Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FİZİK BİLİM YAYIN Türkiye'ye atom santrali gerekli mi? Türk Fizik Derneği ve Türkiye Kimya Derneği, konu ile ilgili ortak toplantı yaptı. Doç. Dr. Mehmet Basutçu Nukleer Muhendis, Fransız Atom Enerjisi Kurumu'nda görevli tom çekırdeğının parçalanabılırlığının bulunuşundan bu yana tam ellı yıl geçmış Bılım ve teknolojı tarıhınde çok kısa bır sure sayıiabılecek bu zaman ıçınde hızla gelışen atom fızığı, hem savaş hem de barış ıçındekı dunyanın çehresını değlştırmıştır Atom çekırdeğını oluşturan parçacıklar arasında bulunan ve elektrık yuku taşımayan notronun varlığı 1932 yılında orîaya çıkmıştır 1939 yılında ıse en ağır doğal element olan Uranyum çekirdeğlnin bu notronlar aracılığıyla parçalandığı kanıtlanmıştır Işte, nukleer fısyon dedığımız bu olay, ellı yıl ıçınde siyasal ve toplumsal verılerı alt ust etmış ve yırmıncı yuzyıla atom çağı sıfatını armağan (">) etmıştır iyı ve kötu anlamları vardır bu sıfatın Çunku duşuk ener|ilı bır notronun 235 kutle sayılı uranyum atomunu parçaiaması sonunda, hem buyuk bır enerjı açığa çıkmaktadır hem de ıkı ya da uç yenı notron doğmaktadır Bu nötronlardan bır tanesının başka bır uranyum 235 çekırdeğını parçalaması halınde, kolayca anlaşılabıleceğı gıbı bırbırlerı ardına zıncırleme fısyon elde edılmekte, boylece de devamlı bır yuksek enerjı kaynağı oluşturulmaktadır Nukleer enerjinın barışçı amaçlarda kullanılması, ışte bu temele dayanır Açığa çıkan enerjının buharlaştırdığı suyun turbınlere ıletılen gucunden elektrik uretılmektedır Gunumuzde, dunyada tuketılen elektrık gucunün yaklaşık yuzde on sekızını ureten nukleer santralların ılkı, 1942 yıhnın aralık ayında, yanı nukleer fısyon olayının bulunuşundan tam uç yıl sonra, Chıcago Unıversıtesı'nde, Enrlco Ferml tarafından gerçekleştınlen doğal uranyumlu nukleer reaktördür. Bu barışçı uygulamadan sonra gelelım bu buluşun, aradan bır uç yıl daha geçtıkten sonra somutlaştırılan dehşet verıcı olumsuz uygulamasına yanı'945 yılında 2 Dunya Savaşı'nı noktalayan atom bombası sılahına Yukarıda sözunu ettığımız bır fısyondan doğan ıkı ya da uç nötrondan yalnız bırı değıl de, bırden fazlası başka uranyum çekırdeklerını parçalayabılırse, zıncırleme fısyon katlanarak çok buyuk bır hızla gelışır Sonuç, patlama ve yakma gucu yanında, çevreye saçtığı radyoaktlf atom çekırdeklerının saldığı değışık turdekı ışınlar ve parçacıklarla daha da yuksek bır yok etme gucune sahıp olan atom bombasının ilk türüdur. Kısacası nukleer fısyonun bulunuşunun ardından altı yıl geçtığınde, başlıca uygulama olanakları sınanmış ve o gunden bu yana temel fızık ve teknolojık konularında yenı bır gelışme de olmamıştır Atom bombalarıyla elektrık ureten nukleer santral turlerındekı gelışmeler bır devrımın evrıme dönuşme surecındekı doğal çızgıyı ızlemıştır Nükleer f isyon 50 yaşında Matematik ve Korku A Bu soruların yanıtları, 26 Aralık 1989 gunu, Türk Flzik Derneği ıle Türkiye Kimya Derneği nın ortaklaşa duzenledıklerı "Nukleer Flsyon'un Keşfi'nin 50'ncl Yılı ve Getirdikleri" adlı toplantıda tartışıldı Mıllı Eğıtım Bakanı Avni Akyol'un açılış konuşması ardından Turkıye Kimya Derneği Başkanı Prof. Dr. All Rıza Berkem'ın yonettığı panelde, Turk Fızık Derneği Başkanı Prof. Dr. Gedlz Akdenlz'ın ardından, Turkıye Atom Enerjisi Kurumu eskı ve yenı başkanları Prof. Dr. Nejat Aybers ıle Prof. Dr. Atllla Özmen, dunyadakı ve Turkıye dekı teknolojık gelışmeler konularında bılgı verırken, Prof. Dr. Tolga Yarman da Turkıye'de son otuz yıl ıçınde bu alanda ızlenen polıtıkaların özeleştırel bır yaklaşımla değerlendırılmesını ısteyerek bu uzun sure ıçınde, eldekı olanakların ve beyln gücunün "fısyon"a uğratıldığına değınerek bır bılım adamı olarak sorumlu kışılerın, tek yönlu ve tek yanlı olmaktan sakınarak konuya ulusal, parasal ve teknık boyutlarıyla yaklaşmanın gereğını vurguladı Yayımlayan Aiı Nesln Aziz Nesin'in önsözu Ile Amaç Yayıncılık Kıtabın klmlıği ISBN 9753800012 AMAÇ, Çatalçeşme Sokak 151, Cağaloğlu, Istanbul, Tel 522 11 96, Bırıncı Basım, Ağustos 1989 MATEMAİBBI ve korku 1 Türkiye'de, yaklaşık yırmı yıl suren çabalara, raflar dolusu ınceleme ve araştırma dosyalarına karşın elektrik üreten blr nükleer santral kurulması yolundakı çalışmalar sonuç vermemıştı Acaba bugun ulkemızın böyle bır santral a hâlâ gereksınımı var mıydı? Prof. Aybers ou konuya olumlu yanıt verırken, Türkiye'de bugun gözlemlenen fazla elektrık yerleşık gucunun aslında geçıcı bır şışkınlığın belırtısı olduğunu ve ıkı bınlı yıllarda tuketıme yanıt verebılmek ıçın şımdıden nukleer santralların kurulması yolundakı göruşlerını yınelıyordu Prof. Yarman, enerjı ve sanayı kalkınma planlarının uyumlu olması gereğını vurgulayarak gunumuzdekı çelışkılere yol açan polıtıkaları ya da plansızlığı eleştırıyordu Prof. özmen ıse eldekı beyın gucunu dınamık bır çızgıde gelıştırmek, yenı elemanlar yetıştırmek ve nukleer reaktör fızığı, nukleer yakıt teknolojısı gıbı alanlarda yenı uzmanlık dalları oluşturmak ıçın, TAEK olarak, 25/50 megavat gucunde kuçuk bır nukleer santral kurulması yolunda çalıştıklarını söyluyordu Panel sırasında, Turkıye Elektrık Kurumu'nun fazla elektrik uretımını İtalya'ya satmaya, hem de kılovat saatını, ulkemızde geçerlı olan fıyatın uçte birine satmaya çabaladığı öğrenılıyordu Turkıye, bugun tukettığı 45 teravat saate (45 mılyon kılovat saat) karşın, toplam 80 teravat saat elektrık uretecek bır yerleşık guce (yaklaşık 15 jıgavat dolayında) sahıptı Uretım fazlası bu farktan doğmaktaydı Bu konumu geçıcı bır şışkinlık olarak nıteleyen nukleer santral taraftarlannın yanı sıra, yukarıdakı verllerin aslında doğru olmadığını, toplam yerleşık gucun yuzde kırkını oluşturan hıdrolık santralların kuraklık sonucu barajlardakı su duzeyının duşuk olması nedenıyle aslında sureklı olarak tam kapasıte çalışamayacaklarım boylece söz konusu 80 teravat saatlık uretımın gerçekleşemeyeceğını savunan uzmanlar bıle vardı Sayısal verılerın gerçekhklerı tartışılmasa da değışık biçımlere sokularak belırlı amaçlar doğrultusunda kullanıldığı dunyanın her ulkesınde görulmektedır Ancak planlama çabalarının yeterlı olmadığı ya da toplumsal, polıtık ve parasal gostergelerın oynaklığı nedenıyle sağlıklı olamadığı ulkemızde, gerçeklerı ve doğruları bulabılmek ıçın her yerdekınden daha buyuk bır duşunsel cambazlık gerekıyor galıba Atom çekırdeğının parçalanabılırlığının bulunmasından 50 yıl sonra, Türkiye'de, yaklaşık uç mllyar dolar dolayında bır harcama gerektıren bın megavatlık buyuk blr nukleer santral kurulmalı mıdır sorusunu, uç sayfalık bır yazı ıçınde ırdelemek ve olumlu ya da olumsuz bır yanıt vermeye kalkmak, ne cıddı ne de bılımsel bır tavır olacaktır İtalya'ya elektrik mi? Türkiye'de durum Pekı, bu ellı yıl ıçınde Türkiye'de neler yapılmış, nukleer fisyonun tanıdığı teknolojik gelışme, barışçı amaçlar doğrultusunda nasıl izlenmiş, bugün hangl noktaya gelinmiştlr? 22 Fransızlar, matematik Için, "bütün blllmleıin krallçesl ve usağı" der Neden kral değıl de kraliçe denecek Matematik Fransızcada dışı bır kelıme olduğu ıçın Pekl, neden kraliçe ve uşak aynı zamanda? Kraliçe, çunku, butun bılımlerı matematik yönetır Bılımler matematıkle ne kadar ılışkılı olurlarsa o kadar kesınlığe yaklaşırlar Neden uşak? Çunku, matematığı kullanmayan tek bır bılım yoktur Bırakalım bılımlerı, gundelık yaşantımıza bakalım En çok kullandığımız şey sayılar, şekıllerdır insan kafası, her an sayılarla oynayan bır tur makınedır Uç ev, beş adam, yüz lıra Elınde kalemle boş otururken önumuzdekı kâğıda şekıller çızerek vakıt geçırırız Fransız fılozofu Aguste Comte (17981857), bılımleri sıralarken matematığı başa almıştır Fılozof, sıralamada ölçu olarak her bılımın kendı kendıne yeterlılık derecesını almıştır Matematik, buna göre, başta gelır Çunku, bu bılım, başka hıçbır bılımden yararlanmamıştır Astronomıyı ıkıncı bılım saymıştır Comte Buyuk çapta matematığe dayandığı ıçın fızık, kimya, matematıksız duşunulemez Bu neden boyledır? Matematığın verılerinı ınsan kafası bulmuş, ışlemıştır Doğada sayı dıye, şekıl dıye bır şey yoktur, bunlara temel olabılecek unsurlar vardır Orneğın, 3986 dıye bır şey göremeyız doğada Parmaklarımız, sayma ıçın ılk unsurları vermıştır Geometrı şekıllerı ıçın de durum aynıdır Doğada uçgen, daıre, yamuk dıye bır şey göremezsınız Ancak bunlara benzer şeyler görursunuz Nokta, enı, boyu, derınlığı olmayan bır şeydır Çızgı, bunların bırleşmesınden, yuzey çızgılerın bır araya gelmesınden oluşur Matematıkte bır turlu çözulememış sorunlardan bırı şudur Sadece ınsan zekâsının yarattığı bır kavramlar toplamı olan matematik, nasıl oluyor da astronomı, fızık, kimya, bıyoloji yasalarına tıpatıp uyuyor, onların hepsını en kesın şekılde açıklayabılıyor? Sevgılı Azız Nesın'ımızın oğlu Alı Nesın, ılk kıtabını, matematik alanında vermış "Matematik ve Korku" adı ıle Tabıı, okuyucuyu daha da korkutmak ıçın değıl, bılımlerın bu en buyuğunu sevdırmek ıçın Çağdaş uygarlık duzeyının ustune çıkmak ıstıyorsak matematığı sevmek zorundayız Kıtapta, matematığın "oyuncak" yanı da var Sıhırlı sayılar ve şekıller bunlar Bu yaklaşım matematığın "öcu" olmadığını göstermek ıçındır, bır tur zıhın futboludur Kıtabın başına konan mektuplar (Azız ıle Alı'nın mektupları), bır matematıkçının adım adım nasıl yetıştığının belgeselıdır Vehbi Belgil