde bulunduğu az sayıdaki kolonide, yaklaşık 1000 kadar Akdenizfokunun yaşadığı samlmaktadır. Köklü bir araştırma yapılmamış olmakla birlikte, Batı Karadeniz'de yaşayan Akdenizfoklarının, son "birkaç" üyesiyle Çilingöz koyu çevresindeki kayalık kıyılarda yaşam savaşı verdiğini söylemek abartma olmaz. Foklar: 18 memeli türünün ortak adı ok, yüzgeçayaklılar takımının (pinnipedia) irikulaklıgiller (otâriidae) famılyasını oluşturan 13 ve fokgıller ya da denizköpeğıgiller (phocıdae) famılyasını oluşturan 18 memeli türunün ortak adıdır. Fokgıller (denizköpeğıgiller) familyasının üyelerı, gerçek foklar ya da kulaksız foklar olarak bilınif. Foklar genelde üç öbeğe ayrılır: ilk öbeği arktıka çevresı bolgelerde yaşayan sakallıfok (erıgnathus barbatus), ebrulufok (pusa cınsınin üç türu), Grönlandfoku (papophılus gröenlandicus), balonlufok (cystophora cnstata), çizgilifok (hıstrıophoca facıata), denizineği (phoca vıtulina) ve grlfok (halıchorpus grypus); ikinci öbeği Antarktıka'da yaşayan denizleoparı (hydrurga leptony*), yengeçfok (lobodon carcınophagus), VVeddellfoku (leptonychotes vveddellı) ve Rossfoku (ommatophoca rossi); üçüncü öbeği ise tropik ya da astropik bolgelerde yaşayan, Akdenizfoku'nun da içinde bulunduğu, keşfşfoku gencl adıyla bılinen türler oluşturur. F Diğerleri de tehlikede Düpyada, keşişfoklarımn diğer Ikl türü de tükenmek üzeredir. Buna postu, yağı ve etı için yapılan yoğun avlanma ile deniz ve gürültü kirliliğl yol açmıştır. Ulkemiz denizlerinde yaşayan Akdenizfoku'nun sayıca azalmasının nedeni, genelde avlanma değildir. Balıkçılarımız tarafından Akdenizfoku'nun avlanması "uğursuz" kabul edilir. Sabah balığa çıkarken Akdenizfoku'nun balıkçıya görünmesi, o gün "Islerln İyi gldeceği " anlamını taşır; en azından, atmosfer olaylarına karşı da son derece hassas olan Akdenizfoku'nun yüzüş biçiminden ve davranışlarından, gün içinde havanın nasıl gideceğini anlarlar. Ayrıca, insanlarla duygusal iletişimler kurabilen bir memeli türüdür Akdenizfoku. 1979 yılında Fenerli bir balıkçının, iki günde bir kayanın üzerine dinlenmek üzere uzanan Akdenizfoku'nu gidip okşaması, onun da buna yanıt vermesi, çarpıcı bir örnektir. Boğaz sularının kirliliğine, kentin ve deniz trafiğinin gürültüsü eklenince, Akdenizfoklarının bu kesimdeki yaşama alanları ortadan kalktı. Bugün için Batı Karadeniz'in en temiz koyları arasında yer alan Çilingöz çevresinde, yakın geiecekteki ölümlerini bekliyorlar. D Bizim fok türü Keşışfoku dendiğınde monachus cinsinın üç türü akla gelir; Karayıpkeşışfoku (monachus tropicalis), Havvaiikeşışfoku (monachus schauınslandi) ve Akdenizfoku (monachus monachus). Bu üç tür, özellikle (V) biçımlı arka ayaklarıyla tanınırlar. Yavruları, kahverengı ya da sıyah, erişkinlerin üst bölümlerı koyu boz ya da kahverengı, alt bölümleri ıse soluk renkte ya da beyazdır. 23 m. uzunluğunda, 225275 kg. ağırlığındadır. Balık ve yumuşakçalarla beslenirler. IJ 18 Ismaıl Murat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle