Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H A Y V A N L A R I N D Ü N Y A S I mını sürdürebilmesinl önemli ölçüde tehdit edebilirler. Bu, karıncaların üstesinden kolaylıkla gelebilecekleri bir görev değil. Çünkü zararlı böcekler gece gündüz demeksizin faaliyette. Böyle olunca da ışçi karıncalar günün yirmidört saatınde savunmaya hazır olmak zorundalar. Ayrıca üç milimetre uzunluğu ile Crematogaster, karınca cinslerinin devlerinden de değil. Üstelik iğneleri de bu iş için fazlasıyla uygun olmadığı gibi, karınca asiti de fışkırtamıyor. Bu nedenle biyologlar, uzun süre bu karınca cinsinin ağacını koruyabılmesinin pek mümkün olmadığını düşündüler. Devriye nöbeti Ama buna rağmen karıncalar "ağaçlarının" yüzeyinde sürekli devriye geziyorlar ve ağaca sızmaya çalışanları kararlı bir şekilde gerı püskürtüyorlar. Başka böceklerin yumurtaları ağaçtan aşağıya atılıyor, daha büyükçe sürfelere birkaç karınca birden saldırıyor. Sürteleri parçalayıp birlikte yaprakların uçlarına dek sürüklüyorlar. Yalnızca bazı sürfelerin varlıklarına tahammül ediyorlar, çekirgeler de dahil daha büyük böceklere karşı ise amansız bir savaş veriyorlar. Karınca kolonisi, temizleme harekâtını özellikle ağacın üst kısımları ve taze yapraklar üzerinde yoğunlaştırıyor Oyunbozanlar keşfedilir keşfedilmez birkaç saniye içinde uzaklaştırılıyorlar. Başka yerlerde ağacı zararlı böceklerden arındırmak, iki saate kadar bir zaman alabiliyor. Ağaç uçlarının ve taze yaprakların korunması özel bir önem taşıyor, çünkü bunlar ağacın hayati öneme sahip ve kolay zarar görebilen parçacıkları. Bu yapılmadığı takdirde ağacın gelişimı engelleniyor. Karıncaların muhafızlık hizmetlerının ne denli başarılı olduğunu Brlgltte Flala bir örnekle sergiledi. Üzerinde karınca kolonisi yaşayan Macaranga ağaçları, karıncadan arındırılmış bitkilere kıyasla çok daha Sağlıkhydı. Ama karıncalar yalnızca çevredeki aç böceklere karşı mücadele etmekle kalmıyorlar. Macarangalarla mekân, ışık ve besin maddeleri uğruna rekabet eden tırmanıcı bitkilerle de savaşıyorlar. Frankfurtlu biyoloğun, karıncaların üstünde yaşadığı ağaca yerleştirdiği tırmanıcı bitkilerin dörtte üçü, yaklaşık iki hafta içinde etkisiz hale getirilmişti. (S.N.N.u.W) •mf Karınca ile ağaçların evliliği Tropik bölgelerde karıncalar ile bazı bitki toplulukları arasında kurulan işblrliği ve ortak yaşam, tam bir çıkar birliği şeklinde sürüyor. K arıncaların bitkilerle birlikte topluluk oluşturmaları, tropik bölgelerde yaygın bir olay. Çoğunlukla, her iki tarafa da yarar sağlayân son derece küçük ve uzmanlaşmış ortaklıklar oluşuyor. Böylesine bir topluluk örneğin Malezya1 da minicik bir karınca ile sütleğen otu bitkısı ailesine dahil bir ağaç arasında gelışti. Bu eşit olmaya^ ortaklann ilişkisinın taraflara nasıl yararlar sağladığını, Frankfurt Üniversitesi'nden biyolog Brlgltte Fiala araştırdı. Agaclar (Macaranga triloba) özellikle yol kenarlarında ve ormanın bol ışık aldığı, yani güneş ışımnın güçlü olduğu ve bitkilerin alabildiğınce hızlı geliştıği yerlerde yetişiyorlar. Karıncalar (Crematogaster borneensıs) bitkileri yuva olarak kullanıyorlar. Yalnızca kraliçe yuva kuruyor. Bunu yaparken, ağacın alışılagelmemış özellikleri ona yardımcı oluyor: İkinci ya da üçüncü yaprak geliştikten sonra bitki sapının daha yaşlı bölümlehndeki ilik parçalanıyor. Böylece merkezi bir kovuk ortaya çıkıyor. içi boşalmış sap, kraliçe tarafından dogal bir yuva olarak algılanıyor. Bitkinin içine yerleşerek yumurtluyor. Dört beş hafta sonra koloninin ilk Işci karıncaları yumurtalardan çıkıyor. Bunların sayısı zamanla birkaç onbine dek ulaşabiliyor. Hemen hemen her Macarangaağacı böylesine bir kolonıyi benimsiyor. Içinde karıncaların yaşamadığı, boyu üç metreye dek ulaşmış yetişkin Macaranga ağacı yok gibi. Ancak ağaç, karıncalara yalnızca yasabilecekleri mekân sunmakla kalmıyor, karınlarını kolaylıkla doyurmalarını da sağlıyor. Yapraklarının çıkıntılarında ağırlıklı olarak yağdan oluşan sayısız küçük beyaz besin maddecikleri meydana getiriyor. Bunlar karıncalar tarafından adeta biçiliyor ve yavrulara yem olarak veriliyor Dolaylı olarak bıtkı. "kiracılarına" hayati öneme sahıp kanbonhidratlar da tedarik ediyor. kaynağını kurutmamak için ona bakmak ve özen göstermek gerek. Bunun için karıncalar Macarangalara Önemli yararlar sağlayân "ev işlerim" üstleniyorlar. En önemli görevlerinden birı, ağaçtan, kelebek süıieleri, çekirgeler ve böcekler gibi çeşitli bitki yiyen hayvancıkları uzak tutmak. Doyma bilmeyen bu parazitler büyük zararlara neden olabilir ve bitkinin yaşa Üzerınde karınca kolonısınin yaşadığı Macaranga ağaçları kanncalardan anndınlmış bitkilere kıyasla daha sağlıkhydı. Karıncanın görevi Bu ortaklıktan karıncaların sağladıkları avantajlar ortada. Ancak bu önemlı hayat 24