Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
G
enelkurmay Başkanõ
Orgeneral Kenan Ev-
ren, benimle görüş-
meye yarõm saat ayõrdõklarõnõ
söylemişlerdi. Bir saat konuştuk.
Nazikti.
“Cumhurbaşkanı seçilinceye
kadar hiçbir gazeteci ile gö-
rüşmeyecektim. Ancak Le
Monde muhabiriyle görüşünce
kararımı değiştirdim” dedi ve
konuşmamõzõn bir demeç olma-
dõğõnõ özenle belirti. Söyleşi sõ-
nõrlarõ içinde kalmasõnõ istedi.
Orgeneral Evren’e “TSK’nin
bir anayasa taslağı ısmarladı-
ğını, bu taslağın Adnan Başer
Kafaoğlu ile Coşkun Kırca ta-
rafından hazırlanıp Silahlı
Kuvvetlere teslim edildiği gibi
kimi söylentilerin siyasal ku-
lislerde dolaştığını” söyledim.
Oysa yeni bir anayasanõn ya-
şama geçebilmesi için TBMM’de
üçte iki çoğunluğun sağlanmasõ
gerektiğini, oysa CHP lideri Ec-
evit’in partisinin böyle bir giri-
şime karşõ olduğunu anlattõm.
CHP 12 Mart CHP’si değildi.
‘Kimseye anayasa
ısmarlamadık’
Yeni bir siyasal kargaşa!
Evren, “O siyasi kaos hiç bit-
mez!” dedi ve görüşünü açõkla-
dõ:
“Biz kimseye anayasa ıs-
marlamadık. Kimseden ana-
yasa taslağı istemedik. Sözü
edilen taslak dolaylı yoldan
bana geldi. Birine vermişler o
da bana getirdi” dedi.
(Sonradan öğrendim. Kafaoğ-
lu ile Kõrca taslağõ Deniz Kuv-
vetleri Komutanõ Ulusu’ya ver-
mişler. Oradan da Genelkurmay
Başkanõ’na gelmiş.)
Genelkurmay Başkanõ; “Şöy-
le bir baktım bu taslağa. Tek
dereceli seçimle seçilecek cum-
hurbaşkanına olağanüstü yet-
kiler veriyor” dedikten sonra şu-
nu ekledi:
“Ve... bir ‘diktatör’ getiri-
yor!..”
Devam etti:
“Olacak şeyler değil. Sonra
anayasa hukukunu bilen bir si-
yasetçiye (Ad vermedi ama
sonra öğrendim. Anayasa
Mahkemesi üyesi Osman Pak-
süt’ün babası Emin Paksüt’e)
verdim bu taslağı. İncelettim. O
da aynı şeyleri söyledi.”
Askerlerin Kõrca-Kafaoğlu’na
bir anayasa õsmarladõğõ söylen-
tileri böylece havada kalõyordu.
Söz, aylarõn konusu cumhur-
başkanõ seçimine kaydõ.
TSK’nin
cumhurbaşkanı isteği
TSK’nin, Çankaya’ya sivri ta-
raflarõ olmayan birisini seçmesi-
ni istediği yolundaki yorumlardan
söz ettim.
“Doğrudur, durum da bu-
dur” dedi. TSK’nin kararõ du-
rumu açõklõyordu:
“Karışmak istemiyoruz.
TBMM’nin ilk defa hür ira-
desiyle birini seçmesini istiyo-
ruz, hatta seçin diyoruz.”
Sonra parlamentodaki duru-
ma geçiyordu: “Bilgiç olmu-
yor. Batur seçilemiyor. İki par-
ti niye bir araya gelip birini se-
çemiyor, anlaşılmaz. Halbuki
TBMM’de seçebilecekleri in-
sanlar var. Biz dedik ki kendi-
lerine (partilere); kamuoyuna
fazla ters düşmeyecek... (bu-
rada bir an durdu ve) ‘Tam an-
lamõyla kamuoyuna ters düşme-
yecek biri de yoktur ya’ dedi ve-
ya diyoruz ki orduya ters düş-
meyecek birini seçin!”
“İhsan Sabri Çağlayangil de
olmuyor” dedim.
Durdu. Çağlayangil üzerinde
hiçbir şey söylemedi. Ama ör-
neğin TBMM’de cumhurbaşka-
nõ seçilebilecekler olduğunu söy-
lüyor ama isim vermiyordu.
Sonra çok başka çağrõşõmlar
yapan bir şey söyledi:
“Fakat” dedi: “TBMM ila-
nihaye bu işle uğraşamaz. Ya-
salar, mesela 1402 sayılı yasa
bir türlü çıkmıyor. Meclis tı-
kandı. Biz siyasetçilere dedik;
hiç değilse haftada bir gün
turlardan ayrı olarak kanun-
ları çıkarmak için TBMM ça-
lışsın. O da olmuyor.”
Böyle sürüp gitmez
“Böyle sürüp gider mi” diye
sordum.
“Gidemez” dedi. “Şimdi on,
on beş gün içinde seçilebilece-
ğine dair söylentiler var” diye-
rek bir an durdu. Sanki bir hesap
yapõyormuş gibi geldi bana. “Ba-
kalım” dedi. Ses tonu umutlu de-
ğildi.
Genelkurmay Başkanõ, “Ama
sabrın da bir sonu vardır. Bek-
le, bekle... Olacak iş değil tabii...
Görelim bakalım şu on, on beş
günü” dedi.
CMYB
C M Y B
24 HAZİRAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
HAYAL ve GERÇEK
KÜRŞAT BAŞAR
Hangi Milli İrade?
Şehit cenazeleri, terör saldırıları, gencecik,
suçsuz insanların ölümleri...
BDP sözcüleri, askerliğe hayır çağrısı
yapıyor.
“Bir Türk kardeşimizle aynı hakları istiyoruz,
özerklik istiyoruz” diyorlar.
Acaba özerk bir bölge kurulup o bölgenin
imkânlarıyla mı eşit hak sahibi olacaklar? O
zaman PKK, bölgenin resmi ordusu ya da
güvenlik gücü mü olacak?
Bunları kimse açıkça sormuyor,
konuşmuyor. Televizyon kanalı, kültürel haklar
tartışılıyor.
Başbakan, Haberal’ın Yargıtay’a açtığı
davada Ergenekon hâkimlerine verilen
tazminat davasına kızıyor hâlâ. Diyor ki:
“Bunlar milli iradeye karşı!”
Milli irade, 80 yaşını geçmiş, hayatı boyunca
ne söylüyorsa açık açık yazmış, kimseden
korkmamış, gizli saklı değil, dürüstçe
görüşlerini açıklamış insanları, Türkan
Saylan’ı, İlhan Selçuk’u terörist ilan edin mi
diyor?
Neyse ki Tuncay Özkan’la, Mustafa Balbay
içeri tıkıldı da başımıza gelecek felaketlerden
kurtulduk, her şeyi bunlar planlamıştı diye mi
düşünüyor milli irade?
Terör liderinin hapiste istediği ayrıcalıkları
tanıyın, hatta eve çıkartın, affedin mi diyor
yoksa?
Milli irade mi, terörle mücadele etmek için o
sınırda yıllarca ölüme karşı savaştırdığınız
insanları hapse tıkıp onlara ateş edenleri
sınırda törenle karşılamanızı isteyen?
Milli irade, hayatı boyunca hiçbir suç
işlememiş, gizlenmemiş, saklanmamış,
düşüncelerini yazıya açıkça dökmüş, ne
olduğu, kim olduğu bilinen insanları, ne idüğü
belirsiz terör dönmesi gizli tanıklarla mahkûm
etmenizi mi istiyor?
Çocuklarının cenazelerini alanlar, medyayı
ve yargıyı mı suçluyor acaba?
Yoksa anayasa değişmediği için mi
çocuklarının öldürüldüğünü düşünüyorlar?
Açılım toplantıları yapılırken “Bu yalnızca
entelektüel boş konuşmadır, hiçbir sonuca
varamaz” diye yazmıştım.
Yukarıdaki talepleri yerine
getiremeyecekseniz kimse sizin barış
çağrılarınız çok duygulu, nutuklarınız çok
şiirsel diye silahı bırakır mı?
Madem anayasa değişikliğini milli iradeye
soracak kadar halkın yargısına güveniyoruz o
zaman bu konuyu da soralım. Bakalım milli
irade ne diyor, görelim.
kursatbasar63@gmail.com
B
u arada Demirel yarõ baş-
kanlõk rejimi istediğini öne
sürenleri yalanlarken bir
yandan bana Örsan Öymen’e söy-
lediklerini açõklõyor ve bu açõklama-
sõyla ülkenin içinde bulunduğu orta-
mõ şöyle anlatõyordu:
“Geçen gün Örsan gelmişti. Ya-
zılmamak kaydıyla ona da söyle-
dim. Gerekirse açıktan da söylerim.
Bu Meclis ile artık hiçbir yere va-
rılamaz. Kargaşa içinde. Devlet
yürümüyor”
Bu yargõyõ şu nedenle söylüyordu:
Bu Meclis’le sorunlar çözümlene-
miyordu.
Çözüm erken seçim
Öyleyse AP liderine göre başta
Cumhurbaşkanlõğõ, diğer sorunlarõ
çözebilmenin tek yolu erken seçime
gitmekti.
Kuşku yok, erken seçimle AP’yi tek
başõna iktidara getirecekti!
Ama CHP erken seçim istemiyor-
du. O günlerde bir ara sanki hükümet
olmaya hevesli gösterilmesine de
hiddetliydi.
“Ya, bu hükümeti kucağımda
buldum” diyordu.
Bir gün “Cumhurbaşkanlığı se-
çimi uzarsa… Silahlı Kuvvetler…
diyecek oldum.
O sakin, her zaman sinirlerini de-
netleyen Demirel; “Bıktım usan-
dım” diye patladõ: “Ordu ne diye-
cekse desin canım!”
Köşkteki hava
Korutürk zamanõnda üstlendiği
Cumhurbaşkanlõğõ Genel Sekreterli-
ği görevini Çağlayangil’in vekilliği
döneminde de sürdüren Büyükelçi
Haluk Bayülken’in, bana günlü-
ğünden okuduğu notlarda ilginç sap-
tamalar vardõ.
Şöyle: “30 Mayıs 1980’de emek-
li Oramiral, Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanı Kemal Kayacan ziyarete
geldi ve endişeyi mucip konularda
şöyle dedi:
Turlarõn uzamasõ TSK’yi rahatsõz
etmeye başladõ. Yüksek komutanlar
bu rahatsõzlõğõ kontrolde tutabilmek
için büyük gayret sarf ediyorlar. Kor-
karõm bu iş uzarsa sonu iyi olmaya-
cak
AP+CHP işbiliği
Sayõn Kayacan dõş dünyadaki teh-
likelere işaret ediyor -herkes gibi-
AP+CHP işbirliğinden başka çare
kalmadığını belrtiyor ve ‘Fakat bu
iş nasıl olacak?’ diyor, sonra ekli-
yordu: ‘Elbette askerler bir hare-
ketin (darbe demek istiyor) eko-
nomik yardıma etkisini dikkate
alırlar, ama bıçak kemiğe daya-
nınca yapılacak bir şey kalmaz’
(Bayülken) ‘Yani yönetime
müdahale ederler?’
‘Evet’
‘Bunları Çağlayangil’e akta-
rıyor musunuz?’
‘Tabii söylüyorum’
‘Çağlayangil’in tutumu ne olu-
yor?’
‘Sayın Çağlayangil de Sayın Ko-
rutürk gibi bu haberleri soğuk-
kanlılıkla karşılıyor. Başbakanla
yaptığı konuşmalarda bunları ak-
tarıyor. Milli Güvenlik Kurulu
toplantılarında -muhakkak- orta-
ya koyuyordu.’
Adalet Partisi lideri Demirel’e göre sorunlarõ çözebilmenin tek yolu erken seçime gitmekti
‘Devlet yürümüyor’
GEÇMİŞE
YOLCULUK
6
GEÇMİŞE
YOLCULUK
6
C
umhurbaşkanlõ
Genel Sekreteri
Haluk Bayül-
ken Köşk anõlarõnõ anla-
tõrken “3-5 Haziran
1980’de köşkte ilginç bir
olay oldu” dedi.
“Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürü Şe-
fik Fenmen aradõ. ‘Aldığımın habere göre cum-
hurbaşkanı bugün seçilecekmiş’ dedi. Turlarõ
Ali Baransel izliyordu.
Böyle bir gelişme olsa bildirirdi. Durumu en iyi
bilecek kişi Millet Meclisi Başkanõ Cevdet Kara-
kaş olabilirdi. Onu aradõm. O da bana ‘Haluk Bey
sizde özel bir istihbarat mı var!’ diye sordu.
Batur’un oyarı 303
Muhsin Batur’un oylarõ 303’e çõkõnca…. Sayõn
Çağlayangil ilk kez bir şeyler oluyor havasõna gir-
mişti.
“Artık evrakı toplasak” dedi
Sayõn Çağlayangil, ben, hukuk danõşmanõ İlhan
Öztrak ve Ali Baransel 6 Haziran’da toplandõk. Ba-
ransel Meclis’te olan biteni, oy kaymalarõnõ anlat-
tõ ve nitekim Batur’un oyunun 2. turda 298’e, 3 . tur-
da ise 296’ya düştüğünü söyledi.
Yeni bir tura geçilirken çoğunluk kalmadõ. Ba-
ransel’le görüşen Batur, sonuçtan ümitli görünü-
yordu. Oysa Baransel, aldõğõ bilgilere göre Batur’un
seçileceğini pek sanmõyordu.
Nitekim seçilemedi
O sõrada “ilginç” bilgilerin arkasõ kesilmiyordu.
Yeni anayasa mimarõ Coşkun Kırca’nõn asker-
lerle arasõ iyiydi ve Kõrca o kesimle yaptõğõ görüş-
melerde edindiği izlenimi özel söyleşilerimizden bi-
rinde bana şöyle anlatmõştõ:
“Orduda iki eğilim var” diyordu
“Birincisi radikal hareket yanlıları… Kimi si-
villerin de itmesiyle TSK’nin yönetime el koyup
her şeyi temizlemesi… partileri, parlamentoyu ye-
niden kurmayı istiyorlar. İkinci yolu izlemeyi is-
teyenler demokratik yoldan sorunları çözmeyi
önerenler…
Şimdilik ikinci yol ağır basıyor. TSK dış dün-
yaya karşı radikal bir hareket pek istemiyor”
12 Eylül 1980’de darbe gerçekleştikten sonraki ay-
larda izlediğimiz olaylar Coşkun Kõrca’yõ haklõ çõ-
kardõ. Orgeneral Evren’in başkanlõğõnda cunta,
başlarda izlediği politikayõ bir süre sonra terk etti.
Evren Konya’da, ikinci yolu izleyeceklerini açõklayan
bir nutuk söyledi.
Sloganõ partilerin tencereyi kirlettikleri idi!
Terör ve anarşiye sona vermek amacõyla yöneti-
me el koyanlar Türkiye’yi yeni baştan, yeniden kur-
maya giriştiler. Yeni partiler… yeni bir parlamen-
to… yeni bir Türkiye!
Ecevit çağõrdõ, gittim. Güncel konular üzerinde ko-
nuştuk. Yeni yetki yasalarõyla ilgili asker baskõsõ..
CHP lideri bir ara “Demirel yetki yasaları geçirdi
de ne oldu? Size bir sır vereyim” dedi.
“Daha yaz aylarında başladı bu istekler… Ge-
çen ağustos ayı sonunda, hani sizinle konuş-
muştuk zaman değil mi” diye sordum.
O tarihte Ecevit iktidardaydõ.
“Evet!” dedi.
Birkaç gün sonra Genelkurmay Başkanõ Ev-
ren’le konuşacağõmõ söyleyince Ecevit: “Sayın
Evren’e bizden şunu söyler misiniz?” dedi.
“CHP 12 Mart dönemindeki CHP değil. O za-
man iç sorunlarımız vardı. Ama şimdi parti li-
deri kabul etse de CHP grupları böyle bir ana-
yasayı kabul etmeyeceklerdir”
“Söylerim” dedim, ayrõldõk.
Burada izninizle bir anõmsatma yapayõm.
12 Mart muhtõrasõna CHP Genel Başkanõ İsmet
İnönü karşõ çõkmadõ.
CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit 12 Mart
muhtõrasõ bana ve tabii ortanõn soluna karşõ yapõlan
bir darbedir, kabul edemem, dedi.
GEÇMİŞE
YOLCULUK
7
GEÇMİŞE
YOLCULUK
7
‘Artık evrakı
toplasak’
‘Siyasi Partiler Yasası’nı değiştirmek lazım’
Y
ine anayasa taslağõna ve yeni bir
anayasa özlemine döndü konuşma.
Evren’e, Ecevit’le yaptõğõmõz bir ko-
nuşmayõ naklettim. “CHP lideri, 12 Mart’ta
durum başkaydı, CHP başkaydı, parti içi
karışıktı. Ama bugün? Anayasa değişik-
liğine veya yeni bir anayasaya parti genel
başkanı karşı çıkmasa gruplar karşı çıkar
diyor.”
Bu sözlerimi dinleyen Evren bir yorum yap-
madõ. Kalktõ çalõşma masasõna gitti. Çanta-
sõnõ açtõ. Küçük boyda anayasa kitapçõğõnõ al-
dõ.
Askerlerin kimi isteklerini açõklamaya gi-
rişti. Fevkalade hal yasasõ çõkmadõ.
Sıcak rüzgârlar esiyor
Devlet Güvenlik Mahkemeleri sorunu...
1402 sayõlõ yasa... Şöyle devam etti:
“Çevremiz yanıyor. İran’da, Irak’ta ne
olacağı belli değil. Sıcak rüzgârlar esiyor.
Bunlara göre vaziyet almamız lazım. Biz
diyoruz ki bu yasaları çıkarın, çıkarmı-
yorlar.”
Eliyle anayasa kitapçõğõna vurdu. “Size bir
şey söyleyeyim” diyerek şunlarõ bildirdi:
‘Hep koalisyonlardan çektik’
“Bu kitapla (anayasa ile) seçim sistemi-
ni, Siyasal Partiler Yasası’nı mutlaka de-
ğiştirmek lazım. Bugün seçime gitsek ne
olacak? Üç aşağı beş yukarı aynı sayı ile
gelecekler. Bu memleket ne çektiyse koa-
lisyonlardan çekti. Ta 1971’den beri. Hep
koalisyonlardan çektik. Her şey berbat ol-
du. Aldılar o Erbakan’ı hükümete. Her şe-
yi berbat etti. Sağlam hükümetlere gerek
var. Bu nedenle seçim yasasını mutlaka de-
ğiştirmek lazım.”
“Örneğin 2. MC” diyecek oldum. Güldü:
“Biz açıkça MSP ile hükümet olmayın,
dedik Ecevit’e... ‘Peki olmam’ dedi. Şim-
di şu hale bakınız. CHP, MSP ile birlikte
görünüyor. AP, MSP’den yanlı oluyor.
Adamı ‘kilit’ haline getirdiler...
Bunları Milli Güvenlik Kurulu’nda da
söyledik. Bu Erbakan’la hiçbir yere varı-
lamaz. Bakın size söyleyeyim. Ecevit dur-
madan MHP’yi suçluyor. Demirel üç mil-
letvekilli bir partiyi (MHP) hükümete
alıp üç bakanlık veriyor. Ne oluyor? MHP
kuvvetleniyor. Bana ilk seçimde MHP’nin
50-80 milletvekili getireceğini söylediler.
Batı kulübü
Erbakan tutturmuş bir ‘Batõ kulübü’.
Cumhuriyet Bayramı’nda, 30 Ağustos’ta,
23 Nisan’da bir mesaj yayımlamaz. Ya-
yımlasa bile Atatürk’ten tek kelime bah-
setmez...
Bizim mahkemelerden de şikâyetimiz
var. Elimizde ne kadar hâkim varsa bun-
ları sıkıyönetim emrine verdik. Sadece An-
kara garnizonuna günde 80 dosya giriyor.
İdare laçka.. baştan sona... Valilerin
yetkileri yok.”
Evren:Cumhurbaşkanlõğõseçimlerinekarõşmakistemiyoruz.TBMM’nin
ilk defa hür iradesiyle birini seçmesini istiyoruz, hatta seçin diyoruz.
EVRENLE
GÖRÜŞME
24.04.1980
EVRENLE
GÖRÜŞME
24.04.1980
‘Siyasi kaos hiç bitmez’
S Ü R E C E K
Gül’den ‘rantsal bölüşüme’ onay
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül, kentsel dönüşüm konu-
sunda anakent belediyelerine geniş yetkiler veren
Belediye Yasasõ’nõn 73’üncü maddesinde yapõlan
değişikliği onayladõ. CHP’li Muharrem İnce, söz
konusu yasayõ iptal istemiyle Anayasa Mahke-
mesi’ne götüreceklerini söyledi. İnce, “Bu yasa
kentsel dönüşüm değil rantsal bölüşüm yasasõdõr.
Bu Melih Gökçek yasasõdõr” diye konuştu.
Vural’dan Erdoğan’a ‘hodri meydan’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu - MHP
Grup Başkanvekili Oktay Vural, Olağanüstü Hal
(OHAL) uygulamasõnõ AKP hükümetinin kaldõr-
dõğõna ilişkin bir tek Bakanlar Kurulu kararõ gös-
termesi durumunda Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’dan özür dilemeye hazõr olduğunu açõkladõ.
AKP grup toplantõsõnda “yalan rüzgârlarõnõn” es-
tiğini öne süren Vural, Erdoğan’õn “terör üzerin-
den siyaset” yaptõğõnõ söyledi.
Dilekçesiz başvuru dönemi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yurttaş-
lar TBMM Dilekçe Komisyonu’na bundan sonra
internet üzerinden de başvuru yapabilecek. Ko-
misyon Başkanõ Yahya Akman “e-dilekçe” prog-
ramõnõ tamamladõklarõnõ ve uygulamaya geçiril-
diğini anlattõ. Akman, bu dönemde yaklaşõk 1
milyon yurttaşõn dilekçesini kabul eden komisyo-
na, bundan sonra, e-kapõ sistemi “türkiye.gov.tr”
ya da “tbmm.gov.tr” adreslerinden de başvuru
yapõlabileceğini belirtti. Yrttaşlarõn cep telefonla-
rõna, başvurunun ulaştõğõna dair bilgi gelecek.
Öcalan hakkında suç duyurusu
İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da bir grup
avukat, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ve
avukatlarõ Ömer Güneş, Servet Demir, Cengiz
Çiçek ve Mehdi Tüzün hakkõnda suç duyurusun-
da bulundu. Avukatlar tarafõndan verilen dilekçe-
de “Öcalan’õn Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü-
ne yönelik her türlü terör eylemini gerçekleştiren
PKK terör örgütüne fiili olarak liderlik yaptõğõ”
belirtildi. Dilekçede Öcalan ve avukatlarõ hakkõn-
da kamu davasõ açõlmasõ da istendi.
Hukukçuları soyan çete yakalandı
ÇANKIRI (AA) - Çankõrõ Barosu Başkanõ İd-
ris Şahin’in bürosunun geçen yõl soyulmasõnõn
ardõndan Çankõrõ Emniyet Müdürlüğü’nce başla-
tõlan soruşturma kapsamõnda benzer hõrsõzlõklarõn
9 ilde daha meydana geldiği tespit edildi. Hukuk
ve serbest muhasebeci bürolarõnõ soyduklarõ iddia
edilen 6 zanlõ, Ankara, İstanbul ve Çorum’da eş-
zamanlõ düzenlenen operasyonla gözaltõna alõndõ.
‘Üzerimde bomba var’ dedi...
ANKARA (AA) - Başkentte, Köksal T. üze-
rine bantla sardõğõ kâğõt parçalarõnõn bomba ol-
duğunu söyleyerek Balgat Ceyhun Atõf Kansu
Caddesi’ndeki bir mağazaya girdi. Alacağõ ol-
duğunu iddia eden Köksal T’nin, “bombayõ
patlatõrõm” tehdidi üzerine işyerindeki çalõşan-
lar dõşarõ kaçtõ. Polisin yaklaşõk bir saat süren
çabalarõnõn ardõndan Köksal T. ikna edildi.
Gözaltõna alõnan zanlõ karakola götürüldü.