Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM VE EÖİTİM Temel bîjim araştırmalarında neredeyiz? Prof. Tosun Terzioğlu: Rotasyon az sayıdaki matematikçiyi de dağıttı. Ders verenlerle araştırma yapanlar ayrılmalı. Prof. Namık Kemal Pak: Temel bilimlere olan eski ilgi kalmadı; öğrenci, sosyal prestiji çok olan alanlara kayıyor. Prof. Tarık Pekel: Biyploii, matematik, fizik, kimya gibi temel bilimlerin tanıtımı liselerde iyi yapılmalı, şirketlere spor tesisi kurma şartı gibi araştırma projelerine katkı 7orun!uluöu konmalı. tikçileri 29 yere yaymak son derece yanlış bir şey. Bizim yurtdışıyla ilişkilerimiz zaten çok az, bir de rotasyon olunca bilim adamları kendi içlerinde yardımlaşabilecekleri gruplar oluşturamıyoriar. Dolayısıyla dışarıda araştırmalar yapan bir kişi buraya geldiği zaman çok küçük bir matematik bölümünün içinde izole oluyor. Eğer araştırmaya çok meraklıysa tekrar yurtdışına gitmenin yollarını arıyor ya da araştırmadan soğuyor. Teknoloji hemen üniversitelerde oluşturulabilecek bir şey değildir. Yüksek teknolojilerin temell matematik, flzik, kimya ve blyolojldir. Eğer biz teknolojinin temeline inmezsek, hazır teknolojileri alalım dersek hiçbir zaman teknolojiyi yakalayamayız. U lkemlzde temel billmlerde öğrenlm, araştırma, ilerllyor mu gerlllyor mu? Yeterl kadar arastırmacımız var mı? Öğnncller temel bilimlerl tanıyor mu? Fizik Profesörü Namık Kemal Pak (ODTÜ), Kimya Profesörü Tarık Pekel, (A.Û.) ve Matematik Profesörü Tosun Terzioğlu, biraraya gelerek bu soruları tartıstılar. Tartısmayı Hülya Peker düzenledl. Kendi alanlarınızda temel bilimlerin blr değerlendlrmesini yapar mısmız? Prof. Tosun Terzioğlu: 1930lardan sonra özellikle Almanya'ya çok az sayıda, çok yetenekli öğrenciler gönderilmiş. Daha sonra bu öğrencilerin dönmesi ve Hitler Almanya'sından kaçan bazı matematikçilerin istanbul Üniversitesi'ne gelmesiyle; araya ikinci Dünya Savaşı girmesine rağmen matematik açısından belli bir gelişme oldu. Bu gelişme 1950'lerin ortalarına kadar sürdü. . ve heyecan, giderek daha da azalıyor. Toplumda bilim adamının sosyal ağırlıklı prestiji ve giderek iyi bir yaşam sağlama beklentileri azaldığı için, insanlar temel bilimlere değil, sosyal prestiji çok olan alanlara kaymaya başladılar. Prof. Tarık Peksl: Kimya'da da otuzlu yıllardan sonra Almanya'dan gelenlerle yeni bir nesil yetişmiş; ondan sonra o neslin yetiştirdiği ikinci nesil tümüyle araştırmaya yönelik genç dinamik bir nitelikte. Bunlar büyük üniversitelerde çekirdek oluşturmaya başladılar. Fakat üniversitelerin hızla artması, rotasyonların başlamasıyla çekirdek araştırma grupları dağıldı. Bugün her üniversitede üçbeş tane kimyacı vardır, ama araştırma gnıplannı bulmak zordur. Belki bundan sonra üçüncü nesilde araştırma grupları oiacak, ama şu anda durum kimyada da, fizikten veya matematikten fa.rklı değil. Prof. Namık Kemal Pak: Tarık, bir sonraki nesle umutla bakabiliyormusun; yani 1960'ların sonlarında mezun olmuş kişilerin bilime belli bir katkıları var, sonra gelen nesiller için de aynı iyimserliği taşıyor musun? Prof. Tank Pakel: Hayır, kesinlikle iyimser değilim, ama bir an önce önlemler alınıp bir şeyler yapmak şart. Üçüncü neslin şu anda atılım yapacağı gözükmüyor, benim umudum yok ama bu demek değildir ki yapılmayacak. Eskiden temel bilimlere en yüksek puanları alan öğrenciler alınıyordu. Namık Kemal Pak: Fakat bu olay 60'ların ortasında başlayıp 1970'te bitmiş. lere öğrenci gelmeyişinin en önemli nedenlerinden biri ekonomik; öğrenci mezun olmadan önce iş bulamama korkusunu yaşıyor. Bunun yanı sıra sosyal faktörler de var. Ne yazık ki toplumda araştırmacıya çok az sayıda saygı duyuluyor. Kimyadan örnek verirsek, Türkiye'de kimya sanayisinde pek çok kuruluş var. Bunların hlçblrlnin yönetlm kurulunda, bir akademisyen profesöre veya kimyacıya rastlaması mümkün değil. Fakat Avrupa'da ve Amerika'dakı benzeri kuruluşlarda, hatta başkanlığında bir profesör var. Bizde kamu kuruluşlarının başında ya blr asker, ya da emekli blr polltikacı var, bir akademisyene rastlayamazsınız. Liselerde seminerler verilmell İkinci blr olay da blyolojl, fizik, kimya ve matematik bölümlerinin tanıtımını iyi yapamıyoruz. Lisedeki öğrenci temel bilimlerden mezun olunca ne yapacağını bilmiyor veya burada ne yapılır, bilmiyor. Temel bilimlerin öğrencilere tanıtılması gerekir, bu nasıl olur? Llselere giderek seminerler verebiliriz, televizyona tanıtıcı programlar hazırlanabiiir... Fakat bunu şimdiye kadar yapmamışız, yapmıyoruz. Böyle olunca, öğrenci, kulaktan duyma bilgilerle şu meslekte iyi para var diye tercihini yapıyor. Prof. Tosun Terzioğlu: Temel bilimlerde araştırıcı genç yeteneklere çok ihtiyacımız var, fakat temel bilimlere zaten isteksiz olarak gelmiş insanlara bölümünü' sevdirmek nerdeyse olanaksız. Az sayıda, her yıl 35 tane de olsa isteyerek gelen ve çok yetenekli olan öğrencileri el üstünde tutmamız gerekir. Bunu şuna benzetebiliriz; çoğumuz müzikten anlarız, belki piyona da çalabiliriz. Ama İdll Blret gibi çalamayız. Sanata verilen önem temel bilimlere de Fizik ne durumda? Prof. Namık Kemal Pak: Fizikteki durum da matematikten farklı değil. Modern anlamda bilim adamı yetiştirme çabaları 1930'lardan sonra başlamış; Almanya'dan gelenlerin gelişmeye katkıları matematik kadar belirgin değtl. Çok enteresandır, başlangıç noktası olarak 1930'ları alsak bile; bütün temel bilimlerde olduğu gibi ülkemizde de üretkenlik 196O'lı yılların ikinci yansında başlıyor. Şimdi 400500 civarında doktoralı insan var denildiği zaman bu iyimser bir rakam. Çünkü evrensel bilime katkıda bulunabilecek insan sayısı çok az. Gerçekten evrensel düzeyde bilim yapanları üniversite sayısına bölersek, bu bir yada iki öğretim üyesinı geçmez. Kendımden örnek verirsem ODTÜ'de araştırmalarım sırasında ortaklık yapabileceğim, bilgi alışverişinde bulunabileceğim kişi sayısı son birkaç yıldır sadece bir tane. Bu şunu gösteriyor, güncel bir araştırma konusuna atak yapsanız, eğer siz takılıyorsanız, bir bakıma Türkiye de takılıyor demektir. Doğa bilimlerinden mezun olanların sayısı maksimuma geçtiğinden itibaren beşaltı yıl boyunca, teknoloji açısından Türkiye'de o yıllarda oluşturulan yaratıcı güç Temel bilimlere düşük puan Soru: Temel bilimlere yetenekli öğrenci gelmeylşlnin nedenlerlni açıklar mısınız? Prof. Tarık Pekel: Şimdi temel bilim Matematikçi sayısı az O yıllarda İstanbul Ünfversltesi yayınlarına bakarsanız, yalnızcaTürk matematikçilerinin değil, dünyanın tanınmış matematlkcilerinln de yayınlarını orada bastırmayı tercih ettiklerini görürsünüz. Sonra 1960'lara kadar süren bir duraklama devri başladı. 1960'larda TÜBİTAK'ın kurulmasıyla yurtdışına öğrenciler gönderildi. 1970'lerde ODTÜ'de matematik bölümünün gelişmesiyle araştırma yapan kişiler bir araya gelerek gruplar oluşturdular. Genel olarak Türkiye'de matematikçi sayısı çok az, bugün ülkemizde 29 üniversite var, eğer Türkiye'deki tüm matematikçi sayeını yirmi dokuza bölerseniz çok komik bir sayıyla karşılaşırsınız. Tüm üniversitelerin içinde en fazla öğretim üyesi Yıldız Üniversitesi'nde, bizde (ODTÜ) ise 34 öğretim üyesi var. Avrupa'da bizim kadar öğrencisi olan bir üniversitede bu sayı 7080 civarında, 60ın altında öğretim üyesi olan bölüm fakir sayılıyor. Şimdi bu kadar az sayıda matematikçiyi; özellikle araştırmaya dönük matema Prof. Dr. Namık Kemal Pak, Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, Prof. Dr. Tarık Pekel ve tartışmayı düzenleyen arkadaşımız Hülya Peker.