26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SORUN YANITLAYALIM B İ Lİ M Y A Y I N Faranjit nedir? Afşin'den yazan okurumuz Ömer Akın soruları şöyle: Faranjit nedir? Nasıl oluşur; tedavisi nasıldır? Okurumuzun sorusunu istanbul Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. ismail Çölhan yanıtladı: "Boğazda, küçük dil arkasında, bademciklerin olduğu bölgeye farenks denir. Bu bölgenin mikroplarla meydana gelen iltihaplanmasına faranjit adı verilir. Faranjiti oluşturan nedenlerin başında virüsler ve bakteriler gelir. Çocuklarda faranjitlerin yüzde 95'i virüslerdir. Erişkinlerde ise yüzde 35 oranında bakterilerdir. Bu tür mikroplarla oluşan faranjitlere akut faranjit denir. Faranjitlerin meydana gelmesinde birinci etken mikroplardır. Ayrıca faranjiti kolaylaştıran bazı faktörler vardır. Biz bunlara predispozan kolaylaştırıcı faktörler diyoruz. Yani burnun mekanik oiarak tıkanıklığı, kemik eğrilikleri ve burundaki etlerin büyük olması, alkol, sigara, alerji, beslenme bozukluklaıı, iklim değişiklıkleri özellikle üst teneffüs yollarının diğer hastalıklan gibi faktörler, faranjitin gelişmesini kolaylaştınr. Hastalık, vücutta lokal ve genel belirtiler gösterir. Lokal belirtiler: Boğazda ağrı, yanma, batma hissi, öksürük, yutma zorluğu ve boğazın o bölümünde şişlik ve kızarıklık ile kendini belli eder. Bunlar lokal belirtilerdir. Genel belirtiler ise ateş yükselmesi, boyundaki lenf bezlerinin şişmesi, iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk gibi belirtilerdir. Hastalığın tedavisi mutlak surette istirahat, kalorisi yüksek gıdalar, ayrıca ilaç, vitamin ve nefes açıcı ilaçlarla olur. Eğer akut faranjit tam tedavi edilmezse ayrıca predispozan faktörler halen devam ediyorsa hastalık kronikleşebilir. Ayrıca kronikleşmede şu etkenler de sayılabilir: Ailevi dispozisyon (yatkınlık), dolaşım sistemi hastalıklan, böbrek hastalıklan, sindirim sistemi hastalıklan, endokrin hastalıklar ve gayrı sıhhi ortamlarda çalışma. Bir başka neden de farenkse komşu organların kronik hastalıklarıdır. Kronik faranjitin şekillerini muayene eden hekim saptar. Bunlar şoyle sıralanabilir: Basit tipte kronik faranjit, daha çok gençlerde görülür. Muayenede farenks mukozasında kırmızılık ve üzerinde ufak tipte kabarcıklar halinde lenf bezleri görülür. Yine bu bölgede kurumuş ifrazat vardır ve hasta bunu çıkarmak için gıcık şeklinde öksürmek ister. Hypertrofik şekli vardır. Bu şekilde lenfler biraz daha büyümüştür. Dolayısıyla farenks mukozası kalınlaşmıştır ve hasta genzinde tutkal gibi yapışık ifrazat olduğunu söyler. Üçüncü şekil lateral faranjittlr. Bu tip hastalarda farenksin yan duvarlannda, yani bademciklerin arka tarafında yukarıdan aşağıya inen şerit şeklinde kalınlaşmış mukoza ve lenf bantları görülür. Hasta sabah kalktığı zaman boğazında gerileme, ağrı, sanki bir yabancı cisım varmış gibi durumun olduğunu ve bunu çıkartırsa rahat edeceğini söyler. Son oiarak da atroflk faranjit tipi vardır. Bu faranjit tipinde farenks mukozası incelmiş, pembe görünümünü kaybetmiş, soluk bir durumdadır. Hastanın boğazında kuruluk ve sertlik hissi, yapışkan kabukların bulunması, nefesinin kokması şikayet konusudur. Mukozanın görünümü cilalı gibidir. Kronik faranjit ve faranjitlerin tedavisi vardır. Bütün mesele akut faranjitlerin doğru dürüst tedavi edilmesi, ilaçların doğru alınması ve tam istirahattir. Ekslk tedavi, hastalığı uzatır. Hastanın ailevi yatkınlığı varsa, kronikleştiyse, mevcut predispozan faktörlerin ortadan kaldırılması gerekir. En önemlisi burunda solunumu engelleyen bir kemik eğriliği ve et varsa düzeltilmesi gerekir. Büyük kentlerdeki hava klrllllği de faranjit nedenidir. U dii, hücre içi parazitidir. Özellikle kas ve merkezi sinir sistemi hücrelerinde çapı yüz mikronu bulabilen kistler meydana gelir. Kedl toksoplazma gondii herhangi bir şekil ile sindirim yolundan infekte olduğunda parazit ince barsak hücrelerine girer ve son konakçı olan kedinin ince bağırsak epitel hücrelerinde çoğalarak aseksüel çoğalma sonucu menozoıtler, seksüel çoğalma sonucu ookistler meydana gelir. Kedl dışkısı ile atılan ookistler dışarıda 15 günde olgunlaşarak infeksiyöz hale geçer. Toksoplazmoz, kongenital veya sonradan kazanılmış olabilir. Çeşitli yollarla (ookistlerle bulaşık her çeşit materyal) organizmaya giren toksoplazma gondii hemen her tip hücreyi infekte edebilir ve hücre içinde çoğalır. İnfekte hücrenin çoğalması ile serbest kalan parazit, yakındaki hücreleri infekte ederek kan yoluyla başka organlara taşınır. Kedi kılı ağza kaçtığı zaman kist olabileceğl gibi aynı zamanda kedi ile hiç temasta olmayan kişiler de bunu, çevreye bulaşmış gıdalarla alabilirler. Yeniçağ biliminin YENİÇAĞ BİLİMİNİN DOĞUŞU adlı yapıtın yazan Alexandre Koyre, bilim tarihınde dönüm noktası olrak kabul edilen bir araştırmacı. Bılim tarihinin ünlü ısimlerinden T.S. Kuhn ve P.Feyerabend, Koyre'nin haleflerinden. YENİÇAĞ BİLİMİNİN OLUŞUMU yazarın ölümünden sonra yayımlanan "Etudes d'histoire de la pensee scientifique" (1966) adlı kitabından seçilen 11 yazının çevirisinden oluşuyor. Seçilen yazılar okura bilimin sancılı doğumunu duyumsatmanın yanında, Galilei, Descartes, Leonardo da Vinci gibi çağcıl bılimsel anlıyışı temellendıren bilgilerin çağcıl bir bilim tarihçisınin bakış açısından bize yansımasını sağlıyor. Yeniçağın kökenlerinı Ortaçağ'da araştıran Koyree aslında Ortaçağ'ın hiç de sanıldığı gibi "karanlık bir dönem" olmadığını, bu çağda oluşan olağanüstü verimli bir sanat ve düşün potansıyelınin felsefeye önemlı katkılarda bulunduğunu belırtiyor. Yapıtta çağcıl düşüncenin gözlem, deney gibi temel kavramlarının gelişim süreçlerı, Ortaçağın metolojı çalışmaları gıbı konulara da yer verılmiş. Çağcıl bılımin kökenlerini anlamak isteyenlerın okuması gereken bir kıtap. D Alexandre Koyre I Türkçesı: Kurtuluş Dinçer I Ara Yayınları I 196 s. doğuşu Kedilerde aşı, tüy dökme, parazitler Tüy dökme Kedilerde tüy dökmenin farklı iki faktörü vardır. Bunlardan birincisi yani doğal olanı, mevsim ve çevresel degişikliklere bağlıdır. Oiğeri ise infeksiyöz etkenlere ve metabolik hastalıklara bağlı oiarak şekillenir. infeksiyöz hastalıkların en önemlisi, mikotik ve parazitik hastalıklardır Metabolik hastalıklara bağlı dikkat edilmesi gereken konulardan birisi ve en önemlisi, tek yönlü gıdalarla beslenmeden dolayı meydana gelir. Kedilere kuduzdan başka panleucopeni ve rhinotracheitis aşıları yapılır. Tırnak çekilirse tekrar batarmı? Kronik şekiller Antakya'dan yazan Fazılet Peker, toksoplazma paradtinin kedilerde bulunup bulunmadığını soruyor. Okuyucumuz kedilerln neden çok tüy döktüğünü ve tüylerin kist oluşturmasımn bir parazitie ml llgili olduğunu merak ediyor. Ayrıca kedilere kuduz aşısmdan başka aşı yapılıp yapılmayacağını soruyor. Soruları İstanbul Üniversıtesı Veterıner Fakültesi'nden Araştırma görevlisı Yakut özgür yanıtladı: "Toksoplazmozis, dünyanın her tarafında rastlanan bir protozoon hastalığıdır. Hastalığın etkeni olan toksoplazma gon İstanbul'dan yazan okurumuz Ünal Uslu'nun sorusu tırnak batması ile ilgıli: Batmış bir tırnağın çekildikten sonra tekrar batma ihtimali nedir? Okurumuzun sorusunu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Yener Temelli yanıtladı: "Biz şimdi uyguladığımız tedavi şekliyle batmış tırnakları çekmiyoruz. Ancak çok batmrşsa alıyoruz. Tırnağın üçte ya da dörtte birlik kısmını, yani batan kısmını çekiyoruz. Tırnağın kendisi kalıyor ve bir daha batmıyor. Geriye kalan tırnağı cildin üzerine çıkarıyoruz. Tırnağın durumu çok kötü ise tırnak, yatağı ile birlikte çıkartılıyor ve ftasta tırnaksız kalıyor, bir daha nüksetmiyor. Tırnak batmasının nedenleri arasında taraklı ayaklarda sıkı ayakkabı giymek, yapısal bozukluk ya da tırnak eğriliği sayılabilir. Böyle durumda hastanın mutlaka hekime başvurması gerekiyor. İyi bir tedavi yapılırsa bir daha batmıyor." Ağrı (algolo)i) Derneği taraf ından 3 ayda bir yayımlanan Ağrı dergisınin son sayısı çıktı. Türkıye'de ilk kez ağrının bilim dalı oiarak kabul edilişinin duyurulduğu dergide, bu sayıdaki ağırlık İstanbul Tıp Fakültesi'nde gerçekleştırılen yıllık toplantılardan migren paneline ayrılmış. Moderatörlüğünü Hıfzt Özcan'ın yaptığı toplantıda yer alan konular arasında ise "Migren ağrısı ile uyk ı ilişkisi",'' Migrenin tedavisi'', "Kompli kasyonlu migrenler'', başı çekiyor. Dergide ayrıca açık kalp cerrahısı sonrası göğüs ağrısınıngıderilmesindekiçalışmalarınyanısıraağrı sendromları işleniyor. Editörlüğünü istanbul Tıp Fakültesi Ağrı Ünitesi Başkanı Doç. Dr. Serdar Erdine'nin yaptığı dergınin her sayısında uluslararası toplantılar takvimine de yer veriliyor. (531 31 47) 22
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle