17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AR A Ş T I R M A Jean Michel Cousteau Gizli kalmış meyve ve sebzeler geliyor A Dolgun chehmoyalar Doğa olumlu cevap veriyor Beş kıtanın kanını iliğini kurutan sömürücüler, nasılsa kurtulmuş tek tük sağlam yere, iştiha ile bakarak ellerini ovuşturuyorlar. Öte yandan doğa, kendisini korumak için harcanan her ciddi çabaya olumlu cevap veriyor. Dünya Günü'nden mesaj ltı yüz yıl boyunca, And Dağları'nda gizli kalmış pek tanınmayan bir dizi meyve, sebze ve hububatın tüm dünyada tüketilebilmesi için çalışmalar yapılıyor. Bilim adamlarına göre tüm bu yiyecekler, özellikle de Üçüncü Dünya ülkeleri için ucuz besin kaynağı olabilecek nitelikte. Bu garip ve tatlı yiyeceklerin çoğu farklı ülkelerde yetiştirilmeye başlandı. Protein, demir ve amino asit yüklü Ouinod adlı hububat, Kanada'da başarı ile yetiştirildi. Kimi zaman "Andların incisi" adı verilen cherlmoya Yeni Zelanda, Meksika ve Kaliforniya'da yetıştiriliyor. Kremaya benzeyen içi muz, vanilya, hindistancevizi karışımı bir tat bırakıyor insanın ağzında. Diğer bir çeşit de üzerinde mor şeritler olan, sarımtırak renkte, yumurta şeklindeki peplno. Tadı hafif bal tadını andırıyor. Domatesin kuzeni olan pepino çok yönlü bir meyve. iştah açıcı ya da yemiş olarak kullanılabileceği gibi dondurulabilir, pelte yapılabilir, şişelenebilir ya da konserve yapılıp da saklanabilir. Kuşkusuz bu İnka meyveleri, biraz pahalı. Daha ucuz yumrulu sebzeler yucalar, jlcamalar, manloclar kitlesel tüketim şansları fazla olanlar. Kimi And biberleri ağız yakan acılıklarıyla Vietnam, Meksika yemeklerine tat katıyor. Meksika ve Peru "fatihlerine" göre ise inkalar, "vahşi, cahil ve barbardı." Oysa Avrupa'nm, zehirli olduğu gerekçesiyle domatese elini sürmediği bir dönemde, İnkalar, kendilerine özgü bir yöntemle beyin ameliyatı yapabiliyor, inanılmaz bir doğrulukla hava tahminlerlnde bulunabiliyor ve eski Roma büyüklüğünde bir imparatörluğu besleyebiliyordu. Pizzaro ve adamları tuzlu domuz eti ve çürümüş lahana yemekten bitkin düşmüşken topraklarını işgal ettikleri insanlar kuru eti dondurmasını, patatesten bibere şaşırtıcf çeşitlikte yenilebilir besin yetiştirmesini biliyordu. Bu yiyeceklerden domates, lima fasulyesi gibi bir bölümü Eski Dünya'ya giderken yüzlercesi de Andlar'da kaldı. inkalar, her türlü iklimde ekim yapmayı, verimsiz topraklarda bile ürün almayı becermiş bir toplumdur. ispanyol kâşif Hernando "krallıkta hiç açlığa rastlamadığını" söyler. (ö.u.) D ünya, bundan dörtbeş milyar yıl önce oluşmuştu, bundan dörtbeş milyar yıl kadar sonra da gezegenimiz, tıpkı mum ışığında kavrulup giden sivrisinek gibi güneşin görkemli yalımları arasında kavrulup yok olacak. Bizim uzay gemimiz, ana yurdumuz, ülkemiz, yani Oünya'mız, var oluşunun ortalarında bir yerdedir. Yaşam macerasında insanların ortaya çıkması için tam 40 milyon yüzyıl geçmesi gerekti... Peki ya biz, torunlarımız için aynı uzunlukta bir gelecek umut edebilir miyiz? Biz insanların savunma ve saldırı silahları gülünçtür: Dişler, tırnaklar, yumuşak bir deri, iki bacak üzerinde denge... Pençeler, zırhlar, zehirler, sıçrama ve uçma gücünden oluşan cephaneliklerle karşılaştırıldığında biz sahiden tüy siklet kalırız. Fizik olarak bizlerin hayatta kalmış olması, anormalliktir. Ama Rudyard Klpllng'in Maugli'si, korkunç kaplan Şirhan'ı çalı çırpı ile ateş yakıp kaçırmayı başarmıştı. İnsanın gücü Bizi öteki türlerden ayıran evrensel bllinç, geleneksel hayat mücadelesinde muttak silah olmuştur. Atomu da hayvanları da egemenliğimiz altına aldık, Dünya'nın zenginliklerini sömürdük, evreni ölçtük biçtik. Ne var ki şanımızın doruğa vardığı bir sırada, kendi küstahlığımızın kurbanı oluyor, gelecege kuşkuyla bakıyoruz. İçimizi kemiren kuşku, devraldığımız mirası on kuşaktan da az zamanda har vurup harman savurmamızdan gelmektedir. Çünkü biz, ormanları kestik, yeryüzünü çölleştirdik, kaynaklan tükettik, bir milyon bitki ve hayvan türünün kökünü kuruttuk, Çernobil'i başardık, yeryüzünün ısınmasına yol açtık, haftada bir de denize petrol bulaştırmaktayız. Yılda 100 milyon yeni tüketici demek olan nüfus patlaması, talan bilançosunu daha da dramatikleştirmektedir. Ve şimdi çoktan kanını iliğini kuruttukları beş kıtanın yıkıntısı üzerinde oturakalan sömürücüler, nasılsa kurtulmuş tek tük sağlam yere, mesela Antarktika'ya, mesela bâkir ormanlara iştiha ile bakarak ellerini oğuşturuyorlar. Ama her şeye rağmen, geçenlerde Calypso ile Sumatra açıklarında seyrederken Erebus gemisinin kaptanı Alain Veyser'den bir mesaj aldım. Erebus gemisi ile geçen ocak ayında altı çocukla birlikte Antarktika'ya bir yolculuk yapmıştık, altı çocuk gelecek kuşaklar adına Antarktika'yı sembolik olarak "zaptetmişler"di. "1 şubat tarihinde Nelson Boğazı girişinde 2 mavi balina, Deception Adası yakınlarında da iki ispermeçet balinası, ayrıca 7 şubat tarihinde Livingstone Adası güneyinde iki kambur balina gördüğümü müjdelemekle mutluyum" diyor Kaptan Veyser! Demek ki ara sıra çiğnenmesine rağmen, Uluslararası Balinacılık Komisyonu'nun koyduğu balina avını erteleme kuralı, şayet sürdürülürse, meyvelerini verecektir. Haşere öldürücüleri kullanmaya son verirsek, kuşlarla kelebekler geri dönecekler; Kaliforniya gri balinası, neredeyse tamamiyle yok olmasının eşiğinden döndürülebilindi; korumaya alınmış bölgelerde yaşayan foklar, morslar, denizaslanları keyif içinde gelişiyor, çoğalıyorlar. Hayat direnir. Doğa, kendisini korumak için harcanan her ciddi çabaya olumlu cevap verir. Maugli büyüdüğünde, belki de kendinden sonraki kuşaklara bir dört milyar yıl daha sürebilecek bir yaşamın garantisini bırakmayı başaracaktır.. diye umalım. D Kelebekler gelebilir! Altı yuzyıl kadar önce ilk kez Inka'lar tarafından ekilen yiyeceklerden "Paçay" denilen uzun, beyaz meyveler ve küçük bir fıçıya benzeyen tatlı tanalar. Müjde müjde!..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle