Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TEKNOLOJİ 'Sakal değirmeni'nden bugüne Tarihte sakal: Bazen kölelerin, bazen soyluların özelliği. 4 bin yıl öncenin bronz usturaları ve bugünün kuru/ıslak maklneleri. Derleyen: Ismail Murat limizdeki "sakallı" atasözlerine baktığımızda, sakalın atalarımız için önemli ve saygın bir yeri olduğunu görüyoruz. işte bunlardan birkaçı: "Sakalın yok ki sözün dinlensin", Sakalının altına girmek", "Sakalı ele vermek", "Biz bu sakalı değirmende ağartmadık", Sakalı saydırmak". Yakın tarihimize kadar sakalsız bir ün "Sinekkaydı tıraş'ın öyküsü S alâh Birsel 'Yaşlılık Günlüğü'nde 20 mart salı günü sakalına dair şunları yazmış: "Üç ay, sekiz günlük sakalımı bugün kestirdim. Gitti sakallı Salâh, geldi matruş Salâh. Oh be, dünya varmış. Bütün gün sakalla boğuş dur. Nedir o, ağzımı biraz sabunlasam sabunlar, kılların ucundan, lop, koynuma. Al sana zorunlu banyo. Burada korkunç gerçeği açıklamalı mıyım yoksa susmalı mıyım? Sakallar su ile sabunun yüze değmesine de engel olur. Oysa ne güzeldir onların şap şap yüze çırpılması, yüzden sürülmesi. Sakalla tam bir Cezanne'dım. Kimi gün de Argenteuıl'de kayığının içinde sabahtan akşama resim boyayan Claude Monet. İşin tuhafı, berber bir türlü sakallarımı kestirecegime inanmadı. Birkaç kez: 'Yani bütün sakal alınacak mı?' diye sordu. Berberin tıraş makinesi yüzümde dolaşmaya başlayınca Victor Hugo, Hazreti Musa, Bernard Shaw ve Sakallı Celal birer birer sakalıma basıp geçtiler. Sonunda o ekşi, pejmürde suratımla başbaşa kaldım. Berberden çıkarken, dükkânın önündeki BostancıKadıköy dolmuş durağında pinekleyen bir şoför, 'Yazık ettin sakalına1 dedi." Sakalı, erkek çehresinin kozmetik bütünleyicisi olarak görenlerimiz çoktur. Di lü Türk büyüğünün olmayışı, erkek yüzündeki kılların önemini ayrıca gösteriyor! Yirminci yüzyılın başında gözden düşen sakal, Cumhuriyet'ten sonra uzun süre toplum yaşamında kendine yer edinemedi. irticanın çember sakalı, gazetelerdeki yobaz karikatürleriyle karanlık güçlerin simgesi oldu. Sakalın tarihimizde yeniden gündeme geldiği yeni bir dönem, YÖK sayesinde açıldı. YOK ıle gelen "sakalbıyık yönetmeliği" böylece öğretim üyelerinin yüzündeki kılları denetim altına aldı. Sakaldan söz açılınca karşımıza bir de sakalın kesilmesi, yani "sakal tıraşı" çıkıyor. Bizim burada asıl söz edeceğimiz Tıraş köpüğünden hoşlananlar artık elektrikli makinenin pahalılığından vazgeçmeyecek. Islak/kuru tıraşa elverişlı makineler, suyun altında temizlenebiliyor. Yeni yöntem, kuru tıraştan daha sağlıklı ve temiz. konu da sakal tıraşının geçmişten günümüze serüveni olacak. Sakal kılı 0.2 milimetre kalınlığındadır, her gün 0.5 milimetre uzar. Sakal tıraşının tarihçesi isa'dan önce üçüncü bin yıla kadar gider. Tarih boyunca sakal tıraşı ve sakal bırakma konusunda gelenekler sürekli değişmiştir. Sakal, kimi zaman erkeğin tüm onurunu temsil etmiş, kimi zaman hiç istenmeyen bir fazlalık oluvermiştir. Asur ve Babil erkekleri için sakal erkeğln şerefi anlamına geliyordu; kölelerin sakal bırakmaya hakları yoktu. Romalılarda ise sakal tıraşı tersine özgiir erkeklere özgü bir ayrıcalıktı. Sakal tıraşı için bulunan teknikler kimi zaman dehşet verici olabiliyordu. Neyse ki konforlu sakal tıraşı arayışı çeyrek yüzyıldan uzun süredir elektrikll tıraş maklnelerinin icadıyla mutlu sona bağlandı. Yüksek teknoloji sakal tıraşında daha büyük kolaylıklar sağlama peşinde. Bu arada tıraş bıçakları da çift bıçaklı sıstemlere geçerek müşterilerıne daha konforlu hizmet sunmaya başladılar. Bugün bütün dünyada yılda yaklaşık 30 milyon elektrikli tıraş makinesi satıhyor. Avrupa pazarı 140 milyon tıraş olan erkeğe hitap ediyor. Pazarda erkeklerin yüzde 55'i tıraş bıçağıyla ıslak tıraşı yeğlerken, yüzde 45'i elektrikli makineyle kuru tıraşı seçiyor. Batı Almanya'da bu oran 40a 60 elektrikli makine lehine. Oysa Amerlkalı erkekler 75'e 25 oranında çoğunlukla tıraş bıçağıyla tıraş olmayı seçiyorlar. Arkeologlar daha taş devrinde erkeklerin sakallarını kestiklerinden eminler. Es