19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 23 TEMMUZ 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ Yabancı Yatırım ve Dış Kredide Düşüş... Türkiye ekonomisi, dış kaynak girdikçe büyüyen, girmedikçe duraklayan bir yapıda. İthalata bağımlı büyüyen ekonominin yarattığı cari açığı, yani döviz açığını finanse etmede 3 kaynak var: Doğrudan yabancı sermaye girişi, dış kredi ve sıcak para dediğimiz borsaya, devlet kâğıtlarına gelen kısa vadeli sermaye hareketleri. Bunlar içinde en az zararlısı, doğrudan yabancı sermaye girişidir. Borç yaratmaz, taşın altında eli vardır, iyi kötü istihdam yaratır, teknoloji getirir, reel üretime katkısı vardır. Dış kredi ile finansman, ikinci tercihtir. Ağırlıkla orta-uzun vadelidir. Vadesi bellidir, yüksek riskli, sürprizli değildir, kırılganlık pek yaratmaz. Dış kaynaklar içinde en riskli, kırılganlık ve kriz yaratıcı olanı ise sıcak para diye bilinen portföy yatırımları, ya da kısa vadeli sermaye hareketleridir. Borsaya girer çıkarlar, devlet kâğıtlarına yatırım yaparlar. Spekülasyon, doğalarında vardır. Dış kaynağa muhtaç ülkeler, bunlardan en çok doğrudan yabancı sermayeyi tercih ederler. Çin, mesela böyle bir ülkedir. Türkiye, söz konusu 3 finansman kanalını da kullanır. Kriz öncesinin likidite bolluğu koşullarında hem doğrudan yabancı yatırımlar hem de dış kredi kullanımı, sıcak para girişi kadar önemliydi. Ancak, kriz sonrası durum değişti. Şu dönem doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında da dış borç bulmada da azalışlar gözleniyor. Bu durum, spekülatif sıcak para girişine bağımlılığı arttırıyor ve bu kanaldan giren yabancı sermaye girişinin olumsuzluklarını arttırıyor. Doğrudan yabancı yatırımları, özellikle 2005 sonrası hızlanmıştı. Özelleştirme projeleri, Türk bankalarını yabancılara satma niyetleri, yabancı girişini kamçılamıştı. 2006 ve 2007’de yılda 20 milyar doları bulan yabancı sermaye girişleri 2008’de bile 16 milyar dolara yaklaşmıştı. Kaynak: Hazine Müsteşarlığı veri tabanı Küresel kriz ile birlikte yabancı yatırımlar azaldı ve 2009’un tamamında 6 milyar dolara kadar düştü. Düşüş eğilimi 2010’da da sürüyor. İlk 4 ay itibarıyla analiz edildiğinde 2008’den 2009’a yarı yarıya azalan yabancı sermaye girişi, 2010’da da aynı vitesle düşüyor. 2008’in ilk 4 ayında 4.4 milyar dolar olan yabancı yatırımlar bu yılın ilk 4 ayında 1.2 milyar dolara kadar gerilemiş. Yabancı yatırımcılarda gerileme, özellikle AB’den kaynaklanıyor. AB’den yabancı yatırım 1 yılda yüzde 50 azalmış görünüyor. 2008’deki Körfez yatırımı akını da sonraki iki yıl bıçak gibi kesildi. Yabancı yatırım iştahsızlığı bütün coğrafyalara mahsus, Türkiye’deki iklim bozukluğu, ek bir etken. Yabancı yatırım azalmasına, dış kredi temininde düşüş de eşlik ediyor. Özellikle de özel sektör kredileri azalıyor. Bunda, uluslararası piyasalarda yaşanan likidite ve kredi sıkışıklığı nedeniyle bu kesimin krediye erişiminin zorlaşması etkili oldu. Kaynak: Hazine Müsteşarlığı veri tabanı Gerek kamu gerekse özel kesimin net borç ödeyicisi pozisyonunda olduğu gözlemleniyor. 2008’in 3’üncü çeyreğinde 197 milyar dolara kadar çıkan özel sektör borçlanması, 2010’un ilk çeyreğinde 169 milyar dolara kadar inmiş görünüyor. Alınan borçlar döndürülemiyor, net borç ödeyicisi durumu geçerli. Cari açık, krizin etkilerinin azalması ile birlikte iç talepte görülen canlanmanın getirdiği ithalat artışı dolayısıyla 2009 yılının son çeyreğinden itibaren tekrar genişlemeye başladı. Ayrıca, Türkiye’nin en önemli dış pazarı konumunda olan Avrupa ülkelerinde büyümenin halen ivme kazanamamış olması da ihracat performansını olumsuz etkileyerek cari açık üzerinde genişletici bir etki yarattı. Bu açığın finansmanında doğrudan yabancı yatırım ve dış kredinin rolü azalırken yıkıcı etkileri daha fazla olan sıcak paraya bağımlılık artıyor. Döviz kurunun aşırı değerlenmesi karşısında teslimiyet de bununla ilgili... [email protected] http://mustafasnmz.blogspot.com Türk Hava Yollarõ’nõn yüzde 100 iştiraki THY Teknik AŞ, ortak gi- rişim şirketi kurmak amacõyla Zorlu Enerji Tesisleri İşletme ve Ba- kõm Hizmetleri AŞ ile “Ortak Girişim Şirketi Genel Prensipler An- laşmasõ” imzaladõ. Törende konuşan THY Yönetim Kurulu Baş- kanõ Hamdi Topçu, “THY Teknik, yerli firmalarõ da havacõlõk sek- törüne dahil etmeyi ve Türkiye’yi bir havacõlõk üssü haline getirmeyi hedefliyor” dedi. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Ahmet Nazif Zorlu da 50/50 ortaklõğõ ile oluşan şirketin, uçak motorlarõ ve enerji santrallarõnda kullanõlan gaz türbinlerinin bakõm, onarõm ve imalat alanlarõnda faaliyet göstereceklerini söyledi. İZMİR’DEN BREZİLYA’YA ÇİMENTO HeidelbergCement Trading (HC Tra- ding) ve Batõ Anadolu Çimento Sanayi (Batõçim), İzmir’de üretilen 160 bin ton çimentoyu Brezilya ve Afrika’ya ihraç et- mek için anlaşma imzaladõ. HC Trading ve Batõçim ortak açõklamasõnda, Türki- ye’den Brezilya’ya ilk kez bu kadar bü- yük miktarda ihracat yapõlmasõnõn, sa- dece İzmir için değil, Türkiye ekonomi- si için de büyük önem taşõdõğõ belirtildi. Türkiye’ye uluslararasõ doğrudan yatõrõm girişleri 2009’da yüzde 58 düşüşle 7.6 milyar dolar geriledi Kötü imaj yatõrõmõ düşürdü Ekonomi Servisi - Türkiye, 2009’da çektiği 7.6 milyar dolarlõk uluslararasõ doğrudan yatõrõm (UDY) ile 12 sõra birden gerileyerek 32. sõrada yer aldõ. Türkiye’ye, UDY girişlerinin yõl sonunda 7 milyar dolarõn altõnda kalmasõ bekleniyor. Uluslararasõ Yatõrõmcõlar Derneği (YASED), Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkõnma Örgü- tü’nce (UNCTAD) hazõrlanan “2010 Dünya Ya- tırım Raporu” açõklandõ. YASED Başkanvekili Adnan Nas, “Türkiye’nin genel olarak imajı ve ülke puanı düşük. Bizde hukuk düzeni çok iyi değil. Yatırımcı kendini güvende hisset- miyor. Bu noktada biraz mesafe aldık, ama da- ha çok almamız gerekiyor” dedi. Raporda şu tespitlere yer verildi:  Dünya genelinde UDY girişleri, 2009’da bir önceki yõla göre yüzde 38 düşüşle 1.1 trilyon do- lara geriledi.  Türkiye’ye, UDY girişlerinin bu yõl sonunda 7 milyar dolarõn altõnda kalmasõ bekleniyor.  2009’da en fazla UDY çeken ilk beş ülke sõ- rasõyla ABD, Çin, Fransa, Hong-Kong ve İngil- tere oldu.  Türkiye’nin dünya genelinde UDY’den alõğõ pay binde 7 olurken gelişmekte olan 157 ülke toplamõnda payõ yüzde 1.4 şeklinde gerçekleşti.  En fazla UDY yapan ilk 10 ülke sõralama- sõnda ABD, 248.1 milyar dolarlõk yatõrõmla bi- rinci, Fransa 147.2 milyar dolarlõk yatõrõmla ikin- ci sõrada yer aldõ.  2009’da gelişmiş ülkeler kaynaklõ yatõrõm- lar toplam uluslararasõ doğrudan yatõrõmlarõn yüz- de 75’ini oluştururken toplam UDY stoku 17.7 trilyon dolar olarak gerçekleşti.  Global UDY akõşlarõnda 2009’daki keskin düşüşün ardõndan 2010’da hafif bir toparlanma beklenirken kriz öncesinde aşõlmõş olan 2 trilyon dolar seviyesine ancak 2012’de tekrar ulaşõlma- sõ mümkün olacak.  Türkiye, yatõrõmlarõn büyük bölümünü Av- rupa’dan alõyor. Bu nedenle Avrupa’daki sõkõn- tõlar Türkiye’ye girişleri olumsuz etkiledi.  Geleceğe yönelik beklentiler ‘Temkinli iyimser’ şeklinde açõklandõ 2009’da UDY gelişmiş ülkeler- de yüzde 44 düşüşle 566 milyar dolara, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 27 düşüşle 548 milyar dolara geriledi. Raporda, gelişmiş bölgelerin doğrudan yatırımlardan aldığı pay azalırken gelişmekte olan bölgelerin payının art- tığına dikkat çekildi. Yatırım akışlarında imalat sanayisinin payı düşerken hizmetler sektörünün payının arttığı belirlendi. Rapora göre, 1990’da yatı- rımlarda imalat sanayisinin yüzde 41 olan payının, 2008’de 27.9’a geriledi- ği, hizmet sektörü payının yüzde 48.8’den 62.5’e çıktığı görüldü. Dünya Yatõrõm Raporu’na göre 2009’da uluslararasõ doğrudan yatõrõmlarda Türkiye 12 sõra geriledi. Türkiye’nin hem imajõ kötü hem de yatõrõmcõ kendini güvende hissetmiyor. Hintli şirket Hobi’ye talip Bitkisel ürünlerde yüksek oranda zirai ilaç kalõntõsõ, bebek mamasõnda kurşun çõktõ Zehirli gıdayla besleniyoruz Ekonomi Servisi - Hindistan’da yayõmlanan Economic Times gazetesi, Dabur India şirketinin, Türkiye’de kişisel bakõm malzemeleri üreten Hobi Kozmetik’i satõn almak üzere yürüttüğü görüşmelerde ilerleme sağlandõğõnõ duyurdu. Adõ açõklanmayan bir yetkiliye dayandõrõlan haberde Dabur India’nõn birkaç denizaşõrõ şirket ile daha görüştüğü, ancak, Hobi Kozmetik’in birinci planda yer aldõğõ belirtildi. Ekonomi Servisi - Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ’nõn geçen yõl 22 bin 172 gõda ör- neğinde yaptõğõ analiz so- nucunda, 1171 örnek olum- suz bulundu. Anadolu Ajansı’nõn haberine göre denetim sonuçlarõndan ba- zõlarõ şöyle:  Ortalama olumsuz ör- nek oranõ yüzde 5.28. Olum- suz örnek oranõ, pekmezde yüzde 33.96’ya, bal örnek- lerinde yüzde 16.74’e, ka- natlõ etlerinde ise yüzde 17.98’e çõktõ.  Ballõ çerez örneklerinin yüzde 21.62’inde, kõrmõzõ toz-pul biber örneklerinin yüzde 14.77’sinde limitlerin üzerinde aflatoksin var.  Gõda üreticileri eti- ketleme kurallarõna, “am- balaja” önem verdi an- cak içerik konusunda ise o kadar hassas davranmadõ. Etiket bilgilerinin mevzua- ta uygunluk oranõ yüzde 97.84 oldu.  Sade yoğurtta taklit, tağşişin tespitine (jelatin aranmasõna) yönelik 893 ör- nek üzerinde yapõlan analiz sonucunda, 27 örnekte (yüz- de 3.02) olumsuzluk sap- tandõ. Yoğurtta toplam spe- sifik mikroorganizma sayõ- sõ açõsõndan analiz edilen 377 örnekten 6’sõ (yüzde 1.59) olumsuz çõktõ.  Kõrmõzõ et ve et ürün- lerinde domuz eti ve at-eşek eti değil ama kanatlõ et ka- tõldõğõ anlaşõldõ.  Tavuk, hindi, bõldõr- cõn veya devekuşu etinde mikrobiyolojik analizlerde, olumsuzluk oranõ yüzde 17.98. Yüzde 98’i istenilen nitelikte değil.  Kuru incirde yüzde 3.09’unda limitin üzerinde aflatoksin çõktõ, ezmesinde ise oran yüzde 17.39.  Kanserojen olarak bi- linen yanmõş kõzartma yağ- larõnõn tekrar kullanõlmasõnõ önlemek amacõyla “polar madde ve dumanlanma noktası” yönünden analiz edilen 151 yağ örneğinden 12’sinin kullanõm için uygun olmadõğõ belirlendi. Olum- suzluk yüzde 7.95.  2 bin 262 bitkisel ürün- de yaptõğõ zirai ilaç kalõntõ- sõ analizinde, 155 üründe limitlerin üzerinde pestisit belirlendi.  1311 hazõr yemek ör- neğinde yapõlan analizlerde, örneklerin yüzde 4.42’si mikrobiyolojik kriterlere uy- gun çõkmadõ. Analiz edilen 122 bebek mamasõndan 3’ünde kurşun çõktõ. IMF, Avro bölgesini hem övdü hem uyardõ İcra Direktörleri Kurulu, olumlu gelişmelere işaret ederken, “Daha iyi bir bütçe disiplini ve anahtar yapõsal reformlar üzerinde etkin denetimin genişletilmesi” gibi uyarõlarda da bulundu. WASHINGTON (ANKA) - IMF, Avro bölgesinin bu yõl yüzde 1, gelecek yõl yüzde 1.3, 2012’de ise yüzde 1.8 büyüyeceği öngörüsünde bulundu. Avro bölgesi yöne- timlerinin gelecek krizleri engelleyecek, iyi çalõşan bir eko- nomik ve parasal birlik için zorunlu toplu sorumluluğun ortaya konulmasõ amacõyla, güçlü bir Avrupa Para Bir- liği yönetimi konusunda teşvik edildiğini belirten IMF İc- ra Direktörleri Kurulu, “Daha iyi bir bütçe disiplini ve anahtar yapısal reformlar üzerinde etkin denetimin ge- nişletilmesi” uyarõsõnda bulundu. IMF İcra Direktörleri Kurulu’nun Avro bölgesi politi- kalarõyla ilgili 4’üncü madde kapsamõndaki konsültasyon sonuçlarõ açõklandõ. Çalõşmada yer alan tahminlere göre Avro bölgesi büyüme trendini sürdürürken önümüzdeki üç yõl özel tüketimde de artõş öngörülüyor. IMF İcra Direktörleri Kurulu, “Daha iyi bir bütçe di- siplini ve anahtar yapısal reformlar üzerinde etkin de- netimin genişletilmesi” uyarõsõnda bulundu. Krizde 60 milyon kişi yoksullaştõ Ekonomi Servisi - Dünya Bankasõ Başka- nõ Robert Zoellick, küresel ekonomik kri- zin 60 milyon kişiyi yoksulluğa ittiğini söyledi. Zoellick, yaptõğõ açõklamada, dünya ekonomisinin toparlanmaya başla- dõğõnõ, ancak hâlâ kõrõlganlõklar olduğunu belirtti. Zoellick, 2008-2009 yõllarõnda ekonomik kriz sõrasõnda, 10 milyonu Latin Amerika’da olmak üzere 60 milyon kişi- nin yoksulluğa itildiğinin hesaplandõğõnõ kaydetti. Meksika Maliye Bakanõ Ernesto Cordero da, bu yeni yoksullarõn en az 5.8 milyonunun Meksika’da yaşadõğõnõ ifade etti. Meksika, yoksulluğu, günde 2.85 do- lardan daha az parayla yaşayanlar olarak tanõmlõyor. Yoksulluğu azaltmak için önemli gelişmeler yaşandõğõnõ, ancak bu gelişmelerin daha çok Çin, Hindistan, Meksika ve Brezilya ağõrlõklõ olduğunu vurgulayan Zoellick, özellikle Sahra Altõ Afrikasõ’nda yoksulluğun hâlâ temel so- run olduğunu bildirdi. Zoellick, hükümet- lere, maliyetleri düşürme, yatõrõmlar ve ih- racat önündeki engelleri kaldõrma, altyapõ ve eğitime yatõrõm yapmaya odaklanmala- rõ çağrõsõnda bulundu. Ekonomi Sevrisi - ABD Eximbank ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlõğõ Enerji İşleri Genel Müdürlüğü arasõnda “Türkiye’deki yenilenebilir enerji kaynaklarõ ve enerji verimliliği projelerine kredi sağlanmasõ” konusunda mutabakat zaptõ imzalandõ. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Taner Yõldõz, ABD Eximbank’õn Türkiye’deki yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği çalõşmalarõna toplam 1 milyar dolar kredi vereceğini söyledi. Yõldõz, “Bu, daha ileride daha iyi fırsatlara dönüşecektir. Rüzgâr, güneş, jeotermal gibi bütün yenilenebilir enerji yatırımlarında bu kredi kullanılabilecek. Yatırımcılar Türkiye’deki bankalar kanalıyla bu yatırımı isterlerse kullanabilecekler” dedi. ABD’den enerjiye 1 milyar dolar Hizmet sektörünün payõ artõyor Turkcell, Euromoney Trade Finance Magazine ta- rafõndan “Yõlõn Ticari Finansman İşlemi Ödülü”ne layõk görüldü. Turkcell’den yapõlan açõklamada, şir- ketin İsveçli iletişim devi Ericsson’dan ithal edilen top- lam 360 milyon dolar tutarõndaki telekomünikasyon ekip- manõnõn finansmanõnda izlenen yenilikçi yöntem ve gösterilen başarõ nedeniyle dünya çapõnda iş dünyasõ- nõn büyük ilgiyle takip ettiği prestijli Euromoney Trade Finance Magazine tarafõndan Yõlõn Ticari Finansman İş- lemi Ödülü’ne layõk görüldüğü belirtildi. TURKCELL’E EUROMONEY’DEN ÖDÜL THY İLE ZORLU’DAN ORTAK ŞİRKET Bal, pekmez, tavuk eti, kõrmõzõ toz-pul biber ve incir ezmesi, en fazla olumsuzluk tespit edilen ürünler olurken örneklerin önemli bir kõsmõnda aflatoksin belirlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle